28 Ağustos 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

28 Ağustos 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Ağustos 1935 Celâl - Bay. üni momi bakanı Eko; ar Nazilli resminde: Yukarıda söylev Mele m fabrikasına temel atma ortada Celâl Bayar söylev verirken, aşağıda ekonomi bakani temel atarken verse genclerinin Tirede tetkikleri Köyleri dolaşan genclerimiz, Tirede “çok samimi bir kabul görmüşlerdir p- E Tirenin tarihi Necib paşa kütüphanesi Üniversite nelerinden bir grup araştırma- *r, konuşmalar yaptıkları köyler- ie. otomobillerle Tireye geldi- Tire (Akşam) — Gençlerin köylü ile pek çok kay- şastıkları ve pek sevdikleri ilk ba- İşta göze çarpıyordu. rn parkında ayranlar ik- m e biraz istirahat edildik- a sonra, ilçebay Şefik kısa bir “aş Tirenin tarihi, güzel sa- Bi Yakında etnografya müzesi yapılacak olan Yahşibey camii natlar bakımından yüksek hat verileceğini talebelere anlattı, Derhal bahçeden belediye kurul tay salonuna gidildi. direktörü €vkafın ne de- medrese yapmakla iktifa etmeyip lâyik sosyal düşünüşle, kütüpha- neler, çeşmeler, imaretler, kinder- Neşeli, fakat uykusuz geçen bir gece “'Telâş Klmeyi ri, İki a şişe buz peynir, m e © İzmir (Akşam) — İzmir şar- bayı bay Behçet Uz haber verdi: — Cuma günü saat birde Al sancak istasyonunda toplanıldı. karla evvelâ Nazilliye gideceksi- niz, oradan da Keçiborluya ge- çeceksiniz. Hazır olun. uma günü tam saat birde Al- cak istası lâl Bayar ve arkadaşlarını geti- recek.. -önatte seksen kilometre ile gi- yon geçmiştik Kastamonu sayla- vı doktor bay Şükrü Osman be- yaz, büyük bir hasır sepeti ya- nıma aldı ve bana uculcacık; — Yanımdan ayrılma senin için iyidir. Dedi, İçimizde yemekten ta- rafa enzengin bay Şükrü Osman rer birer çıkarıyor, etraftan takı- lıyorlar. — Beraber olalım., İki üç dakikanın içinde yemek- yetiştirmek, daha çok me atlatmak telâşile otokar: rdi, Bakırkâ. fabrikası direktörü bay Fazlı pil ğa kalktı: — Telâş etmeyin. şişe buzlu limonata, mek alınmıştır... dedi. Bu müjde yüreklere bir parça su serpti. Karınları aç olanlar doyacaklarından ümidlenerek te- şekkür ediyorlar... Bay Refik Ahmed oldukça telâş içinde: İki büyük a, peynir, ek- — ME diyor. İhtiyatlı olmak lâzım ir ekmeğimiz yanımızda olsun. Yolu nasıl gittiğimizin farkın. da değiliz. Lâtifeler kahkahalar ediyor. Biraz sonra her. e kesin elinde koparılımş ek meni kaşar peyniri dilimleri züktü Sa seni sonra Nazilliye indi. ğimiz zaman herkes oturduğu hayımlar, yaptıklarını ve bu uğur. da pek çok vakıflar bıraktıklarını anlatmış, bilhassa Birgi, Selçuk (Ayasluk) ve Tiredeki Aydın oğul. arı devrinin orjinal, zengin mi- marisi olan camileri hakkında iza- hat vermiştir. Bundan sonra güzel sanatlar akademisi profesörlerinden Hakkı, bu Türk yüksek sanatları hakkında bilgilerini anlatmıştır. Bu bilgileri not eden talebeler, Tirenin güzel ve tarihi camilerin- den ve tarihi evlerden bir kaç ti- pini görmek üzere şehre grup ha- linde çıkmışlar, akşama kadar gez- lebeler, belediye bahçesinde id. man yurdunun cazı ile güzel bir vakit geçirerek yorgunluklarını dinlendirmişler, sabahlayın oto- mobillerle Yeniçiflik köyüne git- heriki Oradan da İzmire gide- ceklerdir. LO. Sahife”. Ekonomi bakanı Keçiborlu fabrikasında: Yukarıda söylev verirken, ortada fabrikanın görünüşü ve şal Celâl Bayarın söylevi dinlenirken, a e Keçiborluya gelirken şekli muhafaza edercesine büklüm dışarıya çıkıyor. Ve ye- yürümeğe başlıyan çocuklar gibi tutulan bacaklarını hafif ha- fif atmağa çalışıyordu. Yarım saatsonra bay Celâl Bayarın oto- karı geldi. işte bu dakikada ne yorgunluk, ne açlık, ne de tutuk- ktan eser kalmadı. Çünkü va- zife başlamıştı. Çalışma gece yarısına kadar sürdü. bahleyin saat dörtte Keçi- borluya hareket edileceği haber alındığı zaman saat bire gelmiş- ti. Üç saat için yatmanın bir fayda vermiyeceğini düşünenler Parti bahçesinde sabahladılar. Uyumak için otele gidip te kah- ve, sigara içmekle sabahı edenler e çoktu. aat dört. İstasyonda duran iki otokardan biri İzmire diğeri Keçiborluya giden- leri gr yorgunluktan hal- calsiz kalanlar İzmire döne- cek, üratle İzmire geliyoruz. Gece- nin ıssızlığı başladi. o Uyuklıyan e Ortada bir tek beyaz de dola- şıyor. ükrü Osmanın yas- Bay Ş tığı. ii yastıkla (beraber Karacan m e emir verdi — uyuklarsa çek!... Fotografçı- bu emri yerine ge- tirdi. UUyumamağa o kadar ça- ıştıkları halde bir kaç kişi tuza- üştü. . Bunların içinde gaze- teci arkadaşlar da Fakat uyku mıştı ki gazetecilerden çoğu res- minin alınmasına değil, atlama- resmini o edi bastır. bile razı.. Biraz sonra resim le bile uyumağa başladı. O Uyuyanın O fotografını almağı bir tehlike gibi ortaya ko: yan Karacan bir köşede uyudu kaldı. Bay Celâl Bayarda uykusuz- de bay Celâl Bayarı Keçiborlu- luğun zerresi sezilmiyor, gülüyor, ya götürecek otokara bindik ve | Konuşuyor, hikâyeler anlatıyor, hareket ettik. İzmir gazetecileri Gece saat on buçukta İzmir is- pek fazla'yorulmuş olacaklar ki | tasyonuna geldiğim zaman kar-* Keçiborluya gelmediler, İzmire | Şılayanlardan a Kâzım Di- döndüler. rik, Celâl Bayı Keçiborluda fabrikanın açılış İM a “dedi, şehir gazi- resmini telgrafla bildirdiğim için | nosunda bir gardenparti tertib burada tekrar etmiyeceğim. Saat edilmiştir. birde Keçiborludan İzmire doğ- elâl Bayar uykusuzluğuna rağ- in yola çıktık. Otokarda — Ce. | men: lâl Bayar, saylav bay Şükrü Os- — Hav, hay, dedi. Şimdi gider man, İzmir Rus Tek di us | bir duş yaparım. Gece de sizin. mütehassıslar, ajans mümessilleri, | le beraber üçe, dörde kadar dans İstanbullu arkadaşlar var. Son | eder, eğleniriz. — A, Cemaleddin

Bu sayıdan diğer sayfalar: