22 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

22 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MN) MRMMMMNMMMMJMMMJJMMJMJJM 22 Teşrinievvel 1293 AKŞAMDAN AKŞAMA m Ters giyinen adam ve ters yapılan şehirler Bir adam tasavvur edin: Giyin- mek istiyor. Fakat, usulü daire- sinde giyinmiyor!l | Çırılçıplak vücuduna evvelâ ceketini takıyor, sonra, potinlerini ayaklarına ge- giriyor... — Yahu... - diyorsunuz... Ceke- tini şimdiden ne giyiyorsun? Dur, hele , fanilan var; gömleğin var; askın var; yeleğin var... Bun- lar, hep, caketinin altına giyilecek. Sonra, çorapların ayağında yokken potine sarılmak olur mu? Her | Şey sırasile, N Adam size cevap veriyor: — Ben kendime böyle bir usul koymadım... Usul | koymadığım in, - ne yapalım?- Evvelâ cake- timi giyerim, çünkü bütün insan caketli.. Sade ben caketsiz dola” şacak değilim ki... medeniyim, asriyim .. Hatt, © ceketim'de #mokin! Smokin — boyunbağını da, işte derhal bağlıyorum... sonra, gömleği, yakayı, askıyı ve saireyi geymenin, takmanın icabına! bakarız! Ne ehemmiyeti var Bizim şehirlerin belediyecilik faaliyeti buna benziyor. Geçen muhabir mektubu Balıkesirde yüz bin lira sarfile bir “ gotik , tiyatro binası yapmışlar. Viyanadaki Bethoven tiyatrosunun — ufak bir modeliymiş. Bu bina, altı aydır müşteri bulamıyormuş... Muhabir aynı zamanda kasabanın hali evvel hattâ hamama gi meden evvel, başına silindir şapka geçirmiş bir zati şerifin manzara” sini arz etmeyor mu? Geçen gün Ayas paşada, eski hariciye konağı yerindeki park ötele gittim, Buradan Istanbulun manzarasını seyiredince, sokak- larin bile hududu çizilmeden nasıl gelişi güzel apartımanlar yapıldığı pek beliğ bir tablo halinde gö- rülüyor. Budi ımamı tamına: Fanilesi gömleğini, — yeleğini / giymeden eekete sarılan adamın manzara- sıdır. — Yahu! sokakların hududunu tayin etmeden, şehrin plânını yap- madan, niçin bu kadar binayı Istanbula — gidiriyorız? o Buranın hakiki bir şehir halini alacağı gün, hepsinin yıkılması lâzım gelecek, (— Her şeyden evvel ceketi giyen adamın. hakikaten giymesi lâzun geldiği zaman, behemhal yanlış giydiği ceketi çıkarması nevindeni) Eleevap: — Biz kendimize henüz bir ebniye kanunu yapmadık, onun için, evvelâ mızı yapıyoruz! (— eeketimizi giyiyoruz!) sonra da plânı, sokakları, falan yapacağız! ( Gömleğimizi, ceketi < Akşam. — ŞEHİR HABERLERİ | Teneke yasak. Geçit yeri Bu senede köprü yapılmasına başlanamadı Haydarpaşada tren hattı üze“ rindeki geçit yerinde bir köprü yapılması kararlaştırılmıştı, köp- Fünün inşa masrafı için üç sene- denberi belediye bütçesine tahsi- sat konduğu halde demir yol resi köprünün inşasına teşebbüs etmemiştir. Demir yolu idaresi bu sene suretle köprüyü yaptıracağı bildirmişti. Fakat hâlâ inşaata başlıyamamıştır. Bu civarda otur: halk. geçit yerinden dolayı çok güçlük çekiyor. | Nakliye vasıtalarının geçidin heri tarafında dakikalarca beklemeğe mecbur olması, hele itfaiyenin de aynı suretle vakıt kaybetme sine dair şikâyetler çoğalmıştır. Belediye, yakında demiryollar idaresine müracaat ederek biran evvel köprünün inşasına başlan masını isteyecektir. Lambasız sokaklar Tepebaşında İstiklâl ve Tepe- başı caddeleri arasında Glâvani, yeni ismile Kallâvi isminde bir sokak vardır. Bu sokağa şimdiye kadar tek bir lâmba konulma mıştı. Belediye, bu sokağa lâm- balar koyduracaktır. Belediyenin Beyoğlunda lâmbasız diğer bazı sokaklara da birer lâmba koydur- ması muvafık olur. Bir esrarhane Zabıta beş kişiyi esrar içerlerken yakaladı Üsküdarda Osman ve Hasan lerind e iki kişinin gizli esrar- hane işlettikleri haber alınmış ve zabıta bunları takibe başlamıştır. Tahkikat neticesinde bunların Üsküdarda bir kahveye esrar. keşleri topladıkları anlaşılmıştır. Kahvede yapılan ani bir araş- tırmada Osman, Hulüsi, Hasan, Şemsi ve Zeki isimlerinde beş kişi gece yarısı kabak ve ne gir lelerle esrar içerlererken yaka- lanmışlardı. Kahvede bir çok ta esrar bulunmuştur. Esrarkeşler adliyeye verilecek- lerdir. 1) MER Gemi karızl Bütün işler dururken, Sultan Ahmet meydanına ikinci bir park yapılması teşebbüsünü de, gömlek giymeden smokin boyun bağı takanadamın haline benzetiyorum. Türkçede bir darbı mesel var- dır: * Ayranı“ yok içmeğe, atla gider.. Su içmeğel , (Akşamcı) Içilecek sular damacana ile taşınacak Belediye sıhhiye içilecek suların ter masını menetmek almağı düşünüyor. di müdürlüğü, Sıhhiye mü- iğünün fikrine göre teneke ile su taşımak bir kaç cihetten mabzurludur. Evvelâ sakalardan bir kısmı tenekelerin kapaklarını bardak yerine kullanarak çeşme- den su içiyorlar. Sürmeli kap: larda toz, toprağın içeriye geç mesine müsaittir. Saniyen sakalardan çoğu ma- ihale bekçileri olduğu için cens- zelerin yıkanacağı suları bu tene- kelerle taşıyorlar. Belediye sıhbiyesi, suların saka- lar tarafından ancak hasırlı dama: canalarla taşınmasını ve teneke- lerin kaldırılmasını düşünüyorlar . Bundan başka Hamidiye çeş” meleri önündeki belediye me murları kırk para mukabilinde su tenekelerini kurşunla mühür- Bundan hiç bir faide görül- Belediye âzasından bazı 2 diye suyandan kurşun mühürlerin kaldırılması için şehir meclisine bir teklifte bulunacaktır. Ahşap binalar apartıman olamıyacak Istanbulda bazı eski büyük ah- şap binalar vardır ki bunların bir zile tarafından kullanılması zamanda kabil olamıyor. Bu iti barla sahipleri bu konakları kira- ya vermek istiyorlar. Hattâ bun- | ların bi rının apartıman olarak kullanıldığı ve kiralandığı görük müştür. Belediyece apartmanın yalnız kâgir olmasına karar verilmişi Ahşap binalar, hiç bir zaman bir apartıman mahiyetinde kulla- nılmıyacaklardır. Ahmet Haşim bey Şair Ahmet Haşim bey, tedavi &dilmek “üzere dünkü ekspresle, Frankforta gitmiştir. AKŞAM ABONE Gcretleri SENELİK 1400 kuruş 2700 krup GAYLIK 750 > * 1450 JAYLIK 400 » 1AYLIK 150 > Abana Deretleri © doğrudan doğrüya AKŞAM idareli namına gönderilmelidir. Adres tebdil için yirmi baş ke raşlüe pul göndermek Mzamdır. Cemazilahır 22 — Ruzuhuir 170 5 İensük Güneş Öğle Ikindi Akşam Yata EMA 327 69 Sak OZ Va. 49 618 VB 1S Tdarehane: Babıali civarı Acımusluk sokağı 18 No. Polis kadrosu Kadro dolduğu için yeni memur alınmıyacak Son yapılan terfi mında Istanbul emniyet müdürlüğü kad- rosundan komiserliğe terfi eden 5 i komiserden birisi Çanak» kaleye tayin edilmiş, diğer dördü Istanbulda bırakılmışlardı. Bu beş komisere yeni vazifeleri hakkında henüz tebligat yapılma- mıştır. Emrin şu günlerde Anka- radan gelmesi beklenmektedir. »r taraftan yeniden polis ve belediye zabıtası memurluklarına girmek üzere yapılan müracaatlar 400 ü geçmiştir. Fâkat son defa Anadolu polis Istanbul emniyet müdürlüğü kadrosuna nakledilen memurlarla bura müdiriyet şube- şıklar in hariçten yeniden ve belediye kısımlarına polis memur almaya lüzum yoktur. Verilen müracaat istidaları şim- dilike polis 3 üncü şube müdürli tarafından sıraya konularak mi hafaza edilmektedir, Bundan sonra Istanbul emniyet kadrosundan — terli veya terki vazife gibi. sebeplerle münhal vuku buldukça evvelce müraca; edenlerden lâzm gelen şarsi haiz bulunanlar. istida numara sırasile vazifeye alınacaklardır. . Bir örnek elbise Bazı talebe velileri maarife müracaat ediyor ilk mekteplere devam eden gocuklardan büyük bir kısmı fakir ve yardıma muhtaçtır. Bunlar arasında derslerine ait kitap, delter ve kalemleri tedarik ede- miyenler pek çoktur. Vaziyet bu halde iken bazı mektep idareleri talebeyi, bir örnek elbise, önlü, kasket giymeğe ve aileleri bu sırada külfetlere, masraflara meci ediyorlar. Birçok çocuk velileri | de mekteplerin bu mecburiyetini yerine getiremiyorlar. Arkadaşlar sile bir örnek kıyafette buluna- mıyan fakir çocukların ise mek- teplerine ne kadar büyük bir keder ve hüzün ile devam ettik leri de izaha muhtaç değildir. Bu çocukların terbiyesi üzerinde de fena akisler yapmaktadır. Bazı aileler bu mecburiyetin kaldırılması ve bu iktisadi sıkıntı devrinde çocukları bu gibi kayıt. larla bağlamanın doğru olmadı ğını izah etmek maksadile maari idaresine bir mazbata ile müra- cnata karar vermişler; Sahife 3. Sobaya dair Kış adım adım yaklaşıyor. Havalar sümbüli bir balde gi yor. Bu günde müsadenizle soba- dan bahsedeceğim, Soba nedir ?. Soba ne demektir?., Bu garip Sual üzerine belki det — Allah allah... diyecek iniz. Soba sobadır işte .. en m le akın size sobayı, tari iyi Kal e e düşkün, eline geçeni har vurup da benzer., sefih evlât evinize son baharda damlar ve altı ay sizi kül ettikten, paranızın çoğunu yiyip duman haline getirdikten sonra bir nisan günü pılsını pır- tısını toplar gider.. Bir daha son- baharın nihayetlerine kadar orta- lıklarda görünmez... Sonra sinirlidir, dışardaki biraz beğenmezse kızar, ateş püskürür, Odanızı dumana boğar, Bu sefih evlâdin aynı zamanda terbiyeside eksikti Çok defa sokaktan geçen kom- Şularınızın üzerine tükürür elbise- lerini kirletir.. Sizin paralarınızı düman halinde etrafa savuran bu hovarda çocuk bir gün gıdasını, odununu veya kömürünü vermeseniz yüzü karaz rır, suratını asar, size karşı her gün gösterdiği hararetten eser göremezsiniz. Hareketlerine bir soukluk gelir... ille onun gıdası bol bol vermelisiniz. İstediklerini ağzına yerleştirdiniz mi? Keyfi diyecek yoktur. Çatırda çatır başlar. Bu çatırdama onun neşeli zaman- larında söylediği şarkıdır. Gıda- Sını almadığı zamanlar sesini bile çıkarmaz Bu harp zengini ruhlu oğlanı eğer bir daha neşelendirmek iste- yorsanız yarım okka kestane alıp ortalarından yarın, sobanın üstüne koyun, Sobanın çıtırtısı, kestanelerin zaman zaman patlayışı odanızın içine tatlı bir musiki gibi devam eder. Bu esnada yalnız bir şey lir, Sobanın kenarında kendi kendine horuldayan, etrafa duman savuran ıhlamur dolu çaydanlık... Soba insanlara çok benze: Eğer insan yaktığı şeyin posasımı çıkarıp atamazda vücudünde kı hırsa hastalanır. Aldığı maddeleri yakamaz. Sobada aynen böyledi Yaktığı şeylerin külleri, taşları toprakları atılmaz da birikirse insan gibi hastalanır. İşte o zaman sobaya müshil vermek lazımdır. Yani alt tarafını temizlemezseniz artık aldıgı maddeleri yakamaz. Sobanın manzarası mevsime göre değişir. Mayıs gününde bir soba kap kara vücud ile ne kadar manasız, hantal, kabadır. Hazi- randa onun biçimsizliği büsbütün artar, Temmuzta, ağustosta âdeta nefret edersiniz.. Eylülde gözünüze oderece çirkin görünmez. Teş- rinievvelde adam akıllı sevimli Fakat teşrinisanide karşınızda şey sobamıdır? Afeti devran mı Dünya güzilemi?. Fark etmezsi İşte soba böyle bir mahluktur.. Hikmet Feridun T. H. — Dün (N.) hanımla kocası geldiler... ... Anaaaah ahi, Bir görme- liydin, hep diz dize oturuyorlar... E vallahi muhabbetlerine ın suyu aktıl, A, B. — Allah allah, ben on- ları on senelik evli sanırdım!

Bu sayıdan diğer sayfalar: