17 Aralık 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

17 Aralık 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

evvel 195 Yüz müesseseyi dolandıran bir markiz muhakeme ediliyor Sefalet içinde kalan markiyi para vadile kendisile evlenmeğe razı etmiş Pariste bundan birkaç ay ön- yatını bin bir türlü macera de geçirmiş olan bu kadın, son zamanlarda sefalete ga ki De yki namındi > bir asilzadeyi, büyük bi va» ederek kendisile zl ğe kandırmış ve bu işte kendisine kont ünvanını veren Ögüst Grosk- lod adında büyük bir sahtekâr Sahte kont bu ia suçundan mahkem. sinde Ke başlandığı za- aşkanı suçlunun hiye ve ne iş yaptığını sor- Paris ceza eme oi sahte ye bu sorguya şu cevabı vermişti! — Muharririm — Ne muharriri? — Kita; rım, gazetelere maabirlik ik Bundan baş- ka kitap okumağı sevenlere de ik ka- rmek iç daire bildirdiniz © Suçlu; bu sorguya hiç cevap vermiyerek başını yere eğmiştir. Mahkeme başkanı, dinleyicile- rin gülüşmeleri arasında sahtekâ- rn kullandığı mektup kâğıtları- başında büyük bir kontluk nın a armesi ile armenin ortasında lâ- Maki zin de Di tinc veya ök » vecizesi iş bulunduğu» ek nu göstermiş, bu kontluğun ne- reden geldiğini sormuştur. Ogüst buna da ceva; verememiştir. Mahkeme, suçlunun ileri sürdü- ğü ören mz > — bir yıl dere genç ie dan dolandırdığı paraları iadeye mahküm etmiştir. Bu muhakeme esnasına sahte kontun hayatı tetkik edilirken maceracı kadınla birlikte çevirdi- ği dolaplar meydana çıkmış, bu- nun üzerine polis, Rola ismindeki u kadını da yakalamış ve sahte- in Ker suçlarile mah- ekli eği müessese- ler ve şahıslar e yakındır. Muhakemenin çok meraklı olaca- Ml Bir gün meşhur ihtiyar şair ve romanci, genç dostu Refiğe tesa- düf etti: seni ariyordum, dedi, çek çok müstacel bir meselesi var- dı, Onu anlatı, Hemen yola çık- mak lâzımdı. Semen vaktına az bir zaman naz Refik itiraz etmek is — Hazırlanmak lâzım, e du, — Hiç birşeye hacet yok. Ben çantamı sana veririm, hemen yo- kadın yolcu geldi. Refik tesadüfün yolladığı tten memnun, yil arkalı belli etmeden tetkik ediyordu. Bir Yeraftani dostunun verdiği ev- meşin çerçeve içinde- ktan sonra Refiği meşhur ro- mancı zannettiği muhakkaktı, Re- fik işin farkına Gi vi meş- hur bir muharri ken- disinin pek Hoyisei Şi; peni ka- — Bu sıcakta e ile seya- hat etmek daha iyi Genç kadın en ir tebessümü ile cevap verdi: — Büyük muharrirler o hülya- larının bulutları üstünde seyahat etmeği çok severler, dedi. Refik hayret etmiş gibi görün- dü — Beni taniyor musunuz? — Herkes gibi, ben de gıyaben meftunlarınızdanım efendim. Şimdiye kadar talisizlik sizi tanı- mama mani olmuştu, Zaten İstan- bulda pek oturmayız. Eserleri- nizi,.. fik bahsin bu vadide devamı- nı pek istemiyordu. Elini kaldı- m bu ismi oku» En son resmi rarak lâkırdıyı kes erim, ana eserlerimde! lâtif hakikatlerle karşılaşmayı bin Bu yolda başlıyan muhavere tatlı tatlı devam etti, Genç kadın yük şair ve m iri . tan doğan bir neşe ve iftihar hissi ile gülüyor, söylüyor, bütün cazi- besini Da rdu. geldikleri zaman genç kadın iri kartını çıkararak Refiğö uzatı. Zaten zen- gin bir dul olduğunu lâkırdı ara- sında evvelce anlatmıştı, Ankara- e oturacaktı, Refiğe sorü- — Siz nerede kalacaksınız? bir dostuma misafir ola Çok severim kendisi he o kadar garib ve sabilesi bir adamdır ki İş bile bir kadın sesi duyı ta- hammül edemez! — Aman ne garib adam bu! — Ya! Si; ni aramayınız. e otele gelir sizi ziyaret ede- Bid derecede bir otle gider- ken, otobüste düşünüyordu: Eğer nm. bu kadın nazarında meşhur bir uharrir olmasaydım > bir kıymetim olmıyacaktı. miyor, başka iş ni Gi ve bu düşünce onun için büyük bir azap 7 ediyordu. Ertesi günü Ankarapalasa koş- d ükellef bir daire tutmuştu. Refiği hususi salonunda kabul etti, Beraber Eşi içtiler. idi vi Bee rr be- E döller İlanı in d. li derhal ld bul dular, De tatlı komedi günlerce de- vam etti. buldan rgün ira len di resimli Emi İL eşhur şair ve mu arririn si çekilmiş bir resmini gördü. Bu re- sim onun üzerinde âdeta sihirli bir tesir yapıyor, gözlerine bir di- ken gibi batıyo, rdu. Nihayet ka- Tarımı; vel münasebetsiz va- | ziyete bir dde vermek icabe- diyordu. Bütün cesaretini ph Resimli gazeteyi alar ti, İlk sevinçli eyer : ) mi işi ge seda 7 gö- — L genç Genç kadın resme bakar bak- maz dudaklarını buruşturdu: — Bir karikatür değil, kendisi. Son çekilen resmi. heyecanlı bir sesle bu cümleyi telâffuz ederken sevdiği adının yüzüne bütün dikkatile bakıyordu. O hiç birşey anlama- mış gibi, bir resme, bir ii yüzüne bakıyordu, Nihay: — Affedersiniz, şekerim, e di. m mi anliyamadım, sen mi yan- bş söylüyorsun? Bir daha tekrar sene... lam meşhur şair ve ro- mancı Man ME Ben ka bir a m Refiktir. e Mi. tri Çıldırma- dım, emin ol, Doğru söy! On beş gündenberi bu hakikatı artık itiraf etmemek elimde değil, ustu, Cevap bekliyordu. için- en: — Şimdi beni ii diyordu. Genç kadın susi ye in ant, böyle? Ben seni Refik lke eaklald, Göz lerini kapayarak iniltili bir ne- fesle dudaklarını uzattı. Uzun bir öpü: sonra, mesut müte- bessim, eldir zaman, iv, Refiler İlk günleri, dedi, — ber nl lek dB. mak korküsile yalan söylemekte devam ettim, Affediyorsun, beni değil mi? Genç kadın onu çoktan affet- Hikâyeci Dr. FETHİ LABORATUVARI CERRAHPAŞA HASTANESİ BAKTERİYOLOĞU Kan, idrar, ER cerahat, me. vadı gaita gibi tibbi tahliller ve bütün Ka teamüller | gayet dikkatle Beyoğlu > Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah epartımanı Tel, 40534 İN e er İltimas er kur- tulması istenen esirin vuracak olursa, uşağın işi bite- cekti. e versin ki cellât, kurta- cağı adamı iyice görmüştü.. ve sıra ikinci kafileye gelince, prens uzaktan gözlerini cellâda dikmiş bakıyordu. İşte Onok... dn Brain da başını merme: uzatmıştı. Zavallı "talak nere- den bilsindi ki, prens onu ölüm- den kurtarmak için cellâda bir di- zi inci göndermişti? Rahipler hep bir ağızdan, A- ndir an monun keykeli önünde du. ken, cellât, yerdeki kurbanların başlarını işer ikişer vurmağa başlamıştı E>Ba em Firavunun gözü cel- lâda kaymıştı.. Yerde yatan iki €sirden birinin başı yere yuvarlan- e mp idi iL KOCUE A e ğı anlaşılıyor. kilim r derhal parmağile uzaktan işaret ederek: nu vurma! Demek istemişti. biri, ölümden kurtul. nına koşarak: — Mabutlar mabudu senin k: nını istemiyor! Haydi, a hemen uzaklaş! Diye mırıldandı. şaşkın dit.. Ne yapacağını, Tefrika No. ai Rahiplerden an esirin ya- medi.. Onu, mabette rahiplere çömezlik eden iki çocuk - koluna girerek - siz. kadar çıkardılar. Çocukl biri — İstediğin yere > Batal edi. Mabutlar mabudu zat etti, Haydi, Sola açık ile m Onok, hayata yeni doğmuş gi- bi, etrafına bakınarak, kendini tap direkli ai lal eve kadar sürükledi. İki gündenberi arkasında yaşı döken kız kardeşinin, dün baygın bir halde yattığını bilmi- yda önünde ayak- ları ri DM. Ayak. ta dur. . Bir yığın et halin- de yere ili ve kısık bir sesle haykırdı: — dier Ben geldim.. Aç Kez! gözleri ağlamaktan şişmişti. Prensin sözünde duracağını um- müyor ve kardeşinin kurbanlar arasından kurtulup geleceğine inanmıyordu o n sesi, genç kizın damar- larını bir anda tutuşturmağa yet- mişti, Ks ve yerde ya» oy şini görünce boynuna sa- r ok..! Nasıl geldin.. Seni prens mi kurtardı? iki kardeş birbirlerine sarıldı- lar.. öpüştüler.. ağlaştılar, ae ES MŞYER 9g dizine yattı: but Amon benim kanımı istememiş. cellâdın baltası bana isabet etmedi. Firavun beni azat etti, Artık uA? Titana! 'itanı $ erinos ile s€- viştiğini ni saklıyordu. Ona bir şey söyliyemedi.. Onok, Firavun ailesinden ve onun adam- larından nefret de Onlar- dan birini uzaktan gi şısında iğilmemek için, sl de- giştirirdi. Onok, prens Mikerinostan da hoşlanmazdı .Onun lâfı açılınca: rünce, kar- — Şu çapkının adını ağzına ak ma, Titana! Diye örs ve tiksinerek ba- şını sallar. itana fu mıştı, Biraz sonra prens eve gelir- se, Onokun ona teşekkür etmesi lâzımdı. Halbuki, Onek, kendisini ma- but (Amon) un himaye ettiğine Kk omiştuz vaziyette kak sonra, benim de e NN İSE) Beni tekrar hayata ve hürriyete kavuşturan odur Diyordu. itana: — Prens Mikerinos bizi koru- yacak. Diyerek yavaş yavaş açılmi istemişti, Faka onun adı- nı işittikçe tüyleri diken gibi sert- leşiyor: 3 şu köpeği. Babası, bugün değilse yarın, onun da ba- Kişniyerek gelen bir at sesi! Titana pencereye koşi Prensin, sevinçle Ae atla- dığını gördü Onok > yerden başını kak dırarak so: — ei o atla gelen?.. Titana ezilerek cevap verdi: rens Mikerinos. (Arkası var) he il l : | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: