7 Ağustos 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

7 Ağustos 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rültüyle beraber derin bir nefes aldı. Artık rahatlıkla konuşabilecek, der- dini anlatabilecekti. Zira Gülek ro- lünü oynamıştı!.. Hakikaten Gülek, . varıp sessizce bir kıyıya oturdu. Hiç sesini çıkarmadı. Hattâ kimsenin eli- ni de sıkamadı. Genel Başkanı sâde- ce başıyla selâmladı. Silâh bu defa geri tepmişti. Biraz sonra da geldiği gibi gitti. Giderken etrafım alanlar, gene bilinen kişilerdi. Gençlik Kurultayı bu arada gün- deminde bir değişiklik yaptı. Kurul- tay, aziz "Atatürkü ziyaret etme" maddesini oOkonuşmalardan hemen sonraya almıştı. Saat 12'yi geçmiş, Baykamın Gençlik oKollarının yedi yıllık faaliyeti hakkında yaptığı ko- nuşma sona ermişti. Topluca kalkıl- dı. Her ilden bir temsilcinin katıldığı heyet, Anıt Kahiri ziyaret edecekti. Gençler, ziyarette İnönünün de bu- lunmasını istediler. Genel Başkan, e- şi, Turhan Feyzioğlu ve Baykam bir otomobille Anıt oKabire doğru yola çıktılar. Kurultayı temsilen gidecek olan heyet de yürüyerek Atatürkün mânevi huzuruna vardı. Baykam, yo- la çıktıktan biraz sonra otomobilden Şamatanın bir topluluğun tama- mını bir müddet aldatması mümkündür. Şamata, bir toplulu- gun bir kısmını daima da aldata- bilir. Ama şamataya bir topluluğun tamamı daima kansın! Bu, akün alacağı bir şey değildir. Tarih şa- hittir ki. şamatacıların foyası en sonda hep meydana çıkmış ve bun- lar, alkışlar arasında tırmandıkla- rı mevkilerden yuha sesleri, alay- lar, hakaretler ve istihfaf içinde alaşağı (o edilivermişlerdir. . Ancak gerçek meziyetlere dayanılarak ve şamatacılık değil, büyük topluluk- ların içten takdirini kazandıran ha- reketler yapılarak elde edilen yer- lerdir ki sahiplerine saadet, şan ve ebedi şeref getirmiştir. İşte, bizim büyük adamlarımız: o Fatihler ve Süleymanlar, oAtatürkler ve İnö- nüler.. Tarih nehri akıp giderken öyle tipler ortaya çıkmıştır ki, bunlar bir an bütün gözleri kamaş- tırmışlar, alna o anın sonunda adla- rı dahi hatırlanmaz olmuştur. Sâ- dece son onbeş senelik siyaset o ha- yatımız, bu çeşit şamatacılarla do- ludur. Eski gazete koleksiyonları- nı karıştırınız. e Manşetlerde ne isimler, birinci (sayfalarda ne re- simler görülecektir ki bugünün o- kuyucularının bunlardan haberleri dahi yoktur. AKİS, I AĞUSTOS 1961 inerek gençlere katılmıştı. - Mütad törenden sonra Gençler dağıldılar. Çarklar dönüyor Öğleden sonra 45 dakikalık bir ge- cikmeyle obaşlayan Kurultayda komisyon seçimleri yapılacaktı. Teş- kil edilecek dört komisyon bütün bir gün durmadan çalışacak ve hazırla- dığı raporu Kurultaya sunacaktı. İlk seçim "Çalışma Komisyonu"nun se- çimi oldu. Sırayla "Gençlik Dâvala- rı", "Dilekler", "Tüzük ve Yönetme- lik" okomisyonları seçildi. e Bundan sonra C.H.P. Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu Başkam Erol Unal çalışma raporu üzerinde izahat ver- di. Konuşma ve izah faslı bir hayli uzundu. Delegeler, rapor üzerinde muhte- lif tenkitlerde bulundular. Beğenen beğendiğini, beğenmiyen O beğenme- diğini açık gönüllülükle söyledi. Ku- rultayın ziyadesiyle beğenilecek, tak- dir edilecek tarafı hakikaten bu yö- nüydü. Gençler samimiydiler. Politi- kadan çok uzak, N e meseleler üzerinde kesin, samim arzulu ve yalın konuşuyorlardı. Bek. ledikleri, (okaçındıkları, çekindikleri YURTTA OLUP BİTENLER bir şey yoktu. Dileklerini küçük o- yunlara lüzum görmeden apaçık, dümdüz ortaya döküyorlardı. İlk arbede Necati Atasoy adlı de- legenin söz almasıyla başladı. Delege faaliyet raporundan çok, Merkez İ- dare Kuru üyesi Suphi Baykamın öğ- leden evvel yaptığı (o konuşmayı ele aldı. Bu yönde gelişen nutuk yavaş yavaş bazı ithamlarla süslenince, a- damakıllı ilgi çekti. Hava gerilmiş, Kurultayda ikinci savaşın tohumları atılmağa başlanmıştı. Ciddiyetten u- zak oyunlar, oldukça kötü aktörlerle, kötü rejisör idaresinde sahneye ko- nuyordu. tasoyun ithamları bir hayli enteresandı. Baykam Gençlik Kollarında adam kayırıyordu! İste- diğini istediği yere getiriyor, isteme- diğini saf dışı bırakıyordu! Bu konu- da o kadar ileri gitmişti ki, Gençlik Kollarının arzusu hilâfına Kolları temsilen Alev Coşkun C.H.P. kon- tenjanından Temsilciler Meclisi üye- liğine seçilmişti! İşi Baykam pişirip kotarmış, Alev Coşkuna da aşı ye- mek kalmıştı. Halbuki Coşkun, 28 Nisan hâdiselerinden sonra Üniversi- te hareketlerine seyirci kalanlardan Şamatacının Sonu .H.P. içinde aynı yolun yolcu- ları, gençlerden şiddetli bir şamar yemiş bulunuyorlar. Pek sık tek- rarlandığı için itibarının büyük kıs- mını kaybetmiş taktiklerle dikkat çekme, heyecan yaratma, karışıklı- ğa yol açma sevdasında olanlar ev- velâ Genel Başkanın endirekt, ama şiddetli bir ihtarına maruz kalmış- lar, sonra da bu partinin hem ger- çek ümidini, hem gerçek kuvvetini teşkil eden gençlerin ciddi vaziyet almasıyla put mevkilerinden düşü- vermişlerdir. SESSİZ zahiri Gürültücü ekalliyetlerin, duran kuvvetler o karşısında zaferler (kazandıkları ve o zahiri zaferlerin sağladığı hava içinde bunları gerçek zafer haline getir- meye çalıştıkları bilinen, denenmiş bir gerçektir. Bu zaferlerin kaza- nıldığı da varittir. e Bugün Demir Perde gerisinde obulunan bir çok memlekette iktidar, o taktikler sa- yesinde el değiştirmiştir. Fikriyatı elbette ki tamamen değişik olmak- la beraber, Tarihin en uzak devir- lerinden bu yana daima kullanıla- gelmiş o usüller hep aydınların gay- retiyle "ipliği pazara çıkmış" hale getirilivermiştir. C.H.P. içinde olan a odur. Birinci Gençlik Kurulta- yının gösterdiği osağduyu (sâdece Büyük Kurultayın havasının nasıl olacağının bir delili değil, aynı za- manda geniş C.H.P. li kütlelere ha- rekete geçme zamanının geldiğini de gösteren bir işarettir. Bir yeni kongrede bir hatip, bir başka ha- tip kürsüde konuşur ve partinin en yüksek kademelerini işgal edenler onu dinlerlerken bir kaç sırt ha- mamım omuzları üstünde ve etra- fına dışardan aldığı bir avuç şak- şakacısının okopardıkları şamata a- rasında salona dalmaya kalkıştığı takdirde mutlaka oyuhalanacaktır ve istiskal görecektir. Zira partiiçi mücadelelerde (o kullanılması caiz metodların yanında kullanılması asla mubah görülmeyecek metodlar da olduğu, bu metodların C.H.P. dahilinde fayda değil zarar getirdi- ği herkese açıkça belli edilmelidir. C.H.P. li gençler, Kurultaylarında bu yolun ilk adımlarını atmışlardır. İkinci adım İstanbul (kongresinde atılır ve şamatacılar bir anda yu- halanıverirse kimsenin şaşmaması lâzımdır. Bir kongre salonuna na- sıl girilmesi (ogerektiğini dahi bil- meyenler bir opartinin en yüksek kademelerinde oOyer o bulabilirlerse vah olsun o partiye, vah olsun memlekete... C.H.P. li gençler, bu partinin C.H.P. olmadığını pek parlak şekil- de göstermişlerdir. Bravo! 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: