18 Ekim 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

18 Ekim 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Teşrinievvel 1935 Tefrika No, 156 TAOLAR sırada ( Oktay) Karakurum yla önemli bir to Moğol alya üm gelen- ve Karakurumda bulunan bir- şok kabile reisleri o gün di toplanmışlardı. Oktay, Cengizin vasiyetinden bahsederek: Babamın batıya doğru ya- daki durum, Kaçarın yolunu Mos- kovaya çevirdi. Şimdi e birini Msi, iline göndermek ni yetindeyi z Zabitler bi ağızdan cevap ver- diler; — Hepimiz gitmeğe hazırız. Emredin.. hemen yola çıkalım. kalabalığın Akaya ba- karak sözüne ee etti n korunması uğ- li bezli ne büyük yarar- Tıklar a alanya ve bundan sonra da gösi biliri Fakat, nize. kabileleri; niz larımız erine vahşi sürüleri saldırıyorlarmış. rmanlarında aslan gibi kükreyen yaban domuzları, ve iri boynuzlu yaban öküzleri, askerlerimize çok engel oluyormus. Yolumuzun üs- tünde bizi tethiş eden bu vahşi hayvan sürülerile çarpışacak ve onları temizlemeğe muktedir içi- nizde kim varsa elini kaldırsın ve: «Ben bu işi becerebilirim!» ode- #in.. böyle vahşi birkaç Dini Ya önümüzde denemeler Zabitler min biribirlerine bakışarak gülüş . Kabile ses ein Tokta bey (1) söz aldı: ormanları anlardan inen , Dedi, Fakat, or lirdaki orman- Mi yakmak kolay bir iş değildi. —Tokta beyin sözleri yabana atmaz; Ancak ormanları yakarak onlarda; r görmeden askeri- mizi pavığ hire tedbirler almak gerektir. Diye cevap verdi. Tokta bey hiz söz alarak, yüksek sesle yanları söyledi: bale Uygur ilinde bir- var, ii bu ii rek becerebilir. Bu esnada bütün gözler Akay dikilmişti, Okur, pr hazır nlara sord - — Tokta “öl teklifine siz ne dersiniz?, 'r ve reisler biribirlerile I ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGİZİN O İSKENDER FAHREDPİN Sarayda toplanan zabitler, Bulgar iline ordunun başına (Akay)ı getirmişlerdi. ın birdenbire hastalandığı işidildi. ĞLU | Yi de Tokta beyin fikrine iştirak €- eriz. Akay tam bu işin in ehlidir. ca ilindeki vahşi hayvanlar- la içimizde ondan daha iyi boğu- şacak ve akıncılarımızın burnunu kanatmadan yol aç acak kimse yoktur. El ve e ağız birliğile o me Akay, a orduya baş olarak seçilm çöktay)ın Aa Akay bir hafta içinde ordusu- nu hazırlayıp yola çıkac: Akayın yanına çok değerli Türk akıncılarından Buran (2) ı boylu, en göst kahra; manlarından biri idi. y, Buranı çok takdir eder, ondan der rken insan talağındi yaratıl- mış bir aslandır. derdi. Karakurum yaylâsınd va kişilik bir ordu ehil “Bulgar iline gidecek olan bu yardımcı ordu, batıya varınca, preriş (Batu)nun emri altına gire- cekti. Prens (Batu) titiz bir adam- N Oktay, (Batu)nun Akaya güç- ük göstermemesi için bir de mek- tup yazarak Akayın eline vermiş- E Bir sabah Karakurumda dilden tiği zaman, yardımcı ordu hazır- lığını tamamlamıştı. bir iki Karakurumdan ayrılacak- | bu haberi alınca, beynin- Ak den yıldırımla vurulmuş gibi sar- . — 1, (Dağların kızı) Karakurumdan nasıl ayrılaca; düşünüyordu. korkunç düşün- «— Yı Akay bunu düşündükçe titri- yordu Oktay hanı ne kadar sev- diğini, onu hasta olarak bırakıp gidemiyeceğini anladı. (Dağların kızı) bu sevgiyi yıl lardan beri, sönmez bir ateş içinde saklamış. an zama yüreğini yakan ve yeri im e tuşturan bu ateşi e bile sez- dirmeden yaşamıştı ay beri Mz yaylâ- da hekaye ordusunun başın- dan ayrı Bir see güneş dağların sağ sma devrilirken kimseye meden Karakuruma geldi. (Arkası var) - (1) Tokta — — Toktamış, durmuş mektir. (Birçol ok çocuk düşüren ad sağ kalan çocuğuna da eki Türkler bu vE verirlerdi.) © Buran — Kasırga demektir. Türk- kiii meli asma İkala ce ahTama: çağıranlar Yurttaş: 31 birinci teşrin arsıulusal rg in bankaya az da yalı olsa NA Radyo 18 Birinci teşrin cuma İstanbul, 18 Dans musikisi, | 18,30 Hafif musiki, Ege caz, 19,30 Ba- yan Pakize İzzet, Keman solo piyan Trefakatile, 20, 10 beniz 20, 30 Stüd. yo orkestrası, 2 İyo caz ve tangö orkesir: ei ri, m Son habe: erer ar, r halk havaları. Ba- 7 İZ ve ve şları Budapeşti: ZIR pile. 72.20 Siran siketişme, A4 , 24,10 Ci a 21 er konseri, 21,35 Ko- nuşma, 21,50 Opera, 22.35 Konser; 23,15 Plaâ ye poli, Bari, 21,20 be 21, 50 Va Vue konseri, kestrası re 22, Viz ka konser, 23, 20 Dans orkestra; 19 İni degil cumartesi dk), İD Şi ie : Galip yer e an Bedriye Tüzün, rad- yo caz ve orkestralarile beraber, 21,35 Son ia ler borsalar, 21,50 Ba. iz yan m şan piyano (o refakatile, 22,10 Plâk neşriyatı. Budapeşte, le 20 Plâk, 20,55 Buda- m eme İm iz ad? Poldiri- ral o; 23.10 Dan Dans Mağ İstanbul, 18 19 ri saati, hikâye , 24 Caz. ve ii 2 v me 23, se Plâk, 23,30 a 8 orkestra: ma, Napoli, 21,20 Deresi Ür 214 40 Ka ,21,50 7 Varşova, 21 Haki müzik, 2 yumlar, 23 Konser, 24 Dans ein dına a olmi Seneliği e altı vii iso üç ğı a 1000 Posta ittiha ecnebi memlek Adres tebdili için yirmi beş Eiki nal eki lâzımdır. Receb 19 — Hr Lia 8 E 1110 1249 ve 9,36 mi Va, 4,36 6,15 1239 1502 126 18,58 İdarehane: Babiâli civarı luk Sok. No, 20 KTEŞRİN - PAZAR Genel Nüfus Sayımı Sayım günü bulunduğunuz yere sayım memuru gel yecek (olursa a sehven yazılmayacak olursanız hem. hükümete Sallar” rd Başvekâlet İstatistik Umum Müdü Satılık kiz yatak Tekmil > pa İngiliz yapısı: 2 karyola, 2 komodin, aynalı ve pi ami gardirop, çekmeli bir tualet. “Akşam, gazetesi ilân memuru Nure dinemüracaat. Telefon: 24240 gama AKŞAM İlân tarifesi Sahife Kuruş 1 Santim © 400 z > 250 3 > 200 45 > 100 İç smhifelerde >» 60 Son ilân sahifelerinde « 30 Gazetemizde neşredilecek ilânlar için müracaat yeri: ilâncılık kollektif şirketi Ankara caddesi, Kahraman zade han. Tel. 20094-20095 Ahmed gibi... Piraye, Sevginin kabul gününe bugün herkesten evvel gelmiş ol- duğunu görünce büyük bir mem- nuniyet du KA man ne iyi, diyordu. Ra- hatı rahat lale karşı karşıya iki lâf atarız! İptida e öpüştüler. Bi- si sırlarını tevdi etmeğe teşvik ediyor gibiydiler. Fakat sonra, tatlı bir bahis açıldığını göremeyince, havaları emini dan, kışın şiddetinden. konuşma: ğa başladılar. Piraye salonda ayakta duruyor- du. İçeriki odayı salondan ayıran le Her akşam |) bir hikâye İl özüne yakasını ln, boynuna yaz bir atgı sarmıştı. Yalnız ağ- zı görülüyordu. Şapkası kulakla, rına kadar inmişti. orkusundan haykırdı ve Sev- ginin kolundan yakaladı. Aman yarabbi!. — Ne oldun, şekerim?. Sevgi hayretle dostunun yüzü- ne bakıyordu. Piraye, titrek bir halde oi > Ge etti, — Ah ne kad tum bil. e Gelki zannet- eği dı o. Her salı (o gü- nü, hava nasıl olursa olsun, gez- iraye kendisini bir a a tarak eli — Ha; Evet... Affet, Kk de, piağe canı sıkılmış bir halde sordu sebeti var?. i ş bir münasebeti yok şe- iyorsun, hani şu son bnfizlar içinde bir takım gi cinayetler oluyor. Her salı si, kim olduğu bilinmeyen bir adam, karanlığında insan soyu- yor... İşte bu vakalardan konuşu- Tuyordu. Karanlıkta, birdenbire si- yah paltolu, beyaz atkılı Di Zu- hur ediveriyormuş, ından adamları yakalıyor, iinde Ni la tehdid çaki üstlerinde, baş- larında ne alıp götürü- yormuş. Kocanın gölgesi camlara aksedince, birdenbire aklıma bir- az evvelki lâkırdılar geldi. Sinir- lerim pek ayakta idi. Çok kork- tum, Sanki üzerime biri saldıracak gibi geldi. k alıkça bir şey bu, Pira- ye! Görüyorsun ya, kapı kapan- dı. Kocam sokağa çıkıyor.. zannet- mem ki, kocamın sokakta herke- sin boğazına sarılarak hırsızlık ettiğine ihtimal veresin? — Bu nasıl lâkırdı, Sevgi Doğ- rusu böyle münesebetsiz şeyleri oturup da anlatmak çok fena şey. — korkutuyorlar, sinirleri- ozuyorlar. keyi şey- eni konuşalım kuzum.. e Halbuki o gün Sevginin sale- lerece, lınca bir sinir Bülram geçirmeğe başladı. Aynada yüzünün solgun- luğuna bakarak düşünüyordu: er salı günü... Hırsız luyor, adam öldürülüyor... de ayni şeyi söylüyor. Katilin be- yaz bir boyun atıkısı var. Tıpkı klik Katil reel galiba... Sevki zihninden bu fikri söküp atmak istedikçe, bilâkis yeni ye- ni şüpheler onun zihnini tekrar yni meseleye avdet etmeğe mec- bur ediyorlardı. Bir kaç haftadan- bi görünüyor, ufacık bir şeyden tit- riyor, gayet dalgın ve düşünceli görünüyor... Sevgi düşünüyerdi Bi ları? Ahmed benim şüphelendiği- mi anlıyacak olursa ne yapa ğım? Bir rezalet kopmadan ken- disini bir hastaneye kapatabil- sem... Fakat bunu nasıl yapmalı? #*# — O! Maşallah, hele şükür ge- lebildin. Neden bu kadar geç kal- dın bu akşam?. Beyaz atkılı ada- ma râs gelmişindir diye i gayet ihtiyatlı davran- da beyaz atgı saranlar çok olmak icap eder. Delilerin soğuk kanlı olduklari malüm değil miydi?. Hiç şüphe- siz Ahmed de delilerin kurnazlı- ile işi belli etmemeğe çalışıyor- — iu ver bana... Dışarı- dan işraşidi Be akşam belinde ini taheflk v — Bana iş tuhaf bakanı mii sensin! dedi Sevgi tin asının İroni ee palto- sunu almış, cep! yokluyordu. Ceplerden biri en idi. Sevgi haykırdı: —B dehşet içinde kocasını iş Hiç bir şey söyleyemiyordu. Az kal sın: «Yetişin! İmdad!» diye hay- kıracaktı, Fakat boğazı tıkanmış idi. Bir ses Lemi rdu. Oldu- ğu yerde düş ez Ertesi mi Amed Medihayi gördüğü zama — Rica sidar prize eri biraz dikkat et, Dün oldu ki, bayıldı. İşin tuhafı me: leyi biraz hafifletmek (sur. ii kendisine hakikati itiraf ettiğim dı. Ben büyük gibi boynuma sarıldı. Beni mem- nuniyetle öptü durdu. Bu garabe- te bir türlü akıl erdiremedim!. Hikâyeci ı BA e ber dilde gazete kitapları bütün ei lee ve kırtasiyeyi uz olarak AKBA müesse- selerinde tedarik edebilirsiniz. Telefon : 3377 Aman ben de çık

Bu sayıdan diğer sayfalar: