1 Aralık 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

1 Aralık 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM Yazan: SULEYMAN KÂNI — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — SARAY ve .BABIÂLİNİN İÇ yüzü | Bay Zati, Türk trupu direktörü oluyor, Yıldızda bir tiyatro yaptırılıyor yeni Gümüşsuyu kışlasının muzika kısmında Aranda Bey için mükel- lef bir oda döşenmişti. Ari Bey sonra ailesini de da mevkii, sarayda itibarı rpm kuvvetlenmişti. Aranda Bey der: yanına girdi; fransızca bilmediği için işaretle anlaştılar, Aranda Bey piyano, Bay Zati rep ile bir kaç parça çaldılar. a Bey genç Türk musikişi- nasını nl telli etti, O akşam mabeyinde: — Bugün hiç beklemediğim bir şeye tesadüf ettim. Muzikada Za- ti isminde bir artist gördüm. Te- min ederim ki Avrupada olsa bi- ei ili gazeteler- de yazılar yazıyordu. skarın saray tiyatrosundan bahsederken (Bu kler dört defa düdük çalarak perde açan bir adam miralay, büyük bir hi net artisti ise çavuş rütbesinded Abdülhamidin adaletine bakım!) ması üzerine kabil olmuş Bay Zati Türk trupu ürer Bir defa huzurd a Aranda paşa — Biz piyes hazırlıyalım; be- yan seyretsin; beğenirse oy- narız; beğenmezse kalır! edi. İlyas Beyden: — Yapsınlar. Necip Paşa iğ sonra ye- rine Süleyman rn olun- muştu. imal Süleyman Pa- şanın hizmetlerine Sal da Bey aracile kuman rızasını tahsil ederek kışlada ku- n odasında kendi kendile- rine surlrk yapmağa başladı- bakman opereti, Obur berber, tercümesinde beş perde iken Bay Zati tarafından dört per- deye indirilen (Hokkabaz) dra- mı bu suretle hazırlandı, okkabazda baş rol Bay Zati- de idi. Bazıları (padişah dram is- temez; Hokkabazı yapmıyalım.) Dedilerse de Bay Se 5 ra bunu da repertuvi Güllü Agop efendi saray A lerine çok şey öğretmişti. Kışlada çalıştığı bugünlerde esvapçı İlyas ya geliyor, rejisörlük ediyordu. Arada Magakyan isminde bir artistin de gelip rejisörlük yaptığı yordu. Sonraları artık Mi anakyana lü- zum kalmadı; saray tiyatrosile münasebeti kesildi. Provalar - tince Hacı İlyas Beye haber ei e gelip seyretti ve he ğend Yıldız tiyatrosu ibi ğlundaki ti- bina- S— Yıldızda bir tiyatro 1 bu lunmasına lüzum hissetmiş- a im fevkalâde güzel bir ha beyaz atı vardı; bunlar lerek bulun- yının küçük ve şirin tiyatrosu li getirilmişti. Bu tiyatro sahnesinde çeşme ve çoban gö sü ile gayet güzel ve kıymetli bir e wv ik (Bu perde ya eskidiği için ya- hut diğer bir sebep ile değiştiril- miş olacak, ki şimdi yerinde baş- ka ve yabancı bir perde görülü- yor.) Bu bina padişahın mükellef lo- câsının iki tarafında beşer loca- dan bir de parterden ibaretti. Tiyatro elektrikle tenvir edilir- e. Sa hünkârın locasında ten- tayyedilmişti. Abdülhamit vii tarafından görülse ge niş locasının bir köşesinde oyunu deyir Yanında kadın bulu- tronun mefruşatı zarif, tez- ları Bu mefruşa ük kısmı Yıldız marangozhanesinde yapıl mıştı. Elli kişiden eksik olmıyan orkestra muzikacıların padişaha imi eyi sağında ayrılan ,, pe Bu ira ilk oyunları Fran- sız trupu oynadı. (Arkası var) yler de diğer bir arkadaş- ia kilde bir bardak m ki tiyatro m yeniden gayrete getirmi Bu hevenkirla Ke Bay nie, atle: çö ala işi uyandıralım. Bir see vi da esvapçı İlyas izm. — Beni direktör tanırsanız ya- parım, Cevabinı verdi. Ötekiler de ka- bel ettiler, Sarayda tiyatro ve muzika iş- İeri ikinci esvapçı Hacı İlyas Be- yin uhdesinde idi. larından ve Beylere müracaat etti: (1) Alım para. © iş 27 (Akşa; eserdir. Ahşap olmasına rağmen ş bu binanın tavan ve imleme güzelliğini hiç kaybetm bozulmamış yağlıboya bir çok resimler vardır. Vi i Çakıroğlu Devrim müzesi) olarak kullanılacaktır. in rlanmasına o başlanmı; biyesinde yaşamış olan derebeyi yaptırılan bu bina ( konacak olan ese ee çok zengin olan mış “ol. ( m) — Ödemiş kazasınn Birgi Yaiyekiililş ia köşkü) adile anılan bina 150-200 senelik tarihi bir imdiye kadar bozulmamış olan emiş, ktile Bergi na- Mehmed tarafından Buraya şlanmıştır. o Asarıati ika bu müze ile bir kıymet daha ka- iie Resimde Çakıroğlu köşkü görünüyor. 1 Kânunuevvel 1933 Moris Şövalye yazıyor Ilk defa aşk sahnesi oynarken gözleri şaşılaşmış, bir daha mera çıkmak istememiş!... Uzun zamandır, ama çok uzun zamandır... Durunuz bakayım biraz düşüneyim, kendimi bildim ğ bileli, bir aşk sahnesi Vi isterdim;: hem de sahici bir'aşk al e bir sahne ii orada- id z aşkı olsun.. — Ken gelen... Yapmacık- sız bir aşk Askerliğim bitti, Parise geldim. O zaman Chapms - Elysöedeki Femina amm idare eden imi bana «Gobette of Paris» eserini okudu. Aman ne sevindim, ne sevindim!.. e Rasimi bu eseri i sahneye E perde de Mistingettle, senelerden- beri kurduğum, rüyasını gördü- güm, istediğim gibi bir aşk sah- nem vardı. Bu ciddi, api gelen, yapmacıksız bir aşktı ve sahne- nin sonu hoş bir fani | ile biti- yordu. ye isterseniz bu sahne- i benim ararım yazdılar; Bu i, ki dayana- madılar, kırmadılar kesi . Sah- ne Gobettenin odasında me du. Rolü Mistingett lere Gobette ur bir müzikhol yıldızı idi, tapke Mistingett gibi... Gobettenin salonunu tasa edebilirsiniz: Modern eşyalar, gö- ze hoş görünen, eğlenceli ışıklar... O zaman için s ye koyduğum ışığın eğlenceli olduğuna eminim. Bu ışık, büyük kocaman porselen bir köpeğin gözlerinden fışkırı- yordu... Biz e birer aşk sah 1 orselen köpeğin gözleri, dk v yalnız bizi aydınlatacaktı... Biz bir divanın üstünde oturuyoruz... Anlıyorsunuz değil mi? Sözle- rime iyi dikkat ediyorsunuz ya?.. ım. Çok basit: Miss, şey Makale Gobett divandadır. Ben kızarıp bozararak, mümkün olduğu kadar Map heye- canlanarak, gülünç olmama rağ- men, hassas bir kalbim olduğunu ispat ederek ona aşkımı söylerim. Hattâ bir demet te ririm... Bu esnada bir aşk duası başlar. Şarkı söyleriz ve sahne, ağır ağır kararır, Sade köpeğin gözlerin- yavaş yavaş yumuşar, kollarımın arasına dü şer... Her şeyin bir sonu vardır, e romanın, makalenin.. Miss, yetami TP üşeliymi uta- nır, doğrulur, anın üzerinde ışığı suya boğar, giy Karanlıkta ka- lriz; Benim içime bir korku düştü. Ya bir gece elektrikçi tam zama- koya: sırası gelince basıp Işığı ilede cektim. Prova esnasında, ışığı söndür. me sirasını da tayin ettim, Missle kendinden geçmiş âşıklar gibi ba- kışırken, usulca elimi uzatacak, düğmeyi elime alacak ve Miss kalkıp: “sifonu sıkınca basacak m. x * Nihayet ilk temsil günü gelip attı, İtiraf edeyim Çalar içindey- Dü Bir hulyanızın hakikat olacağı simi hislerinizi hiç tahlil ettiniz ela de divanın üstündeydik. Dananın kuyru i de kazanmıştım. Memnuni- rd e İlâni aşkım rene a da marlılar duyuyori # Enfes —H Şarkıya başladık. Miss söylü- yor, ben söylüyorum. Kulağıma sesler e or: an ne güzel! - Yol Şarkı avan lie fakat eli- me düğme geçmiyor. Şarkı de- vam ediyor, bakışma devam edi- yor... Araştırma da devam edi- yor... Farkediyorum. o Gözlerimdeki aşk pırıltıları sönmeğe başliyor.-- Hissediyorum, gözlerim şaşılaş” * r. Bütün vücudümden soğuk ter ler boşanıyor.. ein araştır” yor, araştırıyorum: Düğme yok:-* Elektrik bize Bulamıyorum: elektrikleri söndüremiyeceğimi Facıayı anlıyor musunuz? Aşk sahnesini öyle bir oynay!$ oynamışız, ki düğme fırlayıp bif köşeye tıkılmış.. a nereye?» Hangi cehennemin bucağı a1 rim gittikçe şaşılaşıyor.. Şaşı bir âşık!.. Seyirciler gayritabii bir sey ok - O andaki h#” röle di. Me urice, gözleri Missin gözlerindi. , ve eli yastıkların altında ha bire bir şeyler araştırıyor!.. Salonda kahkahalar çınladı. Mistingettle Bayan Rasimin be ni tam iki saat teselliye yp lar Ben ağlıyordum. Diy. ki: — Israr etmeyin, bir daha sah neye çıkmam. Mesleğim, sanatim mahvoldu... Maskara oldu! O gece elektriği e er va mi ve makineciye oyükletildi ve i gece oyun yolunda oynam sa Ama o gün bugündür «son» lar dan korkarım. Eğer bu itirafımın, bu makalemin sonu yoksa mazuf görülsün!

Bu sayıdan diğer sayfalar: