2 Ekim 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6

2 Ekim 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ingiliz lirasile ithalât imkânı genişleme yolunda 6 BORSA B Üzba't S SST 1 Sterlin 700.50 - 701 * 100 Dolar 282 282* 100 İsviçre Fr. 65 72.70 Fransız Frangı 0,80 İsveç Frangı BA20 * Bolçika Fr. 5 60 100 Florin 73.6840 W00 Liret 044.1280 - 0.44.1280 100 Drahmi — 00,87.60 - 0,087.60 100 Eskado 9.7300 Eaham ve Tahvilât 96T falzli tahullleri Bivas-Ersuram I— 220 2020 BivamErsurum 257 — 2060 2060 1941 Demiryola 1* — 2011 2011 1841 Demiryola TE — 2000 2010 1942 Demiryolu TIT 1945 1945 Milli Müdafan D — 1915 1916 * Milit Müdafaa IT — 1984 1964 * Millt Müdafaa IT — 2029 2022 * Milli Müdafaa IV — 20.30 2030* 940 falzll Istikrazları Kalkınmı 9605 * 1841 Demiryola — 9810 9610 * Kalkınma TI 2625 96.25 * Kalkınma TIT 9825 98.25 * 1948 Tahvili I 9600 98.00 1948 tahvili IE 96.30- 96.30 1549 İstikram 95.50 * $8 falzil İkramiyeliler 1933 Ergani 22.60 2260 1988 ikramiy 2015 2015 * Milli Müdafaa 2080 2006 Demiryola IV 97.80 - 97.80 * Demiryola V 98.70 9870 * oAY faizli 95.00- 95.00 Anadolu D. Yolu Grupu: Tahviller 12 11000 112.00 €660 Hinse senedleri 64.00 - 64.50 Mümessil senedlari — 70.00 70.50 Şirket hisseleri Merkez. Bankası — 11600 117.00 İş Bankamı 2450 2500 P. Tiaaret Bankamı — 425 — 450 Aslan çimento 1625 16.50 Şark değirmenleri — 2300 28.50 Kredi tonsiye 1903 19n Amarti Kupon 170 175 Borsa harlol attın flatları Liralık Ziynetler Türk altımı 46.00 46.25 Reşat altını 48.30 48440 Reşad elgazi 46.00 4610 > — kulplu 47.00 4725 Hamit 45.50 45:00 Aziz 45.00 4525 İngiliz 61.70 6180 Gulden 43.90 - 44.00 Fransız kok. 50.50 5100 Napalyon 4875 47.00 İsviçre A. 45.25 45.50 Külçe degusa 092 605 » yerli 680 — 682 Pilâtin ©. 1100 12.00 Böeşibirlikter İsmet 29700 228.00 Reşad 813.00 - 315.00 Hamit 253.00 - 2565.00 Aziz 229.00 231.00 Ciçekli 249:00 - 240.00 Serbest piyasada dövizler Dolar N. V. 460 470 > efektif 465 467 e 100 10 ız Fr. (77) — 100 100 Btarlin 1150 1160 Liralık ziynetler Reşad 82.00 - 83.00 Hamid 72.00 74.00 Vahid 63.00 65.00 Ankara 5600 57.50 Arma — beşliler 330100 335.00 3R0.00 32500 330.00 - 385.00 Ankara 22500 230.00 Cumhuriyet altınları Yâralık 45.50 45.765 214 Tuk 109.00 110.00 > 214.00 21500 Yarım ira 2350 23.60 Cevrek lira 1200 1210 * Müamele görmüştür. Saat 12 de alınmıştır. Kahve ihraç eden bazı mem> leketlerin düne kadar - sterlinle iş görmedikleri malümdur. U- mumf devallnsyon Üzerine bul ların da sterlinle kahve ihracı na yanaşacakları tahmin ed mektedir. Haber aldığımıza göre, İstan- bul ve İzmir kahve / ithalâtçıla- rından bazıları şimdiden bu işe teşebbüs etmiş bulunmaktadır- lar. Kahve İstihsal ve ihraç e- den memleketlerle derhal tema- sa geçildiği ve son durumun ne olabileceğinin bu memleketlerden sorulduğu bildirilmektedir. Alınacak cevaba göre hareket edilecek ve sterlinle ihracat ya- pildiği bildirilirse, sterlin üze rinden sipariş verilecektir. Bilin- diği gibi, hükümet, kahve Itha> Hine dolar vermemektedir. Dtğer taraftan, kahve piyasası durgunluğunu muhafaza - etmek tedir. Elde pek fazla mal yoksa da piyasa ağırdır. Geçen hafta 655 kuruş olan fiat. evvelki gün 650 kuruşa düşmüştür. İngiliz Hrasının düşürülmesin- den sanra sterlinle ticareti dur- durmuş olan bazı memleketlerin firmaları yeniden harekete gec- miş bulunmaktadırlar. Bizde de İlk tesebbüsü kahve ithalâtçıları yanmaktadırlar. Diğer ticaret er babımızın da yavaş yavaş bu sa- hafh fanlivete gececekleri anlar şılmaktadır. Bi Türkıye İşbankası ve ikramiyeli keşide Maliye Bakanlığının, hankala- rın keşidelerinde tutarı bin lira- yı aşan ikramiyelerden vergi a-> hindığını yazmıştık. — Bankalnrı- mızdan Türkiye İş Benkasmı, müş- terilerin lehine olarak vergiyi ke ödemeğe karar vermiş'ir. Bu suretle İs Bankası ikramiye- sini kazananlar, ikramiyelerini yine eskisi gibi alacaklardır. 1950 bütçes! Maliye Bakanlığı 1950 maif yalı bütçesi etrafındaki hazırlık- Tarına devam etmektedir. Bakan- lıklar tarafından tasarruf esası gözönüne almarak hazırlanmış bulunan projeler, Maliye Bakan- lığına gelmis ve incelenmeye baş lanmıştır. Katma bütçe ile ida> re edilen dairelerin 1950 yılı büt çe tasarıları da peyderpey gel- mekte ve tetkik edilmektedir. Bütçe yılının 1 Marta alınmasi dolayısiyle bütce tasarısı Aralık ayı başında Meclise sunulavaktır. Bakanlık. bütçenin hazırlanı. ası- na aaha iki aylık bir zan'an ol- duğu için 10 aylık tahsilât rakam larar almak suretiyle gelir ve gider bütçesi tahminlerinin daka esaslı bir surette tesbit edilece- Bi kanaatindedir. Buğday ithali Amerikadan Marshall vardımı gereğince getirilecek 78 bın. ton buğdaydan ilk 18 bin ton buğday 503 bin çuval un, 15 Ekimde A- merikadan yola çıkarılacaktır. Yeni nakliyatı. Türk armatörle- rindan en ucuz fiat verenin şi- lepleriyle yapılacaktır. Beton demir ithali Ekonomi ve Ticaret Bakanlı- ğından tebliğ edilmiştir: Türkiye Demir ve Celik fabri- kalarının bol miktarda 10 mili- metre beton demiri imâl ettiği bu itibarla 10 milimetre ve da- ha kalın beton demiri ithalinin durdurulmuş olduğu, buna bina- en kalınlık miktarı zikredilmi yen on milimetre ve daha yuka- Ti kalınlıkta olan beton demiri ithaline müteallik — talepnamele rin muameleye konulmiyacafı tebliğ olunur. Pamuk ipliği Pamuk ipliği satışının Bakan: lar Kurulu kararı ile serbest bı- Elimizde mevcut yazma bir (sahilname) den başka bir gün gelecekki, tarihi İstanbulun hususiyetlerinden biri olan gü- zel yalilar hakkında hiç — bir geyimiz kalmıyacak. Sahilname- de adlarını okuduğumuz yalı- ların yüzde doksan dokuzunun nişanelöri bile kalmamıştır. Boğaziginin Bir kaç yalısı- man: bugün hayaletini görüyo - Tuz, yarm onlar'da yok olacak- Ermeniler arasındaki ihtilâf Bvıımllaıîd'on:nîl;ıhtı'yamnn Arslanyanın vazifesine niha- yet verileceğini söylüyor Ermeni ruhanileri ile patrik- hane arasındd bir müddettenberi devam eden ihtilâfın halli için Beyruta gitmiş olan Bahtiyaryanı heyeti şehrimize dönmüştür. Dün bu hususta kendisiyle gö- rüşen bir arkadaşımıza Bahtiyar yan demiştir ki: «— Beyrutta tahkikat yapıldı ve netice Erivandaki Eşmiyazin duğu muhakkaktır. Bundan kati- yetle eminim. Şimdi — mese kararın Eşmiyazin tarafından tardikine kalmıştır. Eşmiyazinin kararı tasdik etmemesi gayri k: bildir, çünkü karar üstün hir makam tarafından verilmiştir. Eşmiyazinin tasdiki 2 gün soa- ra ya hükümetimiz kanaliyle, ya da doğrudan doğruya bize tebi edilecektir. de Arslanvanın #avri nizami ziyeti tebellür edeceğinden, ön müzdeki ay yeni bir seçim ya lacak ve Arslanyanın vazifes ihayet verilecektir.» Bu tebliğ neticesia- bir kısım ipliklerin el dokuma sanayiini korumak maksadile el tezgâhlarına tahsisine devam o- lunmakta idi, Fakat bu defa fi- atların normalleşmesi ve piyasa | daki arz miktarı karşısında 10 Ekim 1949 tarihinden sonra blü- tün iplikler yurdun her tarafın- da piyasa İcaplarına göre teshit edilmiş bulunan fiatlarla, istiyen lere istedikleri miktarda satıla- | — rakıldığı yazılmıştı. Aacak - el Denizyolları acentesi | koyma zamanında müdevver »l- mak Üzere Sümerbank'ı elinde Açık bulunan denizyolları baş a- | bulunan ve yurdun muhtelif ver- centalığı — müfettişlerden — Hüseyin| lerindeki el tezgâhları sahip'eri- Çayhanın tayin edilmiştir. ne tahsis edilen eski imalata ait ' caktır. Bayram yarenliği: naladığı, gözlerini zemzemle sildiği B Ğ a koyunlar birer birer, çakurun ba- Aziz okuyucularım. Mübarek bay-İşina - getirilir, düç ayağı — bağlı Tamınız kutlu olsun. Bütün bir hafta | gözleri — tülbentle kapalı — mübarek bal alınacak çiçeklerden cinas, tel-|hayvan yana yatırılır. Ondan sonra mih, kinayo nektarı toplayıp her pa- |tekbir. başlar: Allâh-ü-Ekber, Allâ zar okuyucularına sunan (Arı) bu e- | h-ü-Ekber. melinde muvaffak olabiliyorsa en kıy metli bayram hediyesi: 1 olmuş demektir. Zira çocukluğumuzda gö - zümüze uyku girmeyen bayram geci lerinin — sabahı kaskatı — kololi bir Kömlek, hazır yapılmış boyun bağı, siyah bir redingot kaloş potin, kalıplı fes'ten ibaret elbi i giyip bir ka- rış boyumuzla/ Sul tan Mahm ri gibi büyükleri zi- yareto çıktığımız za Amca 9 cüceli man Beyin, Enişle Paşanın, hala hanımefendini veda musafahasında el etek öperken avucumuza sıkıştıracağı çil kuraşları parlak patakorları, nâl gibi yeleri düşünürdük. Kurban bayramlarında — evler bir hengâme idi. O zamanlar kurbanları evin büyük efendisi keser, bu kaba- dayılığı gösterm, k- lardan birine, yahut da kasaba ve - kâlet verirdi. Bahçede çukur kazılır. Buhürdan- Evin hanımı o gün için karargâh mutfakta kurmuştur. Artık kakavan. an çerkes dadıdan, Arap Şetaret kel beslemeyo kadar evde lâh altındadır. Leğenler bac kim varsa & dizilmiş, et tahtasının takırdısı baş- arada kumandalar akkediyor. Kız Tarandil şu budu Kola götür! Hüseyin, de biletçilerin evine koştur. Fer kapı çalınıyor.> Ben size bir bayram musahabesi yazacak değilim, Bir kaç kalem dar- besile eski gravürlerden bir nümu- Hattâ kan külmesi bakımından biraz büzünlü kurban bayramında sizi bi raz eğlendirecek mevzular bulmağa Cemâl. ne çizmek isterim. dö- çalışacağım. x Bizim bahçe dıvarımıza bitişik bir l6 otutan Tahsin bey isminde bir Bir iki defa - o za- manın Bakırköyü olan - Top taşınn girmiş çıkmıştı. Mahalle çocukları imaretin bahçesindeki çitlenbik ağa- cına çıkarlar <Deli deli tepeli, ku komşumun vardı. da öd ağacı yanar, efendi, gecolik entarisinin eteklerini toplamış. — Bir &ün evvel büyük hanımın başlarını kı a. lakları küpeli!» diyo zavallı adamı çileden çıkarırlar, bar bar bağırtır- lardı, Tahsin bey ramında azardı. 'en ziyado kurban bay- «Katiller! hayvanlardan no istiyorsunuz. Nâ- hi boğazınıza kor düşsün! yameti koparırdı Bir bayram baliçede kasap koyun- ları keseceği sırada divarın üstünde leri di kalı çalı gibi diklemiş bir baş görül dü... Tahsin bey bah dıvara dayamış hem bizim tarafa n Hyor hem de koyunlara: — «Gayret evlâtlarım. Sizi kurtarmağa - geli; rum. Sizin yerinize o ka k dürzüyü keseceğim!> diyo bağırıyor Bahçedekiler kaçıştılar, Kasap ça Kurban - ke başımıza hâl g luk çocuğu geldiler; alıp dinceyo kadı idi, ço- türdüler, Birinci dünya harbinden sonra bir gün bizim semtten geçerken no gö- reyim? Tahsin bey, bir kasap dükkü- VYENİ SABAH İSTANBUL YALILARI tır. Modern mimari şüphesiz her yere intibak ediyor. Yalı- ların yerlerinde hendesi tarh- larla- ayrılmış çiçek bahçeleri- nin ortasında güzel köşkler Boğazın mavi sularında benek benek çoğalıp duruyor, fakat titreşen sularda yalıların koyu gölgeleri birer birer çekilip gi- diyor. Bugün Boğaziçinde Balta Li- mamında — Ferit Paşa — yalısı, Kanlıcada Saffet Paşa yalısı, daha beride Amca Paşa yalısı, Kandillide Kıbrıslılar ve Kont Strolog yalıları, Vani köyünde Mahmud Nedim Paşa yalısını sayabiliriz. Bunların içinde Am ca Paşa yalısı, tarih bakımın - dan en enteresanıdır. Büyük bir gayretle ve himmetle m hafaza edilmekte olan bu y: lmın daha ne kadar zaman mu kavemet edebileceğini bilmiyo- DAGT islanbul Yalıları ruz. Fakat her yıl güzelliğin- den biraz daha şüphe yoktur. Gönül isterdiki, bu yalı, bugünden itibaren bir müze hâline gelirilsin, restore edilsin ve muhafazası için el- den gelen bütün gayret ve him met esirgenmesin. Çünkü bu yalının eskiyen ve harap olan kısımlarının bir daha yerine getirilmesine maalesef imkân yoktur. İnsanların göz göre göre can verd .ve iği Navar” da bir bo ğa döğüşünde azgın bir boğanın İspanyada boğa güreşleri hi bir bayram havası içinde ve dai- ma kanlı sahnelerle devam edip gidiyor. Hem öyle bir kanlı bay- ram ki büyük güreşlerin cereyan edeceği şehirleri İspanyanın dört bir tarafından yüz binlerce hal- para, göhret ve itibarlarına son | son kanlı sahnelerden birini gös- kı toplar, kıyametler kopar, kal- | yoktur. teriyor. salib seferi> diyenler de oldu. Bayram yarenliği — Yine Hacılara dair — Boğanın seyahati — Atom hahkkında müjgânınım. ni açmış, önüne poştimali kuşanmı Be - elinde koca bıçakla et ayırıyor. lâmlaştık tim, # Kurb Haşmet' fıkralar vardır. Haşmet bir arife günü, —kurban sürülerinin aralarında dolaşırken ya- ir Fitnat hanıma rastgelir ilo ve gair Fitnat'a — düir Aman efendim, der. Burada 1- — Kurban almağa çıktım. — No olur sultanım... Bu sefer do kulunuzu kurban edin — Teşekkür ederim, Fakat bu se no boynuzsuz koç kesmeğo niyet et- Bu nükte ökrenen mücadelesini Fakat biras uzaktan geç |nin kurbanınım. Bit ve Koca Ragıp Paşa | iâd zin de boynuzlarınız var düsu hızını kaybetmiş, teşi gibi kar. Boğa manları inin — kahra: Töreadorlar sayılmaktadır. Canları dişlerine bağlı olan bu adamların bir boğanın boynu: rı altında can verinceye gür büyük milli kahraman ar Bulmuşum feyz-İ-nazar senden, se- Boytini yazarak Fitnat'a gönderir. tnat kâğıdın altına gu Suali yazıp eder Kurbanda şart boynuzdur. & Şi miP Yine Hacılara dair: Hacce giden üç gazetecinin dedika fakat kö yakıt vakıt yine matbuat sütunlarında çıtır - Nedenso bu Mose ni ifa diyor. hoşa gitmedi. lâ hao farize Ü için gi nlerin dini in eksik ol- Bayram y 'erleri halka hücumu... |, Boğa güreşlerinde yalnız öle: lar, Törerolar değildir halk da tehlikededir. Ç ğanın gözü kızınca etraft: beri yararak halka hücum etti; çok defa vakidir. Yukarıki resi Nükte ve te güzel bir espri değil böylesine (atpri dö vel) yüni tuzruk İderler ka dlbas-dunda efendi olmağa iht cinas bakımından —h Firenki Haceo gitmek için de mutl: aç yoktur. Hacce gidenlerin en cemisinin bile herkes no yaparsa on Taymaktan başka fark, ihramda cep olmaması; binil aslâ içine koyacak Hacı Forit olacak Murat Sertoğlu 'Kafka, kahram ni Hacı Murad'ı hâtırlatabilir. Ha Sinan'ın da Nuruosmaniyedeki şir, cıya rekabet için matbaanın altındı bir «Bozacı dükkânı> açması ihti 1 Forid iso b yere göre bir hü mal dahilindedir. F dan sonra gideceğ viyet alacaktır. Koca Ragıp Paşa bir kâğıdın üzeri.- Ey komün ebrüi — şehld-i-hançı yazdılar ki «bu hac O kadı Hac hakkında Molla Ci güzel bir fıkram vardır. nin pel seferi — değil, ehbi- irin derin bir aşk ile bağlandığı mal kaybettiğine $ ler veya yaralananlar Töreadar- Seyirı yapacak bir şey yoktur. ilâve etmiş Zaton biz — gazeteciler - felekten | — Hâcı neşeveci her Kİ ne büsed har kâm alan bazıları müstesna - hao f- |coretrat dabını tâlime, mesleke intisap ottiği- | (sonin - yüzündeki ehacer-resved> | © zamandan — girmişizdir. — Aradaki | ” - libaslarda ise cep olmasına rağmen bir şey bulunma: Simdi hao'den avdet odan üç mos- | köy i: lektaş, isimlerine bu kudsf —unvanı|ran tunç boğa heykeli yerinde ka- ilâve edeceklerdir. Sertoğlu, — Hacı r mı? Onu da kal- Murat; Korle Hacı Sinan, ve (Hik urmışlar ve haya -| Feridun) da inmini kısaltarak Büyük şa- Yazan: Eski bir pehlivan — O halde gidip rica edelim. Bize izin versin. Gidip Dellor - manlı Sülo ile Ramide de istedi. ği gibi davullu zurnalı güreş tu- tayım, Arnavutoğlunun hiç tereddüt etmeden verdiği bu cevabı Ka- ramanda vakıt geçirmeden Sul- tan Azize bildirdi. Bu cevaptan çok memnun kalan hünkâr da hemen kendisini huzuruna ça - Zırttı. Ve gu sözleri söyledi: Ali*pehlivan! gu Delior - manlının sana meydan okudu - ğunu biliyorsun. Güreşten son- ra ileri, geri söylenmiğ. Seni de Ramiye, güreşe davet etmiş. Bu güreşe gitmek için sana İzin ve- riyorum. Göreyim seni, beni mahcup etme! Tabif bu karar Hamlacı Da- vuda da haber verildi. Ve gidip Dellormanlıya söylemesi bildiril di. Hamlacı Davut, Arnavutoğlu nun bu güreşi kabul etmesine bir türlü mânâ verememişti. De- H mi idi bu adam? Durup du- rurken kendisini ne için tehlike ye atıyordu? Ramideki — güreş, elbette Beylerbeyi sarayındal güreşe benzemiyecekti. Ve ertesi günü etekleri zil ça- larak Deliormanlı Sülonun in - miş olduğu hana koştu. Arna - vutoğlunun meydan okuyuşunu kabul ettiğini ve haftaya Rami ye kendisile tutuşmak üÜzere ge- leceğini haber verdi. Hiç bir haber Deliormanlıyı bu derece gevindirmez, memnun etmezdi. Bu Arnavutoğlu haki- katen çok aptal bir şeydi. Ken- di kendine düşeceği çukurun ba gına geliyordu. Tabif bu haber de şehirde $| bomba gibi patlamıştı. Halk ev $ | velâ Arnavutoğluna mağlüp ol- ğ duğunu heyecanla öğrenmişti.. $ | Daha bu heyecan sona ermeden $ | iki pehlivanın gelecek hafta Ra ğ mide halkın huzurunda tutuşa - cakları haberi geldi. Ve heye- can son haddini buldu. Deliormanlı Deve Kaldıran Sülonun her gün pehlivan kah- velerini dolaşması, devi andıran müthiş vücudünü teşhir etmesi de merak ve heyecanı büsbü - tün artırıyordu. Sülo şöyle konuşuyordu: — Davulsuz, zurnasız güreş olur mu be? Bir taraftan bu şaş kınlık, bir taraftan da padişa - hin bir takım paşaların sırmalı Garso-lar Belediyeye kontrol vazıfesini hatırlatıyorlar Şükrü Okyar isminde bir gar- son okuyucumuzdan — aldığımız mektupta; son günlerde garson- lar aleyhinde çıkan yazılardan şikâyet edilmekte, birkaç garso- nun mesleklerini lekelediği kay- dedilerek bu gibi garsonların be- lediyece sıkı surette kontrol edir lerek kendileri hakkında haksız yere çıkarılan şayinların ortadan kaldırılması rica edilmektedir. Aymı mektupta — belediyenin garsonlar sendikasının muhtelif dilekçelerine cevap vermediği ve icabını yerine getirmediği kayde- dilmektedir. Ka Soma ilçesi köylerinde sıtma olduğu bildiriliyor Soma ilçesine bağlı Kızılhisar köyü gençleri namına aldığımız bir mektupta; o mıntakadaki köy lerde sıtma hastalığı olduğu, sı ma mücadele ekipinin köylere | seyrek geldiği ve ekipin verdiği | i | kininin gayri kâfi olduğu yazıla n alâkalıların nazarı dikkati- | celbedilmesi rica edilmekte- İ n ci sam a AAA bubesi yazdığı şu misrain tamamlan Hâlot hacer-ü- çah-bzinahdân-ı-tü . e olmayanlara ra yine eski yerine inde edil Tefrika No. 127 Ilıîpehllıvanınvl;amide lı;!;.;.'ız-alz- ları haberi geldi elbiselerle dolağması adamı ür« kütür be.. Vallah elim ayağımı tutulmuştu. — Arnavutoğlu hep boyunduruğa gelirdi. Çeke idim bir boyundurukcağız, leşini çıka rırdım meydandan vallahi! Ama gel de padişahın önünde çek bo- yunduruğu!. Sağımı, solumu şa gırdım. Bir de baktım, yerde yıl dızları sayıyorum. Göreceksiniz Ramide ne yapacağım Arnavut- oğluna.. Ona öyle bir Deliorman güreşi atacağım ki ömrü olduk” ça unstamayacak vallahi! Zaten Deliormanlıyı bir defa görenler, bu dev gibi adamın dünyada yenilemiyeceğine kanl oluyorlardı. Bir de böyle konu- gunca, artık hiç kimsenin şüp - hesi kalmadı. Deliormanlı her - halde bir kazaya gelmiş olacak- tı. Yoksa böyle bir adamın sırt üstü mağlüp edilebilmesine im- kân ve ihtimal yoktu; olamaz - di Halkı en çok alâkalandıran bir nokta da, Arnavutoğlunu bu vesile ile görebilecekleri nokta- & İdi. Bu hünkâr baş pehlivanı- '1ı o zamana kadar görenler pek azdı. Bir rivayet halinde kendi- sinden bahsediyorlardı. İşte şimdi kendisini görecek - ler, sâdece 66 okka gelen bu baş pehlivanın nasıl bir şey oldu - ğunu anlayacaklardı. Tabil en mühim ve inanılmaz nokta da, bu hünkâr başpehli - vanının ancak 66 okka gelmesi idi. Ekseri kimseler buna inan- mıyorlar, Arnavutoğlunun san- ki gözlerile görmüşler gibi sek sen okkadan aşağı olmadığına yemin ediyorlardı. İşte Rami güreşlerinde bütün bu sırlar çözülecek, Arnavutoğ- lunun nasıl bir pehlivan olduğu, hakikaten altmış altı okka ge- lip gelmediği, güreşte ne kadar usta, ne kadar kuvvetli bulun - duğu anlaşılacaktı. Daha ortada hiç bir şey yok - ken yine herkes Deliormanlının Arnavutoğlunu yenerek ondan intikamını alacağını da söyle- Yip duruyordu. O hafta güreş meraklılarına bir ay kadar uzun geldi. Gün- ler bir türlü bitmek bilmiyordu. Nihayet perşembe ve perşembe- den sonra da cuma gelebildi. Halk sabahın çok erken saatle- rinden itibaren fevç fevç Rami- nin yolunu tutmuştu. (Devamı var) P. T. T. müdürlüğü hasta müvezii Sanatoryuma yatırdı A Veremli bir posta müvezziinin gazetemizde çıkan mektubiyle ar lâkalanan P.T.T. genel müdürlü- günden aldığımız bir mektupta, hasta müvezeiin Erenköy sanar toryumuna — yatırıldığı — bildiri- mektedir. P.T.T. Müdürlüğünün alâkasır na teşekkür ederis. ' ge Ağ'N Sayın okurlarımıza Bu sütunlara gönderilen şikâ- yet ve temennller evvelâ gaze- temiz tarafından — tahkik edil- diki ymra neşr veya alâkalı makamlara — gönderilmekte ol- duğundan okuyucularımızın ad- reslerini ve isimlerini gayet Çık ve dileklerini de kâğıdın bir tarafına ve mümkün oldu- ğu kadar kısa ve okunaklı ola- Fak yazmalarını rica ederiz. Ar- zu eden okuyucularımızın İm- za ve adresleri yine mahfuz tutulacaktır. İmzasız ve adres- siz şikâyet —mektupları maale- J sef neşredilemi yocek tir. L Bu nakil keyfiyetinden memnun — Heşkel, sergi kapandıktan son- a (romuzte. Deniliyormuş. Bu vaad bana Yahu- i-| (Yüzündeki ben Kâbedeki mukad- | ginin pazarlıkla Hıristiyan olması - des kara taştır ve çenenin çukuru İnı hatırlattı: <İsanın öldüğüne ben Molla Câmi hemen mısramn altına anın gittiğine ben inanayım, geri * Boğanın seyahati: Herkes seyyahate çıkar da Kadı - kelo meydanındaki parkta du- .| Ze ylllima oKU ina — nakletmişler. | , Şimdi yemyeşil po - YÖ Haa Si |: 5 damdi n barla | Öy- le yapılsaydı. altlarına birer tokar - Hangi anımaliye nakledilmek için yapılmamıştır. lok uydurulurdu. geçlek aydi san'atkârn Tüm ama boğa oraya Pek yakışmış h geleceğine Belki onlar da atom gibi bir tünden iyi çıkacağını eseri olduğunu bilmiyo- (bu hâle düşmüs olmaları pek mah « temeldirt. Kadıköylüler inansın! * Atom hakkındaz Bir cenebi gı atom bombası- Ruslar tarafından da yapılmış olmasını harbe karşı bir sigorta © rak — kaydediyor.. «Şimdi, diyor, —ild taraf ta birbirlerini incitmekten çekine « cekler. Biz do rahat edeceğiz!> gazete, biras — haklı gibi. a Zira — Amerika ile Rusya arasında bir kamer gibi gay Kim« akün bir seyyare olacak. r o da vaktile bizim köhne düne ada olduğu gibi mütomadiyen bi birlerini yiyen insanlarla dolu idi.. şey keşfotmişlerdi. gibi altınm üs ümit edereki Bektaşinin dedi;

Bu sayıdan diğer sayfalar: