2 Ekim 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 7

2 Ekim 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 ERİM. 1949 Sabahaddin Ali - dâvası devam ediyor (Baş tarafı 1 İncide) azate yakın sürmüştür. Bugünkü —duruşmada — celsenin gizli olması mukarrer bulunduğun Gan aöliye korldorlarında bir. kaç Meraklıdan başka kimse görülmü yordu, Duruşma başlıyor Sast 10'a Goğru mahkemo salo. aa kapıları kapatıldı ve ev mak Ali Ertekin içeri alındı Mütcakiben sanık — vekillerinden avukat Murtaza Apalı'ya sesleni!. dL Avukat Murtaza salona girdik ten iki dakika sonra çıktı, Peşin - den sanığın diğer vekili Edirne a. vukatlarından Mehmet Edip Türk. men göründü. İçerlde ne olup bittiğini sorduğu Muz zaman, avukat Murtaza, mü Gafaa vekületinden istifa — ettiğini Avukat Edip Türkmen de| Murtazanın Ali Ertekin tara- | fından vekâletten azledildiğini bil- dirdi k AlI Ertekinin mahkeme baştangıcındanberi üç vekili bulun maktadır, Bunlar da Kırklareli ba- | 7o başkamı avukat İbrahim Hakkı Kırklareli avukatların- dan Murtaza Apalı ve Edirne avu katlarından M. Edip Türkmendir. Bunlardan İbrahim Hakkı ile| Murtaza, sanığa, Kirklaeli barosun Ca tayin edilmiş müdafilerdir. E- | Gip Türkmen ise sanığın bizzat tekâletini verdiği müdafiidir. Tehdit mektupları Avukat Murtaza Apalı, sanık Ali | Ertekinin vekâletinden “istifasınm sebebi olarak, bu dâvadan çekilme | Si için tehdit mektupları aldığını leri sürmektedir. Bilâhare kendisile zaman dedi ki: — Beni tehdit eder mahiyette | bir çok mektuplar aldım, Bunları, | Acap ederse göstereceğim, Ben ev.| Jadü Ayal sahibiyim. Neme Jâzım| başım belâya girsin. Bundan başka her halde yine bu dâvaya girmiş olmadan olacak <bu konuştuğum adam ile konuşmayın» diye arka daşlara tenbihat yapılmış, bir gün | de bizden habersiz, evimiz aran - Gizli celse Dünkü duruşmanın gizli yapılan celsesinde, geçen celsede dinlenme | lerine karar verilmiş olan millt em niyet memurlarından Zeki ile Ce | mal dinlenmişlerdir. Gizli duruşma | sanık vekillerinden — yalnız Edip Türkmen bulunduğu halde yapıl - mış, bir saatten fazla sürmüştür. Gizli dinlenen bu iki tanığın ge. | " hadetlerine daha ziyade sanık Ali| Ertekinin hâdiseyi müteakip Istan bula gelip cinayeti bizzat kendiei. | nin itiraf ettiği mi, yoksa bir ihbar | üzerine mi meydana çıkıp yakalan- | dığı anlaşılacağı için, ehemmiyet veriliyordu. Açık celse Müteakiben duruşmanın açık cel sesi yapılmıştır. Mahkemme safönu . na girildiği zaman Ağır Ceza Heye | tinin izinden dönmüş bulunan Salih Zeki Çankırın başkanlığında, üye der Muhlis Çöğenli ve Bayan Mu . ammer ile savcılık makamında Hayrettin Ayışıktan müteşekkdi ol duğu görülüyordu, Açık celse esansında salonda 3- kışi kadar dinleylei bulunuyordu. Tanuk ve mevkzuf Ahmet Çatalca fle muvacehe edilerek — dinlenmesi mükarrer bulunan — Edirnekapıda | berber Hasan Turalın yeğeni — ve Çırağı Süleyman Yanbolu fle Ihza- | Ten celbi için bir kaç celsedir te. kid edilen tamk Aziz Nesinin bu- kunamadıklarına dair cevaplar o - kunduktan sonra bugünkü duruş manın bittiğine karar verildi Bu sırada söz alan sanık vekili Edip Türkmen: <— Hâdise yerinde bir keşif pılması, hâdizenin mahiyetinin çıklanması — bakımından Buna karar verilmesini -Haşmet Orbay hâdisesinden çıkan dâva (B «.| lazımdır. | taterim.> | | yüktür. liye ceza mahkemesinde başlanmış. tır. Otuz üç yaşında, bekâr orta tah-| nin tam bir öğretmenlik İle, yâni silli ve sanatkâr olduğunu söyleyen sanık köngrede yaptığı konuşmayı yu şekilde anlatmıştır — Ben Haşmet Orbaya benzı bir şahxın bir jandarma ile kahvedo gördüğümü — söyledim. Bözlerimde humuaf bir maksat yok- tur. Bunun Üzerine savcı ; hazırlık tah- kikatında kat'l wurette gördüğünü söyledizini hatırlattı. Sanık — Belki söylemiş olabilirim, çün- kü o gün çok heyecanlı idim; dedi Müteakiben şahitleri ne başlanıldı. Şahitlerin hepsi; M tafa Başaranın kongrede; Hi Orbay kahvelerde görülüyor, dedi n Zün kendisinin çok asabi bir " düğunü — zannettiklerini diler, | Şahitlerin dinlenilmesinden sonra | olduğun Mustafa me raporum vardır. D N N b . ' 1 » dildikinin ve Tmr öi £ tahliyesina karar Vır'l-'—i' bar Lvı bir İlen Ahmet Çatalca bulunmuşlardı. | günü saat 8.30 a bırakıldı, | | faatleri müdafaa ediyoruz. Kaldı |haysiyet ve gahsiyetine hürmet, | bir umumt? menfaat dâvası olmuş | tur. Fakat biz 152 öğretmen işin- '*'ll- sahısları bir tarafa bıraktık. tarafı 1 nclde) | 152 öğretmenin kadrodan çıkarıl ranın duruşmasına dün Üsküdar aa | Mâsı, bir umumt menfaati ihlâl- | baş öğretmenlerin okutacakları dedi, Reli — O hususta gelesek celsede ka Tar veririz. diye cevap verdikten aonra kararı tefhim etti. Karar «tfadelerinde mübayenet görül - düğünden bahisle birlikte celbedi - lip dinlenilmelerine karar verilen tanık Süleyman Yanbolu ile Ahmnet Çatalcadan, Ahmet Çatalca Kırklar elinde mevkuf olup ihzar edikmiş ise de, Süleyman Yanbolu buluna- madığından evvelce verilen karar datresinde ihzarı, yine tanıklardan Aziz Nesinin ikamet yerinin tayin ve tesbiti ile ihzarı için savcılığa müzekkere yazılmasına, duruşma - nın 22 Ekim 949 Cumartesi - günü saat 9a tâlikine oybirliği ile ka - rar verilmiştir.» Afflettin Berk Pasaportsuz adam kaçırmak dâvası Sabahattin Aliyi öldürmekten sa- nik Ali Ertekin ile arakadaşlarının pasaportsuz adam kaçırmak dâva - larına da bugün Kırklareli Sulh Ceza Mahkemesinde devam edilmiş tir. Katil dâvasından önce bakılan bu davada, sanık yerinde; All Er - tekin ile katil dâvasında tanık o. larak dinlenilmek üzere çağırılma- # Üzerine Kırklareliye gelen ve Pa nayırda yankesicilikten sanık ola - rak yakalanıp suçüstü - kanununa göre yargılanması sonunda 3 ay 10 gün müddetle hapse mahküm edi - Duruşmada Ali Ertekinin vekili olan Edip Türkmen de hazırdı, Evvelâ bir soru üzerine hükümet makamından verilen cevap okundu. Bunda adam kaçırma işinde sözü geçen mıntıkada hükümetçe tesbit edilmiş memnu geçit “bulunmadığı bildiriliyordu. Söz alan sanık vekil: — Bu halde esasen — mülekkilim kaçırmak üÜzere oraya — götürdüğü İbrahim ile Osmanı daha kendi hu dutlarımızda bırakmış olduğu için, suç tekevvün etmemiştir, Beraetini isterim. dedi. Dosya. tet mek Üzere durşi ik edilip karar veril - jma 22 Ekim 949 A B. edebiyatı Müze Divân ve kütüphanesi çalışılıyor tesi ine başındaki Galata Mevle - vihan harap olmaktan kurta. ak, burada bir divân — edebiyatı ve Türk musikisi müze ve kütüp - hanesi ve bunun yanında bir kül tür köşesi vücuda getirmek mak- sadile bir dernek kurma müteşeb - bisleri dün Hakkı Tarık Usun da- veti ile bu binanın komşusu Foto Süreyya salonunda toplanmışlardır. Toplantıda üstad İbnülemin Mah mut Kemal, profesör Hilmi Ziya, 'Topkapı müzesi Müdürü Tahsin Öz de bulunmuş ve derneğin tüzüğüne esas olacak maddeler konuşulduk . tan sonra bina gezilmiştir. Dernek kurucuları, yakında ikinci - toplantı darını yapacaklardı: Tüncl Anadoluya tâyin edilen 152 öğretmen (Baş taratı 1 Incide) eden muharririmize demiştir ki: — Sayın Genel Müdürün beya- natını biz de sizin gihi bugün ga- zetelerde okuduk. Umumt men faatin şahst menfaat "ile çarpış tığı yolundakt İzahatleri - maale- sef gerçeğe ve hnkikatlere uygun değildir. Biz şahısları değ prensipleri ve gerçek umum! men ki şahısları müdafaada, eğitim hayatında mühim bir konudur. ve ihmal edilemez, al edilirse mesuliyeti bü- Modern — memleketlerin ğreticilerin maarif hayatında dir. Bu ihlâl, açıktır ve söz gö- türmez. 150 kadar bag öğretme- 24 saat ders ile ödevlendirilmesi, hem okul Idarelerini, hem de ©o öğret!m bransını sekteye tır. Bugün başlıyan ilk okul tadri- satı ile bu hal baş gösterdi ve da- ha da gösterecektir. Esasen baş öğretmenler. mektep ürlerinin vaptıkları — vazife- lerden daha ağır vazifelere sahip tirler. Bazı yerlerde fazla ola- rak baş öğretmenler milli eği tim memu yaparlar hocalığını klarımı dü- | uğra- eskiden 'd: (Gazeteciler Cemiyeti Reis Felek Leye zaruri bir cevap ÇBaş tarafı 1 İncide) şabileceğine bayli güçlükle inanabil- dik. Bu vaziyet karşısında İstanbul Gazeteciler Cemiyetinin günden gü- ne kuvvet ve birliğini kaybetmesin- deki sebep ve bikmeti şimdi anlıyo- Gazeteciler Cemiyeti, reisinin id- dia eylediği gibi sahip, başmuharrir, sekreter, muharrir, muhabir ve foto muhabirlerinin büyük bir ekseriyeti- 'ni sinesinde taşıyan yegüne bir te- şekkül değildir. Bunun gibi yine hay de taşıyan bi li meslekdaşı sinesinde L ka “bir teşekkül daha vardır. Zaten miyetin başkanı biraz aşağıda bu mesleki topluluğun mevcudiyetini i- tiraf ederek göyle söşlüyor: <Heye- timiz sayın Cumhurreisimizden İstan buldaki ikametleri sırasında lokali- i de şereflendirmesini rica etmes rine burada <mümasil başka bir teşekkül daha bulunduğu> için cemi yetimize dahil olan ve olmayan... İlh.> İşin garibi bugün Gazeteciler Ce- bir teşekkül olarak kabul i diğer kardeş birliğin bir za- manlar mevcudiyetinin gayrı huku- ki ve kanuni olduğunu iddin edecek kadar meslek tesanüdünden uzaklaş bir hodkâmlığa miış ve ayıplanacal düşmüş olmasıdır. Hattâ hıncını ye nememiş ve mahkemelere-kadar git- miş ve senclerce bu Bâtıl iddiasının tahakkuku için bütün Bab üzen çok hazin bir mücadele — açmıştır. Şimdi Gazeteciler Cemiyetinin su- ret-i haktan gözükerek ayni (Basın Birliği) ne kur yapmağa yeltenmesi hakikaten ibret ve hayratle temaşa edilecek bir hâiledir. Sonra (Yeni Sabah) ın yeni #ahi- bi İstanbul Gazeteciler Cemiyetine (henüz girmemiş) değildir. Sadece girmemiştir; girmek — istememiştir. Cemiyet, idare heyetinden Con Ko- mal ve Hikmet Bil beyleri Yeni bah iyete dahil olmağa dâvet için matbaaya kadar gönder- ve bu iki zat yarım saat kadar ısrar ettikleri halde tavzif eyledikle- ri vazifeyi yerine getiremiyerek çe- kilip gitmişlerdir. Bilmiyoruz. Cemiyeto üza olan her meslekdaş idare heyetinin her hare- ketini €No yapsalar ana — şükir, kılsalar ana şad> olarak mi kabul e- sahibini cer a derin bir mugalata denizinde alayan bu zatı bir an için ellerin- len tutarak selâmet sahiline çeke- lim... (Yeni Sabah) 1 itiraza sevke- den vaziyet Cumhurreisinin gazetecileri saraya düvet buyurmala- rı değildir. Heyetin kendisine «min- net sadakası> toplamak için bu top- lantının kendi taraflarından yapılan rica üzerine vüki olacağı yolunda «£ rafa düvetiyeler uçurmalarıdır. Yok- sa Devlet Reisi, her hangi bir mese dektaştan; gazetecilerin falan gün sarayda hağir bulunmalarıt! ” isteye- bilir ve gazeteciler de bu arzuya el- bette imtisal ederler. Ama bir heyot başkanı: <Cumhürreisimize - sizleri 'de kabul etmesi için ricada bulun- duk ve kendileri de ricamızı kabul ettileri> doyince ve bunu da bir ve- #ika ile tesbit edince o zaman me- sele değişir. teteciler Cemiyeti idaro heyetinin yaptığı affolunmaz tafra- furuşluk budur. Sonra — Gazeteciler Cemiyetinin devlet ve hükümet adam ları ilo gazetecilerin temasını temin etmeği başlıca vazife bilmesini de a Gazeteciler Cemiyeti sa- dece mütekabil muavenete dayanan bir teşekküldür. Gazetecilero lalalık etmekle mükellef değildir. Gazetec ler Cemiyeti idare heyeti mnalesef henüz lüyıkile bir gazetecinin no de- mek olduğunu - bilmiyor. Gazeteci her hangi bir devlet ve hükümet a- 'damı ile temas edebilir. Memlekette dördüncü kuvvet olarak kabul edi- len bu. mesli nsuplarına bütün kapılar açıktır ve bünun için cemiye yoktur. (Vazife teması) ilk defa — olarak rastladığımız bir tâbirdir. Sayın Dev let Reisimiz, İstanbul gazetecilerini tanımak arzü buyurmuş... Bu, ya bir siyarettir, yahut samimi bir ha- va içinde mülâkattır. Vazife teması diye bir merasim ancak heyet başka nının protokol nizamatına yeni ithal buyurdukları bir vecibe olsa gerek. Kaldı ki mahut dâvetiyode de vazife ziyaretinden bahsediliyordu. Bizde ve tanıdı diğer memle- lerde bir gazete sahibi o gazeteyi k ve idare kasusanda, hiç kimte ae L D HBA0 Ki Dişişleri Bakanının beyanatı (Baş tarar B. Necmettin Sadak — geçe bazı Yunan gazotelerinde çıkan himizdeki asla Tüzum ncide) gayanı teessür ve yazılar hakkında da demiştir «—Bu Yanan muharrirleri makal lerinde Edirneyi ve Tr: n rak istemektedirler. Biz. bunu bir gınlık alâmeti telâkki e ferit bir tez mütalen k rdır. Herk narası olan mketı rtik İlk 88 retim isin de lere basvuru |facak. Binaenaleyh bu durumda Hmumt menfaatin nerede olduğu- | Nu İnsaf sahinlerine biz soruyo- tıği fasarruf. N H ömrü vefa yor. Fak lık ön alına: na eminiz. Esaren genel müdü de bu elheti kabul etmiş ve ba kanlığı aydınlatacağını vâdeylı miştir.> nin irşat ve ikazına ihtiyaç görmez, tamamen müstakildir. İdare heyeti başkanının (sermaye aaaleti) diye vasfeylediği bu vaziyet bizsat ken- di çalıştığı gazeteden en ufak meo. müaya kadar değişmez. İdare başkanına — der bal — hatırlatalm — ki — Türkiye sosyalist bir hava ve rejimin estiği ve yaşadığı memleket değildir. Tür- kiyede her büyük mücasese sahibi elbette sermayedardır. ve memleket kalkınmasının çok konuşulduğu bu irdo gönül arzu eder ki bu serma yedarlar daha fazla çoğalsın. Bur- han Felok, yaşça kendisinden küçük lan sermaye asılandelerine - haddi yarsa gazetenin mesleği — hakkında- yol göstersin, bakalım. Esason bizim temas ettiğimiz gı zete direksiyonuna hâkimiyet, bir sermaye üstünlüğünden dolayı değil şe anhip olmanın verdiği salâhiyet- Nitokim bir sekreter muhabire üstündür, direktif verir. Bu da ser- maye hâkimiyetine dayanmaz. İçti mat sınıflaşmanın bir zararetidir. Sermaye asaleti, iktisap ile teva- rüsledir; bunu heyet başkanının iyi bilmesi Tâzımdır. Cemiyete dahil olan olmayan bü- at erkânı —mektup sahi- binin dediği gibi— toplantıda hazır bulunmuş - değillerdir. Tasvir, Son Saat, Son Posta gazeteleri bulunma- mıştır. Bazıları da toplantıda bulun makla beraber dâvetin yolsazluğunu heyeti gazetelerinde tebarüz ettirmişler ve bunlardan maada bazılarının 'da #a bipleri içtimaa dahil olmamıştır. Gazeteciler Cemiyotl idare heyeti- nin tutunduğu tek halka sayın İnö- nünün söze başlarken Gazeteciler Cemiyetinin «Kendi merkerlerine dâ veti> hakkında — kullandıkları ifade tarmıdır. Bu ciheti dâvetiyede bilhas a tebarliz ettirilmek lâzımdı. Düvet, yalnız cemiyete maledilmemiş ve ce- miyetin tavassutu olmaza idi halle- dilemiyecekmiş gibi tasvir ve hikâye edilmemiş bulunsaydı, bugün böyle bir münakaşa kapısı açılmazdı. Bis, hakikati Devlet Başkanının nutkun- 'dan Öğreniyorus ve yine ayni nutak- tan şunu da öğreniyorus ki, cemiyet, düvet geklini tahrif etmiştir. Okuduğumuzu anladığımıza güve- nerek emniyetle söyliyebiliriz ki, #a yın Devlet Başkanının nutku ile G1 zeteciler Cemiyetinin dâvetiye met- nini karşılaştırdığımın saman, bi- zim karşılaştığımız netice budur. Ho ilâve edelim ki, <Yeni düvetiyeye tebliğ di- 'yen ve Türkçe, gramer hatâlarile do- la bir tavzih mektubu kaleme alan iyet başkanından en az bir kaç 'defa daha iyi okuduğunu anlar. Bu şartlar içinde bir. gazeteciler cemiyetinin mevcnt olmadığını ka- bul etmek o cemiyet hesabına hayır- hıdır. Şatrin: «Bazon felâketin de olurmuş yırlısı!> dediği bu ol gerektir. ba- Günaltay Sergide bir. nutuk söyledi (Baş tarafı 1 nclde) ve belediye başkanı Dr. Lütfi Kırdar, birinci ordu müfettişi Örgeneral A- sım Tınaztepe, harp akademisi ko- mutanı Korgeneral" Feyzi Mengü, generaller ve amiraller, kor diploma tik, Şehir Meclisi üyeleri, partiler temsilcileri, basın mensupları ve seç kin bir zümre göze çarpıyordu. Töreno şehir bandosu tarafından çalınan İstiklâl marşı ile başlandı. Mütcakibep sorgi komiseri Sırrı En- ver Batur kürsüye gelerek 1949 İs- tanbul sergisi hakkında izahat ver- miştir. Sergi komiserinden sonra vali ve belediyo başkanı Dr. Lütfi Kırdar, alkışlar arasında kürsüye gelerek heyecanlı bir nutuk irat etmiş, İs- tanbulun bahtiyar günlerinden birini daha yaşadığını söyliyerek «İstanbul öyle bir yerdir ki ona sahip kalabil- mek hakkını her gün yeniden haket- mek Iâzımdır> demiştir. Vali, İstanbulun imar hamlesinin 15, 18 ve 17 inci asırlarda son dere- yi bulduğunu, tarihimizin inhitat evrinde ise bu- fanliyetin gittikçe bızını kaybettiğini, Camhuriyet dev- rinde ise tekrar başladığını söyliye- rek demiştir ki: — İşto bu yeni açılan kuruculuk çağında, bir nefer gibi vazifo aln olmanın gururu içinds İstanbul şoh- rinin belediye reisi sıfatile 11 yıldır ikinci büyük cihan harbinin araya girmesine ve bir çok İşlerimizi sekte ye uğratmasına Tağmen bana verilen bu eşsiz omanete lâyık işler göreme mek ve hemşehrilerime kâfi derece- da faydalı olamamak kaygusu ile ranastak maddi kaynaklarımızın in kânları nisbetinde ve mesai arkı larımın himmeti ile İstanbul şehrini imara çalıştık. Bugün ziyaretinize açılan sergi ve #Por saraşı da bu çalışmaların parça sıdır.> Başbakanın konuşması Validen sonra Başbakan Şemse tin Günaltay, alkışlar arasında k süye gelmiş, sorgilerin, milletlerin tarihindeki ehemmiyetinden bahsede rek demiştir: — Bir milletin yükselmesi fertle- rin ağrı ayrı enerjilerini, kabiliyetle rini kullanmalariyle kabil olduğun- dan ferdi inkişafa imkân vermek, hususi sermayenin verimini temin et mek en izabetli bir yoldur. Hükü « Inönü Ankaraya gitti (Baş tarafı 1 Incide) Grup Başkanı Falk Ahmet Barut . Ç4 İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Dr, Lütfi Kırdar, Birinci Ordu Müfettiği - Örgeneral - Asım Tınaztepe, Harp Akademisi Komu tanı Feyzi Mengüç, gehrimizde bu Tünân — Mülletvekilleri, Generaller, Amiraller, Emniyet Müdürü ve ka labalık bir halk kütlesi tarafından uğurlanmıştır, Adalet Bakanı Celâl Bayar'a cevap veriyor Adalet Bakanı Fuat - Sirmen, Gün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiştir. Fuat Sirmen, ken görüşen bir. muharririn aşağıdaki meçte bulunmuştur. İstanbulda Adalet ruz, Bu B abili; leyen ilmi dür te. a1 1 C 4 cihaza baskı yapıldı - n bir an evvel ya- | met, halkın ve hususi sermayenin başaramıyacağı işleri başarmakla be raber, vatandaşlara ve serbest serma iyeye büyük bir inkişaf sahası açma- & çok zaruri görmüştür. Bunun için kurulan hususi bir komisyon tetkik lerine devam etmektedir. Hususi ser mayenin ve ferdi teşebbüslerin hangi sahalarda çalışacakları yakında ilân edilecekti Her şeyden evvel döviz temin et- meğe ihtiyaç vardır. Bu sebeple mil- letlerarası imar bankasile temasa geç miş bulunuyoruz. Banka ile anlaşma ya varıldığı taktirde husüsi teşebbü sün kalkınması için gerekli dövizi te mine bu banka imkân verecektir. «Para Kıymeti düşürülmiyecek» Başbakan daha sonra sözü Türk parasının kıymetine getirerek şöyle demişti, Ba münasebetle ticaret hayatımı < yakmdan ilgilendiren sterling in- dirilmesinin bizim memleketimizdeki durumundan bir nebze malümat vere yim: bf d Bizim” mohilöketto Ticari, iktisadi ve sosyal hayatını mühtelif beakım- dardan tetkik ettirdikten sonra var- dığımız netico paramız kiymetinin olduğu gibi muhafaza edilmesi kana atini tevlit etti. İhracatımızın mü- him maddeleri dolar esasına dayan- maktadır. Sterlingle -ihracatımız nis botön azdır. Ayni zamanda memleke timiz daha fazla ihracatçı olarak ta nınmıştır. Kalkınmamıza - yara, İsak sınaf malzemeyi, makine ve âlet leri dışarıdan getirmek mecburiye - tindeyiz. Bu vaziyette paramızın kaymetini ndirmek bir hayat pahalılığına mey 'dan vermek olurdu. Ücret ve ma: la geçinen vatandaşlar zarar görür- dü. Bilindiği gibi para ayarlanmasın dan sonra dovlet bütçesinden memur lara yapılan yardımlar faydasız ol - Paramızın kıiymetinde hiç bir te- beddül yapmamağa kesin olarak ka- rar verdik, Spekülâtörlerin çıkara - cakları şayialara ehemmiyet verme- yiniz, Paramız kıymetini daimi sı retto muhafaza edecektir. Memloket te hayat seviyosi tahammül edilebi- lir Bir halo gelecektir.> Daha sonra Başbakan — kordeli kesmiş sergiyi açmıştır. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, dün öğleden evvel, sergi tesislerini gez- miştir. “Yeni Lübnan kabinesi kuruldu Boyrut: 1 (A.A.) <Afp.» — Yeni Lübnan kabinesi şu şekilde teşek- kül etmiştir: Riad Bolh Başbakan ve Millt Eği- tim Bakanı, Gabriel Hanas, Başba- |kan yardımcısı ve Adalot Bakanı, Emir Cahit Arslan, Millt Savunma Bakanı, Muhammet Elassad, Bayın dırlık Bakanı, Filipi Takla, Dışişle- ri ve mali iktisat Bakanı, Dr. Elie Haori İçişleri Bakamı, Hüs; Maliye ve P. T. 'T. Bakanı, Dr. Ra- if Belema Sıhbat Bakanı, Belhiç Pa. kieddin Tarım Bakanı Sovyet bölgesinden kaçan Almanlar Himlaş imi el SA gün bildirildiğine bu. sabak |3.000 kişi Lubeck'teki Bovyet b ududunu aşarak İngiliz b İran Rusyadan buğday alacak 1 (A.A.) «Ün bir buğ Tahran ed Pr Cumhnrbaşkanının Hasbihali (Başmakaladen devam) gibi muhalefet partilerinden bir kısmı, ara seçimlere, sırf bu eaki fesatçıların teeziye edilmemiş bu- lunmalarından nâşi Iştirâk etme- diklerini açıklamışlardır. Yoksa kanun dışı hareket ve şiddet po- litikası sadece demokratların se- çime fesat karıştırılmasına imkân vermek İstemedikleri yolundaki kongre kararlarına mi ait ve münhasırdır? İyi bir sİyaset havasının mem- lekette esebilmesi Için daha nur- u ve vazıh konuşmalardan fayda umulür. p YENİ SABAH . İstanbulu bilmiyoruz ULUNAY (Baş tarafı 1 nolde) börlerin bilgilerinden Istifadeye moc bur kalmışlardır. Fransiz muharrir ve âliml (Ka- mll Flamaryon) a son zamanlarında bir Parisi gezmek ve tanımak merakı Arız olmuş. Bunun İçin koca hey'et şinas her hafta bir Çotokar) a bi- 'ner ve Parisin âbidelerini, birer bi- rer ziyaret edermiş. Bugün İstanbulda bu zevkl tat- mak İsteyenler buna — kendi — mall kudretleri İle dahi muvaffak ola- mıyorlar, Meselâ Eyübün Üzerinde bir Saya ocağı vardı. Sarayların koyunlarını idare eden bu ocak Ye- niçeriliğin Yağvından Istisna edilen tek teşekküldür. Oradaki âdâb ve UsÜl son zamanlara kadar bozulma dan muhafaza edilmiştir. Böyle ol- duğu halde çoğu — İstanbulluların böyle bir ocağın mevcudiyetinden haberleri bile yoktur. İstanbulu sevenler, şehri pek kı- Sa müddette ziyaret edebilmek Im- Kânını verecek — risaleler, — plânlar çıkarmalı. Fethin 500 Üncü senesi için düşünülecek bir mes'eledir. Üniversite talebesi ve Sinemalar İstanbul gönderdikleri belediyeye bir yazı ile yüksek tahsil gençliğine sinemalarda tengi- lâtlı tarifo tatbik edemiyeceklerini bildirmişlerdir. Sinemacılar, daha bir kaç g ce, kabul ettikleri 9650 tengili . Buna sebep, inemalardan alınmakta belediyenin, olan Yergi ve rusumlarda her hangi bir indirmeye taraftar olmamasıdı: Sinemacıların bu kararı Üni te ve yüksek da- teessürle karşılanmıştır. Öğrendi Kimize göre, üniversite talebeleri Şe- 'hir Meclisi nezdinde teşebbüste bulu narak sinemalarda kendilerine ter lâth tarifenin tatbikine dair bir ka- rar istihsalinde bulunacaklardır. D. P. Başkanı C- Bayar, İnönü'ye cevap verdi (Baş taratı 1 Incide) kısaca birkaç #özle bu mevzua temas etmek istiyorum. C.H.P. Genel Başkanı, gayri mesul Cum- hurbaşkanı sıfatiyle Ege mınta- kasında söylediklerini, Dolma- bahçe sarayının muhteşem salvn- larında tekrar etmiştir. Bir tu- raflı düşünce ve görüşleri mahsu | ü olan bu sözlere vaktiyle cevap vermiştik, yine de Demokratlar İbuna da cevap vermek fırsatını kaçırmıyacaklardır. Yeni bir tak- tik olarak mütemadiyen şiddet- ten bahsolunmaktadır. İnsaf >- dilsin, kim kime şiddet göster- miş ve baskı yapmıştır; kim ki- me karşı baskı yapmağa ve şid- det göstermeğe muktedirdir. Be nim kanaatimçe bu suretle gi detten bahsetmek Demokrat Par- tinin kuruluşundanberi ve - bil- hassa 21 Temmuz seçimlerinden- beri irtikâp olunan günahları bir perde ile örtmek gayretinden doğ maktadır. Yeni seçimlere de bu masum çehre ile zfirmek arzusu- nu taşımaktadır. Tehdit ettiler. tedhiş ettileç, şimdi de bu ma- sum şekle bürünmek istemekte dirler. Amma millet her şeyin farkındadır. Bu beyanattan be nim memnun olduğum bir cihet var: O da, hükümetin hareket tarzını tâyin eden kuvvetin ne- reden geldiğinin sarahatle anla- gılmış olmasından ve bu yoldaki | tereddütlerin dağılmış bulunma- sından ibarettir. İleride belki da- ha çok konuşacağız. Şimdilik bu kadarla iktifa etmenizi rica ede- rim. Bulgi r-Yugoslâv paktı Idi (Baş tarafı 1 Inclde) da feshed 'nforma dahil Roman- henüz Yugos- nı boz- Yugoslavya ile Bulgı n e. Kon ya ve Ç akya, ristan arasındaki dostlak andlaşma- Bugün, B grattaki Sovyet elçili n yeni bir Yugı » Sövyetlerin dostluk paktı yaya verdi- Bu Rusyanın asında, bundan — doğacak mile — Moskov esasen Rusyanın, paktı e Yugoslavya aley- Nib hamları da reddetmektedir. a notası, nda- Arkadaşımız Murat Sertoğlu Mekke (Husust surette giden ar- kadaşımız Murat Sertoğlu bildiri . yyor) — Suud! Arabistanın haşmet. 10 Kralı Celâletülmelik — Abdülâziz Al Suud, dün akşam Mekkel Mü- kerremede Hümayın Sarayında, Tuhteşem bir ziyafet verdi. Bu büyük ve emsalsiz ziyafette, muhtelif islâm milletlerine mensup bin hacı namzedi ve Suud! Arabis. 'tan hükümeti ricali bulundu, Bun- lar arasında bilhassa meşhur Ku. düs Müftüsü Emir Hüseyin ve Hint, Sind, Cava, Pakistan, Afga- nistan, Irak, Suriye, Misir, Çin, Tüunus, Fas, Cezatr, Mimr ve sair diğer İslâm memleketlerins men - sup din üleması da bulunuyordu. İslâmiyet nurunun — nasiyelerini nurlandırdığı bu fazılı muhterem islâm âlimlerinin kendi aralarında| konuşmaları ulvi manzaranın ihti- şamını büsbütün tezyit ediyor ve) kulaklardan, gözlerden kalblere 1s- Mmiyet nuru tatlı bir pınar suyu serinliği le katre katre damlıyor, yürekler ferahlıyor, hazır bulunan lar islâm dininin ulviyetile bir ke. re daha vecd içinde kalıyorlardı. Ziyafette, bilhassa islâm uluları Türk hacı namzetlerile neşgul o . luyorlar, bu arada Türk gazeteci- SI olarak bana mühtelif sualler so. Tuyorlardı. Dilimin Üöndüğü kadar verdiğim cevaplardan memnun ve müsterih olan bu muhterem insanlar, mem . leketimize saadetler ve bereketler diliyordu. Ziyafet bittikten sonra kahveler içilirken yapılan bu samimi konuş| malar esnasında dünyanın dört bu- cağından gelmiş hacı namzetleri, birbirlerile tanışıyorlar, memleketle ri hakkında bilgiler ediniyorlar ve| tatlı tatlı müsafahalarda bul:muyor lardı, Bu esnada Haşmetlü Melik haz . retlerine takdim edilen kasideler 0. kunuyor ve mütcakiben devam et- mekte olan islâmi Taüsahabelere tekrar devam ediliyordu, Ziyafeta, Haşmetlü Melik hazret lerinin birer birer elini öpmekle son verildi ve hepimiz birer birer dışa- rı çıktık. Fakat Türk milletine kar gı büyük bir alâka gösteren islâm kardeşlerimiz, beni bırakmadılar ve suallerine devam ettiler, Pek çoğu: <Allahü — Azimüşşan| bizlere inşallah İstanbulda Fatih, Süleymaniye ve Edirnede Selimiye camil şeriflerinde namaz - kılmayı nasip eder.> diyorlardı. Bu — konuşmalarımız — esnasında) şunu anladım ki, eğer seyahat - ve) Eski Italyan sömürgeleri (Baş tarafı 1 İncide) rak Tarablusta vesayet ihdasından vaz geçtiğini açıklamıştır. İtalya - kükümeti, Tarablusta 6 ay zarfında yapılacak serbest ve hakiki seçimlerle bir kuricu mec- lis teşkilini, daha sonra da bura daki İngiliz idaresinin sona erme Sini arzu etmektedir. İtalya Dişişleri Bakanı, Bingazi ve Fizanın dahi bağımsızlığa ka vuşmasını teklif etmiş ve leride bu bağımsız hükümetlerden müte.. şekkil bir Libya Pederasyonu ku - almasını İstemiştir. Rusya, Libyanın İstiktâline taraftar Lâke Suceess: 1 (AP.) — Rusya, Libyaya derkal istikll - verilmesini ve bütün yabancı askeri birliklerin 3 ay zarfında bu bölgeyi tahliye et- melerini istemiştir. İngiltere- ile Amerikanın Libyada üsleri vardır. Milli Eğitim Bakanının beyanatı (Boş tarafı 1 incide) çocuk bulunmak lâzımdır. — Geçen ders yılı ilkokullar talebesinin sayı- 1 1.500.000 den biras fazla idi. De- mek ki ancak yarısını okutabiliyo- ruz. Cumhuriyetin ilk yıllarında bu nisbet yüzde 10 kadardı. 25 yıl için- de adım adım ilerleyerek yüzde 50 yi geçtik. Ba arada ilkokullarımız fiyet ilibarile de gelişmiştir. Takriben — 14.000.000 — vatandaşın yaşadığı yerlerde iİlkokül açmış bu- Tunuyoruz, HAİA 6.000.000 vatanda- şımız çocuğunu okutmak imkânın - dan mahrumdur. Okulu bulunan yer lerde — yaşayan çocukların — sayısı 2.100.000 kadardır. Bunlardan 1.600. )00 okuduğuna göre okulu bulunan yerlerde sokakta kalan — çocukların ayısı 600.000 kadardır Okulsuz yer- - yazıyor gümrük kolaylığı yapılır, biraz da memleke Kısaca - bahseden muhtelif dillerde risaleler neşredilir #0 her sene hacı nacnzetlerinden bir çoğu ya giderken, ya dönüşte mema deketimize uğrarlar, ba güretle hem memleketimizi daha yakımdan tanırlar ki, bu tanışma tslâm mem leketleri arasındaki ticaret müba. delelerinin artmasına sebep olaca- Bi gibi, memleketimize pek çok dö viz sağlar, Bu da Türkiyeden gi. dan hacılarla çıkan dövizleri fazla. sile karşılayabilir. Malüm olduğu Üzere hacılar, is. lâzn memleketlerinin en ileri gelen insanları ve büyükleridir. — Hepsi de bir iş güç sahibi ticaret adam. larıdır Ve sonra memleketimiz! is. lâm kardeşlerimize tanıtmış oluruz ki bunun maddi ve manevi fayda « larını ileride bertafsil anlatacağım, Türklere karşı gösterilen alâka sevgi o kadar büyüktür ki bunu da başka bir yazıma bırakıyorum.. Suud! Arabistan halkı bize her yer de, her dakika muhabbetlerini iz. har ediyorlar, Bu gün de Naip ve Hariciye Ve. zirk Emir Faysal, Türk gazetecile- Tini kabul etti, Türkçe bilen Emte Faysal, Türk milletinin Kurban Bayramını tebrik etti ve Türk mnll letine karşı duyduğu — muhabbetin Izharını samimi bir lisanla defalar. ca tekrarladı. Müslümanların kalbgâhı olan mü barek Kâbe, bugün hürmetle yı« kandı, Hazırlıklarımın tamamla « dik. Artık Arafata, Hazreti Alla « hin huzurunda vakfeye çıkıyoruz. Bütün hacı namzetleri, bu ara« a Türkiyeden gelenler kemali sıh hatta ve pürneşedirler, Hepsi de yaklaşmakta olan hacı olmak pâye Sinin verdiği sevinç içinde püyan « dırlar, Türk hacıları, sevgili yur « dumuzda kalan yakınlarına, sıhhat te dalm olduklarını gazetemizin bil dirmelerini istediler. Hepsinin çok selâmları ve dala. ı var... İslâm kardeşlerinin kendi. erine hacılığı nasip etmeleri için Cenabı Haktan niyazda bulunma « larını rica etmektedirler, Gazeteciler Cemiyetinin mektubu (Baş tarafı 1 nolde) zete ve mecmnaları sahip, başmu- harrir, sekreter, muhirrir, muhabir ve foto muhabirlerinin büyük bir ek- seriyetini sinesinde toplamış yezüne gazeteciliği topluluğudur. Bununla beraber (Yeni Sabah) 1m yeni sahi- bi cemiyetimize henüm girmemiştir. Bu sebeple Azasından - olmadığı bir müessesinin tarm teşekkülü ve idare beyetinde bulunanların cemiyet âza- # arasındaki vamf ve küviyetleriyle meşgul olması kendisinin selâhiyeti dışında ve-tamamen fazulf bulduğu- muzu, basın ailesinin içişlerine ait bir meseleyi hiç yoktan ortaya atma sının yersizliğini belirttikten — sonra (Yeni Sabah) 1n tersine yazdığı hü- diseyi izah ederiz. Devlet ve hükümet adamlariyle gazetecilerin temasını temin etmeği başlıca vazife bilen idare heyetimiz, sayın Cumhurreisinden İstanbuldaki ikametleri sırasında lokalimizi de şe- reflendirmesini rica etmesi üzerine, burada mümasil başka bir teşekkül daha bulundağu — için cemiyetimize dahil olan ve olmayan gazetecilerin sarayda toplanmasını tercih ettikler rini beyan ve cemiyetimizin bu bu- susta hizmeti delâletini arzu etmlş- ler ve sayın İnönünün bu ilk basın toplantısı böylece vukua gelmişt İşte idare heyetimizin cemiyetimi- ze dahil olan ve olmayan arkadaşla- ı saraya düvet vüzifesini ifa edişi- nin tek sebebi budur ve bu vazifeyi ifa ederken de sayın düvet sahibin- 'den başkasından salâhiyet istemeğe lüzum görmemiştir. Metni bir vesika imiş gibi neşredi- len düvetiyeye gelince: Türkiyenin en yüksek makam sahibi ile bir va- zife tomasına — girenlerin bir takım toşrifat kayıtlarına tâbi olmaları ve dâveti yapanların da bu kayıtları dâ vetiyede işaret etmeleri tabildir. Ka İabalıkça kokteyl partileri düvetiye- lerine bile ilâve edilen bu kayıtları Yeni Sabah sahibinin yadırgamasını ve bu vesilo ile bunu (bir gazete mu- habir ve fıkracısının gazete sahip ve başmuharririne yol ve erkân göster- mesi) şeklinde anlıyarak —aramısda bir de sermaye asaleti Ihdasına kalk masını meslek namına tahammülfer- sa ve nihayet dahil olmadığı cemiye tin idare heyetine ne gibi İşler yap- ması lâzım geleceğine dair olan tav- siyelerini tamamen yersin buluruz. Kaldı ki; cemiyetimize dahil olmu- yan diğer teşekkülün bütün erkânı dâvete icabeti kabal ederek toplan- tıda bulunmuşlar ve bu hareketleriy erde yaşayan vatandaşların da bu !9 Yeni Sabah sahibinin kendini bi- çakda 900000 kadar çocuğu vardır. |!9 bile mahrum ettiğini söylediği ye- Okula bulunan yerlerde cocklanı T a a nnn ı yüzde 70 den biram fazlaaı mektebe | işeaiSenin tarsı cereranımı. umam! geliyor. Yüsde 80 kadar kaçak veri-İgi ven Yo Dü arada tabliği okumağı yoruz.. Ba işte bize ait olaü (kt sek-İbak sehibine apaçik gözlerüek işia ylerde kadro bakımından. daha (bayanı öy okullarımızda bir öğretmen tek| “e€az cemiyeti idare na 150 çocukla uğraşıyor, kahra- İ1atfedip bo 'ndi merkeslerine dâ- anca uğraşıyor. Bu yiğit arkadaş- etti. Bu Aüvet için temas ettikle- larımı tebcil etmek vazifemdir. Bu |çi vakit kendilerinden cemiyete da- yıl bu türlü okullara birer öğretmen |( hil olan veya olmıyan gazeteci arka- daha vermeğe çalıştım. aşlarla bir bul tertip etmoleri- de 3 sınıflı eğitmenli okullar & E|T n ler Cemiy - h öğretmenli okula çevriliyor. Altı a Tütufkâr tertibiyle 6i Tuf edilerek öğretm muhta, Bu n Yeni Sabah sahibini rde sokakta kalış ea Gazeteciler Cemiyeti kumuzu okutacaklar- idaro hoyeti başkası Bürhan Felek

Bu sayıdan diğer sayfalar: