18 Şubat 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

18 Şubat 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Şuntb 1929 Sahife 5 Çokolatalı —bonbonların evde yapılması bem kolay, hem eğlen- celidir. Ortasına kavrulmuş ve ya gadece soyulmuş badem, fıstık, hadık, burma, mar dilimi v. &. koyarak muhtel bonlar meydana çıkarmak, nihayet bir saatlik iştir. Bunun için kul- danılacak çokolatanın az şekerl mevinden olması müraccahtır. Çokolatayı ufak karınız, bir kaba koyup kabı kaynar su ile dolu bir tencereye oturtunuz. Çokolata — eriyip — sulanıncaya dar tahta kaşıkle kanıştırınız. idikten sonra içinde hiç hava kalmamak üzre iyice doğünüz. Bonbonlar için evvelce hazırlan- mış olan içleri birer birer alarak çokolataya batırıp çıkarınız. Ku- rumak üzere bir. kâğıt ü diziniz. İcabında bir defa batırını 'amamile kurumazdan - üzerle- döğülmüş fıstık, şekerlenmiş menekşe ve ya gül yaprağı, yahut #adece çatalla çizerek süsleyiniz. İçlerin gayet kuru olmasına dik- kat lâzımdır. Aksi taktirde bon bonlar dağılır. z Anşuva ezmesi On iki tane eyi cins ansuva ve ya her hanği tuzla balığı te- mizleyiniz. etlerini, evvelâ havan- da döğerek, sonra ince tel kev- girden geçiriniz. Elli dirhem tre- yağı ile karıştırarak — merhem Bibi eziniz. İki üç ay buzulma- dan durabilir. Bir kadın şampiyon Son günler zarfında büyük golf musabakalı tar. Bu musabak: sabık. İngiliz Mak Keni | | miyetle idaresiz, kal V- KADIN MO GA Mürasr ÇIRC BALOLARDA YELPAZE MODASI rağbet görüyor. Geçen haf balosunda büyük aktristler pek zengin-kadınlar bun Fransız kadın ” mecmualarından biri geçenlerde bir müsabaka açmıştır. Sorduğu suale en iyi cevap verene 100000 frank hediye edeceğini vaat ettiği için müsa- baka büyük bir rağbete mazhar olmuştur. Mecmuanın — sorduğu sual şudür: Genç bir erkeğin sevdiği genç kıza aşkım söylemesi ve ona talip olması her kesin nazarında gayet tabil görülürken neden genç bir kızın genç bir. erkeğe ilânı aşk- etmesi ve ona talip olması çok ayıp bir hal addedilmektedir? Mecmuaya gelen cevaplar bin- lere baliğ olmuştur. Birinciliği Viyolet Sersi ismindeki ğenç kız kazanmıştır. Yolladığı cevap şu- dür Genç kızların genç erkeklere aşklarını izhar etmelerinin ayıp olması erkeklerin yaradılışlarının bir neticesidir. Bir genç, beğen- diği kıza: “Seni/ seviyorum, zev- cem olur müsun,, dediği zaman biz, genç kızlar sevincimizden çıldırınz.. Bu gençle / evlenmek istemesek bile söylediği sözlerden dolayı memnun olur ve kendisine teşekkür bile ederiz Halbuki erkekler öyle midir? Bir genç kız, bir erkeğe onu sev- söylediği zaman erkeğin | Korkak çocuklar hemen umu- | iyetsiz ava lerin evlâdıdır. Dadılar ” elinde Gulyabani masalları dinlemesine müsade edilmiş, küçük yaşta bir az emek vererek, iyi ve kötüyü tefrik etmesine çalışmaktansa umacı ile korkutmak usulü ihtiyar edilmiş çocuklar korkak ve sinsi olurlar. Bu ballerin tabiatle münaseb eti| yoktur. Meselâ insanların uyku saatlarında dünya ışıklarını sön- düren tabiat hiç bir çocuğa ka- ranlıkta — uyumaktan — korkmağı | öğretemez. Çocuk bu korkuyu | olsa olsa “aman yavrum korkma,, diye baş ucuna kandil yakan, ve ya “ dür seni karanlıkta bıraka- | yım da öcüler yesin, diyen cahil ve çok kabahatlı valide hanıma medyundur. | Makul düşünmeleri icap eden büyükler yavrucaklara bin türlü zevesi kazanmıştır. | fena itiyat verdikten sonra yana Bu sene balolarda büyük tüylü aNN Ka danmaakaK aat aa Korkak çocuklardan kim mesuldur? S yelpazeler çok a verilen Alman matbuat n, kibar kadınların elle- rinde pek kıymetli tüy yelpazeler vardı. Bu yelpaze- lerin her biri binlerce liraya mal olduğundan ancak bilmek Bir Fransız mecmuasının suali.. Genç kızlar neden erkek- lere ızdıvaç teklıf edemez Matmazel Viyolet Sersi mazarında küçülüyor, bu gencin ve arkadaşlarının arasında bir eğlence mevzuu oluyor. 'Kadın küçük düstügü için bu usulü kabul etmemiş, ve erkeğe sevdiğini söylemek ona talip ol- mak ayip olduğunu ortaya adet yakıla “pek korkak, miskin, diye dertleşmek veya büyük bir şeref imiş gibi « aman sağ olsun pek sinirli » diye iftihar etmekten başka bir şeye teşebbüs etmezler. Pahalıca aldıkları bir. vazoyu ihtimamla — vitrinlerde muhafaza eden hanımlar. bilirim ki elile harap ettiği insan yavrusunun maneviyatile meşgul olmağı ba- fırına bile getirmez. Neticede çocuk mesul tutulur, tecziye edi- Üir, istihza ve istihfafa maruz kalır. Böyle zorla sersem bırakıl- mış çocuklar nadir değildir. Bu cehalet mahsulü çocukla ilk yapılacak ve en ziyade faide memul olan şey kendilerini adam yerine koymak, ilk vesile ile tokat yiyecek ve ya karanlık kilere hapsedilecek aciz bir mahlük de- ği makul ve hukuku mahfuz bir mevcudiyet olduklarını ihsas et- mektir. En mutı çocuk ebeveynini €n samimi arkadaş bilen, aldığı emirlerin adalet ve hikmetine kani oN gaa (A kadın idam Büt edilecek mi? ütün Fransa M.I Dumergın vereceği kararı sabırsızlıkla bekliyor Bir çok yerlerde olduğu gibi Fran sada da idam cezası vardır, sık sık giyotin kurur kur ve bir mabe kümun başı vü- cudundan ayrılır. Fakat bu vücut- ların hemen he- men hepsi erkek- tir. Şimdiye ka- dar kadın idam edildiği pek na- dirdir. Seneler- den beri bir ka- dinin idamı gö- rülmemiştir. Ha büki şimdi Fran- sada idam mah- kümu dört kadın vardır. Bunlar Sen Lâzar hapis- hanesinde akıbet- lerini beklemek- tedirler. Bunlardan Mari An Davit kü- çük — çocuğunu öldürmüş, Blanş 4 idam Valer 14 yaşındaki evlâtlığını öl- dürmüş, Luiz Dros kocasımı hava gazı ile boğmuş. Jozefa Kures de çocuğunu bir ormanda öldürmüş- tür, Mahkümların evrakı Reisicum- hura gönderilmiştir. Eğer M.Du- merg aflederse dört mahküm ölümden kurtulacaktır. affedilme- dikleri takdirde mahkümu ve hapishane dört mahkümun akıbetini tayin edecek olan M. Dümergin kararını merakla beklemektedir. Resimlerde: vokardakiler Mari An Davitle E — Valere aşağı- dakiler de Luiz Dros ve jozefa kurüse aitti. Resimde gördi nüz iki kişi mahkümler affedil mediği — takdirde kiyotinin — ko: rulacağı riyorlar. Damat-Kaynana kavgası Pariste cereyan eden çok garip bir hadise Avrupada damatlarla kaynana- lar bir türlü geçinemezler, arala- rında kavga eksik olmaz. Hele bazı kaynanalar kizını elinden aldığı için damatlarına adeta kin bağlarlar; kızlarının kocalarını sevmelerini bir türlü çekemezler. Son günler zarfında Pariste bir kaynana ile damat arasında pek garip bir hadise olmuştur: Jak Valmas isminde vaktü hali yerinde bir komisyoncu B sene Karısının Cezairde vel — evlenir. memur olan babası üç te kız kardeşi varmış. Jak bunlarla — geçinmek — müşki | olduğunu — tahmin ettiği — için İkanısı ile ayrı bir apartımana çıkar; burada mesut bir hayat yaşama- ğa başlar. İki ay evel bir gün kaynanası ağlayarak gelir, oturdukları evin icar müddeti bittiğini, ev sahibinin mukaveleyi temdit etmediğini söy- ler, sokağa atılacaklarını anlatır. 'Jak Valmas bu vaziyet karşı- sında pek müteessir olur, bir ev buluncaya kadar kendilerine misa-| fir olabileceklerini söyleyerek kay- nanası Madam Alegri teskin eder. Eretesi günü kayın valde ve | baldızlar damadın evine nakle- derler ... Bir kaç gün hayat pek iyi geçer. Akşamları kâğıt oyunları oynayarak, öteden beri- den konuşarak eğlenirler. Fakat çok zaman geçmeden kaynana her işe karışmağa her kese em- retmeğe başlar, evin rahat ve hu- zuru kaçar. Bunun üzerine damat artık misafirliğe bir nihayet vere- rek otele gitmelerini rica eder. Baldızlar bunu haber alınca derhal bir otele giderler, fakat Kaynana Madam Alegr kayın valde, “ Ben sizin eviulzde değil, kızımın evinde misafk ini, hiç bir yere gidemem , der ve orada kalır. Damat o gün bir şey söylemez fakat, ertesi günü — kaybaran sokağa çıkınca kapıyı kilitler ve anahtarı cebine alır. Kadan eve geldiği zaman kapıyı kilitli bu- lunca pür hiddet kesilir, kapıyı açtırmak için bağırıp çağırmağa hn'lıı şer Apartımanlarda oturanlar meseleyi - bilmedikleri için k: kola telefon ederek polis çağırı lar. Derhal yetişen polisler kapıyı | açtırarak meseleyi anlarlar ve | kadını karakola götürürler. | Jak komisere meseleyi anla! İkarisı ile çocuklarından ayrılmakten Jise kayın valdesile dargın olmayı tere cih ettiğini söyler. Komiser jaka hak verir ve kayın valdeye “Koct- V nız sağ iken kavga edecek baş kasını ne ye ariyorsunuz? Haydi güle güle Cezayire, kocanızın yanına gidin ve damadın İntikamı- n kacanızdan altuz,, der. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: