26 Kasım 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

26 Kasım 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

P26 Teşrinisani 1935. Ne olduğunu anlamadan endimi evlenmiş buldum! Fransada 2 Dağ , Pariste ikin-, <i defa ev Anj So Bezici bir ti- Yatro o kum- Pany da” çal ii çalışıyor- du, Martiniklinin e inci karısı atmazel Fadel ken ayni minde beyaz renkli bir kızla ta- Rişmıştır. Martinikli kendisini hu- kuk & talebesi göstermiş, kızcağıza €vlenme teklif etmişti Safdil kız da ba aşına geleceğinden bi- e olarak bu teklifi kabul et- ek © geceyi karısile beraber Beçirmiş, ertesi günü, bir Ziyarete ledeğii söyliyerek #mokinini sırtına geçirdikten mühim son- den çıkmıstır. Soley kendi- Taberce kızcağızın evine gitmiş- rdir, ızcağızın anası ile babası müs- tekbel damadlarını karşılamışlar Ve derhal d rinde evli bulunduğunun yazıl- 1$ bulunmaması, bu ikinci evlen- Meyi kolaylaştırmıştır. Zenci, kayın Bakimi aldı- ğı beş bin frangı cebine indir. dikten sonra Pariste bir - ğa söyliyerek köyden ay- bir evli iken ikinci defa evlenen Martinikli böyle diyor rısının semtin ğri ıştır. Kocasının bi köyde, ei de Ik ka- etmişt reisin ezanla cevap verirken demiştir ki: Si öye evlenmek için de- gil, matmazel Fadelin arzusunu yapmak için gittim, Ne olduğunu anlamadan evlendim. Ben bele- diye reisinin beni ikinci defa ev- lendireceğini uunmuyordum, Be: dakikadan az bir müddet zarfın- da bu iş olup bitti. — Fakat sırtında smokin var- dı? Niçin smokin giymiştin? Son- ra kayın babandan beş za frank aldın, kendini di. bir aktör iken hukuk talebesi e göster- din, Buna ne diyeceksin bah başka bir ka- dınla İlmek için uzun bir tren yolculuğuna kalkişan, birkaç sa- at sonra yeni karısını terkeden bir adam görmedim. Zavallı ikin- ci karın, az kaldı kahrından ölü- yordu. — Matmazel Fadelden af dile- rim. Ber en istemiyerek bu ikinci evlenmeye sürüklendim. Mahkeme, suçlunun ikinci ka- rısını dinlemek için muhakemeyi tehir etmiştir. Sobanın üzerinden Ky alırken ayakları yandı Şişlide Fırın sokağında oturan Celâl oğlu 12 yaşında Naci soba- nın üzerinde kayna a AKŞAM ig akşam bir hikâye | Hamam tarafından an Harbiyeye doğru yürüy. yıs ayının şu al güneşi id ki tenezzüh pek hoşuna gitmişti. Birdenbire burnuna güzel bir ko- rptı. Bu garip bir koku dın vücudunu hatırlatır bir şey de vardı. Belliydi ki genç, şık, za- rif bir kadından intişar ediyordu. Başını arkasına çevirdi. Narin bir kadın gördü. Hızlı adımlar. a yaklaşıyordu. zel koku mutlaka bu kadından ar diye düşündü, Yürümek- e devam etti Kadın, Teli hızlı yürüyerek e yürüm Geçerken ayni ko- kuyu daha cazip, daha tatlı su- rette duydu. Yan güzle de iyice baktı. Gerçekten güzel ve çok bir kadındı. Artık kendisini unutmuş gibi sevimli adımlarını sıklaştırdı, bu zel kadının > bır: Birimin rdu. a kimdi? Bir ç kız mı? izi keiki mı? İçin- nd a ediyordu: İnşallah bir kandır hem de duldur Kadına o kadar Sökülmtğ ki onun ürk n gelen bu ayak ses- lerini işitmemesi, takip edildiği- nin farkına ğildi. Filhakika, takip edilmek- ten hiç hoşlanmamış gibi bir ha- reket Sağ kaldırımdan yürürlerken birdenbire karşıya sol kaldırıma geçti, Ne olursa i bırakmamağa az- Güzel kadın arkasın- dan gelen ayni ayak seslerini i işi tince bu defa bütün bütün sinir- Delikanlı ne tuhaf şey, diyor- du, yolunu niçin değiştirdi? Ben- den mi kaçıyor? Ne olsa ardın. dan ayrılmıyacağım! Dört yol ağzına geldiler, Genç kadın hiç bir tarafa sapmadan, aşağıya doğru yürür gibi dav- randı. mi e kapısını açarak içeri er hareket Geçinme dünyası bütün hızlaştırdı. İkinci taksiye girdi. Biraz piş olan oto- mobili ye rek: m peşini bırakma! dedi. e doğru. aksim mey- » Öndeki oto- p- v Önde- ki otomobil Galata Teka metini tuttu. oGalataya geldiler. Şimdi istikametinde ilerli- kı spanındanı sonra, biçim iş, diyordu. Nereye Fia belli değil. Eğer ybetmek istiyorsa bu- nun im olmadığını anlamalı ve mobil tekrar ski ve tekra Taksime simetreye gitti. Epice işlemişti. Gülmeğe başladı. Bakalım kaç devir yapacağız! diyordu. Fakat bu defa birinci otome- âyü buldu & O koşuyorlardı. Be söyleniyordu: tesi » Eğer rıhtım yapılmış olsay- dı galiba Rumelikavağına kadar gidecektik! Maamafih hava gü- zeldi. Kadın güzeldi ve ondan çıkan koku pek tatlıydı.. Arnavutkö; geç- yaklaşıyorlardı. tahmi: de aşağı atladı, Epi i ücretini verdi büyücek bir bahşiş te Dakik sonra genç kadını sey- retmeğe başladı. Genç kadınla şoför arasında hızlı hızlı bir konuşma kulağına ole Biraz yaklaştı. Şoför Besi dinlemem, diyordu. dığ parayı mecburum. er kazandığım mal sahibine vermeğe Sonra başım belâya girer, Para- yı vermezseniz polis çağırırım! Delikanlı iyi bir fırsat çıktığını hissederek yanların sokuldu. Şo- f ki... e çiz. ... Belki evde kak um... Delikanlı, e keyiflendi. Cüz« danını çıkardı ve genç kadından taksi ücretini kendisi vermesi için rica etti, n <zanki Yere bakı- yor, Mn rdu: r mevkiden kur- deceğimi bilem. diyordu. Eğer gerçekten bana te- ekkür etmek istiyorsanız, şura- — Teşekkür ederim, i, Fas kat teklifinizi bugün İbra uda Ersi em. İsterseniz yarın akşam buluşuruz. Bunu söylerki bir de adres verdi. Delikanlının artık keyfi son dereceye varmıştı. Güzel ka- dın elini uzattı: — Müsaadenizle, dedi. Bura“ da herkes beni tanır. Sizinle be- raber maatteessüf bir gazinoya memnun, o eğildi, genç kadının elini öptü. Ayrılır. ken kadın, sıkılarak: dim or! Delikanli isyan etti: — Rica ederim, bundan bah selmeyiniz. Biraz sonra genç kadın yan s0- kaklardan birine sapmış ve göz- den kaybolmuştu. o ve iki şoför kardeş pek keyifli Gı kardeşleri de yemeklerin a. zırlıyordu. O gün ellerine hakikaten iyi m tak- davi “edilmek üzere Çocuk hasta- i, öre: apayım, geçinme düm daha ikinci ka- | nesine eklen Delikanlı da adımlarını bütün — Neo? Ne bağiriyorsun? | yası se bul diyordu. Hikâyı — yor diyorum. züne bakamıyordu. e Kidemezdi: — Ne yapabilirim? Elimde bir Kublâ i, kurt ağzına kuzu atar CENGİ İskender Fahreddin Diye simi O akşa; , güneş batmadan, suç- buların | tai vuruldu. Ve halk: şe İşte şimdi adalet yerini bul i Diyerek kol kol dağılmağa baş- adı, “Ben erkek olsaydım, Hublâjı rumdaki evinde n Arık Bo- Yyse İl Kublây: Mi a ırakın konuşsunlar. Bir in- ii içinde kötülüğe istidat yok- ğ e za i #imrn kişi ie ge ZiN Tefrika yi ie Diye cevap v Kutuktay, Adi Beğ ile konu- Onu gebertmek için, eline ir daha iyi öm ei geçer mi Arık B. me söz verdim, ö- lünceye kadar başı aşağıda geze- cegim. Dedi. in hatunu yılanı yuvasından edemiyordu. — Başı era gezmek sana yaraşır mı? Dedi, eski kumanların için için gülüyorlar, Arık Boganın gözleri döndü: — Ne yapmı r şey 2 böyle koyun gibi sessiz ve u bükük yaşamak yaraşmı- kuvvet yok, Benim poiidğn bun dan sonra kim gelir?! r şey senin elinde! Sara- ğa zaman koynuna bir ine EN hasmını geberte- ez misi — Faka at, o beni affetti.. Ve alnımdan öptü. Kardeşimin sıcak nefesinin hâlâ alnımda dolaştığı. rı duyuyorum. Ben onu öldüre- mem, — O halde Karakurum sokak- larında uyuz köpekler gibi sürü- nerek öleceksin! Ben erkek olsay- ım, Cengizin tahtında Kublây gibi bir budalayı bir gün bile o- turtmazdım... — Budala mı dedin?! — Elbette... Akıllı olsaydı. se- ni affeder miydi? (Arık Boga) nın son ihaneti v. gü ık Boğa, Kublây veti üzerine (saraya gitmişti. Kardeşe karşı karşıya oturmuş- rlikti tu, te yemi yiyorlardr. e Boganın boynu iyikti.. Konuşurken bile hakanın yü- üzüme neden bakmıyor- sü? Senin gibi çok yerde düşma- nın sırtını yere getiren vi Mogol 'nsine başı iyik durmak yaraş- mıyor, dedi, haydi im kaldır ve yüzüme bak: Arık Boga başını Mer — Sana karşı çök suçluyum. Gözlerine bakamam. Diyerek şarabını içti Kublây onu affettiğini, iki kar- deş arasında ne kadar kavga, gü- rültü olsa, nihayet gene kardeş- lik kanının her şeyden üstün ge- leceğini söyledi. Kublây, Kutuktay ile gizliden gizliye neler konuştuğunu anla- ak e yila Fakat, bu- nu onu tekrar kani. Şe Yi de- i. — Seni Menkünün yanına gön- dersem, gider misin Diye sordu. Arık da koyun sürüleri arasında bir çoban gibi şamağa laiilie iş yayla- Menkü onun eski düşmanıydı, gibi, Klik Menkünün avucuna mı düşürmek istiyorsun? rdak O beni ele geçirirse, bir bai te vi kat'i bir fikir ve kararı yok- bu. Kardeşini yokluyo: — Menkünün idare gr vilâ- e birini de sen idare eder- din Di iyerek kardeşini Rusyaya git- meye mini ettise de, Arık B. kaşlarını çatarak, sofraya oturdu- kikadanberi yere Kl hakana çevirdi: rdeşlik kanından bahse- bakan nıyorsan, bina gidip yerleşirim, (Arkası var) © Sahife 9 rl emmi diz. ük,“ Milüğiği si

Bu sayıdan diğer sayfalar: