October 27, 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

October 27, 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGİZIN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN O sabah, biribirine yaslanan Karakurum dağlarının yamaçlarında kara bul lutlar dolaşıyordu. Prenses (M tayın uka) saraya geldiği zaman tul vücudu soğumuş Oktayın ö anlattıktan sonra, Şu sözleri de ilâve etti: — Sarayı baştan başa araştır- dık. Fakat, daha fazla araştırm lüzum görmüyoru! lalağı ir nında kanlı bir ali er ki Bu, onun kendi hançeri imiş varda şöyle bir yazı gördük: an ni nmi Oktay elindeki ş şarap kadehini yere a arı usun, Çagatay? dedi, Bir ir a şenlikler yapı- lırken, öte tarafta Oktayın en çok sevdiği bir kadın, karnını deşerek kendini öldürüyor. Tali bunu da bana > gördü. Çagatay, Tugaya -böyle gece vakti e abii getirerek hanın neşesini kaçırdığı için- kızdı. Yan gözle sert sert bakarak homur- dandı, Sonra kardeşine döndü: — Başın sağ olsun! Ölümün ö- tı: — Çinde imparatorun gözünden kendilerini bu tarzda öldürerek sadakatlerini gösterirler, Oktay, vezire cevap verdi: — Ankin benim gözümden düş- memişti ki.. ben onu bütün karı lârımdan çok seviyordum. Ankin şok sadık, fedakâr bir mere ağ son günlerde hanın ken- Ülriden nefret ettiğini adap ler, Dün Ankin beni odası sma Derdini yandı v: bana eskisi gibi neden irak et miyor?) diye sordu. — Sen ne cevap verdin — e bugünlerde ulus işleri- meşguldür. Seni ihmal et- tiğini a dedim. Çagatay ala elile bir tas şarap uzattı: — Dünya gamını dağıtmak içi içelim. an unutalım, Si Zin uğrunuzda bin Ankin feda ol- sun! Oktay is tasını eline aldı.. İşi İz a ği karışık,” mi bir rüyaya benzetiyorum, Çagatay! İnsanı, bu rüyadan an- cak ölüm uyandıracak. Haydi içe- lim. bu kor! nç adap uyanın- “aya kadar içelim. Şarabı içtikteh sonra, karşısın- da duran He baktı: — Onu n Çinli rahipler bü- Yük törenle esli ınlar.. cesedini bizim aile edilişini gömsünler. Sabahleyin güneş doğar doğmaz seven bir kadındı. İnsanların bi- tibirile boğuşmasından nefret e derdi. Yurdumun het Yedi gün sin, Toprak üstüne bir damla kan akıtılması | . Tuga a mieieri geceden yeri- ME getirmek üzere hanın yanın- dan çıktı, ,, Oktay kardeşi ve ihtiyar veziri ile başbaşa kalmıştı. Tali onu böyle a ve eğlenceli bir gecede de rahatsız etmeyi vi yeri ihmal etmemişti. Oktay çok temiz yürekli, iyiliği sever ve e iyilik DM koruması ı bilir, zayıf ve yol ra yar- dn etmekten zevk daş bir hü- kümdardı. Moğol illerinde Oktayı sevmeyen, onun karşısında boyun eğmeyen bir kimse yoktu. Oktayın büyük düşmanları bile -Cengizin arkam gözleri yıldığı için- ma saygı ile anarlar, eh Sline. onu darılt- maktan çekinirlerdi. hi o gece sabaha karşı ya- uzandı. Çagatay, Gökay rinde başka bir odaya çekildi- ler. Han epice sarhoş İL ve iyumuştu. Eğer o gece Çagatay bütün iç- yanındakileri yordu. Çag; mek için, elinden gelse, bana ca- nını vereceksin!, Demiş ve kardeşinin alnından öğ ngizin oğlu, ihtiyar vezirine iltifat, etmeyi de unutmamıştı zeni bozulurdu. Doğudan batıya kadar uzanan ordularımıza sen doğru yolla terdin vw lıklar verdin!. Hazinelerimizi sa- Yısız balişler ve servetlerle doldu- ran da sensin max Ertesi sabah.. biribirine yasla- nan Karakurum dağlarının yamaç- larında kara bulutlar dolaşıyordu. Her sabah şehri aydınlatan gü- neş, o gün bu kara bulutlar ardın- da saklanmış. büyük bir felâketi herkesten önce sezmiş gibi, yüzü- nü göstermem Sabahleyin, Sayın yattığı o- daya giren saray m — Han ölmüş.. sağ olun!. Diyerek ağlumağa ia Çagata; Yala açarak Serdal en k — Ne öğesini Tuga? Karde- şim öldü mü?. Tuga müthiş bir sarsıntı içinde titriyordu: — Cariyeler odasına girdiği za- man, hanı mit buldular. Diye Çagatayın dizleri tutmuyordu.. Şaşkın şaşkın Tuganın yüzüne baktı: — Bö Tanrıdan, onun ölümü- nü bana göstermemesini dilemiş- tim. Ölüm, e varken, ona ne- den el uzatti Diye li giyinmeden o- ER çıktı.. hanın yatağına u. Kardeşinin başı ucunda ağ- lip bir kadın gördü: luk; > ne vakit geldin? — Toni üs- tum. Yükün dinli > kurtar- dılar.. şimdi geldim. gözlerini Çagatay: — Talisiz kadın!.., e mırıldanarak kardeşinin soğumuş cesedi kğ atıldı; — Oktay... Oki Arkasi var) Radyo 27 Birinciteşrin Pazar tango gurupları, Borsalar, 21,50 Ses tanbul, 18 Bayanlar için jimi Bayan Azade Tarcan, 1 vi Him msi i anda tango guruplari ve baya ed e ünün e e Son rinde . Borsalar, 21, engrin, opera, plâk. Bankada bir tasarruf hesabı olmıyanın yarını Ulusal Ekonomi ve Arttırma kurumu Abone Ucretleri Türkiye a bpm SENELİK © 1400 kuruş 2700 kuruş 6 AYLIK 750 1450 > 3 AYLIK > I AYLIK 150 > — > ittihadıma dahil olmayan mamlıkekarı Seneliği “3600, altı ie Ea ez aylığı 1000 kuruştu: Adres takla vi Mi enn Receb 28 — Hızır yüzl 176 $ İmsak elim Yatsı E 1133 11? 645 132 Va 446 625 1158 Ye Vi 18,46 İdarehane: Babıâli civarı ısluk Sok. Mi ir ve gevşek De ha rübeden , sonra aşka bir ilâç ör krem kullar- Ez: riye yeni ber eczanede bulunur. KODAK HARIKALARINDAN “RETİNA,, sinema filmi ile Objektif: 1 : 3,5 Kompür Fiatı: Yalnız 44 Lira | Her | bir hikâye Kabul edilen ad İ Himayeletfal cemiyetinin balo- sunda tanışmışlardı. Feridun, bü- fede Vicdanın güzel endamina, yeşil la cazibesine hayran olarak onunla m çarelerini aramağa başlam akat bal > m heyeti eriğin po v5 bu güzel “hanımı shbaplarından hiç biri pin sn Onun için, başka bir çare di lü, Bu yeşil gözlü sari kadln kar- şısında hürmetle eğilerek; yi tanımadığım için, yaka- li | işarete bakarak sizi rahat- sız etmek mecburiyetinde kal- di ım. Bunu söylerken, hazırlamış ol- duğu arfı da uzatıyordu. Her hal- de, o güzel kadınla konuşabil- mek için Min daha uygun bir çare bulamam Kadın zarfı ei tatlı bir te- sümi e: — Bu zavallı talisiz çocuklar size pek minettar kalacaklar, de- di. — Bu haksızlık olur, hanım- efendi çil do OE ararsa” binlik etmek şartile sizin ya- sokulmak için bundan baş- e Eyi çare bulamadım da... Bili- yorum ki böyle bir ricamı red ede- Memi mL Bi bir ricaya da- ha cesaret edebilir miyim? Şu tan- oyu lütfen berimle oynar mısı- nız?, Yeşil gözlerin içinde bir tebes- ae arladı. ç kadın kolunu zattı ve semeri Feridunun ku- cağına bırakır gibi dansa başladı. İkisi de keyifli keyifli dans edi- orlardı. Fakat delikanlı o kadar dürüst bir surette kendisini idare ediyordu ki genç kadın içinden âdeta kızıyordu: — Benden ml mı yoksa? diyordu. Ağzını öte tarafa çevire- ceğine biraz daha saçlarıma doğru çevirse de arada seye sürün- se ne iyi olur Biribirlerini ye w ka i mahsu, münasebetini tal Feridun onun bu dikkatini gördü. — Sana bir sürpriz! dedi, Feridunun pek güzel bir etüd sesi vardı ve klâsik parçaları bü- yük bir muvaffakıyetle terennüm ediyordu. Bu birdenbire Vicdanın üzerin- Li Sp bir teessür api Bir at- vücudlü bir de- Düşkünler Evi Direktörlüğünden: Takunye müracaatı ilân o ve — va bir ustanın Düşkünler evi sariime e M.M.V. li Müsteşarlığından: Hava müsteşarlığı inşaat şubesi için bir ie ihtiyaç var- tekli 7 dır, Ücret bidayeten 126 liradır. hal tercümesi ve diploma tasdikli suretleri teskeresi, yim hat ra- ru ve istihdamına mani bir hali olmadığı aaa Emniyet Md. po Hüsnühal o mazbatalarile Hava Müseşarlığına müracaat etmeleri talip fazla bulunduğu takdirde müsabaka imtil anı yapılacağı, 77» «6578» likanlının şarkı söylemesi ona tu- haf geliyor, sebebini izah edeme- diği halde, bundan hiç hoşlanmı- yordu. Feridun 'musikiye o kadar dal Vicdan dudaklarını uzattığı va- kit, içinden ziyan olan bu buluşu, hasret hissile, âdeta sukutu haya- le uğramış Ve ediyordu. Vicdan mutekid bir kadındı. Sevgilisinin musikiden soğuması için duaya başladı. Bu duası kabul olunursa alti ay ağzına bir tatlı, pasta, şekerleme koymamağa a detti. ridun şimdi işi daha rdu, U için tertip edi oluyordu. Vicdan bunda seş çıka- racak bir mahzur göremiyordu. Sonra iş dost evlerindeki toplantı- larda da şarkı söylemeğe döndü. Artık Vicdan buna tahammül edemiyeceğini gördü. Bir gün, Feridun ile kati surette konuşmak ve ona ültimatomunu vermek için a pi Ne Fe i, 4 idi ya kendisinden. Vakıa şarkı söy- hiç bir fenalık b ir küçük- ük yı âşıka malik olmanın bütün zevki kaçıyordu. . O gün Feridun apartımana Vic- dandan evvel gelmemişti. Vicdan sedire uzanarak sevgilisini bekler- ken telefon çalındı. sı Avusturya Be; tane- fon etmemi kendisi söyledi. Me- rak edilecek bir EE yok. Vicdan bu Re haberi alınca âşıkına ne kadar derin bir rabıt. ile bağlı olduğunu içinde duyduğu şiddetli acıdan anladı, Derhal bir Mi atlıyar: astaneye koştu. Feridun birdenbire pek fenalaş- B 8 B a b. E Pi 8 Hd B ei G 5 p taları pek sevdiği halde, şimdi bir türlü ağzına koymuyordu!. a Hikâyeci

Bu sayıdan diğer sayfalar: