13 Ekim 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

13 Ekim 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 şahın bu azametini çabuk Sahife 8 REYAM Yazan: SULEYMAN KÂNI # Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Tetrika No. 370 “Demek ki zatı âlileri de şimdi bize kâhyalık edecek!,, met Vefik paşa mazarinda “öm levlet memurları iki kısım idi: İyiler, fenalar. Kendisinin dost ve kafadarları bittabi birinci sınıfa dahil idiler. O bunlardan aj i ve fena saydıklarına karşı da şid- detli vap beslerdi. Sait yerine ikinci defa beşibiili is (19 muharrem - 21 muharrem 1300) Abdülhami- din mizaç ve mişvarını unutmuş gibi davrandı. Şeyhülislâm Üryanizade Ahmet Esat efendiyi (9 zilhicce 1295 - 15 cemaziyülevvel 1306) vükelâ mec- lisinden ihraca kalkıştı. Bursalı Rıza efendi gibi iyiler —— onlara tevdi etmek is- eni böyle hotserane hareket- lere kıyam etmesi vehme dokundu. Nasbının ikinci günü azli a rür etti! Sabık başvekil Sait paşa, dahi- liye nazirr Mahmut im paşa, şeyhülislâm Üryanizade huzura çağırıldılar. Ahmet Vefik paşaya kimin halef olacağı bahse ko- nuldu. paşa iki gün evvel azlolu- sinin yorgun nluğunu ileri sürerek itizar etti. Mahmut Nedim paşa da ihtiyar- lığını pre ederek istinkâf sureti gösterdi. Abdülhamit şeyhülislâm efen- diye: — Ben namazı kılayım. Siz de paşaların birini kandırınız diye- rek odadan çıktı. Üç kişi yalnız kalınca Mahmut Nedim paşa — iki dizi üstüne oturar: — Âsitaı veli nimette adabı ubudiyet iliki olunmalıdır! Sözünü ortaya attı; şeyhülislâm Üryanizade de hemen kisvesinin yardımile yavaş, yavaş kendini kaydirıp kana; yere indi. Bu vaziyette kon Aralarında arilzm karar muci- bince padişahın avdetinde mührü hümayun Mahmut Nedim paşaya Sait yı teşvik için — Efendim! zikirli bi- rinde ben de kendilerine hizmet ederim. işti. Mahmut Nedim paşa mübrü alınca Sait paşa hakkında: — Eski sadrıazamların kâhya- ydu; demek ki zatı âlileri de şimdi bize kâhyalık edecek! Sözlerini (o mütekebbirane ve biraz tezyifkârane b ir eda ile sar- feylemi: Abdülhamit Mahmut Nedim pa- kırdı; * beş dakika içinde fikrini değiştir- di. O da Mahmut Nedim paşa sa- daretinin halk üzerinde ya; ğ pacağı fena tesiri mi düşünmüştü? Sait paşa mı bu noktayı hususi bir va- sıta ile pa tahattür ettir- ei Ne olduysa, o anda Mah- t Nedim paşayı Sait paşa ile birlite geriye çağırttı; mührünü dal elini pazadan elli. Süd- raz: anının iadesile ve dör- düre defa olarak Sait paşaya ZE gi > 7 “gi gün Mahmut Nedim paşa sa- daretten mahrumiyetini kem da- bri nazırı, hem şürayı devlet re- mabeyin pilde olduğu be- şiveli telâfi etti Fakat hatırını sai için yapı- si ia üçüzlü tevcihat ta çok sür- Ep kaç dakika sonra mabeyin müşürü i Osman paşanın pa- dişah hizmetinden ayrılmağa razı olmadığı, let riyasetin- den de sarfı nazar olunması hak oran irade çıktı. Mahmut Nedim n (3 zilkade 1296) da baş- an yönü az daha olan ve bu defa ei kalan da- hiliye nezareti (H. 1300) taribin- vefatına kadar ii eti efik paşa, şeyhülislâm Üryanizade Esat efendiy e mecli- si vükelâya gelmeme: e çı Behçet bey iile tebliğ ey- Tebeddül vaki olup Mahmut Nedim paşa beş dakikalık mührü hamil olduktan sonra Sait paşa sadriâzam olunca evvelki gibi ei teşrifi üçin seyhülislâma gel Sadaret makamında iki günde değil, hattâ beş dakikada vaki olan bu tebeddül üzerine Üryani- zade: liye meseleleri Hakiki ders gi- bi m almağa başlamıştı. Sonra Mi rif nazırı nı Münif p paşa - ekonomi em dersi almağa heves etmiş- öl Vefik paşa memlekette sadrıâzam Ethem, Saffet, Tunus- ve tahriratı li kâtibi Nişan efendi gibi o zamanlar el yı birinci derecede bilenler ında idi. okutuyormuş. Ben bu memlekette rek ii bilenlerden şe ğum halde ekonomi poli satirmı Di. İyi iii esnerim! anlayıp ta saca diyorki mm göster- mişti! ( Isi meselesil Bi Ti ii p E kaha sahrerirdil ! bunlara birer, birer ağaçlarını östererek: — Bu ağaç nedir? Diye sual ile gem imti- ediyor gibi bir t lir, Efendiler doğru cevap Sr Fakat o - aya diş iyacak bi söyler, bunları iğ ileri. “mi mek ister! | Ahmet Vefik paşa Moskovada i bir cemiyete memur olmuş- Wi “Giderken kendisine — Rusça bilir miziniz? Diye sorarlar. — Yolda giderken öğrenirim! Cevabını verir. susen söylediği bir yalana inanıldığını görünce ee ina- nanlarla iyice eğlenirdi Pek sevdiği üç kedisi. ine Bala- ban, Şeyh, Rüstem isimlerini tak- mıştı. En ziyade hoşuna giden şeylerden birisi inziva köşesin- de bu kedileri karşısma alarak bunlara vükelâ ve rical makamın- da devlet işlerinden bahsetmek, reylerini sorarak eğlenmekti! Ahmet Vefik yaranına: — Bana deli derler! Ben deli değilim! Âlemde rahat yaşıyabil- mek için adımı deliye çıl um! Derdi; bu mesleğinin müşkülâ- tını bazan şu sö teyit ve izah ta ederdi: — İnsan adını güç şeydir! Fakat kendisine deli dedirttikten sonra hale münasip saçmalar bulmak daha güçtür! (0) Tarih encümeni mecmüasinda Ali Fuat bey; Münif paşa, Iş bulmak için Uzun uzun düşünecek yerde AKŞAM gazetesine bir KÜÇÜK İLÂN koydurunuz! © Münif efendi ise senelerce Tah van Çi şey bulunarak farisi- ise de fransızcası bunlar kadar kuvvetli değildi. Mübalâğa ile idarei lisan eyle- mek mutadı olan Ahmet Vefik paşa, Münif efendinin gecin ekonomi dersi vi olduğunu duyunca esbak gere elçisi Haydar liği — Münif efendi padişaha ekonomi e EL a see e e şi Çemiyetimizin tahsisatını lie idare çümikte. ol Nuri b alâkasını keserek re işleri- mizin ve aida Kizim a tarafından deruhde edildi ze ği daşların malümu olmak üzere ip e nur. 7 — Tokatlıyan salonlarında 2 teş rinisani cuma günü verilecek danslı ça- ya ait davetiyelerini âza arkadaşların cemiyet merkezinden aldırmaları rica olünür, — Ben çekingen, ip mu- m? — Bir kadında ie ey Ni zım her meziyet sende var: Mu- is bir kadınsın. - Sumer gülmeğe başladı. erkeklere karşi za- lim ül lâzımdır. Merak etme, TİR gire icap ederse. olursun değil mi?.. söpilecelii biliyorum. — Evet, kadife tırnaklarım pençe kesilir. Karısmın gözlerinden öptü — Amma beni Büllükmnci Sumer, gözlerini kaldırmadan sordu: — Orada beni aklından çıkar- madın — — beni düşündün mü? Yemi ş yordu: «Hep beni Fen bir an bile beni un min et...» Bu bin ssfer söylediği, bin kere tekrarladığı sözleri, sanki sahiden sorguya çekiyormuş gi- bi, daha sert, daha dik, daha âmi- rane e Dünyada bir sevdiğim var- m sa, o a sensin # Gazinodaki iş hâd dev- rini bulmu: ştur. Cazın gürültüsü, şarkı Gölleri; ilerideki büyük Bu neşeli gürültü, bir kaç ki- şiyi gazinonun önüne çekti. Bir bancı girdi. Garsonlar ön- lediler: — Hususidir efendim. «İpekay» işçileri, eğlencelerine ere gelenlere öliiide etti- iler, — ye efendim, giriniz efendim Şevket gelenleri tanıdı. «Şaki- yan bülbül» ar sahibi ile Tl iki mera dersi ende Samiye da 'ehranın yüreği ağzma geldi Dudaklarını kemiriyordu: «Bir cesaret etsem.. in bir türlü nl İM ondan cesur Şevket ZU ve Münir Nureddin beyi taklit ederek: Neden hiç durmadan sevmiş va gön- Şarkısını söylemeğe Ci ei ila riammez tarzı hoşa gitti, bülbül — Bu Bah ii aksi sa- da! diyordu. Fakat birüsebire gürültü kesil du. Herkes oldu- Bir ka- dın sesi yükseliyor. . Bir kadın elden, şarl di an di hayran olmuşlar, el çırpıyorlardı. Zehra sevinçten izl ... Pencereye yaklaştı ve ra .— bir : rdı o bii ba Bi bedel liği Mısralarını, kıvrak bir besteyle havalandırdı. — Yaşa!,.. Yaşa!... Yaşa! Zehra oş gibiydi. Ti sarh , Gra da bulunmamasına e andı: dedi pon ir bu kadın? Gasinonun sahibi çoktan sorup öğ — Bülbül Zehranın şerefine! diye MET lele merde kini billür bi il abi ortalığı çın çın öttürdü... «Şaki- yan bülbül» ün sahibi Zehraya: — Kızım, ke yanıma gel otur bakayım! Diye yanında yer gösterirken, çalgıcıları aralarında bir şeyler fısıldıyorlar, Samiye h Zehra kanatsız uçuyordu, rü. yasının hakikat olmağa başladığı içine doğuyor, o belirsiz aşifteli- ği ile, gazino sahibine yaltakla- A vi - Tekin, Sumi — Bir ie varsa, oda sen- sin! demişti. mı sevdiği omuhakkaktı. senedir, Sumere karşı şef- kati ii Sumere e hem Sumer onun yalnız karısı değil, ig kep da hayat arkadaşı, şı âdi, Evlendikleri man ar on doku mişti. Kendi de çok gençti. yatın a bir şey ha; eykiydile senelik i i > (Arkası si a

Bu sayıdan diğer sayfalar: