28 Mayıs 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

28 Mayıs 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKIS Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene: 2, Cilt: IV, Sayı: 55 Denizciler Caddesi Yeni Matbaa - Ankara P. K. 582 — Teli 18992 Fiatı: 60 Kuruş İmtiyaz — Sahibi: Metin TOKER İşlerini fiilen idare eden: Yusuf Ziya ADEMHAN Yazı Ressam: İzzet ÇETİN Karikatür: Fotoğraf: ASSOCIATED PRESS — HÜSEYİN EZER Klişe: Doğan TORUNOĞLU Haşmet EGEMEN Abone Şartları: 3 aylık — (12 nüsha) : 6 aylık — (25 nüsha) : 1 senelik (52 nüsha) : 6 lira 12 lira 24 lira İlân Şartları: 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa) : 350 lira Kapak içi 300 lira ve metin sayfaları Santimi 4 Lira Dizildiği ve Basıldığı Yer Yeni Matbaa — Ankara Kapak Resmimiz Foster Dulles Dünyanın Kasası Kendi Sevgili AKİS Okuyucuları İnsanlam — hayatı üzerinde uyku- nun büyük tesiri, artık hiç kim- senin meçh ulü değildir. Uykusu muntazam olan kımsele r sıhhatli, muvazenelı, doğru kararları gece- leri uyuyamayanlardan çok daha kolaylıkla alabilmekte, ömürlerini şüphe yok ki daha rahat, daha me- sut geçirmektedir Uykunun, fikri alemle alakası da bılınen hakk tlerdendir. Freud gibi her rüyayı mutlaka şehvetle alâkalı bir tarzda tabir etmeden de pek âlâ denilebilir ki uyuyup u- yuyamamak vicdanın rahat bulunup bulunmamasıyla sıkı sıkıya İlgili- dir. Yatılan yerin, yatağın rahat- lığının veya rahatsızlığının rolü i- kinci, hattâ üçüncü —derecededir. Yaptığı ve yapmakta olduğu fena- lıkları hilen, salim kafayla düşü- nünce yüreğinde eza duyan, haksız olarak zalim davrandığım hisseden nice insan vardır ki kuş tüyü şil- telerde de yatsalar, ellerini sıcak sudan soğuk suya da sokmasalar, bütün konfor ve ihtiyaçları tatmin edilse de uyumak —imkânından mahrumdurlar. Buna mukabil gön- lü ferah bir serseri park sıralarının tahtaları üzerinde, yahut vazifesi- ni yapmaktan başka kabahati ol- mayan bir siyasi mahküm hapisha- nenin pis, korkunç koğuşunda göz- lerini kapar kapamaz mışıl mışıl uyuyabilir. İhtimal ki aynı saatte, ihtikar yapmış bir vurguncu, elın- dk'kdee dayanarak zulm miş bir âmir, hırsızlık yapmış bır polıtıkacı dün nyanın şurasında vey, burasında geniş yatağının bir ta- rafından ötekine, yarım saatlik bir insa, hen vicdansız hale gelmedıklerı halde şahsi hislerine kapılarak vicdansızca hareket e- denlere galebeleridir. Zira — vicdan, zalimlerin hâkimi- dir. r insan bütün kuvvet ve kudretı elinde tutabilir, bunlara mallarını ellerinden alabilir, onları evlerinden, ailelerinden, karıların- an, çocuklarından ayırabilir. Bü- tün bu hareketlere karşı hiç bir re- aksiyonun gorunmemes i de olağan hallerdendır Bir muayyen müddet us erbabı sındırılmış hale ge- tirilebilir Hattâ bunlar, namussuz- casına davranabılırler de.. Ama sinmeyen bir tek şey gene kalır İşte o, vicdandır! Vicdanlı nisanlar vicdanlarını kolay kolay sustura- mazlar. Vicdanı öldürmek ise, el- lerınde değildir. h bazı kulla- vicdanlı aratır bazılarım vic- d hiç olmazsa bırakmalıdırlar fenalıkları ikinci- Aramızda ler yapsın O zaman da geceleri uykuları kaçar, hiç olm deliye donme ler. Lady Macbeth in kanlı ellerini göstererek: " el- lerdeki kokuyu, artık Arabistanın bütün rayihaları silemez" diye ge- celeri şatosunun odal: nda, kori- dorlarında nasıl dolaştıgını hatırla- mak bazen çok faydalıdır. y Macbeth'in akıbeti ise, vicdanını usturamıyan bir muhterisin akı- betidir Ke ndısine inanmış insanlara da- hi fenalık, zulüm yapan ve hırsız- lara alçaklara bakarak, onların telkinleriyle hareket eden tröst kurmuş bir milyarder duşununu a Bu milyarder pek çok kimseyi fe- lâkete sürükliyebilir. Pek çok oca- ğa ıstırap ve elem yağdırabilir. A- ma, geceleri uyuyabilir mi? Yap- tıkları gündüz hatırına geldiğinde o milyarlarının, o kudretinin zer- kini, tadını çıkarabilir mi? Hayır! Bir defa, bin defa, milyon defa hayır' Tıpkı o zulme, menfaatle- rini düşüneri k, ufak hesaplar ya- parak seyirci kalmış daha kuçuk âmirler, bırmcı sınıf memurlar gi- bi. Bunları "ben ne yapabilir- dim" dıye duşunmelerı, yapabile- cekleri miş olmaları de karşısında vıcdanlarıııa rahat ve huzur vermez. tarafta, — vazifesini yapmış olduğuna inananlar is- ter zindanlara sokulmuş, ister sü- rülmüş bulunsunlar daima rahat uyuyacaklardır. Daimi felâket zyok- tur ve bu gibilerin hayatlarında bir gün güneş mutlaka açar. Ama m sallarda zalımlerın ceza gormelerı sadece bir terbiyevi gayenin ica- bi değil, bir hakikatin ifadesidir, fenalık, hele bile bile yapılan fe- nalık bıç kımsenın yanına kalmaz. vvelâ dan onun şanmaz hal dalet mutlaka ve mutlaka tecelli eder. Vicdanlarımızı rahat tutmaya bakalım. Hangi işte bulunursak bu- lunalım, ne kadar kuvvet ve kud- rete sahip olursak olalım geceleri uykularımızı kaçıracak — hareket- lerden uzak kalmaya çalışalım. Ha- diseleri hislerimizin gözleriyle gör- Ama öteki mek, etrafımızı saran menfaatçi zümrenin söylediklerinden haber al ğ kiki dostlarımızın seslerini duyalım. yle yapamayanlarımız varsa onlara kızmıyalım, kin bağlamıya- hm, fenalıklarını yanıltır Aklı- mızın gozlerıyle gnı istemiyelim. Sa- dece yüreklerimizde onlar hakkın- da derin bir acuna duyalım ve Al- lahtan hepsine akü, izan vermesi- ni, doğru yolu bir an evvel göster- mesini niyaz edelim. Saygılarımızla AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: