17 Ekim 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

17 Ekim 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17 Teşrinievvel 1934 AKŞAM Sahife $ ( GUNUN HABERLERİ | Sandık içinde MW sandık! Aralarında 37 kilo ipekli umaş konmuş le Yunanistandan iz *meye gelen muhtelit trende- Yolculardan Yugoslav tebaa- ik onulmuş diğer bir san- â li. ik meydana çıkmıştır. Bu da tet- 4 ie a — içinde bir sandık i ikkat, e © şayi “İder, di idir, ele cihet Birin rildi istif halin- açak ipekli kumaşlar çıkma- Bu sureti, 37 kilo ipekli kumaş : ar ve kaçakçı ile birlik- . mahkemesine gönderil- ir kadının üzerinde kaçak ipekliler bulundu a 5 E İçi in anın üzerlerinden bir bu- Mun ile a ipekli kumaş bu- li yarın sabah on- erkez bankasında yapıla- E v Tan satışı astra rejisi, 2 milyon ay tütün. alacak inhisarlar umum ie KD e bugün gene maksatla e Bular gide- 5 kaç gü kaldıktan sonra na Geli ir, ——— ika pe zararlarının mini i harpte malları müsa- Amerika Birleşik hü- en zarar ve Zİ“ meselesini mü- | a me in üzere teşekkül eden İşini bitirmiştir. Mn verdiği matalip listesini ve ve er y ika hü vereceği c€- a yek idi Son toplantı yapılıyor Muhtelit mübadele komis- yonu yarından itibaren dağılacak Birinci teşrinin 19 unda dağıl- ması mukarrer olan muhtelit mü- badele komisyonu yarın son bir kâti tipler, müşavirler ve bitaraflar bulunacaklardır. İçtimada hükümetimize iadesi lâzım gelen paralarla, komisyonu alâkadar eden muhtelif hakkında görüşülecektir. i le bitaraflar İçtimaın :: komisyonunun bug! ar ce- an eden mesaisi etrafında umi bir rapor O hazırlıyacak- Bu raporun sonra hazır olacağı tahmin edik ektedir. Komişyonun dağılması üzerine Türklere ait dosyalar hariciye vekâletine, Yunanlılara ait yalar d hükümeti namı- na şehrimizdeki Yunan konsole- suna teslim edilecektir. Türklere ait dosyaları teslim almak üzere hariciye vekâletinden bir memur Ankaradan şehrimize gelecektir. Muhtelit mübadele komisyonu Türk başmur. Şevki bey doğru memi halli olan Sofya sefirliğine gide- cektir. : Komisyoncular: | ise mezunu olmıya gümrük e : yapam kilim yine komisyon- cusu süsü vererek iş takip eden vesikasız şahıslara karşı mücade- le şiddetlendirilmiştir. Son günlerde İstanbul ithalât gümrüğünde böyle vesikasız 8 kişi yakalanmış ve ellerindeki be- annameleri p etmekle kellef oldukları halde bunlara bı- rakan komisyoncular karneleri e KM ni ile cezalandırılmış- GUNUN MESELELERİ © | Propaganda Son zamanlarda Avrupada m hükü. met propaganda işine miyet vermektedir. Bazı param propaganda nazırlıkları tesis de dir. Bazılari ise, ne: iş olmamakla mi yeni ai vücü- da getirmişlerdi röpaşimia | işine ön çok ehemmiyet veren memleketlerden biri de İtalya- dır. İtalya bu iş işin oldukça iyi bir teş- kilât vücuda getirmişti. Son Son zamanlar- da bu alli 2 genişletmiş v ve bir propa- ganda ve matbuat müsteşarlığı yapıl- miştir. Bu müsl vazifesi ve sar lâhiyeti ömer ade gazeteleri şu malümatı veri) İtalyada işa e matbuat ve yea hiyetin. rin i e neş- ii u kanuna göre te olmak üzere bir matbuat ve propaganda müsteşarlığı Bu mü: dört umumi müdürlük- ten mürekkep olacaktır EDEB? PROPAN © Unutma beni Geçeni gün bir çay giyafitinde | beni pek sevindiren bir tesadüf ol- du; ta küçük yaşından he ve ne zaman kendisini görmek ni- metine nail olsam uzun uzun ko- muşmaktan pek ziyade haz aldı- bir hanımefendi... Onunla aramızda büyük bir yaş mesafesi var; fakat fikir ve zevk itibarile, galiba biraz da iğerimi; karşı saffet ve halisiyetle dolu his- siyat itibarile arada hiç bir mesa- fe yok... O, musikiye, resme, he- men bütün sanatlara, edebiyata müntesiptir; keskin bir mi e izi tahsil şe sonia — makta gecikmiyen bir görüş isa- beti ile, hele oradan oraya siçri- yarak, hiç bir zaman bir bahiste 1 İtalya dahili neşriyati umum | muhatabını yoracak kadar durmı- yarak, çiçekten çiçeğe uçuşan bir 8 yili memleketler neşriyat | kelebek kadar dikkati oyalıyan Pieyi di v oynak konuşmasile cidden pel aganda umum 5 42 Sitene uri mili taz genç kadındır. Bu umum müdürlükler, diğer mezar Genç Miyeren, onu gocuk tani- retlerin dım, gi mean ne vel gene kadın ağı be e kanun mucibince evvelce kor- dahiliye 2 — Korporasyon nezareti memur. larından, “3 — Harbiye nözüreti memurlarından, 4 — Faşist fırkası mümessillerin- den, «5 — Üniversite grüpu yeüimessille- rinden. İkinci ğine, teşkil edecek âza- lar şunlardır: 1 — Dahiliye nezareti memurları, 2 — Körporasyon nezareti memur- 5 — Üniversiteler grupu mümessil- leri. Birinci ç komtiyonuki reisi, mafbuat arasından tayin Vesa müsamaha eden hakkında da inzibati 5 yama imtihanlarına lise me- an taliplerin kabul edil- gire kaşarlaştırımıştır. mrük teftiş aftiş heyeti i reisinin " tetkikleri şehrim mizde bulunan ü wi yolsuzlukları tahkikatın fsi i hakkında malümat maıştır. Fezlekenin tamamlanması — "kalmıştır. çam fabrikasının plânları Paşabah- olan fabri- şasi bap Yumurta piyasası gevşek Yumurta ticai retindeki gevşek- Deniz silâhları ihzari komisyonu Açlık grevi 910 ameleden kırk beşi ağır hasta Peşte 16 (A.A.) — Bir maden kuyusunda, 0 amele elân açlık ne devam ediyorlar. ie ei ani ik- lerinden, dehliz! pile Mi saat içe- risinde su ile dolmasından korku. ilerden 45 Ta ağır hast düştükleri söy! Grevciler, akşama ger in dışa- rıya çıkmadıkları takdirde, ma- den idaresi lokaut ilân edeceğin i kibilere ifrat ile düşkünlüğü şhi bildirmiştir. Halbuki amele çık- maki Tar. M. Göm- böş, çıkarlarsa, tivimii etmeği vadetmiştir, Dün akşam, grevciler lehine nü- mayişler yapılmıştır. Beç (Macaristan 16 (A.A.) — Maden kuyusunda açlık grevi yapmakta olan 1000 amele, dışarı çıkmağa razı olmuşlardır. ndra 16 (A. A.) — Londra ri deniz konferansına" iştirak k Amerikan ve Japon o halde bıraktı, eminim ki yirmi sene sonra gene genç kadin olarak EN le. ırları Bu s » diline Hüiztm vardı: O gün yerinden fırladı, ve elimden tuta- rak beni tenhaca bir köşeye çekti ve hal hatır sormadan başladı: Nihayet sizi yakaladım; dedi; yüklü, en ağdalı lisanile yazı yaz- mış, bütün edebi ömrünü o lisan içinde geçirmiş bir muharrir değil misiniz?... Bugün neslinize, ma- zinize, asârınıza, velhasıl mevcudi- ini; ruz ene > belki dördüzle- yapardınız... Hele vasfı ter- dar hiddet içinde köpürüyorum... Dudaklarımda hafif bir tebes- sümle, onun yanaklarına kadar nan sıcak hiddet havasına arasıra muhteriz bir göz atarak, dinliyordum; ve bir bakıma doğ- ru görünen fakat esas itibarile baş- tanbaşa yanlış olan, iptida nokta- kluğ sı bir mantık una istina ettiği için sonuna kadar sakat bir iz takip eden muhakemesine karşı nasıl cevap vermek lâzım gelece- ğinde mütehayyirdim. Sinirleri feveran halinde, taşkın ve coşkun bir hanımı mantıkın düz bir yo- Yunda sakin'adımlarla yürümeğe mecbur < hiç te kolay bir iş değildi. Hak bip era eden bir iü kuvve! ut olmalı ki benim de çü e leri ye- tişti: Tam ben mukabele için ağ- zımı açmak üzere iken henüz yir- misini aşmamış bir genç bize doğ- ru geldi, ve nesline yeni başlamış olan bir tango için davet etti. O hemen be: halinde bıraktı; ve gencin uzanan ollarına kendisini teslim ederek, bana bir bakışile;: «Ne yapayım? Sizin için bu da feda edilemez ya...İ» manasını göndererek bu güzel raksın düşündürücü nağme- lerine nefsini salıverdi. Bu pek sevdiğim bir ere tangosu idi, galiba ismi No te enganes, corazon idi, «Ca- nımın içi! emeli aldatma!..» nu henüz yirmisinde bir an, yüzüme doğru sersemletici Biri Tal N 1 : du. Nihayet yüzü pençe pençe kı- zarmış, kim bilir nasıl hislerle göğsünde, hiç bir şeyle zaptoluna- mıyan soluğu inip çıkarak, tekrar yanıma gelip oturdu. Ben de ar- tık verilecek yi var tarzını bul- muş oldum. a — Hatırı- ıza geliyor mu Galiba Şirmi beş sene 'olüyor. e , sene lerden bahsediyorum, fakat bu- nun sizce ne hükmü var. O yirmi beş vene sizin > iğ yirmi beş gün gi Gözlerini kli bu iltifata ett öyle bir ağ idik, O zaman toplantılar pek sıkı ve gizli olurdu, amma gene sevi- şenler buluşabilirdi, Siz henüz bir Di kız idiniz, ben de pek ihtiyar değildim. Beraber, o gün, yalnız bir kerecik, raksettik... Tahattür etmek istiyormuşçası- na gözlerini kapadı. Devam ettim: Valse! O zaman hep öy- mamişti. Hiç unutmam, onun İsmi bile hatırımda... Nasıl unuturum ki havanın ismi bile: «Unutma be- çine » za aniya Almanların osotis ğine verdikleri isim: Vergide izi Bunu hâlâ zih- 'n mırıldanırım. Waldteufel'in en düşündürücü, en bayıltıcı Val- selerinden biri. Siz de tahattür et- Din mi? özlerile: «Evet!..» dedi, ve ai bunun altından ne çıka- cak?» ihtiyatile ağzını açmıyor- , Gene devam ettim, . Hattâ sizin arkanızdaki ek bisey bile bugün gözlerimi m ğ de görüyorum. Kalın failleden ko- - esvabınız vardı. Bütün Sel sıkı bir corset içinde mahpustu, eteğiniz altında gene dantelâlarla (Devamı 8 sahifede) miladi

Bu sayıdan diğer sayfalar: