4 Haziran 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

4 Haziran 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: AKDENİZDE TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN Tefrika No. 72 Cafer ei büyü mangalını kucaklıyarak odasına getirdi.. İçindeki kızıl çivileri çıkarıp su ile söndürdü. Bu sırada Padişah sancıdan kıvranıyordu! , Cafer ağa kapının önünden ay- lan man beyi Ki) yı yes öldülüyoclln. Harem ağası, kulağile şahit ol- 'duğu bu korkunç adamın sözlerin- den tüyleri ürpermişti. ibrahim bey biraz durduktan sonra tekrar vv kendine söy- gene başla; lamiştı i mezara gönderdikten sonra, ölüm sırası <a efendi- mize gelecek. İşte, bu ikinci çivi de onun hayatı, onun mezarıdır. Onu da toprağın altına göndereceğim.. Onun sne ed canina kıymakta gecikmiyece; rem ağasının Re titriyor- ın kulal kla- Cafer, kulağını kapıdan ayır- mıyordu: i nasıl m İs- tai ek desi ile getirdin Odülim İçinde mekei bir Kk si çın! “8 dı: içinde araman e sesi birdenbi- re kesilmişti. © Cafer ağa: Belki yemeğe a Şu- sai sinip bekliye; Diyerek yavaşça e Al ileri- . Loş va deh lizin dönemeç ÇA izle er ağa ey alı Ame bey, odasının ka- İpekli cibbeiniie. ii in indirr yuh dai- resine geçi Cafer ağa tedi kendine söyle- le si rasyonu. eee şerrinden sakla- ın hepimi Ve li bey Kuşçubaşının lâ titriyordu... den korktuğu için deği talanacağını, yatağa düşeceği- ni düşünerek titriyordu. Mer şum mangalın yanına sokul- * ağzına kadar ateş dolu bu mangala el süremiyordu. Koskoca man; Mg alı odanın ii ii inde ll ğa kimseye sez. dirmeden . Ve yavaş yavaş odadan çıi- kinişeye görünülen kendi odasına geldi. Harem ağası fena halde sinirleri- mişti... mi Ee pg bir but gibi ü ordu. Mangalı derhal Sn ortası- na bıraktı... Ve her şeyden evvel kendi Blade maşa ile mangal- da gömülü kızgın çivileri bulup çıkardı. Harem ağasının elleri titriyor- du. ivileri taşın üstüne bırak- mıştı, Hemen bii dak su alarak döktü, Çivilerden hafif bir cızırtı ile başlıyan duman çarçabuk kay- bolmuştu. Çiviler bir an içinde simsiyah demir kesildiler... Ve gudular. Harem ağası sevinç içinde ne yapacağını bilmiyordu. Çiviler sönünce ikisinin de ölümden kurtulacağına inanmıştı. afer ağa büyüden çok korkar- dı. Eski sarayda hasekilerden bi- rile arası açıldığı zaman, kendi başından da böyle bir felâket geç- mişti. Çirkin haseki, Fatihin gö- ince, bunu Caf hamleder: zünden düşü; nın tezvirine a bü; yn işi meydana çıkarmıştı. Arad seneler geçtiği hald. benzer bir bü; in yükde! ğa in Yakışıklı Her akşam bir hikâye Selim Büyükdereden tek Bn na bir sandala bindi. Kaç cum: dır böyle bir sandal gezintisi is- üsaade et- miyordu. Bu cu- gelmiş, kendisini kayı- .ocuktu, spor- cu idi. Sandalda oltalarını çıkar- dı, denize attı, * Bali sk ona müşkülât çikar- madılar. müddet sonra su dol- Mz sebil kutuda yasada Biraz 1 suyu san- dalm içine bo: ii tı. Sudan erimiş ş bi ir e pudra © 2B w uri mişti.. Âdeta bir aci ir de, Gajet güzel bik Oi ga çalıştı: «Nadide, Yarın ba . Buradan dereye gideriz. Sandala .riz, Ge- zeriz. Kocan... .olur mu? Hal Şimdilik gm idoklar rından ... İmza İineişt, e kadına yazılan bu m okuyunca Se- limin aklına o günü gazetede gör- düğü havadis geldi. Hemen tekrar gazeteye sarıldı, açtı. Okumağa başladı: Feci bir sandal kazası dalcr olmadığı halde Se pe mışlardır. Bir müddet so ğazdan çıkan büyük Mr in dalgalarile sandal kası olmamıştı. İbrahim -ap-| hünkâra biraz et tığı büyü, Biğmesli sein yap kadar im çatladı: «Kâmil, Haydi man beyi, göni e karşı benim de daha baskın çıkmıştı er ağa odanın içinde çocuk ivileri ma- sırada kapıdan geçen tablakârlar- dan birine: külhana döküver, zl içinde çok marsık var. Başıma du.. Diyerek mangalı eline tutuşturdu. Artık bu iş te bitmişti. Cafer ağa: — Mezarları, içine kimse gömül- meden kapadım... İbrahim bey avucunu yalasın... Diyerek için için gülüyordu. Aradan yarım saat bile geçme- mişti... Birdenbire Cafer ağanın kapısı açıldı. Kuşçubaşı Kâmil be; alnının terini silerek telâşla içeri- irdi: delikanlının — Efendimiz çok rahatsız, Ca- fer ağa! Bir saattenberi huzurda mda yemek ya açılsın!» diyerek mütema- diyen bana yemek yediriyordu. Şu Sene bir bak, edimi Sa- Bana biraz nane sin? Cafer — gezi ak Kuşçu- suyu verir mi- veee e. demek, öyle mi? — Bir kaç midesinden müztarip. ge maa bir ateş var!) iyerek mütemadiyen soğuk hoşaf içiyor. — Şimdi nasıl... Yemek yedi z gözlerini açtı... ( sıtma nöbetine benziyor!) diyerek uykuya daldı. Cafer ağa başını sallıyarak önü- ne baktı: — Kefini yırtmış amma... Dua etsin idim. Sabahtan şimdiye değin ağ- zına bir | yemek koymıyan (Arkasi var) Bir deniz kazası Etraftan yetişen balıkçılar şık ha- nımı kurtarmışlarsa da erkek yüz- —- e için boğulmuştur. garibi bu şık hanım sahile çikerildiği zaman hüviyetini söyle- mek istememiş, balıkçılar mesel yi poli rmeğe gittikleri bir sırada oradan geçen bir oto- mobile atlıyarak rai r, Bo- gulan > ,delika: nlının üzerinde de ie hakkında hiç bir ve- sika İlkeli mıştır, Bu feci kazanın tamamile meçhul olan kahramanları hakkında tah- kikata devam edilmektedir. limin gözleri parladı. Çanta, es Sri ... ereye gideriz.. riz.» cümleleri çıkıyo: ki gazetelerin yazdığı ERİ yl dının ismi Nadide zük onun yüzüğü idi. Şimdi ne yapmalı idi. ee şeyleri po lise teslim etse... Bunlar mühim birer delildi. Belki de meçhul ka- dının kim olduğu anlaşılacaktı. Halbuki bu kadın hüviyetini saklıyordu. Belki de bir rezaletten korkuyordu. Öyle ya bir de «kocan» kelimesi vardı. Ea > öan kadın Höiyelili ele emek için çalışmış ve deniz- ir Kn bir | halde çıktıktan son- ra yaş elbiselerile — otomobile binerek kaçmağı bile göze almıştı. Bunun için hüviyetini ilya gir) karmak meçhul kadma müthiş bir fenalık etmekti. O halde polise haber vermiyecekti, Fakat haber vermese ğü kendisine alakoymağa hakkı İse ui yüzü- am sende... dedi. Za- ten in meokeliğe kurşun atıyorum!.. Yüzüğü parmağın, nü akşama kadar ileri, Buldu : ğu mektubu cüzdanma koydu. Çantayı da bir kâğıda sararak eve götürdü. um. günü yazıhaneye gel- buz zaman inde yüzük pırıl pırıl yanıy: Şefik bey öğleye eğe eld. P. çok zengin bir müteahhitti. Biraz son- ra kâtibini, Selimi çağırdı, Yaz- ırılacak bir mektup al Fakat zengin tüccar birdenbire müthiş bir çehre ile azalir. Se- limin elindeki yüzüğe dik dik bakmağa başladı: u ne? — Yüzük efendim... yüzüğü iyice muaye- ne ettikten sonra Selime ba; gırdı: — Jigolo!.. Kadınların para- sile geçinen harif!, “Selim: — Ne münasebet... dedi. — Ya bu yüzük? — Buldum.. Onu buldum. Şefik beyin yüzündeki baki e gülümsemeğe çalışıyor- du — Sahi mi asli Selim . Demek o: oğlum... Sahi.. u bul- dun... vi de üğü ya tim de... Affedersin evlâdım.. Se- ni Ml Senin gibi değerli bir - Halbuki benim bir ojem Şi. Senin maaşmı art- tirnak istiyorum, ' Selim caba tanıdığınız vi rine mi ait beyefendi?. diye so: d 4 iğ 934 pazartesi İstanbul : 19:19, 19,30 gi Ferit bey tara besi, 19,30-21, 30. Li 'ecihe, Zi, 30 ajans ve içi öner s5 si Di 22,30 stüdyo orkestrası, Solo. Varşova (1414 m.) — 18,15 Bi musikisi, 19, 15 hafif musiki, 20,40 plâk 23,12 Litvanya musikisi, teganni haber« leri, 22.15 hafif musiki, musikisi, 23,15 dans Bükreş (364,5 m.) — 19 orkesrta 20,20 een 2 15 oda gelir 72 teganni, 22,30 piyano, 23 haberler, 23,30 kafekonser. Prağ (4702 m. e 19,20 almanca neşriyat, 20,25 askeri nine 21,15 plâk, 22,30 e 23,30 gö yn e — 18 konser, ve Sai 2145 ekme naklen konser, 23 şarkılı senfonik konser (Ross sini Heine gs 3 m.) — 20 Racz 21 tiyatro temsili, 2230 Wii kuartei; 23 ingilizce e K 24,15 ei m.) — 20.10 sen-' nik ka > Bin e e haber- ler, 0 Hol Haziran 2 034 ZİN İstanbul 18,30-19 plâk neşriyatı, 19,30 Mesut Cemil bey tarafından ço- cuklara masal, 19,30-21,20 Türk mus siki neşriyatı. (Keman Reşat bey tan- ur Mesut Cemil bey, kanun Vecihe nım, Muzaffer bey, Vedia Rıza ha- nım), 21,20-21,30 ajans ve borsa ha- berleri, 21,30-22,30 Cemal Reşit, İz- zet Nez t Cemil ler tarafından oda #nikisi konsa (Bethoven 7 inci Triyo Varşova (1414 m.) — 18,15 piya no, İ9,İ5 tega El plâk, 21.12, operaya dair, 21,25 «Marie» opera: çö Roma (420,8 m.) — 18,15 &cr, müsahabe, plâk, 21,45 le 24 rler. Şefik bey şaşırdır — Yoo . Benze | - Benzetti: | tim.. Tuhaf bir pe va Boraetsie. Selim d çıktı. Bu sırada mektupta yazdığı gibi dudakları kıpkırmızı idi. Nadide hanım kocasının yanım durduktan sonra dirin Bir eril eli ei Karpuz kabuğu na girdim, Biraz all cuma günü — Yüzüğünüzü takdim lirim hanımefendi... diyerek onu garasının arına d Selim onu bu halile pek nefis bus Tuyordu. — Affedersiniz ir dedi. Size ait bir mektup var... 4 Nadide o zaman © heyecanla doğruldu, Selimin uzattığı mek- tubu alarak parçaladı. — Yüzüğü benim hatıram ola” rak kabul ediniz Selim bey... dedi, e sandalı çok seviyorsun" yn a tüttürdüler, düşmeden 9 soğuk sandalla 8 ei bulduğu çantadan bilmeği edebi-. çj gs ee Belma hanımlar), 21,20x ki ği, kine dizkik vk dük Car

Bu sayıdan diğer sayfalar: