9 Kasım 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

9 Kasım 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 Teşrinisani 1935 AKŞAM Sanatkârlarımızı tanıyalım... “Bay-Bayan,, operetini hazırlayan kardeşler neler anlatıyorlar «Bizim halk, daha ziyade Viyana operetleri tarzındaki eserleri beğeniyor..» m? Bayan operetinden bir sahne ve musikişinas kardeşler orkestra heyetini idare ederlerken da Ekrem Reşid - Cemal Reşid kar- erden sonra operet sahasında busene 8 iki musikişinaş kardeş da- sıvadılar, notaya sarık ase- Asaf, Seylan. Asaf- Hörüşmeği faydalı buld. m #n musikişinas deyince bebis nca Mya zayıflıktan kurumuş da ki genç adam çı- di, üyük - kal yer göster- dı, otu Oturdum. Konuşmağa başla- Evv vi tercümei hallerini ks Ürer ve, imiş... Muhtar beye bir kon- vermişler ski sefir — . Bun- tabağı Vrupaya gönderip musiki Viy “ttirmemek Ke Hemen Mya göndere! bir bey seri kardeş- in kandırmış ve iki Viyana operi ie e na verm ” Big e ame mı?. £ gülüm a. Bayanı iki Mü sene tada keklik»di.. EB kat uzun bir müddet geçip oynan- madığını görünce bu sefer kıymet- li sanatkârımız Şaziye, Halide, Hü- seyin Kemal ve arkadaşlarile halk operetini kurduk, Ve burada oy- nattık, Halk çok rağbet gösterdi. Ahali bizi son derece teşvik etti. Tiyatro her gece hınca hınç dolu- yor. Birçok parçaları iki üç kere bizim için büyük bir teşvik olu- — e kadar hasılat yaptınız?. — 2000 lira. — Acaba Darülbedayi niçin ese- — Nasıl çalışıyorsunuz? li LI zevkinden ziyade Viyana operet- leri sistemidir. Bizim halkımızın Viyana operetleri tarzındaki eser- ler daha zevklerine gideceğini u- muyorum, Ben de Viyana operet. lerini tetkik ettim, Bu metod üze. rinde yürüdüm. Bay-Bayan bu tarz- da bir İşeri Ayrıca içine tec- ak zeybek elle, balk rübe riüleie milli kaç parça koydum. Halk onlari pek beğendi. — Bu sahada devam edecek mi- siniz?. — Hem de esaslı ve daim surette... Ayni m. dt kişi olarak daima yeni eserler çı- arma; ayret yeğin sn ile bir tane daha var.. Ra- mazana kadar bitecektir, Aya ar- kadaşlarla hazırlıyoruz, — Bizdi küçük revuler yapılırsa ve iyi eser- ler ortaya Gomlri çok tutaca- ğına kanii; e bu tarzda operetler, bizimki de zaten ope- setle rTevu görür Bundan sonra iki sanatkâr kar. deşin biraz da hususi hayatlarına geçtim, Anlatıyorlar; — Tuhaftır.. küçükken musiki- ye o kadar merakımız vardı ki, a- gaçlardan uydurmasyon kemanlar ya, üzerine sicimden teller ge- rerdik ve böylece çalardık. İlk zamanlar piyanoya çalıştık, siye Hegeden ders alıyorduk. emana olan Ki miz e kat daha arti — Boylarınz ei kaçar san- timsiniz?. Cevap verdiler. ag ae 196, Seyfeddin Asaf 1 ». bütün aile böyle iri ra adile ki» lolarını sordum —100 kiloluklar cemiyetine fe- rah ferah girebiliriz.. çünkü çok- tan aştık.. — Böyle iri yarı.. bari boğazı- niza düşkün müsünüz?. — Hiç boğazımız yoktur. CEREYANLAR, KITAPLAR Sahife 7 “Onu beklerken, Bay Halid Ziya Uşaklıgil'in ye- ni kitabını, Onu beklerken'i (1) o- kurken düşündüm: Bizler, Aşkı larla karşıla m Onu beklerken'i açtığım zaman Aşkı memnu'u unutmamı, yeni ii eskisi yokmuş, esi d onu ben unutmuşum gibi o- nike istiyemezsiniz. Fakat Aşkı memnu ile Mavi ve siyah'ın ancak adını duymuş olan bugünkü gençler, muharririn bu- günkü yazılarını acaba nasıl oku- MIŞ, ik Şunu söylemek istiyorum: Onun eski eserlerini ME bugün- külerd sik olduğu için yanlıştır. Onu bek- lerken, Aşka dair, Hepsinden acı birer eser değil, bir büyük eserin era bir me dallarıdır. O dalları keserek, ağacı göz önünden uzaklaştırarak tetki ke “hakkımız yoktur, Yeni nesillerin bay Uşaklıgil hakkında tam bir fikir edinebilme- leri günden güne güçleşiyor; eski mesir kitapçılarda bulamaz- ınız, veya pahalı alabilirsiniz. Bu- günün çocukları arap harfleri ile basılmış yazıları güç okuyup an- yor; Aşkı memnu da, Mavi ve siyah da yeni harflerle tekrar ba- sılmadı. Bunun içindir ki bay Uşak- lıgil'in «messageni dağılıyor, ma- e Hamili kaybediyor. Bun: mk a v ne yaparsınız?. — Çalışmadığımız bir dakika yoktur. Pek yorulunca kitap oku- ruz. e de çoktanberi evliyiz. iz 34, birimiz 38 yaşında yız.. Mm gayet sadedir. Son derece mesuduz. Vazifesini bilir, iki mükemmel koca olmağa çalışı- rUZ. — Spor, eğlence.. — Ata binmeğe ve yüzmeğe ba- yılırız, Hikmet Feridun 7) NI el ibi BİR OTOMOBİL la YLE YAY Ek alimli dike. TER Milan isfade ediniz ; ya- AD yeni nesillere bir bütün halinde vermesi, yani «oeuvres ak bastırmağa başla- ası lâzımdır. “ paalcilağ hakkı yoktur dedim; çünkü bir muharrir onunki gibi ge- — bir eser vücuda getirdikten bunun, sırf maddi sebepler doly tam olarak okunmama- muharririn ölçüsü o vakit anlaşı- lır. Bay Halid Ziya Uşaklıgil'e za- rikbmizda işgal ettiği mevkii bil- memek elbette bir eksikliktir. Bu- nu bilmiyenler, hem de kendi ka- (1) Bireilt, 150 sayıfa, (Hilmi kitaphanesi). 50 kuruş. bahatleri ze bilmiyenler galıyor. Onu da, bay Hüseyin Ral mi Gürpmarı" — sırf bir iki kitap- larını, hem de en son çıkanlarıni okumakla tanidıklarını sananlar verdikleri hüküm ne olursa olsun- insanı sinirlendiriyor. sap y Halid Ziya Uşaklıgil'in bi- a kâye kitapları, romanlarından çol olmakla beraber ona bir hikâyeci diyemiyoruz; onda, her İse önce romancı örüyoru. Bani öyle geliyor ki kendisi aş hikâye yazmaktan bir haz duymuyor, mev zularını birer «hikâye» olarak dü- Onu okurken: «Belli, diyoruz, mu- harrir bir roman yazmak istemiş: nişanlısı muharebede ölen bir kı- zın kederini, o hatıraya sadık kak mak arzusunu, sonra günlerin hep bir örnek geçişinden sıkıldığını, a rma! ruz, kabul edem halinde de tatlı tatlı, alâka ile oku- uyor ama insanı kandırmıyor, yarı bırakılmış bir yazı hissi ve- riyor, «Eski ve yeniy, en güzel parça- lardan biri olan «Büyük adam» böyle hikâye halinde kalacakları. na birer roman tasvirinin verebileceği havadan mahrum. Bazı parçalar da hiç hikâye de- gil: « Yürekden dost», «Gezginci- lik duygularından.» Bunlar birer «essai moral». Onlar da bir man içinde belki kaybolabilirdi. Fakat bir küçük hikâye kitabında demekten kendimizi Hayır, o on altı parçanın çoğu nu okurken birer hikâye ola rak ünülüp yazıldıklarına kanaat getiremiyoruz; Halit Ziya Uşaklıgil kartonlarından birkaç a ssimde yanılmadığımı sandırı- or. Bunu sitem olsun diye söylemi- yorum; Onu beklerken'i lezzetle okudum. Hele «Büyük adam», «Dişlek Zehra», «Mahallenin çap- kınız, «Yürekden dost» adlı par- çaları çok sevdim Bay Halid Ziya Uşaklıgil'in hen hangi bir yazısını okurken dile dikkat etmemenin imkânı yok. Sa- deleşmek istiyor, sadeleşemiyor; «Gcriture artistevten kurtulamıyor. (Devamı 13 üncü sahifede)

Bu sayıdan diğer sayfalar: