26 Ekim 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

26 Ekim 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

26 Teşrinievvel 1931 Yunan muhtelitile çarpışacağız İlk muhtetelit muvaffak olmazsa takımı nasıl teşkil etmeli.. Cuma günü karşılaşacağımız Yunan muhtelitinin hafı Andriçozla ihtiyat kalecisi Cuma günü gene heyecanlı dakikalar © yaşıyacağız. (Cuma Yunan muhtelitile G, S, - F. B, mubhtelitinin karşılaşacağı ilk gün- dür. Bizim muhtelitin kurtuluşla oynadığı egzersiz maçından sonra düşüncelerimizi yazarken, takımın çok mükemmel * görünmediğini, yalnız sol tarafının işlediğini ilâve etmiştik. Geçen cuma teşkil edilen G.S- F.B muhtelitini başka bir tertibe sokmak için elde mevcut oyuncu- larla başka türlü nasıl bir şekil düşünülebilir. Bizce günün meselesi budur. Evela hücum hattından başlıyalım. Geçen cumaki omuhtelitin sağ tarafını ikinci muhtelitte başka bir şekle koymak için sağ açıga diğer bir oyuncu bulmak imkânı yoktur zannındayız. Çünki Galatasarayin sağ açığı Mehmet Salim beyin futbolü bırak- tığı işitiliyor. Bu vaziyete göre sağaçık Niyazinin yerine tecrübeli ve değiştirilmesinden bir faide beklenecek gibisini bulamıyoruz. Mamafih Mehmet Salimin idmanı yerinde ise, futbolü bırakmak kararını bu maç için tehir ettire- rek ikinci muhtelitte “oynatmak belki mümkündür. Sağiç mevkii için Muzafferin yerine Kemal Faruki “biçilmiş kaftandır. Merkez muhacim yeri için Fik- ret muhtemel vaziyetler arasında bize en münasibi gibi “geliyor. Fikret ikinci sofya maçında milli takımın “merkez muhacimliğini vasattan yüksek bir şekilde be- .cermiştir. Fikretin ortaya alınma- sile “sol “iç, dolayisile -sol-açık mevkii ilk nazarda zaiflıyacak gibi görünür. Filhakika Fikretle Rebii (ofevkâlâde “anlaşan iki oyuncudur. Fakat Rebii ile aynı derece anlaşan başka bir oyuncu da wardır. Bizce Latif sol iç meviinde Fikret ortada olacağına Lâtifin (kusurları bu maçta en az-mevzuu bahsolacak kusurlardır. Çekingenlik cihetinden korkmı- yabiliriz. Gelecek Yunanlı oyun- cuların sert ve haşin oynamıya- cakları şimdiden tahmin edilebilir. Nefessizlik meselesi de oyuncu değiştirmek ihtimali olduğundan mevzuubahs olmaz. Hem Latif'in nefesi bu sene eskisinden iyidir. Latifde “ısrar edişimiz Rebiiyi yarıya düşürmemek içindir. Ne denirse densin Fikretsiz, Lâtifsiz Rebiinin derecesi daha düşük oluyor. Şu (O halde (o hücum hattı Rebii, Lâtif, fikret, Kemal Faruki, “Niyazi, yahut Mehmet Salim -şeklinde oluyor. Bir oyuncu için kabil olsada Hakkıyı merkeze alabilsek, Fikret - Rebii kombi- nezonu da bozulmamış olur. Haf hattından Mithatı ayırmak bu günkü vaziyete nazaran doğru değildir. Nihat iyileşip oynıyabi- lirs mesele yoktur. Mevcut haf- larla yapılabilecek en iyi baf hattı, Mithat, Nihat, Suphi ola- bilir. Bekler, bizce Vahi, Burhan'dır. Birbirine alışmış iki bek herhalde alışmamış az daha iysine tercih olunur. Galeci olarak mutlaka Ulvi'yi getirtmeliyiz. Avni'nin ayarı belli olmıyor. Çok tehlikeli çıkışlarıda itiyat ettiği için kalemizi Avni gibi bir möbetçiye “içimiz rahat olarak pek emniyet “edemeyiz. Rıza da “geçen 'cumaki maçta fazla mütereddit “göründü. Haf hattında (Nihat (o oynıyamazsa merkeze Mithatı koymak makul- dür kanaatindeyiz. Mithat ortaya geçerse, müdafaa tarafından belki biraz zaiflarız amma taarruzumuz daha delici bir hal alır. Müdafaadan kaybe- deceğimizi taarruzda kazanacağı- mizla tartarken, takımın manevi- yatını da hesaba dahil etmeliyiz. Takım başlar başlamaz Yunan nısıf sahasını kolayca delebilirse daha açılır, daha iyi oynamak ihti- mali artar. Aksini düşünerek Yu- nan hatlarının bizim müdafaamızı daha kolay delebileceği de düşü- nülebileceğinden Mithat meselesi naziktir. Böyle bir muhteliti ilk teşekkül muvaffak olamadığı taktirde kay- dile “teklif ettiğimize nazaran - birinciyi değiştirmek ihtiyacı hasıl olmasın - temennisi en samimi ve en doğru temennimizdir. E.Ş İtalyanları da çağırdılar İtalya milli takımı Rusya dahi- linde hir seyahat yapmak tasav- vurundadır. Beynelmilel federas- yona bu hususta müracaat ede- cektir. * çıkarmakta mana ne idi.... ! nota, yahut bir Türkiye İhtilâf bitti Bütün dava bu muydu? Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüplerile mıntaka ara- sında hasılat yüzünden çıkan ihtilâf halledildi. Son anlaşmaya nazaran, bundan sonra ihtilâf çıkaran kulüpler çarpıştığı zaman hasılatın “/, 90 sini alacaklarmış. Başka maçlar içinde hasılatın taksimi “eski “şeklini muhafaza edecekmiş. Bu itilâifa (göre ihtilâfı çıkaran klüplerin “maçlar- dan temin ettikleri hasılat farkı senede nihayet dört yüz liradır. Senelik bilânçoları binlerce lira ile kapanan klüpler için dört, beş yüz liralık fark mühim bir rol oynamaz. Başta gelen üç klüp bu suretle birşey temin etmiş olmadı. Eğer her ne şekilde olsun dahili maçlardan daha fazla gelir temin etmek bu üç klübümüz için bir bütçe zarureti ise, “aralarında toplanıp daha makul nizama, beynelmilel kaidelere daha yakın çareler bulmadılar. Ehemmiyetli “oynıyamıyacak dört yüz lira için umumi intizamı bozmak tedbir değildi. İbtilâf çiktığı günler biz bu noktalara işaret etmiştik. Tutulan yolun çıkar bir yol “olmadığını söyler- ken “memlekette “milli “grup teşkili | hakkının (münhasıran federasyona ait bir hak olduğunu da ilave -ettikti. Mesele tahmini- miz gibi çıktı. Yalnış başlanan işten çabuk döndüler. Biz yalnız lig maçlarının geç şilt maçının gerilemesi ile kaldık. Çok garip olan milli grup meselesi de tabiatile suya düştü. Şimdi. düşünüyoruz; ihtilafı Esasen mıntaka heyeti üç kulübe fazla hisse tefrikine mütemayildi. Her halde ihtilâfı çıkarmadan da bugün temin etttiklerini alabilir- lerdi. Ne ise ihtilâf halledildi. Bun- dan sonra para meseleleri için bir daha anlaşmamazlık çıkma- masını temenni edelim... Bu para meselesini kökünden halletmek için (Hasilâtı oynıyan kulüplere ait olmak üzere) bir kupası tesis etmek çok hayırlı olur. Tür- kiye kupası yapılırken,kupa maç- larının milli gurup meselesinide halledecek şekilde yapılması için kupa nizamnamei icabeden mad- deleri yazmak bir taşla iki kuş vurmak gibi iyi olur. Eşref Şefik Yunan takımı geliyor Yunan dostlarımızın, İsmet paşa ve Türk sporcularını nasıl karşıladıklarını hatırla- yınız. Siz de Yunan futbol. cularına aynı muhabbet ve nezaketi gösteriniz! Boks hey'etinden: 30/10/9931 Cuma günü icrası ilân edilen mıntaka teşvik müsa- bakaları mezkür tarihte Yunanlı- ların şehrimizi ziyareti dolayısile 6/11/931 tarihine tehir edilmiştir. Mıntakamızda bulunan amatör boksörlerin müsabakalara iştirak etmek üzere 4/11/931 çarşamba günü akşamına kadar İstanbul merkez Rıhtım han 9 numarada mıntaka boks heyetine tahriren müracaatla kayıt olmaları ve mü- sabaka günü tartılmak üzere saat 14e kadar Beşiktaş klübünde hazır bulunmaları tebliğ olunur. Müsabakalar saat 15 te başla- yacak ve kazananlara madalyalar tevzi edilecektir. EMİ. Mİ En ENAZ İ sonra teverrüm Tıbbi intimekebe; - Veremle mücadele.. aş yardım etmek lâzımdır Verem üzerine yorulmak bilin- meyen bir faaliyet ile çalıştığı halde ve bulunan bir çok “yeni tedavi usulleri ve çarelerine rağ- men bugün hâlâ veremin kat'i bir ilâcı bulunamamıştır. Yani verem bu'gün pek korkunç ve pis tanılan firengi hastalığı gibi olmamıştır. Firengi veremin ya- nında pek ehemmiyetsiz kalmıştır. Büyük bir firengi yarasını dört, beş ilâç şırıngasile kapatmak ka- bildir. Fakat kuş gözü kadar bir verem yarasını senelerce kapat- mak mümkün değildir. Veremin sirayetinin bu kadar geniş olması verem mikrobunun pek mukavim olmasından, firenginin daha mah- dut kalması mikrobunun hariçte çabuk ölmesinden ve tedavi ile firen- gi hastalığının sirayet edemiyecek- bir şekle sokulmasındandır. Taba- bette verem kadar -müziç ve uzun süren bir hastalık yoktur. Sizi her şeyden men eder. Zevkten, hayattan, neş'eden, çalışmadan keser.. ve maneviyatınızı, “ruhu- nuzu alt üst eder.. Yeni tedavi usullerine ragmen bir veremlinin iyi olması bir çok şeraite bağlıdır.. evvela en mü- himmi para meselesidir.. Bir ve- remlinin her zaman'mühtaç oldu- ğu (iyi gıda;istirahat, tebdili hava) gibi üç “mühim ve başlıca “çarei tedaviyi yapmak için bolca bir para lâzımdır.. Bir firengili öyle değildir. Ne tebdilihavaya, nede pek mugaddi yemege ihtiyacı yok- tur.. Şırıngasını yaptırır, işine gü- cüne devam eder.. Onun için bir veremliye bir firengiliden daha çok acımak lâzımdır.. Bu veremli ölünciye kadar kendini iyi bir hayatta yaşatmaya mecburdur. şu halde Verem kabili tedavi mi- dir?.. sözüne cevap vermek kolay değildir...Şu mühim mesele Vere- min erken teşhisidir... Fakat ilk zamanlarda veremin başlangıcını anlamak güçtür. Pek kıymettar hocam merhum Celâl İsmail paşa “manasız arazı asabiyeden mus- tarip genç kızların senelerden ettiklerini gör- düm..,, derdi. Hakikaten verem başlangıcında (o bizi (şaşırtacak, veremi hatırlatmıyacak araz gös- terir.. Bir verem hastalığını her taşın altında uyuyan bir yılan gibi kabul etmişizdir... Bugün veremin erken teşhisinde bize en büyük yardımı olan (Rontgen) dir. Rontgen'in keşif ve tatbikinden sonra veremin erken teşhisi daha kolaylaşmıştır. Çünkü kulağımı- zın duymadığını Rontgen gözümü- zun önüne pek aşikâr olarak koymuştur. Bundan başka veremin eyi olması daha bir çok şeraite bağlıdır.. Verem mikrobunun kuvvetinin, cinsinin, adedinin ehemmiyeti var- dır.. İnsana bücum eden her mikrobun da insan gibi zaifi, kuvvetlisi vardır.. Zaif mikrobla oğraşmak daba kolay, kuvvetli mikrobla oğraşmak ise güçtür. Cinsine gelince bir cins mikrob vardırki girdiği vücudu dört nala şürükler, götürür, diğer bir cins verem mikrobuda yavaş yavaş seyir eder. Bu mikrob hastalığı müzmin şekle sokar. Zaten vere- min iyi olması demek hastalığın müzminleşmesi, tevakkuf etmesi, hastanın hastalığa karşı muafiyet kazanması demektir. Adet meselesine gelince çok tabiidirki adedi az mikrobla mücadele etmek daha kolay, adedi fazla mikropla uğraşmak daha zordur. Veremin iyi olmasında yaşın da tesiri çoktur. Ufak yaşlarda mu- vaffakiyet daha azdır.. Halbuki PE ihtiyarlar Vereme karşı cok mu- kavimdirler, bunlar (o ölmezler.. Fakat bu ihtiyar müteverrimler, evlerin içinde hastalığı başkalarına sirayet ettirmek için çok tehlike- lidirler. Birde veremli bir hastanın uzviyetinin diğer bir noktasında başka bir hastalığı olmamalıdır. Hiç bir hastalıkta verem kadar bol ve zengin yemek yedirmek mecburiyetinde kalmayız, halbuki bir veremlide pehrizi icap ettirecek başka bir hastalık olursa veremin tedavisi güçleşir. Görüyoruz ki veremin iye ok ması hali hazırda bütün tarakıyata rağmen kolay değildir. Bir defa- lar ilân edildiği gibi, üzerinde gürültü yapıldığı gibi elimizde her hastaya, her zaman tatbik edilecek ve hemen ve mutlak iyi bir netice alınacak bir aşı ve ne de bir ilâç yoktur. Bu şerait altında veremin iyi olmasına çalışmakla beraber en ziyade veremin sirayet ve intişar noktalarını kurutarak verem va- kayiinin yeniden zuhuruna mani olmak lâzımdır... Zaten bugün hali hazır tababetin: uğraştığı bu yoldur, verem mücadelesinde hep bu nokta kabul edilmiştir. O halde veremin en büyük çaresi insanları bu müthiş afete yakalanmadan kurtarmaktır. Verem gibi bir hastalığın mik- robu sirayet ve intişar noktaları malüm olunca veremle mücadele noktaları kendiliğinden çıkar... Sağlam insanları, bilhassa cocuk- ları veremden kurtarmak için hastalıkları sari şekilde olan ve- remlileri (bulup: ayırmak icap eder... Şehrin temizliği, yiyecek ve içeceğin temiz olması, bir insanın beslenmesi için lâzım olan gıda- larını (et, yağ, şeker) gibi gıda- ların ucuz satılması verem müca- delesinde başılca şarttır... Verem afeti dünyanın gözünü o kadar korkutmuş ki, veremle mücade- leyi yalnız hükümetlete' bırakma- mışlar; dünyanın her tarafında halkta hükümetten ayrı teşkilât yaparak veremle mücadele cemi- yetleri kurmuşlardır... Dört seneden beri çalışan, bu içtimai dertle uğraşan bizim de bir “Veremle mücadele cemiyeti, miz vardır. Cemiyet İstanbulda bir dispanser açmış ve burada şimdiye kadar “800,, ü mütecaviz hasta tedavi ederek, 'çoklarının ilâçlarını 'meccanen “vermiştir... “Yaşamak yolu,,ismile bir mec- muada neşrederek halkı tenvire çalışmaktadır. Bu cemiyetin bu- güne kadar (2,000)dir. Halluki Avrupada bu gibi cemiyetlerin milyonlarca azası vardır... Bilhassa hanımların bu gibi cemiyetlerde büyük hizmetleri görülmektedir. Veremlileri bulmak, her yerde aramak, her mahalleye, her eve girerek veremin sirayetini anlat- mak... Fıkara halktaki feci sahne- leri gözlerimizle görerek “onları sirayetten, ölmekten kurtarmakta hanımlar cidden pek müfit olabi- lirler. Bu kıymetli cemiyet 29 teşrini- evel Perşembe günü rozet dagıta- caktır. Bu rozetleri iftiharla, insani bir his ve merhametle göğüsü- müzde taşımak bize bir borç, bir vazifedir. Bu dakıkada istirabını *teskin için nakadar biçarelerin yataklar- da inleyerek bir kaşık ilâcı vere- cek eli beklediklerini düşünelim ve elimizden gelen yardımı yapa“ lım: ğ Çünki yarın hepimiz için belli değildir. Dr. Ekrem Emin ğ Veremlileri arapıp bulmak, bunlara |

Bu sayıdan diğer sayfalar: