18 Mayıs 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

18 Mayıs 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Emin Kalafat Allah şifa versin D evlet Bakanı Emin Kalufat geçen hafta Londraya hareket etti. So- yahat gebebi, sayın bakanın gözlerin- deki bir rahatsızlığın tedavisidir. Şi- fa bularak avdet etmesini temeani ettiğimiz Dex let Bakanının Londrada sırada şahedelerde bulunmaması için hiç bir sabeb mevcut değildir. C umhuriyet esi 50 asene ev- vel yapılan bir edebi amketin ne ticelerini tekrar neşretti. İşte Prof. Fuat Köprülüye sorulan sualler ve verdiği cevaplardan bazıları: “"Me- But etmek veya mesu.t olmaktan han- ade mesut eder”?” Muztnnpken yal- nızlığı mı istersiniz, bir dostun l1eg- liyet refakatini “Yalnızlığı..” “Nerede yaşamak istersiniz?” “Nefrot ettiklerinmden uzak, tabiatın güzel- likleriyle muhat, gürültüsüz bir yor- de..” “En takdir ettiğiniz diplomat ?” “Yalancılardan nefret ederim!'' “Dün- yağa bir gün hürriyeti hakikiye te- esslia edecek midir?” “Maatteessif ır..” “Sizce bir memleketi mesut çdecak tn.rzı hükümet nasıldır?” “Bil- iyoru “Sosyalizm hakkındmd ikriniz?" “Hayali muhal..' * İ ngi)tere Ha halen bir havacılık şirkketi sahıot Lord Balfour zevcesiyle birlikte mem- leketimize geldi. Kıbrıs işine duır fikri sorulan Lord taksim lehinde ol- duğunu açıkladı. AKİS, 18 MAYIS 1957 —_ OrtaveU'kDoğud basın sa- hasında tetkikler yapmak Üzere seyahata çıkmış olan Amerikanın Minnesote Üniversitesi Gazetecilik 'esörü Raymond B. Nixon İstan- bula geldi. Sorulan allere verd-gi cevaplarda Mr. Nixon demuokralık cemiyetlerde basın hürriyetinin ka- nunta tahdit edilmesinin bahis m2v- zuu bile olamıyacağını belirtti. * Ismınbuldan gayet süküti iki aris- tokrat çift geçti. İngilterenin Ken- a Valisi DLord Humilton ile Lady Ha- milton Ve İtalyan Kont Pecci Blunt ün —israrlara rağmen muhabirlerle tök kelime konuşmadı- lar. fmal Kutbuna en son giden Ame- rlikalı kâşif Dr. Suarker memle- ketimize dair bir kitap yazmak üzt- re İstanbula geldi. Muhabirlere Şimal Kutbunun medenileştiğ'- ni anlatan kâşif “Haftada Üç kere gu- yet muntazam seferler yapılıyor” . Swarker ile görüşmek içia trafiğini bin güclükle ya- rarak gelmiş olan muhabirler gayri ihtiyari, “Darısı bizim şehrin başına!” dediler. * T arihi eserleri koruma maksadıy- a kımılnııış gayri reasmi bir teşek- kül) alâkalı makasnlara müracaat ede- rek İstiklâl Marşı bestekârı Zeki Ün- RÜ mezarının tamirine karar ve- rildifini bildirerek kabrin yerini 301- du. Boludaki evinde sapasağlam otu- ran bestekâr bu müracaatı anlaşılır bir hayret ve ibretle karşıladı. * I stanbulda şarkılarıyla büyük alâka top!layan Dany Danberson adındeki genç ve güzel sanatkâr emleketi- mizden aymlırken Türkiyeye hay'ıvın kaldığını söyledi ve bu hayranlığının sebeplerini şöyle sıraladı: Türklerin vefasına, denizinize ve güneşli vasına bayılıyorum”. * ün geçtikçe daha karışık bir manzara en piyasamızda milyonlarca Hralrk borç takıp kay- bolmalar, türlü —dolandırıcılıklar ve- saire gittikçe çoğalıyor ve âdeta tabil karşılanmaya başlanıyor. Bu hafta Milli Korunma teşkilâtı tarafından sahte fatura vermek suçuyla tevkıf! edilen Arman İzmirliyan, Kâzım Öz- zim ettikleri tahmin ar. unlardan sonuncusu asgari beşyüz müesseseyle iş yaptığını ve yüz lira hk fatura için bir 1iralık komlsyon aldığını ifadesinde mtursu.zca açıkla- dı. Tek başına piyasaya siülirdüğü sah- te faturaların 7 milyon lirayı gecti- ği anlaşılan Ka.lyonoımun böy ece bu imalât branşından 70 lira net kâr tenjyin ettiği belli okmuştur Gene tevkif edilenlerden biri muhakemede rahatça şöyle konuşarak piyasamız- da teşekkül etmekte olan teamüllerin bir örneğini vermiştir: “Hâkim Bey, bana bir saat müsasade edin. Birkac fatura satıp çoluğulnun çocugumnuun nafakasını çıkarayım"”. * eşilköydeki ilk Türk Bale Okulu- nu kurmuş olan İngiltere Krali- yet Balesi Müdiresi Dame Ninetle de Valois muhabirlere, “Bir Türk Balesi vardır ve ayakta duracak ha- le gelmiştir” dedi. Ayaya kı.lku—aı( sanatseverler arasınnga bi nuniyet uyandıran Türk Balesinin i- lerde dans etmeğe başlıması da ga- bıısızlıkla. beklenmektedir. stanbul Adliyesinin koridorları bu sırada güzel kadımların ntılâsı al- zel Alman kadını Renate Forsyth, hem fuhuş yaptığını hem de ahlâk hocal Resmini ceken mmtec'lcm kızan Al- man dilheri, şövle demiştir: “Benim Tesmimi çekmek, m kazandıfım paradan bahsetmekle gazeteciler fuh- gü teşvik ediyorlar. Yarın öbür gün bana özenen kadınlar bu yolu se- ebilirler”. “'Fevekkeli — dememiğşler, “edebi edepsizden öğren"” diye... çık sacık resimler çektirmekten sanık “dansözler kralicesi” Özcan Teksül geçen arta Çarşamba günü tekrar İstanbul Toplu Basın Mahke- mesinin önüne cıktı. Sevimli danaobz gide gide adliye korikmrlarmm hava- sına alışmış olmalı ki bu defa eski he- yecanlı halinden epeyce uzak bulun- yordu. Duruşma sırasmın gelmesini beklerken karidorlarda epeyce eğlen- celi dakikalar yaşadı Ve vaşattı. Özcan Tekgül Gedikli

Bu sayıdan diğer sayfalar: