7 Ocak 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

7 Ocak 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Cemiyet Bir çocuğun başına gelenler Son günlerde, Fransada, efkarı u- mumiyeyi ve bilhassa edebi mu- hiti kendisi ile meşgul eden küçük bir kız vardır: 8 yaşındaki Minou Drou B çocugun hikayesi bizim gaze- telerde de anlatılmış ve hattâ imza- sını taşıyan bazı manzumeler dilimi- ze bile çevrilmiştir. Mesele şudur: Mi- nou Drouet yakınlarının iddia ettiği gibi, bir dahi çocuk mudur, yoksa çok beğenilen ve Minou Drouet imza- sı ile çıkan şiirler annesi, daha doğ- rusu kendisini evlât edinen kadın ta- rafından mı yazılmıştır? Bunun için, edebi heyetler' tetki- kata geçmiş ve umumiyetle şu ka- naate varılmıştır. ki, sekiz yaşında bir çocuk için, bu şıırler fazla ağır- dır, bunları yazan başkasıdır.. Fakat bu hükmün yanlış olduğunu iddia e- denler de az değildir ve meseleyi hal- letmek için şöyle bir çare düşünül- müş; çocuk, muvakkaten annesinin yanından alınarak, başka bir evde ta- biinin evinde oturtulmuştur Tabiinin evinde, nöbet bekliyen şahitler de mevcuttur. Ve herkes heyecan içinde, annesinden ayrılan çocuğun, yeni il- hamlarla birşey yazıp yazmayacağını beklemiştir. Beş gün sakin sakin o- yuncakları ile oynayan çocuğun, bir- den masanın başına geçerek, ani bir ilhamla güzel bır şiir yazdıgı görül- müştür. Bu u Drouet'nin zaferi olarak ilân edılmıştır ki, Match mec- muası derhal aksi bir delil ortaya at- mıştır. Minou Drouet'nin 28 Kasım- da, ani bir ilhamla yazdığını soyledıgı şiir, daha çok evvel yazılmı kü 10 Kasımda, çocukla mulakat yapmaya giden Match mecmuası rö- portörleri çocuğa bir şey yazmasını rica ettikleri saman, çocuk bir kâ ğıda bu aynı şiiri yazmış ve onlara vermişti. Bu delil ortaya çıkınca, Mi- nou Drouet'yi, dahi çocuk olarak ka- bul edenler bir hayli şaşırdılar, fa- kat her meseleyi muhtelif zaviyeden tahlil etmek mümkündü ve birçok- ları Minou Drouet ye inanmakta de- vam edecekleri Bu işin enteresan taraflarından bi- ri de, Fransız edebi muhitinde, bu yüzden meydana çıkan fikir ayrılık- larıdır. Şiirleri yazan 8 yaşındaki Minou Drouet midir yoksa 41 yaşındaki an- nesi mi? Haydi yüksek dehaların gösterebilecekleri fevkalâdelikler na- Zzarı itibara alınsın, ve bu meselenin, hemen, meydana çıkamayacagı kabul edilsin. Bu bir dereceye' kadar anla- şılıyor ama Minou Drouet imzasını taşıyan şiirler cidden edebi bir kıy- met arzetmekte midir, değil midir.? İşte asıl halledılemıyen nokta ve en enteresan taraf da budur. Çünkü Fransada, edebi birer selahiyet ola- rak tanılan bir çok meşhur şahıslar, bu hususta tamamıyla tenakuz ifade eden fikirler beyan etmişlerdir. Jean Cocteau'ya göre; yeryüzün- de, Minou Drouet hariç olmak üzere, her 8 yaşındaki çocuk bir deha sahi- bidir. Goncourt Akademisinden Ge- rard Bauer'e göre, bu şiirler ister kü- bir kıza, ister annesine, ister id- dia edildiği gıbı bir Türk şairine alt olsun, büyük bir sürrealizme sahip- tir ve' bir deha taşıdığı muhakkaktır. - Paul Sartre onlarda hıçbır eel ç lade addedilebilecek olan bu şiirlerin, bir büyük insan için de "pek âlâ" ol- duğunu söylüyor Psikologların fikri Bir ps 1kolog ise sinirleniyor ve: bu çocuğa acıyınız diyor. Florida'da, iki kızını yüksek mesafelerden de- Minou Drouet Bir uydurma deha 26 Bize ait bir hikaye Tabii — bize her şey Avrupadan vey, Amerikadan gelecek değil ya' Bazan da bizden on- lara bazı şeyler gidecektir. Son giden, küçü r hikâyedir ve , sanatkarlarmuhıtınde büyük sükse yapm Jacgues Tati'ye atfedılen hi- kâye şudur: Bir kadın, eski bir ahbabı başka bir kadına tesadüf eder ve kızı hakkında havadis ister.. Kadın memnundur, neşe ile:' " ızım mükemmel bir iz- divaç yaptı, der. Çok anlayışlı bir kocası var. Sabahları on bir- de, yataktan kalkıyor. Kocası yemek pişirmesini istemediği i- çin, beraber lokantaya gidiyor- İar. Öğleden sonraları terziler- de, provada, berberde geçiyor.. Geceleri ise ya tıyatrodalar ya da bır eğlence yerinde. — Ya Oglunuz nasıl efen- dim, O ne oldu Kadının neşesı kaçmıştı: ın dedi, onun vazi- yeti berbat Pasaklı bir karıya düştü. Her gün on birde yatak- tan kalkıyor. Yemek yapmak zahmetine katlanmadığı için, zavallı oğlumun bütün kazancı lokantalara gidiyor.. Öğleden sonraları süste püs- te ve akşam yorgun argın ge- len kocasını koluna takıp o si- nema senin, bu tiyatro benim dolaşıyor. nize atan ve onları yüksek at- lama şampiyonları olarak yetiştirme ye kalkışan "canavar baba" hatırlar- dadır değil, mi? Bu çocuklar tramp- lende titreşerek bekliyorlardı. Baba- arı onların gözlerini siyah bir ipekli ile sarıp atla işaretini veriyordu.. Ço- cuklar atlıyorlardı.. Birisi dokuz ya- birisi beş.. On metreden at- larken, beş yaşındaki ölmüştü. Bu canavar baba hapse girdi fakat şu- rası bilinmelidir ki eğer Minou Drou- et meselesi bir hile ise, bu çocuğa ya- pılan fenalık, Amerikalı — çocuklara yapılandan da fecidir. Ve sukut da- ha büyüktür Minou Drouet ya dâhi bir çocuk- tur, ya da kalbi ve kafası çalınmış bir kurban çocuktur. Gazeteciler edebi heyetten Jac- gues Prevert'in fikrini almaya git- mişlerdi. Dokuz yaşındaki kızı Mi- nette çıktı ve şaşkın bir eda ile: " Anlamıyorum dedi, anlamı- yacak ne var? Minou Drouet aklın- dan geçenleri annesine söylemiştir, o da kâğıda yazmış ve herkese anlat- mıştır. Bu sözleri duyan gazeteciler dâhi çocuklara, hiç olmazsa büyüklerden iyi duşunebılen çocuklara, bir kere daha, inandıla AKİS, 7OCAK 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: