3 Kasım 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

3 Kasım 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 | N Tesnle; i 1935 Gümmaız İÇERDE OLUP BİTENLER | ki < ” “Prensip olarak boşanma Almanyaya buyıl ihracatımız Geçen yıla nisbeile önemli! all arttı key uru incir 37,891 talden 4 4 136 ya yükselmiştir. gi “aaa — Pa 3159 ps rini k Ham Pamuk ihracatımız 1,778 alen 131,328 kentale o çık- Pi ve yapak 934 yılının ilk 6,858 kentale, bağır- | 452. . 1,648 kentale, tal, umu 857 kentalden 1,604 ken- ki tütün 71 > kentalden 73,215 İ sl çıkm ü. ay arasında, arpa | önemli bir yer alarak eylül so- iz kadar 264,908 kentali bul » Di Mn bu müddet N nyaya gönderilen | ra Kene ie kental olarak gös- | şt ir iy Umurta ihracatımız 3 milyon taneden 15 milyon 651,000 ti Ti çıkmıştır. 934 ihracat İsta- iğinde Bi ii kaydedilen- entali, zeytinyağı 1,565 e in deri 324,059 kentali öp emi 107.801 kentalden 26,621 Gi, 1816 a vag mukabil 224 kkatalder l İ iyi bir kav r kavga Sman sopa ile Yusufu AĞIK surette yaraladı rl © Osman bayırında den S"pı kesmek yüzünden çık: göre vaka şö a Sci Osman bayırında iki nu- kal kulübede oturan © Yusu iy & kay, e biraz ilerisindeki ça- e derhal jandarmalar ki ise de Demsa kaçmıştır. darmala ra yakalanmıştır. Yusu- d.,, Yarası ağırdır. Tahkikakata Sam, — - > £ yi 8 r 5 2. 5 yer vi o 3 — N 1 b sekreterliği gâze- derdi. mektupta Si gön bir nn kei gelmeğe emye, | İncir ve fındık Almanyada fiatler sağlam- lığını muhafaza ediyor Berlindeki Türk tecim odasının gönderdiği son rapora göre, Al anyada üzüm, incir ve fındık fiatleri sağlamdır. An ki mahsulün fazlalığı ken fi- saad düşürüleceğine dair an pazarlarında evvelce yapr ia yanlış yayıntıların fena tesirle- Bazı tecimerlerimizin Almanya ümrüklerinde bul mallarına aid ithal talebnamelerinin alâka- hı «İthalâtı mürakabe daireleri ta- rafından henüz tasdik edilm ea. olması mal sahiplerini endişey düşürmüştür.» Hamburgta birkaç Alman firma- si kendilerine Türk malı satmış o- lan müesseselere müracaat ederek dokumanların 48 saat içinde ve- rilmesini, aksi takdirde mukave- lelerini bozacaklarını kati olarak bildirmişlerdir insane için çok zararlı olan u gecikmelere meydan kimi mesi maksadile Berlindeki tec odamız ya işe gi! rişilmişti, kN üzümleri Şimdiye k kadar 52 bin ton üzüm satıldı 2 (Akşam) — İzmir üzüm piyasası çok hararetli gidiyor. Şimı diye k adar 80 bin tonluk üzüm ların iyi gitmesi sebebile müstahsiller de ellerindeki üzüm- eri piyasaya ar: ediyorlar. en ılmıştır. Üzüm- ler iyi fiatlerle satılacaktır, çı unus balığı y beliğı yağları anlı temiz ve berrak olmasını şart koymuşlardır. Fiat ton başına 19 Ingiliz Jirasıdır. Bundan başka Almanyada hayvân rm olarak kullanılan balık unu da çok ara nıyor, Balıkçılara bu ne slika lanmaları tavsiye edili Nöbetçi MR nöbetçi eczaneler şunlardır; e pe Takimi Galatasa- Bu akşam izi Veniköpulo, Gülnaz Fandıklda Hilal, Eminönü: Hüs- Parti Küüükmeteer Necati, pa İbrahim Halil, Beyazıd: Asadory: AKŞAM İkinci nevi ekmek meselesi Bir borsacıya göre belediye bu teklifi kabul etmemeli Buğday m yükselmesi dün durmuş Çünki üne gün evvel fazla mikdarda buğday alan değirmen- ciler artık çok ihtiyatlı davran mağa başlamışlardır. Satışlar 8 * 9,5 kuruştan yapıl- miştir. eğe çok mikdarda karıştı- rılan çâvdar 6 kuru; ruş 25 paraya çıkmıştır. Un Hintleri son bir ssiğ tada bir lira kadar İmiştil Fırancalalık unlar, 12 > de ik yum unları 10 lira 50 kuruşa, Beer az ka- rıştırılması icap eden sert buğday unları 8 lira 80 kuruşa çıkarıl mıştır, Belediyedeki narh /komsiyonu yarın toplanacaktır, o Fırıncılar ekmeğin 14 kuruşa çıkarılmasını istiyorlar. Son duruma göre 40 “e zam yapılması ihtimali var- ğü taraftan ekmekçiler az ihtiyacını ucuzca in etmek için ikinci nevi ekmek yapılmasına izin ve- ez ısrar ediyorlar . Borsa erkânından biri buna iti- raz ederek demştir ki: inci nevi ekmek çıkarılma- ğa lüzum yoktur. Çünkü birinci nevi ekmekle karışacağından yol suzluklara sebep olur ve kontro- lu çok müşküldür. Zaten şimdi bir kısım fırınların ekmekleri be- lediyenin narha tuttuğu çeşniye esit değildir ve isteni- len i vi ekmek terkibine yakındır. Belediyenin bu vaziyeti göz önünde tutarak resmi çeşniyi de- giştirmek suretile ekmeği ucuzlat- ması mümkündür.» m ğini - vi Aleni | teşekkür ta olan annemi tedavi tamamile afiyet kesbedinci- ye kadar gösterdiği fedakârane di ile bütün fesö, urolog operatör a Behçet Sabite âleni teşekkürlerimizi sunarız, ile namına Ahmnt Kemal Gk mike Gri DÜŞÜNCELER BEDESTENDE.. benim için tanılma- n Bedestene bir ucuz gideceğimi yaz. kafamın bir birlerinden öyle iyen nes- duğum bedestenin adı bil | bedesten der ğilmiş meğer, iş ve büyük bir otomabil daha dağı SEZ la gb NE Onl boşluğunun iki yanma Beyoğlu mağaza. larının vitrinleri gibi camekânlar yapı miş. ğunun içinde sünnet düğünlerinde getirilen armaganlar çeşi- dinden çatal bıçak, saat, yazı va dizilmiş. Bir iki pırlanta yüzük e bunların va rıncıyadek her şeyleri yazılı. Hak yerleri selonlari andıran iki salon, Bu anlaşı- Şöyle sağı solu dolaştım. Beyoğlunun me sokakların Mtukçu dülkünla. kemleler. Boyunlarına etik; iel » olan bedestende ben er bulamadım. Onu dığıma değil, bir çocukluk masalının ei ha yıkılışına yoryorum, alm kli Kara cübbeliler: 3 davaları kabul etmem..,, Bir kadın avukat mahkemeye girerken pekâlâ boyanabilir Bayan Süreyya Ağaoğlu elin- de şık çantası, üzerinde gayet şık ve iyi dikilmiş siyah cübbesi ko- ridorda bir aşağı, bir yukari do- laşarak sırasını bekliyor. Değerli mütefekkir Ağaoğlunun nazik ki- zı büyük para, büyük hukuk dava» larında -gençliğine rağmen- belinin dudaklarında ruj, yüzün- de hafif pudra vardı. Pek güzel onuşmasile tanılan avukata sor- dum: — Bir kadın avukatın dava ta- kibi için mahkemeye makyajlı o- larak çıkmasına taraftarsınız de- gil mi?.. Gülümsedi: — Gayet tabii değil mi?... Er- kek avukatlar nasıl eme- ” v mak: li ve aenilalyesine otura- bi na sizin bir kıyafette Yeri Jâ- zım değil mi?. Emin ol ri sada en şık kadınlar avukat k a halbuki bizde her ne etse bir meslek kadınının ka- dnliğindan ayrılıp mutlaka erkek tmesi, yaşaması esas in avukata işinizi havale edebilir mi- siniz.. böyle bir manzara karşi- sında: «Bu adamcağız kendisini bu kadar ihmal ettikten sonra be- nim işimle ne dereceye kadar alâ- kadar olur» der, çıkar gidersiniz. Bir erkek avukat nasıl kendisi- ne itina etmesi lâzımsa bir kadın vası ka- bul etmez erkek müdafiidir derler. Bu sözüm vi avukatı uzun u- zun güldürdü — Seb de Hiç öylebir şey yok... Yalnız kadınların ekser da- iü talâk davalarıdır. Halbu- söz bundan galat olsa gerektir. — Hiç telâk davası almaz mr en hemen hiç... Pek ta- le kimler olursa tabii on- İar müst ma.. ei bunun sebebin: bilir. miyim ?. Niçin talâk aa almıyorsunuz. — Bilmem. herkesin kirli ça- maşırlarını görmek istemem. Ta- lâk davaları hayatin birçok kirli, nsanı lik verir, hayattan soğu ki ben hayatı iyi görmek FA rıyım. — Hakikaten aa ka- zancı De üdür Emin olun bu ce- miyet yet içinde hakiki bir sütçü bey- giri gibi çalışan ve bir sütçü bey- giri kadar hayattan nasibini ala- mıyan bir kütle varsa o da avukat sınıfıdır. Vakıa benzetme biraz tuhaf ole lu amma ne e çare ki vazi- pek az kara cübbeliler ara» DR Bayan ger Ağaoğlu yet, hakikat a; i ir, — Buna Mm ane imi — Son derecede... Kendi veli bıma avukatlıktan mükemme! meslek göre: — Mahkemeye çıktığınız zaman halktan sıkırlır misınız?. Bir kadın dava vekili.. bizde oldukça es bir şey... Bütün gözler sizde.. himen? r hâkim huzuruna çıkıs yda, ilk defa mahkemeye girdi- m zaman duyduğum etl u- ğunuz zaman nasıl dinlenir, nasıl eğlenirsiniz?, — evime gidince.. insa- ın zeki bir babası ve güzel bir sofrası olduktan sonra bu bir kâ- fi saadet değil midir?. iyük zevkim güzel bir.sof- ranın başında babamla konuşmak. algı abilmesi i için iki şey imdi Kitap, bromür.. ikisin- den birisi İN pek rahatsız o- Tar, okuma, ve m adan — Bal banız sizin li nizden ele mudur? . da her baba gibi benim şesiz görünsem hemen beni a tu Yavaş yavaş merdivenlerden dik. Kara cübbelerin durduğu bü- dikli, pala bıyıklı cübbecisi hemen koştu, Bayan Süreyyanın cübbesi- ni büyük bir itina ile sırtından çı- kardı, Cübbe çıkınca bayan Süreyyani şık elbisesini gördük, Biçimli ee bir diya a giydi. yorsunuz galiba. Güldü: — Aman ne ami bugün pek rüküşlüğüm üstümde. hasta- yım di Ve büyük bir nezaketle benden yrıldı. Hikmet Feridun

Bu sayıdan diğer sayfalar: