18 Temmuz 1930 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

18 Temmuz 1930 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

az rae) afız şe pp apartm Son seneler m Fatih aldı terakki etti.. buyana arasında dehşeti fark vi Fatih lin eski Fatih hocaları gibi sarıklı, cübbeli lâp- çınlı, şalvarlı tam manası ile alaturka apartmanlar. Dün bunlardan birini gezdim.. Apartmanın ismi en ezin efendi apartmanı,.. Alt kat p. cerelerinde yeşil Gil boyalı böyük büyük kafesleri var.. Kaleden içeri girdik.. Antrede kimseler apıcı odasına baktık içeride süt beyaz sakallı, ii takkeli bir piri fani namaz kılıyor.. Vakıa ie meşgul- dü ama gene göz ile bizi gördü, tiz li in “Allahü Eri diye bağırdı.. Bunun ma- — liz bitinciye kadar bek- in...MİŞ.. ğa e bekledik. Ak sakal e namazını biti- ERE sağa sola: Allahü ekber.. mein Allahü ver iie ten ai — Apartımanı gezeceğiz de... — Evvelâ bahçeden gezmeğe başlıyalım. Bir e kapıcısından böyle rtımanın bahçesine çıktık.. Arzüllahı vasia| erik ağaçları, armut ağaçları.. Yani her türlü eşcarı gayri müsmireyi ai m bir bahçe.. İçinde çardaklar, ha- vuzlar.. Apartman gi izahat veriyordu: — Bu kısım dördüncü katındır. ikinci kattaki Nuri . kendisi iri meraklı- müsmire ve e çiçek, tavuk ylişryosunz mi enin taze a; bahçenizdeki Fren meş elinizle ala apartmanın alt katına girdik.. Bir taşlık ve bir sarnıç.. Bu apa nında garip bir hususiyeti şu.. sia lr dairede ŞEHİR HABERLERİ ) Çok vapur geçiyor Fakat limanda du- rup erzak kömür alan yok Limanımızda tahdit Bere isi artmıştır. Bir hafta zarfın e durmadan geçen ra Diğer vapurlar su ve kömür ihtiyacını başka limanlardan temin etmektedirler. Transit Mey artması limana bir fayda ve! miştir, ali e iş azaldı Son İstanbul tapu im ço azalmıştır. Bir makta: Alım, satım mu: saidemi M7 ibi olmakla Lesakii ferag ve saire harçlarını verme- nin müşkülâtından dolayı bir çok kimseler işlerini ( neticelendire- miyorlar. Çekirgeler Cenup vilayetlerimizdek i| g Cenup mem çekir, rge büyük ZAN yap Ki u yüz“ den Mersin, Adana e dayları hasara uğramı am Çekirgelerin hayvan ölümüne de sebep olduğu anlaşıyor. Urfadan icaret odasın: elen bir mek- tupta çekirge istilâsu maruz kalan yerlerdeki otl, yiyeen ayvanların hastalandıkları bildiri- liyor. Yalnız Urfada be: derecesinde hayvan telefatı ol- muştur. Müzeler Halil bey Avrupada tetkikat yapıyor pada (bulun zeler mi Halil bey, müzeleri ilik etmektedir. Son zamanlarda Av- rupa müzelerinde eşyanın tam bir şekilde gösterilmesi için projeksiyon ile tenvirat yapılmak- tadi Ir, e bik pin başka Avrupa müze- MK rk tarihine ve şark emleketlerine ait eserler vardır. Halil bey, bu eserleri de ayrıca ve tir. r Avrupada hususi ve it iel pi Be Halil bey bu idare şekline ait bir r: ii da tanzim ederek maarif ekiletine verecektir. Sanayi mektebi Bu sene mektepten 30 efendi mezun oldu Vilâyet tarafından idare edilen İstanbul sanat mektebinden ve tesviyeci motorcu, dökümcü, dört efendiden mötörcu, ikisi de mo- çlerden Sırrı efendi isminde biri elektrik mühendisi olmak için la gitmişler- dir. Bu iki endi hesap- ların tahsil necla Yevmi, Siyast garete bir banyo dairesi var.. Fakat anyonun zemini çinko kaplı, hemen hemen gusulhane gibi bir yer. Apartımanın Ee gibi sakin- leri e pek eselâ li Vi EN bir mütekait... kendisi inek meraklısı düşünün apartımanda inek besle- Bereket versin bahçede! iŞ meği.. ahıra.. bu bahçeli, ahırlı, sarnıçlı, gusulhaneli apartımandan çıkar-” ken kapıcının odasındakı alaturka saat üçü çaldı: ii çın. t Feridun İDAREHANE — Acımusluk sokağı Telgraf adresi: “Akşam, İstanbul, Telefon :yazı işleri için :İst: 1 Telefon: idare işleri için: ,,1 1434 Gönderilen yazılar sahibine iade edilmez ABONE ÜCRETLERİ kiye için: seneliği 1700. altı 900, üç aylığı 500 kı vuruş. Ecnebi : Seneliği 3000; altı aylığı 1600; üç aylığı 900 kuruştur. Gazetemiz ilânlardan mes'uliyet kabul etmez. sefer 20 — Ruzuhızır: 74 Hava oyunu Yalan şayıa çıkaranlar tahkik ediliyor Bundan bir müddet « dek sel sie ihra: yen fiatlerini üşünmeğe alık ları anlaşılmıştır. ayn er kl la müte- ola muhake- A beri bu hava oyunları hakda tahkikat yapmaktaydı. velki gün üçüncü istintak dariresi hava oyuncularını isticvap etmiştir. Aynı zamanda borsadan bazı komisyoncular, tacirler de dinlenilmistir. Şahitler ifadelerin de afyo iatlerinin 45 lirayken propagan — eee olarak 37 liraya dü- rüldüğünü söylemişlerdir. Yapılar “tahkikat petiçesinde propaganda şebekesinin İzmir: İs bir ucu olduğu lal liye İzmir'de ki hava oyun- ia e hakkında da tahkikat ya- pac Mecidiye köyü Halk erazi için tapu verilmesini istiyor Şişli civarında Melle ininde bir köy vardır. Bu 70 sene evel Abdülmecit ne nında me ilmiştir. Köye o edileni memleketler- mişti. arazi şimdiye kadar tapuya bağ- lanmıştı. iyileri tie erazi me: lesinin kat'i olarak “halini istiyen Yiyecek satan dü - N Sıcakların şiddi u gün- lerde emanet il çi — eşya satan dükkânları teftis etmeğe karar vermiştir. akkal kasap, lokantaçı, ahçı e birahaneler | teftiş edilec “Musiki ruhun gıdasıdır! Münevvet eçinen bir sınıf vr ki, kendini yüksek göster- mek için bir çok şeylerden anlı- irin hoşlanıyormuş O tavrını! raza, zaman zaman, kı j filânca edibin, falânca âlimin — tıpi n etek, kısa i — oda oluverdiğini farkedersiniz. Bizde, bir zamanlar Tevfik Fikret od. erkesin elinde, yahut lâakal Oevinde bir “Rübabı ikeste ,,.. Amma üç mısran ğru mahsus v mat ze EE moda Amma liğe bul da Tariki. giris i. n ki, bu yalnız bizde böyledir. "Hayır! yin ne rika'da da meşhu: ii Bazysaii senelerce iki erinin ULAŞ yaptıktan e moda hükmüne bi gizi Bak: lil beni nasıl anlamış- yazıl; esrl söyle pu geçirdikten sonra, artıl s m vermeğe zulumdide sanat şubesi miri ei ki ruhun gıdasıdır. Aman efe al usikıperveran hi Tal sahtekdirliğime ati sare ortaya çıkaramamışlar A k ilân etmiş. Mi elişer) dolara kapışmışlar. ulunma mış, İhtikârlı | bilet e yapılmış. A ün zarfında, konser binası önünde, Gör on şekline girerek konserde çalacağı arılı çalmış. Dinliyen olma- mış. Ancak beş ln vene 5 cents sadak kliseye giden iyonlar körlüğüne hürmeten vermi Hatice Süreyya ) , Tefrika No:126) ——— Haşmetlü para hazretleri... Üçüncü kısım — Sen çıldırmışsın | eni deli yerine koymıya- cağınıza söz vermiştiniz. — Bu cinayeti kim işliyor? — Bilmiyorum. Mini maksatla miyorum. — Nasıl sa alaya — Di rek. m iz Jöneviyev. — İnne hep sevdikleri, yakınleri var. Yanıma > Ea girebilir? Onu Röne ile sen yedirip içiriyorsun. — Doğru, — Şatoda itham ettiğin kimse var mı? — Kimse yok. Kimseyi itham etmek benim ne hattime? Ben yalnız e inanıyorum. — Pı u zehirin nereden geldiğin biliyor mısın ? UL — Sine mp — çahil bir Köyln 7 ee zehirli otları bilir ve kop: — Evet amma en cahil doktor eli bu otlardan zehirlenmeği anlar. — Şatonun Kış (bahçesinde ecnebi diyarlardan gelmiş zehir- | leri kuvvetli ağaçlar yok mu? | — Var, hemde — Bu ağaçların zehiri ile bii zehirlenecek olsa anlar mısınız? Ek tkikat yapmadan anlıyâ- — — Böyle bir tetkikat yaptınız mı — Hayır, yapmadi halde bu seki li neba- tatla vukubulacak bir cinayeti anlıyamazsınız? — Anlı ettiğin kimse varsa iş değişir. arlı; ii e itham iie ra et aki şüphe ediyorsun? — Cinayet işleniyor diyorum, şüphe etmiyorum. Böyle bir şey içine mi doğdu, yoksa bir şey mi gördün? — Evet gördü Jöneviyev'in sözleri Maksim'i çığrından çıkarmıştı. Jan'ın hasta- handığı ilk seir zehirlenme- en şüpelenmiş â bu anla Raul'a söylemiş, —— kon — Zehirlenmesi ihtimal ve demişti. Yediğimiz (şeyleri kl or, kimse zehivlenmedi. Eğer Jan" ın hastalığı zehirlenme olsa hastalanmamız Kontun bu makul sözleri üzerine eri bir u ibtimali aklına getirmemişti Şimdi ke dilendi kızıyordu. Jöneviyev'in o bir sözü vag önünden, rarengiz bir perde kaldırmıştı. Kadının #önbeliie ne derece isabet olduğunu henüz — Röne ile kont Şikeli olmalarından bilistifade benimle gi misiniz ? — Nereye? — Kış basn — Gelirim. ilmiyordu, fakat bir cinayetin sebeple sezer gibi oluyor, katili i okuduğu ( cinayetlerin eldi. Bu cinayetleri evlilikten bıkan geye ar arının üstüne başka vceler işlemişlerd. i, Janın nebati bir zehirle zehir- lenmekte olduğu kabul edilince, — Sev tadi gözlerimin önünde öldürdüler de ben farkına varmadın mesele ; böyleyse, bunun intikamını mu- hakkak alırım. Katilin kafası kesileçektir. Maksim düşünerek Jöneviyev'in peşi sıra kış bahçe- sine girdi. Etrafa ağır bir koku yayılmıştı. — Bu zehir kokusunu duyuyor musunuz?dedi. (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: