6 Mayıs 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

6 Mayıs 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BAR Yazan: AROS İskender Fahreddin Barbaros, Akdoğanı hatırladıkca ağlıyordu. Kral Fransuva, Ispanyadan, Akdoğanın Türklere iadesini istemişti Akdoğan geliyor £ mu..? Ara adan haftalar geçmişti esim (Lavreyün osun böyle şeylere çok canı Gilelkiğdir Maşız “mü, ünden namal Kontese söyleyiye; Hu şulan sulh esas da; a m imzalamakla te- k $ oluyordu. Yal a aa dostlarından biri emi iy olarak şu sözleri Min etm yapılacak kışı çü e vardır: Barbarosun bu onda geçirmesi.» iy sözleri söyliyen adam idi, ar ve tecrübeli bir şövalye Fransuva; e İste! z ii öy edin; , en doğru sözü sen söy: Di ; yerek ihti — FN »i iz im ihtiyar şövalyenin eli- ral eli Kanuni Süley- yon derhal bir elçi göndererek, di donanmasının Tulonda kal. Pay müddetçe bütün masarifi Ni za hükümeti tarafından veril Ar: €sine müsaade ei padi- A da kralın arzusunu skâlâ.. donanma iken ulonda kalsı Ni n sulh desinin Ki nz bazı mi Helerinin tadilini teklif et- Bu Ykağı e arasında Türkler dı, YA eden yeni bir teklif var- dağa Türklere teslimi. n bir kaç çi Orsa) vim arasından bir yere kı- | ayaş ma li slm ba- t çile Zincir İmuş ve kü- Sr arasına atılmıştı San erin eline bun- di, daha ; iyi bir fırsat geçemez- Iy ii s, Akdoğanı kendi oğ- vin sz Onun hasretine , mayordu. Donanma erkâ- Si muzafferiyeti bize bir Akdoğan okazandırmazsa, bu ra bu dökülen in neye yari Diyor ve Akdoğanı hatır dık ca çocuk gibi ağlıyordu. Büyük Türk donanması ele Akdoğanın gelmesini istemeyen. bir tek adam vardı: Hamza reis. Hamza, Akdoğanın İspanya- dan istenildiği günden beri dü- şünüyordu, Akdoğan, karısının Ham. mza tarafından öldürüldüğü: nü duyarsa, Barbarosa: ma neden ceza ver- mediler?» Demiyecek miyd Halbuki Hanifi 1 do: anmadaki yar: erik rika do- e affetmişti. Padişahın affından ne şii dı?. a, Akdoğanın kendisini Mtekmiyeceğizi biliyor, Bu va- ziyet karşısında Hamza donan- mada kalamazdı. Daha şimdiden bini kaçmak için vesileler arıyordu. İspanyollar henüz, kral Frar- suvanın Li istediği yeni mad- mezlerse, ne kadar sevinecekti. ti, La Barbar osun “Kontes Fransızların: «Her e kas din parmağı m sözüne inanmağa Hamzanın Akdoğana olan kini, günler geç- tikce uyanıyor, büyüyordu. Hamza, siyasi hâdiselere bur- nunu sokan Fransız kadınlarının ortalığı icabında nasıl karıştırdık- larını görmüştü. li reisin peşinde koşmaktan madam et, usanan acaba, piasüEsiğik sarayında bir rol oy- niyamaz mıydı?. Hamza akşamları Tulon ke lar: sında dolaşirken, bir meyhane; girdi.. kavuğunu önüne ri üşündü. Akdoğan gelirse, yalnız donan- mada değil, bütün Türkiyede ra aktı, dını vasıtasile pekâlâ bir dolap çevrilebilirdi. Hamza meyhanede içti.. içtikce düşündü.. rarını verdi: — Ben Ali reisten çek daha genc ve yakışıklı bir erkeğim. Madam Koletin Türk denizcile- saatlerce on ve son ka- a hi fırsat değildir. peşinden koşacağım.. ve onu el e Ba çalışacağım. Ondan ötesi kolaydır. Hamza reis az çok fransızcayı öğrenmişti. Derdini anlatabiliyor- du. Meyhaneden çıktığı zaman başı dumanlıydı, Ortalık çoktan kararmıştı, Madam Kolet o günlerde Pa- rise gitmek üzere idi. Franşanın bu güzel kadının Parise dönmeden görmek lâzımdı. Hamza, o gece madam Koleti nerde görebileceğini soruşturma- ğa başladı. (Arkası var) —— | Her akşam | ) bir hikâye İ Pandispanya ) Ba- | Sıcak bir mâyıs xidi. bazar koltuk Dram kırmızı n yi yağlı böbrekler, iri rtaları sıralanmıştı. Kuşbaşı Bakin doğranmış kılıç- lar, defne dallarile oh şişle- re geçirilmişti, Dükkânın önünde duran emi pi e bağırıyorlar: — e bayım.. Buyu! Canlı canlı lüferler var... katta salonumuz var Sigara dumanları al mn... Üst Pp: boşaltıyorlardı.. bay Şakir tezgâhtaki çliyüze ses- lendi: zim masanın üs- işi iricesinden olsun.. şu karafa- ları doldur.. uman üstünde koç yumurta- sı geldikten sonra aye ir: — Öğöği as . Pandispanya eman... Ne ispanya idi am- ma... Görmeli idiniz hani Siyer - nya... Bir lah.. iy gi- bi.. ümmi mı YEME şişman mı şişman... Hele saçlarını da ka- üstünde «Pandispanya Leman»... Tü Allah cezasını versin, gene pi- relendim birader.. ben diyeyim 90 kilo, sen de 120... Karı dedi- ğin işte Gi olur.. elli Kad- ri doldur... İçelim. Bir karafa daha... Aaanah.. ah canım Pandispanya... Anan seni yumurta ile yoğrub da mı fırma verdi?.. O ne kabarıklık, one m ne yumuşaklık be kya. Sana karı deri # Meyhaneye seyyar çalgıcılar irmi Sakalı iki karış uzamış utcu köşede mizrabını aşkla tel- Ki vurup «bDizlerine kapaaan- sam!.. avaz bağırdık- ça > büsbütün iğ ni kadaşları ağızlarının suyu ak aka 100 kiloluk Pandispanya De. manın güzelliğini kendilerinden geçmiş dinliyorlardı. Şakir: — Ağzında tek MR dişi yok- tu.. Rabbena hakkı için 32 dişi de ayla . Bir k ağzını açmaz mı valli de, billâhi ini darp! .» diye a nenin altın ambarında zanneder- din yahu... Ah.. ah Pandispan- .. Seni tutup sütlü kahveye ba- b batıra yiyivermeli... Karafalar boşaldıkça dört ar- kadaşın dillerinin ucuna birer | caki i delik e kalabalığı: ilyas.. şimdi bir otomobile atlayıp doğru Pandispanyaya gideriz, Bu gece orada eğleniriz. Yarın da hep beraber bir EYER ver e- lini Kâğıdhane.. nası — Yaşa.. aklınla bin yaşa Şa- ip. Hep birden kalktılar. Yarım sa- at sonra bir otomobil Beyoğlun da Sakızağacında yan sokaklar- dan birine MAR k güzel, Kâğıdhane çok asma salın- ö> z 5 E ın arasına girip nare atıyorlardı. Asıl cün- büş derenin üstünde idi. Şakirle arkadaşları, burnunda yarısı insan yarısı balık şeklinde bir deniz kızı resmi ve altında da Cibali yazan mea bir. gemi tut- muşlardı. Bi GIDA KUVVETİ HASAN FISTIK OZU YAĞI Zayıf ve cılız olanlara fazla te Hasan Fıs- az 7 n zar- fında kat'i tesirini gösterir Hasan Fıstık ğının bir yarlara çok büyük temin eder. HASAN DEPOSU: Ankar: İstanbul, Beyoğlu, Şişesi — or- büyük 200 kuru! faydalar ta 125, kuruşa indirilmiştir. gün P: keyfine diyecek yoktu. Sabaht erini güneşin altında parıl parıl m « viranımı yıktın a temelinden bu gece!...» gaze- söyledikçe derenin üstü inim inim inliyordu. Pandispanya Le- man hemen hemen bügün Hızır- ilyas kraliçesi blmuştu. Her sandaldan: — Yaşşa Pandispanya.. — Var ol Leman abla yanyana giden anıilartlsn bıyık büküp göz süzenler, işaretle Pan- ye kendi sandallarına da- ler i le dö: Radyo Mayıs Pazar İstanbul, 18 Fransızca ders, 18,30 Senfonik musiki 19,30 Haber- Je “00140 Gila Sl Teriyher), 20 Gâvin ardeşler ve mandolinati kestrası, 20,30 Viyolonist bayan Paki. t Nezih - Kej lo, 21 yan Nimet Vahit şan (Piyano deli vi 20 Son haberler - Borsalar, 21,30 Rad öm a ve bayan Bed, riye Tüzü ü 5 Gi yuk ör), ek 22,30 Viyaı ii si, 23. 25 mia hakli, rag, 470 m. 18,35 Viyolonsel kon- 9, ği y na mu Bir aralık Pandispanya Leman, bahçelerden birinde arkadaşları Ayteni, Bediayı, şişman Eleniyi görünce seslendi. Ayten onu kah- . Sandalı yanaştırdı- Gİ ü- 0 Eğlenceli ei 21,20 Se haber gm 22,10 Sen vi konser, konseri. ad, 7 m. 2020 sal ya yam, - Şarkı ve dans popüler hava- ar, 23,15 Konser nakli, 23,45 Dans plâklar Vi 0 20.30 * Londra'dan a isi- o 24, 10. Koman bla 24,55 De konse May: Sali al, Ve 2 Bam versil tedi nak- İkisinin gözleri küçülmüş küçük müş, biter toplu iğne başı kadar kalmıştı, İkisi de hikmeti hüda içkiden şaşılaşmıştı. — Ah Pandispanya!... Yan- dım! derken Şakirin iki göz be- beği burnunun ucunda birleşecek kadı ak- ar şaşılamıştı. Birdenbire iza bir şimşek çaktı: — Buldum.. dedi.. yarın Hıdır. dehlerden hiç birini medeni iğ m içiyordu. Sandala dö rmeğe yes ür Birdenbire atladı. madılar. Dört arkadaş bir hafta sonra ayni koltuk meyhanesine ol emini Şakir: öf diyordu.. ne Pan- Ne de eğ- ( Bir yıldız) a idi amma lekenin hani.,

Bu sayıdan diğer sayfalar: