27 Kasım 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

27 Kasım 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ADAM ER EE iy AayyAM Yazan: SULEYMAN KÂ SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ 5 Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur « Tefrika No, 391 Mısır meselesi, Arabi vakası ve , Mısırda ingiliz işgali “Abdülâzizin son iie Os SE ve bunu İbrahim paşaya da — devleti maddeten latmıştı, ve izmihlâle sürüklendiği Mem avdetinde Fransanın bu siradan Mir meselesi devletin si- | ihtarından haberdar olan Mehmet i, hal mwikeaillorst ve SE Ali paşa: — du farzol Mı ir ep maz başlamıştır. istiklâlini ben mı edebili- hükümranlık hakkı altı ce idare olunan Eİ ii m let olarak tanımış idi. Avru en büyük hı ikindi ia uluslar arasında tayin olunan hak ve m rının ancak gene böy- Te uluslar ında kai leşi ile ta- ar. LT birçok m ühim serlerde beyan ie eler Mısr hk zendi rim; İbrahim de —— fakat o da ihtiyarladı. Ondan sonra kim si Mısır mutlaka girene Si örneği Bundan dolayı Osmanlı vd) demişti. (1) paşa da imtiyaz ferma: nının esâs, muş hükümlerine riayet et- eği tercih ile: Mısırın ag Va ta- rafa mukayyet Imak ruri görününce büyük babam gibi k kon- soloslara bağlanacağıma metbua- i derim! Sözünü hareket. payitahtlarında Süilm muahe- deyi kendi ellerile yırtarak Mısırı mahzu miş, büyük idiler ie ağa na başkalarının «erki ta- vizler vererek ağız kapatma su- retile bu uluslar le aah- ME era; ettirmeğe muvaffak Sy ei setinin bu meraklı siler iy rer, birer çevirelim j Mısır valisi Meme Ali paşanın 2 ağustos MZ a - 12 ramazan 1265 - vef, Ek sonra eN eçen ii Abbas paşa zama- mühim 1 bir tebeddül olmamıştı, AL lerine düstur ittihaz eylemişti. İki kölesi tarafından boğularak öldürülmüş olan Abbas paşadan M sonra Mısır hükümetine tevarüs eden Mehmet Ali oğlu Sait pa- şanın ise sre ğe rine kı pıldığı anlaşıl İngiliz li Him mi Sait paşanın ba Fransa- dan bağa” Üni - teşvik ve ei ie istiklâl kazanmak sev- olduğunu Bebıliye be har sir dr sklalen nasihat yolunda tah- rirat yazıldığı gibi Londra elçisi Mozoros beye de mahremane tah- kikatta ayn İngiltere hü- paşaya müna- na gay- ret etmesi için talimat verilmişti. ii TBir netice çıka il ve e Kn pe arasında yolcu nakliy: İ yi iri x 2 gibi ba: selelerde. Babiğli çıkan ihtilaflerde İngilteren: a bu meselenin Mısırm ai İğlerinlen lila mu ve Ba- yes istizana Iözum bulunma- dığı i sürüyor, Babıâli ise miller ve iki deniz arasında mü- mayesile va şartile se ii miryolunun - Süveyş ye “rhseyarsı Kahireye müsaade suretile ihtilâf de suretle bir tabii- yet göstermesini muvafık bulma- kğ İl Ğ sonlarında Misir. hazinedi ilk defa üç ,milyon beraber hakikatte büyük zâfa uğ- gm geçince vaş yavaş İstanbulun boyunduru- ğundan kurtarmak emelinde ei lunuyordu. Zekâsı ve faaliyeti bu mühim işi başaracağını umu- lu, Ancak bei AN ğe nın mi meali bu iş şiddetin açıktan cidalin alk Vi disine göstermişti. em paşa ös padişahı ele alarak iş dildlal a seli di Fa abil olacağına hükmetti “ve ei aldanmadı arya eserlerile ve tta ihmi etmediği yül ib a âli; e Âli vi hulk ın imtiyaz öneli bü- İİ eimlerini genişleterek filen ve hukukan istiklâline Zemin hazır lamağa başladı. Abdü lâzizi Mısırı ziyarete 'da- vet ve ep mz e l etti: (Sultaniye) tene: işaha takdim wi Vale iy «kapı yoldaşça» hediyelerini irgemedi. 1286-1869 da Londrada Ziya paşa ile Namık Kema! beyin 'neş- rettikleri Hürriyet gazetesinde ya- nderdiği bin ne bir ge ebat paşa « yoldaşı hediyesi» o! mak üzere 12:000 kese akçe - 60,099 sltın- ilesmuksbele etti! “(Arkası var) “but yette şartlar konulmuş idi, Sale paşanın söüi; sene hükü- metten sonra Mp İbrahim paşa oğlu İsmail pa: ıraktığı bü- . tün borç 367 im franga > olmuştu, 18 kânunusani 1863 - recep 1279 - tarihinde Mısır ef metine geçen İsmail paşa on yedi senelik leneimde büyük israfla- rile bu borcu 2,5 milyar vw yüz mi tüyleri yolunacak bir av haline getirmiştir — paşa zamanında Mısırın idari vaziyetinde mühim wii ra oldu. Eyaletin Osmanlı de İetine bağları gevşedi; dahili ve mali idarede hatalar ve suüisti- maller tedricen ecnebi müdahale- sine meydan açtı; Mısırın Osman- İh tamamiyeti mülkiyesi dahilinde anı kâfil bulunan ahdi va- ziyeti zahiri tefsire uğramamakla Z akkı ler neşredil sini tet- kik eden sefaret Kamil Rauf Ahmet ve Raif beylerin yalnız tabedilen lâyiha- Ragıp 20) nüsha olarak notları (Baş tarafı 5 inci sahifede) ehemmiyeti var?» gibi tesellilerle e, cak k yal uzun gini onun için güzelliğinin peşinden (eharme) ını da, yani kalbinin ve kafasının güzelliğin ğini de seferber etmiş gibidir. , bir akşam, Moskovada bir dipleri sölrüiiğe, güzel şmıştım, Ta- dınını andıran m ince, sevimli ve'daha az in sevimsiz ve daha güzeli baza korkunç bir süngerle silip Sk tiğini anladım. Güzel, me ve bilhassa giyinmesini v masını İyi va mete e Romen kadınının bütün sihir ve kerameti! Ak Naci 'maye sellim (o çocuklariydi. Bütün Onları ağa bastırır, onları 3€- vip okşar, rla avunurdu. Çocuklar, bir türlü annelerin& babalarını sormağa cesaret ede- p ş m siteleri mr. 2 kei Ürun ona m Çocuklarla lee bunun içindi. O ması, biraz da günlerin m eray heyecanını unutmak içi: Aylar, ağır, eme bitip tü- nmek bilmiyen Ulvi bey kaderine rız. yukarda, başının üstünde hafif bir ayak sesi işidilse “içini çekip göğüs geçiriyordu. Kir kizi mera bazan bir yıl yor, bazan Zehra — Tekini, in inni hissile şırpınıy: çocukla- ee lan. ul olayım» İşte ona kuvvet ve teselli veren yo k kalabalıktı, Halk itişip ka- eni ordu. en iğ Mir dı. Bir aral Atillâ or- tadan ike Kalabalığa karıştılar. Sumer seslendi. Sekiz on kişinin arasına sikışan Kaya- nın feryadını duydu, Bu aralık bir erkek, kollarını gerere - labalığı dağıttı; —. 1 eziyorsumuz. ya- Diye gürliyerek Atillâ ile Ka- ğe kollarından tutup geri çek- Slime ödü patlamıştı, Ço- cuklar da çok korkmuşlardı. Akşam sofrada sesi titriye tit riye bunu anlattı. Ulvi bey: Cuma günü İstanbula ine- cek ne vardı ya... Kalabalığa ne- ye sokuluyorsunuz... Soğanlı yi ni de iyi e hani... Biraz tu: luca amma Atillânın sm önüne İstas- Pe kalabalığı geldi: erkekler kuvvetli olur değil mi? m bey bizi nasıl da çe- kip çıkardı. Kaya hemen Tekini hatırladı: 'da kuvvetliydi. Bir Büyük İmei bir Esi ir bu eksikti. So Biran başlıyan neşe kaçtı. Ça- tallar tabaklara düştü. Sofrada tal bıçak sesinden başka ses uyulmaz oldu. mi Kayaya bakıyordu. Su- er çocuklarına bakıyordu. Hak- “Onlar kendilerini hi- kuvvetli o kollara Ee b vardı, Pi kini artıyordu, Ez de e mere babanın ne bıraktığı evlâtlara aci lte al iniyor, dakikalarc: mekânın önünde durup bu İ kızının resmine bakıyordu. Avukatının bir sözünü hatırla- Akşam'ın edebi tefrikası No. 45 NİKÂHSIZLAR e kn 27 “Leşrinisani 1934 Yazan; Selâmi İzzet Namuslu kadınların “kadri SE bilinmez, alüm; sözdür: e Sumer bu lâübali ve müneh li hoşlanmaz, re solgun bakışları il rahatsız olurdu, Adamın bakışla” me garip bir ifade sezerdi. Bir an evvel davanın bitmesini bekliyordu. Ulvi bey do i işti. vukat, belki Mey eb bri lüzumundan :. uzat miş, isin mede ila ışı. Fa- ri imkân Kâni bey, Tekinini yaptıklarını Sumere anlatmaktan âdeta zevk yuyordu. -Zehranın abe kaya: yerleştiğini evvelâ -© söylemişti. dınm yarasını © Lie şti. Su- mer artık hasta gibiydi. Her şey- len ümidini kesmiş he: be; eski maceralarının yorgunluk iz- leri Giz Bir çok sefer baş- m larına oynayıp rus > e u Sumere de istedi: ün yalnız eitli deği, Juyordu. Tanıdığı kadınların hiç biri Sumer —— alımlı my Sumer, sözü manasile kadındı. Seden Sökmen duyguları uyuştuğ imalı sözlerini ee En Bu- nun için Kâni bey, mahkeme: bir kaç gün kala, bin a e söylemek kararını ver- &3 iğ 'kararmi “ Yeti Tekinin affa lâyık ol ı, ondan in- Ez 2 adam erme Sumeri sevmiş- , Seviyordu. Hayatlarını pekâlâ birlerine. Sumerin - hiç bir kadında gör- mediği - dik ve ifadesiz bakışları önünde şaşalıyarak yavaş yavaş eriledi. sınız iye geldim, tahkir ll ğimi tasavvur etmemiştim. Evvelâ bozuldu, fakat kendini çabuk topladı. Özür diledi, af di- ledi, sözü oki Ee meli kında izahat verdi döne dolaştıra, gene ik başladığı noktaya getirdi ve sesi titriyerek gene af istedi. sig. şaşalamış- tı, ayakta se gözlerile ka- pıyı arıyor, arti eemesini ral Fakat Kâ- ni bey, İl ile kadının arasına girdi, ellerini uzattı, Sumerin ek lerini tutmak iy be artık gülümsüyordu. h, tehdit- kâr ve müstehzi ia konar Sumer etrafına göz atiyor. Kurtul- manın çaresini arıyordu. Bilekle- rinde, kuvvetli rın tel sını hissetti, ine gözlerine e BA evimde olsaydınız sizi ım, Burada sizin evinizde da geçeyim... keli

Bu sayıdan diğer sayfalar: