9 Nisan 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

9 Nisan 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 10 AKŞAM 9 Nisan 1588, İBAHAR ÇİÇEĞİ İ SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: Muazzez Tahsin Sıra No:38 Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM < Tercüme, iktibas baklğ riyhfüzdur - Tefrika No. 464 Suad, Feyhani ilk defa yakın | genilen bir erkek gibi göl i dan gördüğü, onunla konuştuğu ii - ” “e > yılbaşı e. mesud bir izti- e kararsız gün Kâmil paşa Abdü Ihamidi ha ıçın zi hatırlıy: biribirinin arkasından O geçe gece ona mak isterken e medrese talebelerine para dağıtmış! 1888 kânunsanisi bezi Kor. respondans Dölest gazetesi yaz- ii bir bendde şu ie ver- 7 tanbüldeki talebi z saltanat makamına karşı mul if ve itaatsız bir fırka ne dir; Şeyhülislâm (Üryanizade Ah- med Esad efendi)de dahil ni ğu halde ilmiye ricali fesada lışıyorlar; padişah ile vükelâ ih altına il ni e Şeyhülislâmın emrile kb ye ikişer lira tevzi olunmuştur.) Deba gazetesi bu meseleye dair şu izahatı ilâve ediyordu: (Gizli cemiyet akdeden tale- nın ne taraftan geldiği elek ve şeyhülislâm- dan soruldu. Monitör Üniversel gazetesi de: lâca tebeddül hakkında şayialar var.) Diye yazmi Kâmil ie bu gazete bendle- hemen tah- a ty şu neticeyi istih- sal e me rında sene dede) türbedekı lediğini beyana bunları ikna ey- er. Bu iki talebe saraya mensub Said beyin hanesine © giderler; ee dersi satarlar, Said bey unları saraya götürür; serhafi- ye Kadri bey a ye alır; kendilerine oni verilir. Ertesi günü N iye mü ezzinlerinden biri de bundan ha- berdar olur; o da mabeyine gi- derek ye ifadeyi tekrar ile ati- yesini al ie hâdiseyi başkalarına da açarlar; fakat hareketleri takbih olunur; kendilerin. amet gelir. Birisi Sultanal İrese- sinde arkadaşları huzurunda kabahatını iti- raf alacağı atiyeden bir li- rasını saltaktiğindek kalan doku- zunu kesesile beraber hocasına tonlim eyler, Meseleye vukuf kesbeyleyen bir tabur çimamı da keyfiyeti ol duğu ildirir.) leyi buna yakız bir surette tasvir meki (Bi, n Kâmil paşanın hal' için lieküğe. gizli atiye dağıttığını Sul tan Hamide bildirildi. O da telâş Şeyhülislâm Üryanizade Esad efendi etti. Tahkik için sıkı emirler ver- po ve ereği medreselerinden atiye almış o: kadar talebei ulüm bulundu; Yık dıza getirildi, Serkarin Osman bey tahkikatın zabıt vazifesini Ali Said beye verdi. Damadı baş- kâtib Süreyya 'paşa ile Maliye nezaretinden munfasıl bir zat, mabeyin erkânından diğer bir zat ti heyetinde - bulunuyorlar- dı. Talebe paraları alırken kendi- lerine: — Bü yı Kâmil paşa efen- dimiz sünni. Kimseye hişla- mayın, seslemeyin size daha para verilecektir. ildiğini, sayim iğ sevip sevmedikleri o akşam evine günü alay müftülerin- den Mehmed Said fendi geldi. Ali Said beye şakirdi olan bir irbedarın bazı söftalari i my para aldılar.) diye tev- kif ettirdiğini, softaların ka; ybolduklarını, zabıtaya mii” & ar bana ME li iğ u anlatmak si 2 Kim kaçırdı. Maliye e azulü... Bu işi kendi ada- mi vi tire ve Kâmil paşa na- mina yi Ben | tekdir |“ böyle alirim alet im. Allah Se sözlerimi Aİ isma et. Müm- e Ard fakir re kurtar, ca etti. Ali Said bey a- gipi na bu seller. dırdı. Saraya gidince bu varaka- yı padişaha takdim etti, Bunun üzerine il Said bey de Kâmil paşadan ma: aş alıyor, ona Gi muhbirlik ediyor diye itham olundu ve sec- cadecibaşı İbrahim efendinin oda- sında men altına konuldu. üftü ve türbedar ceksin!) dediler. Ben de muvafa- kat ettim!, Diye itiraf etti, medi. Türbedar ile birlikte hep- sine atiyeler olani Bursa med- ip gönderildiler, Ali Said akayı kurtardı.) Kamil paşa yukarıdâ yazdığı- mız gibi işe vakıf ve bihakkin muğber en Sarayda baş ve ikinci mabeyin- ciler ile seryaver Mehmed p n bu işle me ol (Hakikat keramet derecesin- de gören padişahımızın adalet ve h şe vermez, İşin ehemmiyetli ti- heti bu değildir. Sarayda bir ko- mite teşekkül ettiği, bu komite- nin İngilterenin rakibi bir devle- te tam YA Gl im Ormanlı a li ld ingiliz fab tını olacağının gazetelere yazdı- rılması buna delâlet tkr Payhtahta di; asayi: mükemmel iken bir silin sania- lar talebi ulü- u müte- akib bir yi iii abii e neşriyata müsa- sızlıkla itham ediliyor; devlet iş- leri mühtel gösteriliyor. Bu hal dahilen ve haricen fe. lâketi davet eder, Bu komitenin imler olduğu tahkik olunarak meydana çıkarılması ve âzasının dağıtılarak :tebidi hükümet hik- meti iktizasındandır. Abdülhamid: Kâmil paşanı arzettiği bu «Hükümet bü zerrece ehemmiyet vermedi, mabeyincinin riyaseti altında ma- beyinde teşekkül eden heyet. kika rettüb etti, ne beyan ettiği komi- te azasına! hatıtatında * bir wd Celâleddin emek nişanile âmil paşa bali sonra Meli sına “işaret etmi > (Devamı var) hirde apartıman, er KŞAM gazetesine bi KöçOK İLÂN ya aşar a İLÂNLAR Pazartesi, Gn gün“ leri çıkar, ledi. hep Suriyeli gencin vücudile kar- şılaşmak onu titiz tı; fa- kat asıl büyük acı onları Türkçe konuşurken işitmek oldu Feyhanın tam bir sirri kızın kuş A andır; nuşmasını işitmek ona 9 benliğini Klimik: ne çirkin bir sızıydı! Muhakkak ona ve herkese: Türküm... Bu şaka artık bitmelidir! demek lâzımdı. Fakat bunu söylemek için bir sebeb bir bahane bulmak icabe- diyordu. Senledenberi onu bir bir İspanyol zanne- birdenbire «ben Tür- üm!» derse mutlaka ona deli diyeceklerdi. Buna Feyhandan başlamak, ev- velâ onunla konuşmak lâzımdı. Bunun için de bir fırsat gözet. lemeğe, onunla yalnız bulunmak için vesileler araştırmağa baş- di. — Ben bir Suad, itemi bali alçiyle resmettiği gün mı gözleri- nin kendisine, onun rin bi- lerek ve tanıyarak baktığını ilk defa ir ve kendi gözlerin- de şimşekler çaktıran bu bakış- rın ilâhi güzelliğine erkek ve gibi sızlıyarak anlamış ve buna ütün erkek gururile isyan et- mişti, Bu gurur ve ii ck huysuzlan- dığı halde ertesi gün onu bulaca- ğını bildiği Luvr bünümüe ken- dinden üstün bir kuvvetin sürük- İemesile gitti ve o gün, o vakite kadar yalnız harici cazibesine ka- pıldığı Feyhanın mânevi büyük- lüğüne de hayran kaldı ona karşı kalbinin temiz bir köşesinde ka- lan işlenmemiş - bir du; ün kı- pırdamağa, canlanmağa başladı- ğını hissetti, akşam evine döndüğü vakit içinde büyük bir fırtına coşmuştu. — Nigin ona gene kim oldu- edim?7 Neden iki Türk olduğumuz halde onunla ya- bancı bir lisan konuşmağa taham- mül ettim? Niçin onun yanında burg müzesini gezmeğe gidece- ğiz. Onu ilk gördüğüm dakika eli- mi uzatarak Türkçe: aramız- daki geçilmez sandığım yol bir rks aşıla: Bu sükünetle beki gün bek- Fakat Feyhan müzeyi gez- mek için acele etmiyordu. Suad onu hemen her gün gör- düğü halde bu gezme projelerini hatırlatmak cesaretini kendinde bulamıyordu, Feyhi onu öm- ründe ilk defa olarak çekingen bir insan yapmıştı, Hattâ mis Hol- livut ve matmazel Kürdanla ko- nuşurken bile eski tabii ve 'be- ei bilen mağrur kın erkek tavırlarını bilmeden Feyhanın gözlerinin yarım ra m | karşısında iken kendisini nasıl be- Beklemi i yi bildiği halde xa arıyordu. ) Bir akşam İtalyalı res: i erdiği bir gece yemeğinden i ra Katya ile Feyhanı evlerine i rürken bir ika. sol | onunla yalnız 1. O zam büyük bir cesaretle atıldı: i eyhan m, dedi, le Lüksemburgu gezecektik < mı geçtiniz? Ben yarın Nise fi” 4 diyorum. Gelecek pazar günü i terseniz sizi bahç€ 3 sinde bekle . Saat üçte.. old » mu? 3 Feyhanın hiç bir his ifade etmi yen sesi Ğİ — Peki! . > Dediği vakit halecan ve s8# detle öleceğini sandı... Al lâdebi * arkadaş gezintisinden başka bil . şey olmiyan bu müze ziyaret onun gözünde hayati bir mâf* ! almıştı, | Pazar günü Lüksemburg ba * çesinde Fransız kraliçelerinde” birinin köpkelii gölgeliyen bi yük kestane ağacının altında Fef hanı beklerken, vüya giden bir genc kız gibi kal bi m çarpıyordu. in getirdiği ateşli ac gene onu bulf S > li cağı saatten yarım saat ev Bilsye gitmişti; sonra bir ve yavaş yavaş iki s3# geçtiği halde Feyhan görünmö mişti. O zaman Suad bütün tecrüb? lerle ve bellek dolu hayat” ni yaşamamış acemi iyi gibi, başının içinde yüzlerce möf tıksız ve biribirini tutmıyan # timalleri cenkleştirmeğe başlad" — Niçin ze Halbuki g€ lirim demişti. ksa benim #9 Bismilli vi da bir sö gibi ba kamçılamak,'beni mek mi istedi? i mami ne münaesebet! Beni” bu en samimi ve gizli hile ee ir ez Ona ık lâkayt ve soğuk “ i.e A ie m iliş Mutlaka bir randevuya gitmil olacak... Kiminle? Kiminle? Hay abdal Suad hay! Nasıl şi diye kadar düşüne: le olacak? Tabii Emin beyle." atroda idiler.. Bir defa da 9” ları sinemadan çıkarken gördü!” bir şey anlamaz ki, Şimdi ne yapmalı? Muhakl? u düğümü çözmek lâzim. Bunları düşünürken en yürüyen bir adam gibi k Katyanın evinin önünde buldu? ireyim mi? Bu saatte ball ziyarete Katya ne den? sen de, geçiyordum uğradım rim, Asıl sebebi alamaz ya! Bunda da ne kadar yanılı

Bu sayıdan diğer sayfalar: