8 Haziran 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

8 Haziran 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MA Yazan : AKDENİIZDE TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN ( Tefrika No. 76 Bu sırada Macar kralı ölmüştü. ae (Belgrad ) kalesini ele geçirmeyi düşünüyordu. Yeni (Kaptânı derya Sinan paşa ) donanmayı hazirlamakla meşguldü. “ Muradı geberimeden, bir el ini > sat in men Mısır memalikinden mad olduğu gibi, Karaman sevahilinin umsuz yere şüp- ” dünü he dedi, günahı ye De çeşme) 'adişah: — Ben zaten İbrahimden . Fakat, Murat v çakımından a AR beklenir. Demişti. Cafer ağa ikinci Beyazıdın ya- ından çıkınca derhal ibrahim be- yin odasına gitti. — Dilediğin gibi söyledim, be- yim! Artık yakamı bırak. İçim ra- hat etsin..! Diyerek, Karaman beyinin gön- Tünü almağa çalıştı. ga syn zamanda «Babi hümayun» nöbetçilerine ve «Mat- bahı âmire» 2» kuşçularına ve diğer ei Murüdin me dan Sind yı ya pi Ml be etmiş li tembih etmi r ağa > Meri in da çok kor. lerde İsabet ki Murat padişa- hın gazabına uğramamıştı. Fakat, İbrahim beyin Murada husumeti devam ettikçe, Cafer ağa, Mura- dın sağ ve 'ummuyordu. IrMIZI sakallı herif her halde oisamizzei zi i çelecek ve Muradın başını yere düşürme- ğe Salik Diyordu. Cafer ağa Murada çok > e Korku belâsı ola- rak, İbr li söylediklerini her ne padişaha söyledise de, rt e vicdan azabı Mei değildi. Karaman beyi son günlerde Murada büsbütün kızmağa ve onu İstanbuldan uzak! ak ame yeni dolaplar kurmağa başlamıştı «— Muradı gebertmeden bir Yere gitmiyeceğim...» Diyerek, bir taraftan veziriâza- ptan pa- için, o sahillerini İbrahim ii adamları istilâ et- mişlerdi. Murat o tarafa gidecek > a he: he: fikre temayül ediyor gibiydi: — Evvelâ sadri. - a işti. in bey, veziriâ- L yı da ikna etmiş! Haliçte sl beş parça gemiyi Mısır sularına götür Murattan cesur bir denizciyi ne- reden bulacaklardı? albuki da Tunus emi. g E 5 e lemişti. am ine derhal sulha o vakit Venedikliler ve an Kıbrıs cezire- sindeki (Magosa) limanında Türk donanmasının barındırılması tek- lifi, Venedik hükümetinin bitaraf- Jığını ihlâl edeceği cevabile Ve- nedikliler tarafından ikinci defa reddedilmişti. İkinci kn “ğa Tunus ira tavassutunu ddeder emediği i in Türk donan- ersek kaptanı derya, siyaset icabı olarak mevkilerinden ilmişlerdi. “Ba e elm beyin, ve ke de RE iliziiden suya düşmüş oluyordu. Hadisat biribirini takip edi- rdu. Şimdi de bir Macaristan mese- lesi çıkmıştı, Yeni vefat eden Macar kralının erine biz kalmy Murat İstanbulda kol- ı sallıyar: , Ka- man beyi i hiddetinden küplemi biniyoru. Kara m onu, nasıl yap- sın da Kümimi, im beyin ri emeli, dü- şüncesi bu idi: Muradı ortadan kaldırmak. Çünkü, İbrahim bey, Muradın ne kadar kinci bir adam olduğunu anlamıştı.. Murat, İbrahim beyden intikam almak için fırsat bekli. yordu. İbrahim bey de bunu bil diği için, İstanbuldan gitmeden, Muradın işini bitirmeyi tasarlı- yordu. ; Cafer ağa bir akşam, Karaman beyine: — Murada gün doğacak gibi ı çok sever. Hattâ bir gün Murada, benim yanımda: > A Si ay e olayım da sen alayı: işti Sin pr EE isteği ll Avlon- seferi tahakkuk ederse, Murat biç şüphe yok ki, poe donanmada sağ kolu olac: ar Bu haber en beyin hiç hoşuna gitmemişti Karaman beyi, ia kadar müca del beğeni sonra, Mi reise mağ- lüp mu olacaktı? kine ultan AR Maca- Sbtendleki dahili karışıklıklardan istifade ederek (Belgrat) kalesi- Ne ar) 212 2021, S0 ağar ve e haberleri 2130-22, e hafif musi Varşoı m.) — - 18, 30 plâk, ii LEj Ty ekler 20,15 dans ko- konser, 21,25 senfonik dicmitaği 23, 3,15 isi, Bükreş (36 adyo çiğan orkestra orkestrası, 20,20 21 koro tegannisi, 21,45 orkestra, iü e orkestra, 23 haberler, 23,30 ix (470,2 m.) 20,30 senfo- nik orkestra, mülke, 21,30 Opera- a sisli e a tegannili alt 5 konser, 205 ei inrli 6 ik tem- sil, 23,15 hafif mı Budap: 21 « el Paulini - Harsaynini, lerinden ope- ret, 24 Kiss çiğan ti “. OT (506,8 m.) 19, sil, çi 20 a 23, 40 senfonik vi 9 e 934 cumartesi İstanbul 18,30-19 fransızca ders, 19- 19,30 yar 19,30-21 Türk musiki neşriyatı. (Kemence Fahire hanım, tam- bur Refik bey, ut Nevres bey, Fikret bey, Safiye, hanım.). 21-21,30 Eşref Şefik bey tarafından konferani 21,302 22,30 orka e karışık program. Varşova (14 —— 17'eaz or kestrası sidar hi musiki (tezi nili), müsahi a musikisi, mü. saab 20,15 se ee Ke 2 neşriyatı, 21,15 kp oi 23,30 dans plüklei. trası, 22 teganni, haberler, 23.30 si 1,10 k plâk, sa abe, iy ln 5 te gannili karışık neşriyat, 22,40 caz plâk- ları, 23,15 plâk, 23, 30 musikili bari Meme oma (420,8 m.) — yakl sahile, "21,305 Fe ER 18,10 konser, dora isimli Budapeşte (550,5 m.) — 19,30 or- kestra, 20,30 konser, 21,10 stüdyodan bir temsil, 23,20 Şnayder çiğan takı- mı, 24 optra orkestrası. Viyana (506,8 m.) — 19,25 Richard Wagnerin gsçrlerinden Walkurez o ope- rası, m. 23, 35 dans plâklai “Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi Da Seneliği 3600, altı a; 1900, üç aylığı 1000 5 ER dres. tebdili için yiri Griş ul göndermek e Safer 25 — Ruzıhizır 84 e ir Men 20) i el de eimek adıda bulun duğu haberi dilden dile memle- ketin her tarafına yayı a, Beyazıda: — Balkanlardaki kargaşalıktan istifade etmek gerektir. (Belgrat) için bundan yu hümayunu yo- çıkarın! ee emye harbe teşvik ve teşçi ederken, Sinan paşa da do- siman ese yl limanında top- Huyordi kası var) | Her br bir hikây. Ağustos sonlarina doğru Ek- rem Âvrupa seyahatinden İstan- bula dönmüştü, Bütün dostlarını ek çekilmiş buldu. Hep eraber Tokatliyanda yemek ye- pi âdetleri idi. Fakat o gün kim- seyi göremedi. Hattâ bir tarafa gitmediğini bildiği gri > : yoktu. Garsona sordu. m: — Bugün a senii eve a dedi. — Neden, hasta mı? — Hayır ir Kendisi gel- di ısmarladı. Bir şişe sotern, salat Tus, is ik Necati mutlaka terfi bir hanım ai firi var! diye düşündü. O akşam Yakacığa Halitlere gitmek ik Si e beyin karısı Müne güzel bir Ee 0 bae eki Onu takdim edecekti. ren yolda giderken, asfalt caddeden geçen bir otomobil gö- züne ilişti. Bunda Necatiyi tanır gibi oldu. Yanında da bir kadın eyi ei di. Hattâ Necati 1 olmadığın- da bile şüpheli idi acığa varlığı zaman Halidi köşkte yalnız buldı — Karın ve ugün zel gitti. Apar- tımanı biraz ii temizlete- cekti, Yakında inmek fikrindeyiz. Nerede ise e Seni görünce ne kadar sevine- şki. Necatiyi de alıp ge- tirse idin, İstanbuldan bir türlü ayrılamıyor. Yüzünü o kadar az gördük ki... — Zannederim, bir dalaveresi ar... Malüm ya, kadın meselesi. tern takozlar... yeyi ogeçerken de kendisini otomol rdü galiba... ada ne münasebeti var,bir lim ermedi, Fakat pek gi Bahçede oturup ar. “Halidi pek e Pl her halde air ıkarmak buçukta Münevver tanbuldan (o geldi. Pek kremi görünce Spedi Gsiüi Elini sıktı. Halit karısına iin a İstanbuldan ne getir- ti? Cebinde khz gimendile bi- letini verdi. Halit gülerek aldı, Ekreme uzattı: — Al, ben de sana hediye edi- m. Ekrem garip bir his içinde kaldı. Bu bilet kendisinin Hay- erene aldığı bilet . değildi. Bu renk farkı neden il Belli etmeden, e geliyordu? dikkat etti. Maltepeden veril mişti! Münevver hanım gülerek Ekre- me soruyordu: — anlatınız bakalım, Av- rupada seli mİ Kaç mız? Sizi ame ta geldiniz sini kebap ize Si cın sibi 3 gişe dizdim, get kadı- Aldanan biri — ) söylediği | lâkırdıların ia değil gibiydi. Şimdi zihx ninden bin türlü şeyler geçiriyor- du. Necatinin evde yemek yeme- Haydarpaşadan trene binmiyerek inmesi... sirada er elin: ş kadar dal dedi. —B Ekrem a kamil tutamadı: Bilirim, dedi. si kadar ses versiniz ki önel gl de iki defa salat rus yersiniz! adın, Ekreme hayretle bakti. Ekrem. düşünüyordu: ia masum vve m. düşünceli hal ai Da sırada, simli min yüzüne bakıyor, bir manâ çıkarmada uğraşıyordu. Ekremi neşesi kaçmıştı. O derecede ii Halit apar mecbur oldu: — Nen var, Ekrem? Düşünceli sın, Münevver — Bira e hanım şaka etti: Yenii galiba, — Hayıı tü değil, sukutü hayal. Pek ii ettiğim bir kar dın vardı.. — Kim bu. — İşi tamamen anlarsam size Peyami; daha katiyen emin delilini? üne am nh dudakların» da mağrurane bir tebessüm gö- rüldü: — O halde bir şey anlıyamiya- caksınız, Çünkü kadınlar sır sak, lamasını bilirler. Hem neden bu kadar zihninizi yoruyorsunuz, ca ımlar aldanırlarsa ma- mut yemek yemeğe bile vakit lamak Siz olduğunu uzun uzuna anlatı- yordu. Bir aralık Halit eyi — — Bizi çabuk ekimyilekii nız, ümit ederim, değil mi? — Hayır. — Ne o, işleriniz mi var? — Bir daha buraya adım at mıyacağım. — Neden? Sizde bir şey var, Ekrem bey. Rica EM söyleyis niz, Bir kelime olsui r hanı ibi lr ei Odasında, eğe kalan Kii büyük bir iz” p ile eniyordur Beni ak bi nil a se Öte tarafta a kolunu kari sının rm sarmış, onu göğsünün sıkıyordu, o Hikâyeci a e

Bu sayıdan diğer sayfalar: