17 Şubat 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

17 Şubat 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© di ihtilâl komitesinin Sahife 8 17 Şubat 1935 SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas bakkı mahfuzdur — Tefrika No. 437 İstanbulda komiteci ermenilerin nümayişi, seraliker aa asker vermiyor hükümeti de hududun- ” Ermeniler için bir krallik ih- na meydan açacak idari muh- al muhalif olduğunu, dia anda Rusyaca reyi olunmadığındaş © Rus ajanları da komiteyi gizliden ekte gizliye teşci eylemekte, onlara maddi, manevi? yardımlar vadey- lemekte a ajanlarından ge- “ri kalmıyorlardı. rmeni patriği İzmi a irliyan e riyasetini ukdesine almış gibi liraya “du. Komiteci iler ds patriğin bu vaziyetinden çok cüret alıyorlardi. Ni agi toplanmalı ında hü İbtilal tertibleri günden güne r mma idi. Bir gün Ermeniler Ma ki- rala- aleyhinde ani ii Bite ra ediliyordu. e © dülkamid telâşa düşerek bu İantıya meydan verdi diye Zap, - dererek içti z rafından ruhani meclisin pr “ne geçirildi. Bu tayin doğrudan doğruya hükümete karşı bir mey- dan okuma idi. (Alatcıyan sonra — Sis - Kilikya Katoğikosu olmuş- tur.) ; 1895 eylülünün yirmi sekizin- de İstanbuldaki Ermeni komite “erkânı Babıâliye takdim edil, üzere bir talebname tanzim ler. İstedikleri ıslahat imal 3 Ermenilerin silâh (taşıması! müsaade olunması, vilâyet e a icablarına idi, sal kemi verdikleri na- ihatlar: en Ermeniler İs- abulda gümarie tertibine ka- tmağa galışacaklardı!. iie Halebde sm aden müsadere din amit giti ve kapsülleri , din mir nir. ere edilen bombalar, meselesi haline gelmesine mey- — bee; ia d er m geldi.) Denildikten sonra (Geçende Berlinde nihilistler (o hakkında nasıl şiddetle muamele edildiği malümdur. Ecnebi DM müra- caat olunması tasavvur buyurulu- yor) cümleleri de ilâve am . Zaptiye nazirı da bu haberin adı, hal ve hü üviyeti erer bir Ermeni tarafından mah- kemesi reisine verilen bir varaka- iltü çıkarma” giy me sad- O gece Said Di tedbirler a- lınmak üzere muhabere ile uğraştı. ikleri hareket eden Ermenilerden bir kısmı 1895 eylülünün Uncu günü “e m evvel pat- rikhan: e toplandılar. mi ine harükei tavsiy. lerine rağmen Sultanmah: mud türbesine ve Babıâliye doğ. ru harekete koyuldular, Said paşa o sabah Babiâliye seir Fendiklı önünde Zaptiye retinden verilen bu haberi alı Da "He men arabasını sürdürerek Babıâliye vardı. Adliye ve mezahib nazırı Rıza, Hariciye nazırı Turhan, Dahiliye nazırı Halil Rifat edeli da Ba- bıâlide bu hâdise ile meşgul olu- < yp? ardı. Sadrıazam tarafından edilen davet üzerine gelen Zaptiye nazı- rı ra kifayetsizliğinden bahs ile asker istediği halde Vr paşanın vermediğini bil diri. Serasker Rıza paşa Ermenile- rin İstanbulda yaptıkları bu nü- mayiş asker kuvvetile menetmek üzere o sırada yeni gelen mavzer tüfeklerinin gizemi tevziini padi- şahtan istizan eylemişti. ülhamid en eği dostların- an sayılan ve Yıldıza bir mabe- yin mensubu gibi serbes girip çi- kan müşür Derviş paşa bunu — ber alınca hasta iken bu halin yari suretle hareket Abdülhamidin de düşüncelerine uygun geliyordu. Abdülhamid işin Avr vo baş kitabetinden sadrıazam Said paşaya de asa civarına ni- amiye askeri c. 'n sarfı na- zar olunarak vi sere devriye- ler gezdirmekle iktifa olunması). (Ancak jandarma refaketinde karşı gelenlerin tevkif edilmesi- ni) irade etmiş-idi. Serasker paşa da Zaptiye nazi- rına asker verilmesi halin icabı- na muvafık olmadığını bildirmiş- ti. Said paşa Ermeni patriğini ru- hani ve cismani meclisleri azasın- ze birer zat ile beraber pe; e çağırttı, Toplanan Ermeni okunmak üzere (Kanun na sizi dağılmağa di rum, Dağılmı derhal kanuni tedbirlere iptidar olunacaktır) diye yazdırdığı ilân- nameyi sadaret yaverlerinden Ne- et efendiye tevdian işci i . ğer eyi Halid iri bu ei derühte ve ifa Ziy nazırı Ee cemi- yeti İran sefatetinin önlerine var- dı. Bir kısmı da Babıâliye yak- laşıyor; diğerleri sokaklarda do- laşıyor. Jandarmalarla bu müsel- lâh adamlar arasında kavga de- vam ediyor. Zaptiye kuvveti kâfi eğildir; mizamiyeye ihtiyaç var- dır. Dive ısrar ediyor, fakat Seras- şa asker vermiy: ordu. * Bebiklideki altmış, yetmi dar nizamiye karakol ele nin tüfekleri var ise de fişekleri roktu. ire Ermeniler Babıâli- ye hücum eedrlerse süngü-ile mu- kavemet eylemelerini bu askerin 5 kısmı Kadırga ve meydanlarında, patrikhane önlerine toplanmış- ardı. Said paşa davetine icabet et- ağıtması için Bun ği zi patrik efendi: (T ni e A rak istidalarına müsaade olun masin) Jüzumun ie bahsetti! DÜN ve Yazan: M. Uygaç — Her şeyi biliyorsunuz, değil mi? dedi. Bu ruhlarda kendisi- ne karşi gayri ihtiyari bir ei ya m bulunduğunu his- yordu. artık bu mim isin edeceğini bili- . Hele kendisini seven adam- ların infiali daha şedid Oola- cağına emin idi. «tâ bazan, sevdiği kadının zevk ve aşkla ken- disini kucağında bayar ii bile bu garib hissin ince bir titreme gibi ür a far- Faruk buraya kendisini müdafaa için gelmemişti. Girmiş olduğu bu acı ve tereddüd haya- tında sonuna kadar, hiç tereddüd etmeden, hiç zaaf göstermeden yürümeğe azmetmişti. Şimdi mu- harebe günleri idi. Harb meyda- nında bulunuyordu. Şimdi yalnız bir şey lâzımdı: Galeve| Hasan Tahsin beyin elini bi- raktı, fakat parmaklarını parmak- larına geçirdi, âdeta bir hiddet- le onları büktü, duyduğu acıdan zevk alıyor gibiydi. size bazı şeyler söyliyecektim. Bu: nun için yum alelâcele geldim. ar ik kesik, helecanlı bir sesle Sürek. arada elini al- nina götürüyordu, — Bir kaç güne kadar her şey bitecek... Gene eskisi gibi hayat başlıyaca! Eğer sizin de şüp- heniz varsa... Onun da ehemmi- yeti yok! yü Tahsin bey Ki Demek is tedi, Fa- kat Faruk, müstehziyane, sözünü ye ii ok! Ben Lami takat alışkın bir adamım. Hayatta ii çalma- ğa da alışkınım, Fakat böyle bir Beni arkamdan vurdular. kuvvetim hâlâ var. Kendimi mü- dafaa için miyorum, sizi te, kin için söylüyorum: Dünyada ile keşfedemez. her zaman hastasına verebileceği ein zehirden fazla zehir ve- ” Faruk bisi durdu. iş kilerin biraz sükünet uş giz bi görünen yüzlerine Dn mane baktı, — Dedim ya, kendimi müda- faa etmek fikrinde değilim, mü- di yeceği suret- te iyi öldürmesini de bilir, Ya- ğınız, bazı ze hirler m ki hiç iz bırakmaz. o i lile istinad etmeden bu kanaata devam e Faru mii abdal çı cuğun mesi gül ölüleri bir . kırık gibi salonda akse! Faruk ona dikkatli mii bak. Sonra, omuzlarını kaldırarak olen ttiz - — E Tefrika: 63 YARIN Edebi roman e ir bir rol oynamak iz- tırarındayı elki dünyada yl nız sen Me ai bitaraf bir seyircisisin!| Faruk bu sözleri âdeta kendi kendisine Mrkz im asabi bir hareket alnındaki mn çizgiyi kımıldatıyordu. sine” başını çe- virdi, bir tereddüde galebe çal mış denilebilirdi. Ferdanın otur- duğu koltuğun yanına gitti. De rin bir şefkatle ellerini genc ka- d Fakat akşamın aydınlığı içinde en ince hatlarına kadar parlıyan yüzünde kendisini muztarib eden bir hissin raşeleri ülüyordu. Kalbinden gok iyi bir hamle yükseliyordu. Ferdaya karşi duyduğu aşk san- ki her dakika etrafını saran, iki- sini birden hüzün, ayni hudud- suz zevk ve ay et içine sürükli- n bir kasırga idi. aruk girik birer bi- rer A iğ güzelce süz- eme Ke bir şey söylemek Ferda artık benimdir. aha ölmeden evvel... Burası ildiğine açılmış gö: çin ani ii Öte te- kiler sustular, iz Nihal kısı- lan tame arasına bluzu- nun kumaşını aldı, bir makine gi- bi, geri geri çekildi. Faruk devam etti: — Bunu size eşe lâ- zımdı. Ferdayı emniyet edi- yorum, Ben eli kendisini > caya kadar, sizlere: Artık se: artık m bende sirin puseyi gizlemek için ağzını ora- ya dayadı. Faruk rahatlaşmış bir halde ev- den yeri e takib eden kimsel en kaçmak için hiç ra gk ir m adı, lık göze çarpıyordu. Faruk kalabalık iii geçmek iste- en e yollardan e kadar a kdımğa iile ez Muzi il iyetten emin görü- nüyor, alacağı intikamı düşünü- ordu. Şimdiye kadar fırtına başının üzerinden geçmiş, onu sarsama- muştı, Hattâ içinde ilk günlere nis- betle daha fazla bir kuvvet ve issediy: Hücumlar kendi taraftarları arasında müda- faa ve mücadele ka; larını tu- tuşturmuştu. Şimdi onlar Faru- kun bir işaretile her şeyi göze ala- bilecek halde tekrar canlanmiş ağın Fakat her halde, ne a olsun, kimse Farul my rl Dü yi di n hulül etmesi ettiği KER Faruk ancak ölüsü- nü ele geçi e

Bu sayıdan diğer sayfalar: