21 Ağustos 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

21 Ağustos 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan» AKDENİZDE TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN Tetrika No. 480 Prenses ein uzaklaşıyordu. Mari, geminin güvertesi; yi ar, muskalar boşmuydu?, diye izbe —“Drdeski in re, bir eli muzuna temasını duy u.. Prenses Mari stanbuldar GN.. Prens Dimitriyosun kızına p dişahın yi tebliğ zaman, kendisini götürecek dirga da sahile yanaşmıştı. mışsa iğ saray memurlarından Meni at bey de sizinle ie mesi üzerine içine serin su- lar serpilmişti ari yarım sek zarfında eşya: sını Balan edi hizmetin omşula ederek, sahilde duran ei geldi. mez iskeleyi çektiler ve kürekçi- ler hep birden küreklere sarıldı- ar, dırga bir saat sonra iç limandan uzaklaşmıştı. Prenses Mari Haliçten A yesinde haklıydı. Prenses Mari- in yolda kendisini denize atması güvertede tedbir almışlardı. Mari kendi kendine düşünü- yordu: — Adaklaf, muskalar, dualar... Hepsi boş muydu? Ben, günün bi- rinde, böyle bir sürgün kadirga- sile İstanbuldan tebit edileceğimi hi Gi fıs kolay bir iş değildi. Muradın ne asabi ve intikam alıcı bir adam olduğunu da bilmi- ö; ir adamın karısını evin- den e ea padişah d. - kolay kolay haz- ira- Bahusus ki Muradın karısı gebe idi.. Ve Murat Mariyi o günlerde eskisi kadar kuvvetli bir aşkla — Mura t ta birlikte gelecek, 'dediler. Acaba arkamızdan mı ge- lecek? Yoksa siz beni aldattınız mı? Kaptan kısaca cevap verdi: — Ben emir kuluyum.. «Sen nsesi al, götür, Murat sonra ge- dn eği Başka bir şey bil- ve Ro kopacak gibi saran. Se ğı bir tuza; in: lesine karşı teveccühü vardı. maması için yalvaracak olsaydı, belki de Haliçteki evinden bir ye- Te kımıldamıyacaktı. Marinin le kuvveti her h de Ahmet paşadan çok fazla di. Fakat ne çare ki ona padişah- k Hi oatşyiak fırastını vermemiş- Prenses Mari gemi kaptanından fazla bir Şey öğrenmel kürekle gideceklerdi. durgun ve sıcaktı, Mariye yenin iki gemici ne- Özaret ediyor Hava çok paşa, alci İstanbul- | Ahmet dan beye bir saat evvel, kaptan ınlar kararsız mahlük- lardır.. Çabuk teessüre kapılırlar. Yolda li e nezaret altında bulunduru kak ve paşa bu tavsi- e Lİ alli Bir ge- — Bir şeye ihtiyacınız var mı? BE uykudan uyanır gibi, yarı gez Mi açtı — > r şey arzu ederseniz, bana mi ekâlâ.. Ve ekli > etrafına ba- kındıktan — Adm ne ye Diye sol öneki ire verdi: ki aktı: — Nerelisin sen..? libolulu. Muradın memleketinden Maksi yüzüne w ha..? Bü başını sallıyarak gülüm- iel am sordu: — Onu r mısın? kle uğumuz bir mahalle- de ve bir arada geçti. mıyım? — Di bir adamdır? bir kahr. Cesur.. Atılgan.. “Ka plan Ai yırtıcı,. Ve- nediklileri ondan başka kimse yıl- Gr ani kurban olsun öyle yiğ — sina sever misin? gibi... — Ben onun karısıyım... > hi Meri ! e nsesin sil — Gözüm mut n karısıyı; özünü işti © hayret ve hürmet. le kadının yanına sokuldu: z beige rat reisten niçin ayrıl nız: Imadım.. Beni zorla a ayırdılar. «Bir müddet İmrozda heyeti Mehlika hanımlar, 21.20 Ajans ve bona haberleri, 21,30 Stüdyo orkes- tra: Buda apeşte m.) — 20,45 Bu- dapeşte eli lez 22 el ler, 22,50 Gn ete 3,15 hav: OTU, ,20 2 iyolensel konseri, 24 0, enfonik konser, 22.15 aenfonik Ema devamı, âk. haberler, 23,30 plâl Leipzig (382 m. 21 haberler, 21,10 mak 21.35 milk pemiya 22 senfonik akşam konseri, 0 haber- İer, * 23,30 Besihayenin” easrlerinden sonatlar. i haber- haberler, 23.50 Esperantoca neşriyatı 24 wiyı a © konseri, 24,25 gec onseri. Ağustos çarşamba İstanbul : 18,30 fransızca ders, monoloğ: Şehir tiyatrosu mi hammer bey, 19,30 Türk musiki nes- riyatı: (Ekrem, Ruşen, Cev: dek; Musta- fa beyler ve Vecihe, Semiha hanımlar), 21,20 ajans ve borsa 21.30 stüdyo caz ve e orkesi Budapeşte (550,5 m.) — stüdyo tiyatrosu, Me dans 22,35. haberler, 22,45 yeti, 23,50 > e 30 er e (1345 m) — yz man mi İM ki abi 22,12 piyano, keman, ii mili s0- hek konseri, 23, vi dans musikisi m.) — 13: T gün- dyo konseri, e e 23 beee Zi 30 rışık solo m kahv il e kon: Leipzig (83 m mand lin yn 200 Dar hala Mane; denkt an si Türkiye 2 21 haberler, 21,10 lay kenlerne dan: iyana (50 5 7 > 40 berler ve saire, Polonya musi D e 2 50 oda ce musikisi (plâk). AKBA müesseseleri o türkçe ecnebi im mecmui : Maarif vekâleti-karşısın- besi; Samanpazarında Tanımaz | | | | ttihadın: iy hil gimayan esti memle! / 3600, altı e EN vi ylığı 1000 kuruştu © Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. ei 10 — labia, 10$ ei e 5,16 9404 12 1, Va. 3,4 5,16 12,18 16,04 19,03 2041 Jdarehane: Babiğli civarı Acmusluk &k, 13 No. edeceksiniz. istirahat böyle irade etti!» dediler. Sebe- bini bilmiyorum. Padişah eği şaşkın bir tavırla: dedi, Murat re- n haberi yok muydu? Karısını ike ir e « ağzını EŞE bir şe; mi Glee deni erken çık- mişt Bi şeyden haberi yoktu. (Arkası var) ME Her akşam bir hikâye “Yolun iz ig Sil durdurm grup uzaktan Böle ELİ sar i kırlarin her an değişen renklerini elimde Necmi, yanında- ki Naza: yüzüne yüzünü di yamış, kolumu Mi sararak genç kızı göğ: üzerinde sıkmış, bir şey konuşmuyorlar, el içinde kendilerini tuyorlardı. Bir- n saç- larını okşadı. Serinlikten ü üşümüş ulan ucunu öptü — Nazan, dedi, edem ki bi- ribirimizi bu kadar seviyoruz, neden şu Sn herife, Faik be- ye varıyorsun? oğrusunu ararsan çirkin değildir. — Sen öyle dedindi. Saçları pe Ağzında üç tane altın diş... — eri halde, ben seni seviyo- rum ya, ne ehemmiyeti var? Onu hiç sevmiyorum. — Bir parçacık olsun sevmiyor musun? > ee Mia eeaiğoz — O halde neden varıyorsun? — Ah Necmi, bu suallerle beni ne kadar üzüyorsun! Annem, ba- bam. Aile işleri... Bir kız niçin kocaya varır? — Amma bunlar eski mülâha- zalardı. Eskiden bile bazan kız- lar isyan ederler, ana babalarının istemezlerdi. . Orada başa kalırız, diayajı unuturuz. İlânihaye bir arada yaşarız. — Kuzum Necmi, beni çıldırt- ma, Zaten kendimi zor tutuyo m... Geç kaldık. Haydi döne lim. Haydi... — Korkma, şimdi uçar gibi gi- deriz. — Bugün şu kaça- mağı Faik duy; Çok. kı ni — Bilmem. Beni alâkadar et- mez ki.. Otomol bil hareket etti. Şimdi ram re bayi — and geliyor. — Kabil mi — Eminim, aldanmıyorum. Onun arabası. İstanbulda le sarı araba dolu değil. Hem Di ye. — Her halde korkacak bir şey biz öndeyiz. — Buna hk yok, işte! Necmi, izzeti nefsi yaralanmış bir sporcu gayretile makineye yol verdi. Nazan söyleniyordu, r acaba: Filhakika arkadaki arabanın yaklaştığı hissolunuyordu. O Na- zan: — Geliyor! diye kıvranıyor- du. — Kor . Ortalık karardı. Bu kadar hizla giderken seni far- kedebilir sik otomobilin iyiden iyi- ya yaklaştığı belli idi. Hattâ geçip gitmek istediğini anlatmak Bu da kaza Pi yin otomobili durmağa mecbur ol/ K ; Necmi ile etmek için aşağı atılıyor, Naz. — Aman “Allah aşkına, Necs' mi? diye arş rdu, Necmi o kadar hırslanmıştı » enç kızı dinlemedi. Faik bey eset ir yanına gitti: — Bu nasıl gidiş beyefendi. diye çıkıştı. — Yol verin diye size ve korna Sila Dene Fakat nafile ünaka: vakit kaybetmiye- lim. ise oldu. Teşekkür edelim ki bu kadar hafif geçti, Bir mesele çıkarmağa mahal yok. bende olduğunu kabul ediyorum işte. Arabanızı tamir ettiririm.. Siz de gençsiniz. Anlarsınız, EL bette gizlice bir tenezzühe çed. 2 ğın uştur.. u gece burada Külü. iğ icap ederdi. Sade ken- o için çekinm eyi rum. Asıl m içini korkuyo: —Ok eb e . Bir Ze kizi. dır. Ne ei Bile seniz... Ne ise şimdi tk ya, Haydi sizin arabayı muayene ede- , Bakalım nereleri berbat ol- muş? Faik bey bunları Necminin arabasına meğe başlamıştı. Necmi mâni ol- us — Rica ederim, hacet yok efens söylerken ğ ürü- dim, — Neden? — Benim de yanımda bir sile — O halde, dedi, siz kendi ara“ banıza bakınız, ben kendi ara- bama bakayım, Sizi bağlar, iste- diğiniz yere kadar çekeriz. Yarım saat kadı nin arabası Faik beyin arabasına m va ndı. şi — ri “salik iz? & Necmi dudakları ısırdı, Na» sini söyliy: €bilir mek Nemi eve çok geç kalmaz miyi dı? Necmi volana geçerken Nazas! na döndü. — Ne yapacağız? dedi. Nerey& gideceğiz? azan: — Maçka! dedi. Nec sevincinden gildırmiş apartımaç gibi bei ez ninin gin ya m Hikâye ei

Bu sayıdan diğer sayfalar: