9 Kasım 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

9 Kasım 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TACLAR, CENGİiZİ İSKENDER Selçuk sultanı Rükneddin rehine olarak Mogol Sarayında bırakılmıştı. Hâkan, sultanın yanına verdiği bir cariye ile Rükneddinin fikrini öğrenmeğe çalışıyordu. Tuga, hakanın huzuruna çıktığı Zaman ayakları biribirine dolanı- Yordu. Acaba Keyük kendisine ne e z Tug o gün talii vardı. Ken- disile | ike Sultan Rükneddin e hakanı ziyarete gelmi imişti, Keyük, Rükneddinin de Tuzaya fazla bir şey söylemedi: mduğum gibi çıktın, Tuga! Arkandan adam Mücevher sandığına el izne. ğa ve bana karşı gösterdiğin sa- akate memnun oldum. Haydi, Menküyü çağır.. buraya elimi i. Tuga hanın yanından çi- p geniş bir nefes almıştı. O güne kadar prens Menküyü Rusya aya göndermekte tereldad .*den hakanın Menkü hakkındaki Mimi ve şüpheleri tamamile silinm; Mezse, oradaki Moğol kumandan- ları bu büyük ülkeyi idare edemi- Yeceklerdi. Max Selçuk sultanı Rükneddin, ogol sarayında. Yeni başvekil (Çing-Kay) küçük. Asyada hü et kuran Sel- Suklarla yeni bir yapmış- t.o havalide bulunan Moğol heddinin rehine olarak Moğol sa- Yayında kalmasını istemişler, Sul- “ İzzeddin de bu maddeyi ül ederek Kerdaşiabı Karakuru a kalması hakkındaki andlaşma- ” imzalamıştı, ükneddin o gün Keyükü zi- Yarete geldiği ema hakandan Yunları istemişti bar Kar. al gelirken, rdeşim. İzzeddini yerime naip o- arak bırakmıştım. Böyle bir and- Mi; i in in Ulu Ha- ün ük bi irdenbire bu teklifin al. an neler çıkabileceğini d üşü- medi. Rükneddin gibi kendisini €se sevdiren bi rm di, Tuganın evlerin- a ayırsınlar.. içini Yayıp döşesinler. Yanına iki iPçak uşağı, iki Çerkes cariyesi a eki, ded en ev san, da K LARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR N OĞLU > Başka bir şeye ihtiyacın olursa, bana haber gönderirsin. Benim 7 senden bir dileğim var: Arasıra seninle konuşmaktan hoş- lanıyorum! İki günde bir kere sa- rayıma gelip bu an boyun eğerek teşekkür ettikten ara, kendisine ayrılan vd bırakmamıştı, Sokağa çıktığı za- man arkasından Moğol memurlari gider ve evine gelip gidenleri ha- kana haber verirlerdi. a bir ay kadar geçince, Rükneddin, Karakurumdan kaç- mayı graki Selçuk Sultanının Karakuru; dan kaçması kolay bir iş değildi. Fakat, Rükneddini bu ümide dü- şüren mn Selçuk İs y hakandan gizli talimat almıştı. Murg yirmi dört yaşlarında, u- zun boylu buğday benizli, mavi gili zeki bakışlı bir Çerkes gü- nu çol n Rusya- za” ER kaçırıp satmışlardı. Ar- gun İran seferinden dönerken, | Murgu Oktaya hediye olarak ge- eyük hakan olunca, saraydi çoğunu zabitlerine dağıtmış, için- ir a y da alıkoymuştu. eee Keyük tahta rr İ ra, ona | miş ve hakanın gözüne girm m entrikalı i: ieniği ği İ terdiği kabiliyeti yeni vezir bile | takdir etm a: — Bu kadın sizin çok işinize yarıyacak. Demekten kendini alamamıştı. Murg, Rükneddinin evinde hiç e az haberi yokmuş gibi gö- göster-| nl kalin çok hoşuna giden ve günün birinde memleke- tine dönerse kendisini de birlikte götüreceğini söyliyen bu güzel kadınla geceleri baş başa kalarak dertleşmekten zevk alırdı. Rükneddin içki okullanmazdı. Akşam yemeğinden sonra bir af- KEŞ “20:30 Stüdyo bi 21 Radyo Radyo 9 Teşrinisani Cumartesi İstanbul, 18 Filim musikisi (plâk), 18, 30 Çocuk — ai Cemi 19 Konfer Hazım LE si gülmesi ve terbiyesi hakkında). m onseri, Piyano Bay yan Bedriye Tüzün, 21,50 Petru: w va :nfonik li me) esi (plâk 13-15 ni ve şi da sl kaan 19,20 Konserin sür: Plâk, 20,30 Enterviv, Zü4b Pak 210 Şimendifer 8 Mina osunun konse- ri, 21,45 e Varşova, 17,15 Orkestra, 17,30 Söz ler, 17,4 45 Sai la, 18 neee Plâk - Sözler, 19,45 P3 Şen yayım, 22 Dışarı ir aki yurd- vr 22,30 Mizah, 23 Halk müziği, Ke 30 Macar ür, 19,40 ve al söz e Tanay ta Zİ Saksı - Piyano, akşam, 12 30. ani: 24 Me Viyana, 17,40 Plâk | ie Offenbachın VER er 18,2 plâkları- Sözler, 19,1 e varlar 19,55 Ay- ık li ai adyo popurlai, 21,40 Filim bal b 2 Flka m 23,10 Piyano, 24,05 Süel konser, 1,15 Dans lâlkları. Münih, pera müziği, 19,40 0.2 sar 1 Ak 20 lusal program, 0 Gece kon Beli 18 RE eli 19, 30 Aktüalite ftanın duyumları ,21,10 Münihten döle, 23,20 Sözler, 23, 35 Gece i 10 Teşrinisani eşri azar İstanbul, 12,30 E ii © To- katliyan otelinden i, 10 e Lak hay sali; 38 K önlerine 21,35 Son birleri önü Halkevi gösterit ve tarafından en eti Ahmet Nurinin komedisi (Eski âdetler). Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği wi ii ir AL tebdili için beş kuruşluk pul iri İmdi n 12 — Kasım 2 a See Er Sin. Ez ği a 133 Va, 459 641 5 NE e - ii 18,31 İdarehane: Babrâli civarı Acımusluk So! Ahmet oğlu l Ahmet Sava görmedinizse ie yenilik ci » okuyunuz. Yal- nız edebi kıymeti şüphe götürmiyen tatlı hikâyelerle ei hoş bir vakit geçirmiş olmazsınız, ayni zamanda ap yaşamış gibi savaşı da anlar- M. Şevkinin ei savaş gördünüzse yine bun- ları okuyunuz. O vakit hayali cihan değen bu eski ve heyecanlı günleri yeniden yaşar ve daha çok zevk du- yarsınız. Akşam Matbaası - Fiyatı 30 kuruş. çubuğunu kendi elile kazali ve ln sedire uza- nınca çubuğu eline verirdi. O akşa kimselerle temas ettiğini ihsas etti- rerek: Bugün ei çok şişirdiler.. Diye söylenmiş! Murg, Eer neşesinin sebebini anlamak istiyordu. — Bugün hakanı ziyaret ettiniz mi sultanım? Diy: genç kadına, Rük- Slim elile ae ederek: — Şöyle sokul bakayım yama- cıma.. bu gece sana kulaklarına inanamıyacağın şeylerden bahse- deceğim!, Murg, sultanın yanına oturd Rükneddin iri göbeğini hopla- tarak gülüyordu: — Sözünde duruyorsun. benim- le beraber gelec: H elbette sizinle beraber gelirim. Rükneddin kaşlarını çattı.. çu- buğunu çekti.. ve ei in dilberi- nin yüzüne baka — Ben senin, sözünde durup durmadığını anlamak istiyorum! dedi. Ben koynuma alacağım ka- dını hakana soracak değilim ya!.. müsade etmezse, beni akurumdan zorla nasıl götü- rebilirsiniz?, Her akşam bir hikâye Gölgeye âşık İ Müfit, arkadaşı ruh Seyfeddin Süleymana sordu: torlar tarafından tedavi edilebi- İeceğine inanıyor musun? Tabii... Aşk bugün p, karın ağrısı, bağırsak ağrı- sı m gibi âdi bir hastalık m gir- miştir. — HE ie ve ko- nuşmaz , Ona tutulmayan aş- kın ne geçmez bir e olduğunu anlayamaz. Meşhur sözdür: Gö. nül ferman dinlemez... nim elime düşsün de o görür. Bakalım ferman dinler mi dinlemez mi?.. Seyfeddin Selim arkadaşının yüzüne dik dik baktı: — Yoksa Müfit, mektepte en âşık mısın Müfit.. altını kirlet- miş bir ana sınıfı talebesi gibi önüne baktı: — Evet.. — Kime?.. — Söyesem gülersin, alay eder- sin.. Hanı eski zaman padişahları rüyalarında gördükleri kızlara âşık olurlarmış.. Bende henüz karşı işi gelmediğim bir ka- dma, bunun gö eN âşık oldum — Tuhaf şe: — Evet, ii amma doğru... senin gi ben Marlene i ae e Zübbelik ol iye üs - u hakiki bir . Bu kadının eya oiri mânâli gözleri, insana bin bir şey bakışı .. Sor- Tutgu vuda bir mektup yazdım.. Tamam Gel de sen beni bu siken iie Jım en hiç merak etme azizim. Evvel Allah altı aya kadar hiç bir şeyciğin kalmaz... Yalnız be- nim dediklerimi zem — Ümidim yok amma., Peki.. Dediğin her şey olacak. Ertesi gün Seyfeddin Selim Mü- fidin apartımanına Marlene Di- etrihin büyük büyük, poz simlerini getirdi. Bunlar artistin en güzel, en cazip, en çekici re- simleri idi Kk bunlar görünce şaşırdı: zim şu bacaklara bak.. «Mavi Melek» teki rTesim.. sigara ağzında şu çıldırtan ba- kışlarına bak.. Gel de bu kadın için deli olma bera Seyfeddin Seli: — Şimdi.. Senin yapacağın şey.. Bu resimlerin röli mi odasına asmak... Çalışma odası senin en a vakıt geçirdiğin yer değil mi — sir Hemen asayım.. Odanın bütün duvarları Mar- lene Dietrihin fotoğraflarile dol- muştu. Ruh doktoru: — Altı ay sonra gelip seni mi layacağım.. dedi, bakalım böyle âşıkı eN dil şii pe İacak mısın?.. #. ilk günler Müfit gözlerini bu erme biribirinin üzerine atmış kadınin duruşu ne öldürücü idi?.. Sigara en resim çerçevesinden çıkacak (Arkası var) da, a ii yeşil divanın üze- rine uzanacak kadar canlı canlı bakıyordu. Hele bir e riğirdesye var. dı, Sırtına bir AŞIN» daki silindir a Ei kaşının üzerine yıkmış, sigarasını yakıs yordu. Genç adam sigarası elin- de resimlere dalıp dalıp gidiyor- lu. Müfidin aklına Seyfeddin Se- lim geldi: — Abdal. dedi, beni iyi ede- ceğim derken büsbütün deli di- vane edecek. Lâkin aradan iki üç ay geçin- ce u resim çekmiyordu. resimlere bakmadığı bile oluyor- m beş ay sonra idi. “Bir gün dikkat etti, Artık o iri rin bakışlarında hiç bir fevkal. âdelik yoktu. Hattâ soğuk bir ba kıştı. Kendisine birşey söylemi- yordu. Fıçı üstündeki resim de naza- rında büsbütün çekiciliğini kay- betmişti. Şapkası yana yıkık, ağ- zında sigara olan resim ne âdi idi!., Galatanın yan sokakların- dan fırlamış gibi.. Artık hergün çalışma odasın girince ayni resimlerle Miri maktan bıkmış usanmıştı: — Hergün ayni çehre.. ap ini iş.. diyordu. m olmuşlardı. Marlene Dietrih- in bütün güzelliği, ve onun sağl artık tabiileşmiş, fev- kalâdeliklerini kaybetmişti. Bir sabah: — Hergün ayni yüzü görmeğe ne mecburiyetim var?. diyerek Marlene Dietrihin bütün resimle- rini duvardan söktü, çıkardı. Ar- tık onun filimlerine de gitmiyor- du. İki hafta sonra doktor Sey- feddin Selim apartımanına geldi: — Nerede sevglinin resimleri — Ne sevgilisi canım.. O bir rüzgârdı, geldi, geçti... Fakat ha- kikaten Seyfeddin... Beni nasıl iyi ettin?.. — Gayet basit dostum En güzel bir kadını, en güsel bir er- keği evlendir.. Meselâ erkek ka- dınla veya kadın erkekle güzel zl evlenmiş., Kadın veya sene, iki v gi Dek, sonra göz zellik tabiileşir.. kanlık erkeğin veya kadının gü- zelliğini, çekiciliğini siler, Artık o kadına veya o erkeğe evindeki arkadaşı eskisi kadar güzel gö- rünmez., Çirkinlik te öyledir.. Ga- yet in bir kadınla evlenirsiniz, ir- kin değildir. Bunun için biribir- elliğine tama ederek, e donattım. Aylar geçti, Artık o nemli dudaklara, büyülü gözlere, vadeden başıklara karşi aa bir göz alışıklığı peydak- landı.. Bütün bun! nazarınd gayet iş güzelliklerini kays etti. iyi oldun.. — Şimdi Mae Veste tutuldum. — Altı ay da odanı onun re- simlerile süsle dostum.. Birşeyin az kalmı (Bir yıldız)

Bu sayıdan diğer sayfalar: