9 Haziran 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1

9 Haziran 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bütün Türkiye Mehmet Efendi Mahtumları Kahvesini içiyor İst, Mısırçarşısı kapısı karşısında m —— —— Sene 16 -— No: 5626 — Fiatr her yerde 5 kuruş AK ŞAM Bütün Türkiye Mehmet Efendi Mahtumları Kahvesini içiyor İst. Mısırçarşısı kapısı karşısında CUMARTESİ — 9 Haziran 1934 — —— Telefon : 24240 (İdare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) Fransa Şimal ve Manş denizi sahillerini tahkim edecek Fransa ile Ingiltere arasındaki eski dostluk gittikçe soğuyor Cenevre 8 (Hususi) — Bugün öğleden evvel silâhları bırakma konferansı riyaset divanı, akşam üzeri de umumi heyet toplanacak- , tır. Bugünkü toplantılarda konfe- ransı kurtarmak için son bir gay- ret sarfedilecektir. li Fransa harviye Barthou evvelki gün konferansa yeni bir teklifte bulunmuştur, Bu : teklifte, emniyet meselesinde 18- rar edilmekle beraber, İngiltere ve Amerikayı memnun edecek maddeler vardır, M. Barthou dün- yanın her tarafında muhtelif dev- etler arasında emniyet misaklari yapıldığı bir sırada bu misakların umumileştirilmesini (teklif oet- mektedir. Bu teklif ile M. Litvino- fun ortaya attığı fikir başka bir tarzda teyit ediliyor. Fransız hariciye nazırı bundan sonra tayyare bombardımanları- nın ilgası, hava filolarının tahdidi hakkında yeniden tetkikat yapık masını istiyor. İngilizlerin çok alâ- kadar oldukları bu mevzuları ko- layca reddetmiyecekleri ümit edi- iyor. Nihayet silâh ticaret ve sa tışının tetkiki meselesinin yeni- den müzakeresini istiyor. Bu nok- ta da Amerikayı çok alâkadar et- mektedir. Konferans bugün toplanmakla beraber ümitler pek azdır. Bura- da silâhları bırakma meselesinden ziyade yeni silâhlanma meseleleri münakaşa ediliyor. Büyük devlet- ler yeniden bahri inşaat progam- ları hazırlamakla o meşguldürler. Amerika şimdiden yeni bir de- nanmanın plânlarını hazırlamıştır. Diğer taraftan Fransa ile İngilte- re arasındaki eski dostluğun git- tikçe soğümakta olduğu da nazarı dikkati celbetmektedir. İngiltere bu defaki konferansta açıktan açığa Almanyanın tarafını tut- muşlur. Fransadan gelen haberlere gö- ve Fransa hükümeti sahillerde ye- ni istihkâmlar vücuda getirmeğe karar vermiştir. Şimdiye kadar şi- mal denizinde, Manş sahillerinde istihkâm yapılmasına lüzum gö- rülmemişti. Şimdi her ihtimale karşı bu sahillerin tahkimine ka- rar verilmiştir. am sari M; |? | | | Bir dritnotun büyük topları Şoförlerin bir derdi Durak yerlerindeki meydancılar yüzünden çıkan ihtilâf "Yeni belediye kanununun tat- bikindan sonra seyrüsefer işle- rinin mühim bir kısmı kayma- kamlıklara devredilmiş, başlı ba- şına seyrüsefer işlerile » uğraşan belediye zabıta omemurlarının adedi mülüm surette azalmıştı. | Bu küçük kadro ile taksi durak yerlerinde otomobillerin nöbet i usulünü tenzim etmek, şoförlerin intızamını temin eylemek güç oluyordu. Bir kaç ay evvel soförler cemi- yeti belediyeye müracaatla ma- | aşları cemiyet tarafından veril- mek üzere taksi yerlerinde kendi taraflarından (birer memur bu- ludurulmasını istemiş, belediye de bunu münasip görmüştü. Bu- nun üzerine cemiyet başlıca du. | rak yerlerine birer memur tayin eylemişti. Bu memurların maaş- ları gene şoförler tarafından ve- riliyordu. Son zamanlarda şoför- ler istenilen parayı vermedikle- rinden ortaya bir mesele çıkmıştır. ! Bu hususta evvelâ belediyenin noktai nazarını öğrenmek üzere belediye reis muavini Hâmit be- ye müracaat ettik. Hâmit 'bey | diyor ki: — Şoförler cemiyeti tarafından İ meğe mecbur olduk. Bunun üze- selerin şoförlerden günde beşer | kuruş aldıklarından haberdar de- ğiliz., Bize bir şikâyet te vaki ol- mamıştır.» Otomobilciler ve şoförler Oce- miyeti ikinci reisi Makkı bey ise muharririmize şu izahatı verdi: — Eminönü; Sirkeci, Karaköy, Tepebaşı, Taksim gibi büyük tak- si yerlerinde duran bu gayri res- mi memurlara cemiyet muayyen bir maaş veriyordu, o Fakat ar. kadaşlarımızdan bir kısmı aidat- larını veremediklerinden dolayı | bütçemiz daraldı. Biz de bunla- rın maaşlarını nisan sonunda kes- rine her taksi yerindeki şoförler birleştiler, nöbet usulünü tat- bik etmek üzere araların. dan birer arkadaşi intihap ederek bize birer mazbata ile mü- raçaat ettiler. Biz de bunları ka- | bul ettik. Bu memurlar bir nevi İ «meydancız dırlar. Bittabi bu «meydancılar»: bedava çalışami- yacakları için şoförler kendi ara- larında para toplayıp veriyor. İar. Meydancıların arabası yok- tur, Mesele budur. Üst tarafı de- | dikodür ki bu da nöbet usulüne taksi yerlerine tayin edilen kim- | Zavallı <; Asım Baba! Orta oyunu üstadı karamelâ satıyor Asım baba sokakta çocuklara taklit yapıyor Sağ Lâliklir srssinda en bik yük orta oyunu üstadı meşhur İ Asım babadır. Asım baba küçük İsmail efendi, kavuklu (Hamdi efendi derecesinde bir sanatkâr- dır. Kendisi İpek filim hesabına orta oyununa dair çevirilen üç fi- limde en büyük rolleri oynamıştır. Asım baba temaşa tarihimiz- de mühim bir simadır. Başta Se- Tim Nüzhet beyin «Temaşa tari- hi» ismindeki eseri olmak üzere hemen bütün temaşa tarihlerinde Asım baba hakkında uzun ba- hisler vardır. ; Dün bir mülâkat için Yenika- piya gitmiştim. Akşamüstü. Yas nımda ince titrek bir 868 ei — Sütlü karemelâ!.. diye ba- Zırdı. Arkasından bir sürü çocuk seşi: — Asım baba... Asım baba ka- | dın taklidi yap karamelâ alalım... — Asım baba... Kocakarı tak- lidi yap. — Asim baba... Taklit yap!. Başımi çevirdim. o Gözlerime inanamıyordum. Bu boynunda bir tabelâ asılı adam orta oyununun en meşhur üstadı, ve bir çok eser- lerin kendisinden (o bahsettikleri Asım baba idi. Beni görünce sr kıldı. Selâm verdi. — Hayrola Asım baba... — Hayrı, şerri bu beyim... Ti- çcarele başladık. Acı bir gülümseme ile etti: — Karamelâci olduk... Fakat ticaret te bir tuhaf olmuş. Yal niz karamelâ ile iş yürümüyor. Üstelik çocukları da eğlendirmek lâzım, Görüyorsunuz ya (taklit yapmadan karamelâ almıyorlar... Hele bir çokları kocakarı takli- | dine meraklı, | ilâve Asım baba boynunda karamelâ | tablası yanımda ileriliyor, sağı- mızda solumuzda bir sürü ço- cuk bizi dinliyerek © yürüyorlar. Orta oyunu üstadı eski ve sami- mi dostu Ahmet Rasimden uzun | uzun bahsediyor: l — Merhum beni bu halde görse şaşardı... Amma biliyor musunuz beyim. Bu sanatin hiç olmazsa korkusu : yok. Karamelâyı sata- caksm. Belediye memurlarını kız- dırmıyacaksın işte o kadar. Hal. Orta oyunu Üstadı Asım baba buki Abdülhamit zamanında or- ta oyunu yüzünden az mı çektik | Az mı korkular geçirdik... Bizim sanat kaç kere, kaç kere yasak edildi, Bunda o heyecan da yok.. (Devamı 4 üncü sahfedel Yeni tefrikamız Patron Muharriri: Burhan Cahit AKŞAM, muhterem karile | rine yakında büyük, milli ve | kuvvetli bir roman takdim ede- cektir. Yeni tefrikamızın muharriri karilerimizin yazılarını lezzetle ve merakla takip ettikleri arkadaşımız (Burhan Cahit beydir, Burhan Cahit bey bu yeni romanında bugünün iş ve para buhranları arasında geçen bir macerayı anlatmakta ve harpten sonra bir türlü duru- lamıyan iktisadi mücadelenin aileler ve cemiyetler üzerin deki tesirlerini tahlil etmekte- dir. Bu itibarla Patron romanı yalnız edebi ve hissi bir eser olmakla kalmıyacak, aynı zamanda içtimai inkılâp- lara şekil ve hedef gösteren bir Thöse olacaktır. Cumartesi karikatürleri: 27 — anan ğı * Gazeteci — Havidis. yazı Yyoooor!.. Musevi o düşmanlar mA cevap yüzıyoooorl., — “ Salamon — ve lan — Aferinl.. | Aşkolsun bel... Bravo yapasın bu güze“ tali Varoleunlu.. tandaşlara hlicum edenlere ce- vap yazdım, buğün elbet 50,000 Gasele sali — Nizmeri var | nüsha satılıri - ver bakalım ne yazıyor görelimi.. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: