28 Kasım 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1

28 Kasım 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Altın anahtar... Sene 17 — No: 5788 — fiatı her yerde 5 kuruş ÇARŞAMBA — 28 Teşrinisani 1934 aaa Çevirme yapmıyalım Her dilin kendine göre bir ya- pısı, kendine: göre bir yaşayışı vardır. Bu ülkeden olup birdil | konuşanlar arasında bile yaradı. | lışa, alınan kültüre, düşünüşle du- yuşlara göre söyleyişte, pek çok 'ayrılıklar bulunur. ayrılıklar, her dilin kendisinde daha çok bellidir, daha çok göze çarpar, Türkçemizin de çok eski çağ- lardanberi sürüp gelen, başlıba- şına bir benliği olduğunu unut. mamalıdır, Nasıl ki cansız varlık- ları Obuyruğumuz altina alk mak için türükle- rine o uyuyorsak, dilimizi ye- | niden kurmak işinde de onun ya- yazışta İ Bu onların pısına ve öz varlığına bel bağla- | mak gerektir, Böyle yapmazsak, dil değişimi gibi güç, güç olduğu kadar büyük bir ülküyü gerçek- | leştirmek, elimizden gelmiyecek bir iş olur. Bu yolda tutulacak en kötü gi- diş, sekidan (tercüme) dediğimiz «bir dilden öbür dile çevirme» gidişidir. Osmanlıca bir sözü, öz türkçeye çevirmek istediğimizde ilk yapacağımız iş, onun anlat- mak istediği düşünceyi kafamiz- da türkçe olarak bulmak olmalı- dır. Böyle yapmayıp ta, arapça, farsça bir sözü, yerli yerinde öz türkçe bir söze çevirmeğe kalkar- sak bulduğumuz söz, çok yersiz, biçimsiz olur, biçimsiz, yakışiksız olunca da türkçe sayılamaz. Bıma bir iki örnek verelim: | fabrikası Demir fabrikası | » » Li | için Krup müesse- sesile an'aşma Fabrika mümessilleri dün Ankarada mukaveleyi imza ettiler Ankara 27 (Hususi) — Demir kurulması için Krup fabrikasile hükümetimiz arasın- daki konuşmalar iyi bir netice | vermiştir. Krup fabrikası mümes- | sillerile maliye vekâleti arasında demir anlaşması üzerine yapılan mukavele bugün imzalanmıştır. Mukaveleye göre Krup, demir fabrikasının (tesisatını verecek, üç senede ödenmek ©zere kredi açacaktır. Beş senelik plânın en mühim kısmını teşkil eden demir işi de yoluna girmiştir. Bu iş Sumer Bankın çalışma sahasindaki sö müsbet işlerinden biridir. Tasarruf haftası hazırlığı Ankara 27 (Hususi) — Tasarruf haftası münasebetile 12 birinci kânunden itibaren başvekil ve diğer vekiller Ankara radyosun- da milli ekonomi ve biriktirme hakkında öz türkçe konferanslar vereceklerdir. Balık enstitüsü Iktisat vekâleti iki mütehassıs getirtti Ankara 27 (Hususi) — Iktisat vekâleti İstanbuldaki balık ensti- «Filân bey için yapılan teşyi merasimine iştirak edemedim. Bunu öz türkçeye şöyle çevi- | renler var: «Falan bey için yapılan göndü- ! rü alayına karışamadım.» Burada, söz söze, tıpatıp gek mek üzere yapılmış bir çevirme var. Biz bu düşünceyi şöyle söy- lesek daha türkçe olmaz mı? «... bey için yapılan uğurlama: | da bulunsmadım»; «falan beyi uğurlıyamadım..» (Teşyi) ile (iştirak) sözlerinin tam karşılığını bulalım, oldukları yerlere koyalım diye uğraşır, onun kullanılış yerlerini gö ünde tut- mazsak (gönder, göndürü, yala- bı, karışmak, kartışmak) gibi söz- leri kullanmadan geçemeyiz, Oysaki biz, türkçede (teşyi) i (uğurlama), (iştirak) düşüncesi- ni de (bulunmak) gibi iki sözle anlatırız. (Düğünde bulunmak), (alayda, cenazede bulufmak) de- mek (düğüne, alaya, cenazeye iş- tirak etmek) demektir, Arapça, farsça sözleri, öz türk- çe sözlere çevirmenin bizi uğrat- tığı yanlışlıklardan bir örnek da- ha verelim; Osmanlıcada (nazarı dikkat), (nazarı dikkati celbetmek) de- nir. Bunu türkçeye şöyle çeviri- yorlar: | (Dikkat gözü), (dikkat gözünü çekmek), Dikkatin de türkçesini koya rak Xsaklık gözünü çekmek) di- İ tüsüne biri denizcilik mütebassısı, ! diğeri de balıkçılık sanayii müte- İ hassısı | sanayi mütehassısı sahilleri geze- ! kikat vapacaktır. olarak iki mütehassıs getirtti, Iktisat vekâletinin (getirttiği cek konserve sanayiine dair tet- Gazi enstitüsü müdürlüğü Ankara 27 (Hususi) — Gazi enstitüsü müdürlüğüne müze mi- dürü İsmail Hakkı bey tayin edildi. | (bakınız...) deriz, (Bakmak) işini ise gözden başka bir yerimizle yapmadığımız için bu düşünceyi gene bu sözle anlatmalıyız. (Milletin nazarı dikkatini dil inkılâbına celbetmek lâzımdır) sözünü ben öz türkçeye şöyle çe- viririm: (Ulusun öz bakımını dil deği. şimi üzerine çekmek gerektir.) Böyle diyebildiğimiz gibi türk- çemize uygun olmak üzere bun dan daha iyisini de söyliyenler bulunabilir. Dediklerimi biraz daha açmak, gözlerinizde daha canlı belirtmek için son bir örnek olatak gazete baş yazıcılarımızdan birinin şu sözlerini göstereceğim: Bizde ve Fransada buğday işi- ni anlatmak üzere yazılan bu baş yazıda şöyle deniyor: «Şundan ötürü ki iki ülke de daha artık ekim ülkeleridir.» Bu sözleri okudum, bir şey an- yenler de var. bu doğru | değildir. Biz (dikkat gözü) deme- yiz. Biz (nazarı dikkati celbet mek) istediğimizde (bana bak!), Bence çeviriş lıyamadım, Bu sözü anlamak için kafamda onu eski dile çevirdim: «Şu sebepledir ki iki memleket te daha fazla ziraat memleketi- dirler» demek istiyordu. Bu dü- şünceyi şöyle anlataak daha açık, | İtalyada Fransa aleyhine bir makale M. Mussoliniye yapılan suikastlar için de araştırma istiyorlar Deyli Telgraf gazetesinin Ro- ma muhabiri tarafından bildiril diğine göre Yugoslavyanın Mar- silya cinayetine ait notasi müna- sebetile sinyör Gayda yüksek ma- kamların ilham ve telkin eseri bir makale yazmıştır. Journale d'italiada neşrolunan bu makalede deniliyor ki: aCenevredeki münakaşalar Marsilya suikastından evvelki si- yasi cinayetlere de teşmil edil melidir. Muhtelif memleketlerde mem- nuniyetle karşılanan ve himaye edilen siyasi iltica hareketi Avru- panın her tarafında yeni tethişçi höcreler peyda etmiştir. Mussolininin hayatına karşı de- falarla yapılan suikastların çoğu Fransadaki İtalyan mülteci grup- ları tarafından hazırlanmıştır. Bu mültecilerin şimdiye kadar kendilerini himaye ederi nüfuzlu Fransiz anasırı ile birlikte hare- ket ettikleri aşikârdır.» Mektep kitapları Ankara 27 (Hususi) — Kültür bakanlığı, sınıf geçme ve yokla- malarda sorulacak sualler için ki- taplar hazırlıyacaktır. Felsefe, iç- timaiyat, ruhiyat, ahlâk ve estetik dersleri için hazırlanacak kitap- lar için bir komisyon kurulmuştur. muallimi Sadri Ertem bey baş- kanlık edecektir. Diğer âzalar şunlardır: Kız li- sesi felsefe muallimi İffet hanım, erkek lisesi felsefe muallimi Mi- raç, Gazi lisesi ruhiyat muallimi Ziya Talât beylerdir. daha kolay anlaşılmaz mı? «Şunun içindir ki iki ülke da- ha çok ekim ülkeleridir.» İlk yazılışın kolay anlaşılma- ması, bence sözü söze çevirmek- ten ileri gelmiştir. Orada (ötürü, artık) gibi söz- ler öz türkçe oldukları halde sözün toptan yapısı hiç te öz türk- çe olamamıştır. Nitekim gene o baş yazıda «yalnız, sanılır ki, eğer yapabilirse onunkisi biraz daba derli toplu olacaktır.» sö- zü de böyledir. Daha buna benzer yazilar da başka yazıcılarımızda sz değildir. Bütün bunlar, öz türk- çe değil, frenkçeden (türkçeye, türkçeden başka bir dile kötü çe- virmelere benziyor. Görülüyor ki geçen günkü ya- zımda anlatmak istediğim o gibi İ yazmadan önce öz türkçe düşün- meli ve öz türkçe konuşmaya baş- İ lamahıyız. Öz türkçeye varmak is- terken sapacağıumız en kötü yol, en korkulu gidiş; osmanlıcadan (tercüme), çevirme yapmaktır. Cansızdan canlı çıkmadığı gibi, Osmanlıcadan da türkçe çıkamaz. Öz türkçe, doğacaktır, Hasan Âli gens öz türkçeden | Telefon ; 24240 (İdare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) Hapishaneleri ıslah Zirai hapishaneler kurulması düşünülüyor Bu hapishanelerde mücrimler sabahtan akşama kadar tarlada çalışacaklar Lİ Istanbul hapishanesi Ankara 27 (Hususi) — Adli. ye vekâleti hapishaneleri islah et- mek maksadile araştırmalar yap- | maktadır. Adliye müfettişlerin den bir zat, Ankara hapishane sindeki tetkiklerini yakında biti- recek ve başka şehirlerin hapis- hanelerini gezecektir. Alâkadarlar, bu tetkikatı ya- parken, Avrupa ve Amerika ha- pishanelerinin son aldığı şekiller- den ve hukukçuların bu gibi ceza müesseseleri hakkındaki düşün- celerinden de istifade etmekte- | dirler. Komisyona Gazi enstitüsü felsefe | Bu tetkikat neticesinde hapis- hanelere nasıl bir şekil verileceği anlaşılacaktır. Hukukçular tara- fından hatıra gelen fikirlerden biri de, Türkiyede zirai hapisha- neler kurmaktır. Bunun en mu- vaffak olmuş örneklerine Belçi- kada tesadüf edilmektedir. ; Mücrimleri sabahtan akşama kadar tarlada çalıştıran ve onları toprağa bağlıyan hapishanelerde mücrimlerin daha çok uslandığı iddia olunmaktadır. Belçikada pa- tates ziraalile uğraşan bu tarzda bir hapishane vardır. Bu hapis- hanenin hususiyetlerinden birini de, gardiyanlarla mürimler arasın. daki münasebetlerde aramak lâ- zımdır. Hapishane yasasına göre gardiyanlar (omücrimlere («sen mücrimsin» diye muamele etme- mektedir. Bundan başka gardi. yanlarla mücrimler ayni tarzda (Devami 4 üncü sahifede) Oz Soy Adları Yeni kabul ettiğiniz Soy Adının İ YEDIGUN mecmuasına gönderiniz. Herkes tarafından koleksiyonu toplanan bu yegâne mecmüamızda en aşağı 50,000 okuyucuya Soy Adınızı tanıtmış olacaksınız. Bugünkü YEDİGUN'da izahat vardır. (6316) Politika âleminde mutlu bir mucizel..

Bu sayıdan diğer sayfalar: