18 Haziran 1930 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

18 Haziran 1930 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i Sahife 6 Tarihi roman tefrikamız:73 BİZANSIN SON GÜNLERİ İSTANBUL' U Deliyi Fâtih'in huzuruna çıkardılar, söyliyrdu? <kövümüzün biricik arslanı olan Toğan mişler... — Ha iy » bu cinayet gizli kalamaz... ayı yı gizlemek senin — Vak ve rize bir deli.. e De A kapısı önün- bir gürültü işidildi: Tutunuz... tutunuz! — Timarhane (o kaçkını adam. bir — Elinde bıçağı da var... tunuz ...1 Yakalayınız..! o İbi delidir.” — eşi sa' — İşte, bii taslar ya Lİ — Fakat ne kuvetli bir deli... iŞ birini daha kurtaran yok mu? Yasi Se Padişahı ları, delinin elin- b im iri boylu bir zalim hünkârin huzuruna çı- Fâtih s — Ne “yor .? Kimsin.? ti nedir? Deli ing bakındı: — Evvelâ cellatlara emrediniz, kollarımı Zum b sy Ben deli değilim, Padişal Sulta: tan iye net a elile eli serbest Li liyik e kapandı: — Ben bir köylüyüm, dedi, bin Hasandır... Dün kövümde Me bir Okara; haber al biricik kah- ramanı olan ZN Toğan'ımızı zehirlemişler... Onu o öldürmek istiyen canavarı sizden saklamış- be. m e boynunu niçin ii hep bir Peli şahım, dediler, bu adam yar ne yi bilmiyor! Mehmet delinin yanına lim Fethinden sonra... İskender Fahreddin Bu adam — imdi... neler beyi zehirle" EE : onu görmeğe geldim... beni onun yanına götürünüz. — Hasan, sen e Pei — Tezveren köyi — Toğanın sehirlendiğini sana kim meli r kadın — o tr aliyor musun? — Kövlümüzdür.. Kızı sarayda İŞ. ismini kızın biliyor olmuş. i döndü. Peki.. Bu kızın anası sana ne Bi oğancığımızı Yunus zehirlemiş, dedi... Padişah, hadisenin iç nü bilmiyordu. Bu haberi ani Yunus beyin yüzüne baktı. Sonra, tekrar başını deliye erer Hasan, dedi, Dırahşan'ın anası sana başka bir şey söyle- medi mi? bey Hasan ayağa kalktı. Toğan'ın hayatı tehlikeye düştüğünü işidince, bundan başka söylediği sözler kulağıma gir- medi... İp kelimesi de hatırında kalmadı mı — e İ eri beyi sevi- Eğe ölürse, Dali da kei İmren miş... Hatırımda başka bir şey di) ii ahım ! Fâtih kaşlarını çattı.. Delinin verdiği eğ çok mühimdi. Padişaha, Toğan beyin eski bakır ke su içerek zehirlen- diğini söylemişlerdi. Fâtil Mir a duranlardan birine hitap e — Toğan bile yataktan kalka- miyor mu? — Bir iki güne kadar tamamile mit ediyorum. n, hünkârın ayaklarına atı- ardı: isleri Hasi larak Salim — İrade buyurun Padişahım! iy bu yeğidin. yanına götürsün- deliye Mehmet kövlünün haline acımıştı.. Hasan'ı kolundan tuttu, Akşam 18 Haziran 1930 . Akşamın eğlencesi — (W —— 2 — Paristen geçen bir nehir (3) van âk “ zağı gösteren edat (8) - Musiki rinden (2. 5— akan mahal, musluk (6). 1 lis meşhur ye biri (9). 9 — Deniz kenarında - Cemi edatı (3). Yukardan aşağı: m bulunur (3) 1 — Cihet (5). 4—bBir ME (5) - Rutubet (3). 5— Şap he (3): 6— yeri LE Dişleri gayet pi li ie a — All (5) hünkâra gidip anlatacağım. n için hayırlı olur, hanımsultanım. Fabrikalar kalkıyor Bundan sonra elektrik havadan alınacakmış? Radyo Volt El yazıl- dığına göre: İtalyad ermo şehrinde Saveryo Natella isminde tabakal ii haline getirmeğe muvaffak (olduğunu sövleğie ktedir. İfadesine nazaran fezada ayyen bir mesafede ecramı sema- viyenin deveranından hasıl olan elektrik mevcelerinin mevcudiye- tini ispata hazırdır. Ve bu mev- celerin kürrei arzdan 62-63 kilo- metro uzakta bulunduklarını tes- pit etmiştir. Ee inşa eylediği bir e bir anten /vasıtasile takriben s0 ile 90 bin masrafla yapılac: santralı vantağiet fezada bar mevceleri alara! liret ii muvaffak irak iddia liye; Bu tecrübele, mikyasta kendisi (o yapmış ve muvaffak İmuştur. Bu lensle hakkında Napoli elektrik enstitüsü müdürü profesör Melazo ve telsiz telgraf direktörü profesör (OFokaçyonun (fikirleri orulmuş fakat bunlar beyanatta ülünmiyaiz hansi bir komisyo; huzurunda bunun tecrübelerinin yapılması icap “ettiğini söylemiş lerdir. Vilâyet yolla yolları Emanet hududu haricinde inşa ee olan vilâyet yollarından bu ikmali (kararlaştırılan ol abratle i inşa edilecektir. Bu inşaatın arkası vilâyetle emanetin tevhidi üzerine eylüle kadar alı- nacaktır. yanına oturttu, — Sen Toğan'ı görmedin mi — Mağnisaya birlikte gittiğiniz tarihten beri o yavrucağın yüzünü görmedim.. — Onu neden bu kadar çok seviyorsun Köylünün ağ iye çoktan beri — Nede mi7 iz d0 acıklı bir ii yi e ağlarsınızl (Mabadi var) Yeni ru hikâyesi Lâstik ıharriri : Mi Bini ii bizi, Rusya'da âstik giyilir. Yür ler sağır ik için hani, İnsanın lâstiğini düşürüp ie mesi de işten bile değildir. Ben de | itim, tekini kay- bettim, gözüm... — AL... n biri yok iz Potinim ici, Bakla Çora- bımda ayağımda pantalonun da efendime 5 ayağımda... Amma, gel gelelim, lâstiğim yok, bilâder.. u böyle ayağımda mı, değil mi diye aval aval bakıp dururken tramvay da, üüüh, ei gitmiş... Tüh, gözüne yandı; E; ii Öteki & tek lâstiğimi çıkardım, anam, — çıkarıp kazata küğedna sardım. Aldım koltuğumun altın endi kendime düşündüm ki: “Akşam üstü a bitirdikten sonra - diye düşündüm. - Depoya gidip lâstiğimın tekini kontrol dan sorar|,, Diye dündüm. l lâstiğini tramvayda kaybetmişsin genel Başka yerde kaybetseydim zırt bulurdun sen lâstiğinil Gittiydi lâstigin teki! Amma, bizim, kay- bolan eşyayı saklamağa mahsus teşkilâtımız var. Müracaat et ori e bilâder, al ei Kork- » Yür ferah tutl EMİLE) Allah sizden razı olsun, kardeş! - dedim. - Yoksalıyın dağı derun olacaktı yüreğime kay- Üktseyilii şayet ear o yak üç mevsimdir giyiyoru! üşün... Ertesi gün, bö bir zaman bulup kayıp eşya resi gittim efendime diyivereyi — Yoldaşlar! - dedim - Lâsti- ğimin tekini tramvayda unutmu- um. Ne bilinç Şunu verin sevabınıza, — Olur! - dedi diler. - Amma, senin lâstiğin ne türlü lâstik, akalım? — ya ii lâstikl dedim. - Yirmi numara.. Bizde ediler. numara stik bir va ga n kendi lâstiğinin alâmeti fari- a söyle bir hele.. — Alâmeti farikası, - dedim. - adeta işte... il - dedi. - — lee kler sürüyle b e... alâmeti fa İğ ea onu a bir e hele — Sö yiyeyim, yoldaşlar! - dim. - Taban mı hiç re gibi birşey.. Ha yi tu ha kopa- cak. Küçük Pa in da ufacık bir kırmızı Yı — Eh, öyleyse iz yörüciği - dediler. - Şimdi getiririz senin lâstiğini. Ne dersiniz, lâstikciğimi hemen- cecik içeriki doi laptan çıkarıp bana aşar ci Di anam babam gi rünce ta şöyle aim “lastiğini, bir sevineyim... — Eksik olmıyın! - dedim. - Allah sizden razı olsun! Kavu: tum lâstiğime... Lütfedin şunu ilâder de ayağıma giyeyim! — Yoool Acele etme, yoldaşi- Paul Zoşçenko diye suratıma doğru doğru kış- kırdılar. - Bu lâstiği senin düşür- onu sana teslim edelim? Ha 7? — E peki? - dedim - Ne ola- cak şimdi? — Ne olacağı basit! - dediler, - Lâstiği sahiden sen kaybettiğine dair, e m (| bize ilmühaber geti, — Aman, yllar - em - v mubtarı, evde o duru- yor; benii ve lâstik bana ilmühaber verec: dediler. - Vazife- — Verir o. sidir vermek. Lâstikciğime, bir kere daha hazin hazin baktım ve Ella ktım, çı Akşama, ev muhtarına gittim. anam; bir ilmühaber Taş — hi kaybettim. - dedim. - Tamayaara şimdi... Mutlaka ilmühaber lâzımmış... — Eh, - ded - öyleyse bana bir istid'a yaz. Yazdım istid'ayı, efendime söy- liyeyim, ertesi gün de resmen ilmühaberi Ma anam babam... a sevine sevine lâstiğimin Fakat... Tuh canına be.. Vay ölüsü kınalun... Hani gazeteye sarıp koltuğu- mun ei aldığım öbür lâ: e teki yok mı? - oraya buray dolaşırken onu bir yerde Gla mışım. O yok bu sefer de... Ayıkla şimdi pirincin taşını! Aksiliğe eşe anam babam. Paketi nerede tuğumu a lamıyorum, gö: ie. N *) Rusya'da mahalle muhtarı yerine ev muhtarı vardır. Müercimi. 858 lisan! Yer yüzünde kaç lisan konuşuluyormuş? En yapılan tetkikata göre dünyede hâlen 858 lisan konuşul- maktadır. Bunlardan 46 /tanesi Avrupada, 153 ü Asya, 1181 AF rika, 4240 imali ve Şi Cenubi 117 taneside Avustu- ası ve adalarında kta: n bu lek lisanların sa- sl şive ve talaffüz gin nazarı dikkate alınarak bu yekün ozaman 2796 yı ik makta olup anın ne karışık bir Babil esi olduğu ö al

Bu sayıdan diğer sayfalar: