30 Mayıs 1936 Tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 11

30 Mayıs 1936 tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VATAN FİKRİ ÜSTÜNDE Fakat bu kelimenin, milliyet, -millet, dil ve ırklar ile hiçbir münasebeti olmayabilir. Böylece bir Breton ırkı yok, lâkin Breton halkı vardır. Bir Fransız ırkı yok, lâkin bir Fransız milleti mevcut- tur.» der. Netice itibarile deriz ki toprak ve ıklim gibi irk da, mukadder bir netice doğuramaz. Michelet bunu görmüş olacak ki « Millet millet üstüne, ırk ırk üstüne gelerek Fransız milleti doğmuştur» der. 11 — Maddi unsurların üçün- cüsü dildir. Yukarıda izah etti- gimiz unsurların iflâsı karşısında mütefekkirler dil birliğini daha mühim bir unsur telâkki etmiş” lerdir. Fichte gibi büyük bir filozof «Muttersprache»da ırkın en kali delilini bulur. Bundan mülhem olan Pangermaniste'ler Almanca konuşan memleketleri de Alman- yaya ilhak etmek isterler. Bugün bu zihniyet bütün kuvvetile yaşamakta ve dünyanın her tarafına sirayet etmektedir. Yal- | niz müstakil milletlerde değil | istiklâl peşinde koşan kitlelerde bile bu iddia hırçın bir şekilde kendini göstermektedir. Henüz Garbın emperyalist çizmesini yırtamamiış bütün arapça konuşulan memleket lerde bu nazariyeye benzer bir zihniyet yaşıyor ve arasıra bu zihniyet haddini bilmiyerek küstah tecavüzlere kadar bile ileri gidiyor. Mekke bu suretle elli milyonluk bir kitleyi idaresi altına almak rüyasile şimdilik uyumaktadır. Ancak dil unsuru da diğer maddi unsurlar gibi tenkit edilmiştir. Hiç şüphesiz dil birliği milli birliğin pek mühim bir unsurudur. Fakat bu unsur da diğerleri gibi ne kâli, nede z7a- ruridir. Renan'ın dediği gibi Birleşik Devletler ile İngiltere, İspanya ile Orta ve Cenubi Ame- rika aynı dilleri konuştukları halde saydığımız Miraç Katırcıoğlu yerlerde muhtelif millet ve devletler vardır. Bilâkis İsviçre muhtelif diller konuşan insanlarla meskün olduğu halde İsviçre milleti şüphe edil- miyecek bir surette mevcuttur. Biz buna aynı zihniyete uyarak Belçikayı da ilâve edebiliriz. Fazla olarak dil tamamen tabii bir vakıa değil. dir. Hiç şüphesiz her lehçede fonetik unsurlar mevcuttur ve bunlar fiziyolojik şartlara tâbidirler. Fakat dil her şeyden evvel içtimai bir hâdisedir. Onun için dil cemiyetin bir ne- ticesi sayılır. «De la möthode dans les siencesi gibi çok de- ğerli eserinde Michelet (s. 295) der ki «her dil birçok tesirlerin dahil olduğu tarihi bir tekâmü- lün mahsulüdür. Binaenaleyh diğer bütün içtimai müessese- lerden fazla olarak dil sade tarihin yardımile izah edilebilir.» Şu halde dil milli birliği teşkil eden bir prensip olmaktan zi- yade milli birliğin tabii bir neticesidir. IV— Maddi unsurların dör- düncüsü siyasi ve iktisadi un- surlardır. Mademki dilde cemi- yetin bir neticesi imiş, öyle ise cemiyeti vücuda getiren başka sebepler aramalıyız. Mütefek- kirlere göre bunlar siyasi ve iktisadi unsurlar- dır. Meselâ Roma fütuhatı Galyayı siyaset bakımından birleşik bir hale getirince ona milli birlik Oo duygusunu da vermiş oldu, de- niliyor . Müesseseler ve bilhassa milli bir dinastinin varlığı bu hususta pek mühim bir rol oynar. Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya gibi memleketleri krallar vücuda getirmiştir. Ve nihayet iktisadi menfaatlar da milli birliğin bağ- larını teşkil ederler. Almanyada siyasi birliği hazırlıyan ve ona tekaddüm eden Zolvereindir. Tarihin bu hakikatini inkâr edemeyiz. Miraç KATIRCIOĞLU 10

Bu sayıdan diğer sayfalar: