23 Aralık 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

23 Aralık 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 12 Cinayet mi, kaza mı? Sinema yıldızı Li hadisesi tan aldıkları telgrafnamelere gö- re güzel aktrisin cesedi, An- agi Hollivuda giden yol ex endisinin mülkü ol ra besi otelinde bir kâç a uzakta otomobilinin içinde bulun- muştur. Bazıları, artistin ği bir ölüm- le öldüğünü iddia tahkikat hâkimi, ii iddia; “naşmamış hadiseyi cinayet beke mından tetkike başlamıştır. otopsi ri fakat artistin, cesedinin keşfinden 48 saat evvel öldüğü tesbit edil miştir. bir caddı Geniş ve umumi © üze- rinde metruk (otomobilin içinde n cesedin oradan gel mesi imkânsız addedildiğim in “öldürüldükten sonra cesedin . e İyi bırakıldığı tahmin edilmeki pa eyi meçhul bir takım vi dolar fidyeinecat e takdirde başına bir felâket g: leceğini bildiren bir tehdit beze bu almış olması bu zannı kuvvet- lendirmektedir. Amerika zabıtasının bu tehdit sarışın artistin. buson hadise ile boşa gittiği mey- dana çıkmıştır. Amerika meri yk ve merakını mucip olan ta da ertistin ölüm! ve saat öl vuku ip kr sabit olduğu halk akral tist ile dostu ve âşıkı sinema reji- sörü Roland ze arasında vuku © bulan şiddetli kavgadır. rika ya çalıştığı im biride ar. | rr ram > b — Tod neden öldü? > - Telma Todun son resimlerinden biri Zabıtanın tahkikatına güzeli, Hollivut be sahip olduğu kir otelini bizzat idare etmekte ve rileririin şerefine sık sık eğlenceler tertip etmekte idi. Sinema Venüsü, geçen cumarte- günü akşamı, kır otelinde tertip ettiği büyük eğlencede şam, ya ile adamakıllı sarhoş o sonra âşıkı ile kıskançlık yüz ia kavg; is, ra hıçkıra ağlıyarak otelin- in ey ve bir daha görünme- damlardan | ire zabıtası bütün bu es- Tarı tenvir etmeğe Sieer aylığı 1000 kuruştur Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Ramazan 27 — Kasım 46 5 İmsak ki yi Ke in Yat E 1251 239 r Va 535 74 zi ee 16,44 18,2, 1,59 çi nülen küçi e TEE AKŞAM 23 Kânunuevvel 1935 Çi akşam bir hikâye | Ferhadla bayan Haticenin ev- lenmeleri herkesi sonsuz bir hay- düşürdü. Ferhad yirmi se- kiz yaşında genç bir adamdı. Yi kin şim- e ellisini ge- oi ün kazak örecek yaşa girdikleri halde hâlâ “aşka kanıksamayan, istekli bakişlı, ateş- li ve çok boyalı kadınlar parasının hesabını bilmiyecek de- recede zengindi. Şimdi beş parasız genç $i ellisini aşmış zengin, ateşli ula Mimar sebebini anlar gi- bi oldun! eğil mi?. Evle melerinin ilk ayları hadi- Hatice mi pırıltı ile uyaniyordu. Lâkin iri za genç adamda gittikçe büyü- gidiyordu. iç bir şeyi eksik değildi. Fakat ne hayatında mühim bir boş Li; bir eksiklik buluyordu, Bazı geceler ağ bir türlü Mila uyuyamıyordu. Yanında yata kane son zamanlarda gaze- telerin sık sık bastığı Mehir haritasını andıran bol çizğili yü- züne baktıkça e canı si- ord » amir Ferha- ei - dehşetli bir v g ella e sa- bahleyin çıkılıp akşama eve dö- avlardan e. anlattığına göre çok uzak- nden hem menr- hem üzülüyordu. luyordu, o Çünkü temadiyen avlanıyorlardı. Hatice bı partilerin. oluyor, emnun olu; Ava meraklı bir delikanlı ocasi son Oo zamanlarda- ki can sıkıntılarını bu av parti- leri adamakıllı gideriyordu. Üzülüyordu. Çünkü üç dört gün, hattâ bazan bir hafta süren bu av partileri yüzünden yakışıklı kocasından günlerce, gecelerce ayrı kalıyordu. Sonra uzun sü- ren avdan ğini Ferhad pek yorgun eve geliyordu: — Aman günlerce salk Pek harap bir haldeyim... e derhal © yatıyor, bazan fasılasız 12 saat uyuyordu. Aradan iki gün n çan- ir şişesi bulmuş- Ferhad hafif bir te- — Avda üşüyoruz da biraz kı- zişelım diye almı iri e da unutmuşum... de: Lâkin günleri ük Barlı. daki bu av merakı gittikçe faz- lalaşı önüne geçilmez bir ip- tilâ Ylini alıyordu. A: had ayda üç dört geceyi evde ge- öteki zamanlar hep av.. ep av... Hatice artık bundan usanmış böyle e bazan seninle beraber giderim.. Lâkin Ferhad ri buna ya- naşmıyordu. Hatic | Sinemanın önünde tam otomobi- le binecekleri sırada Hatice şa- kaldı, Ferhad arkadaşları ile beraber g enç boyalı ka- ie gülüşerek tatlı tatlı ko- nuşarak yanından geçiyordu, Hatice: — Ferhad. dedi. mumyalanmış gibi durdi ani sen avda idin... — Vallahi şimdi, şimdi dön- dük.. çantalarımızı bir arkada- şa bıraktık, Eve geliyordum, Mü- saade et te av arkadaşlarıma ve- Delikanlı lu, a edeyim... Otomobile bindiler. Ferhada baktı. Ferhadın ensesinde kır- mızı, dudak şeklinde bir boya vardı.. — Bu dudak gibi kırmızı badi 'allahi karıcığım... bıldırcın avladık. Çok ildele avladık. Kim bilir ağzından akan kan sürülmüş ola i anlığını göste mobilin elektriğini Mar yle) Beyoğlu tramvay caddesinde, “Şık, sineması karşısında Kiralık mağaza Beyoğlunun en merkez ye- rinde, Bul an İ54 numaralı “İstiklâl, apartımanı altın- daki — res Gör- mek iç tıman kapıcısına, ilmi için “AKŞAM, ilân memuru Nureddine müracaat, on: 24240 Telefi çıkarız. Ferhad omuzunu kaldı rıyordu: * alık avı mı? Oda spor mu?. Av dediğin heyecanlı ve tehlikeli olmalı.. — Öyleyse b ben de ge- reket ederim. Biraz zayıflarım... Olmaz: ıcığım.. "© e öyle müthiş tehlikelere s0- kamam ah vermesin. İşte Forhnd Giyene ava kem İki günden ta idi. Ha- tice can e patlıyordu. O akşam yemeğe arkadaşları gel- mişti, Sinemaların birinde gü- zel bir filim vardı. Arkadaşları: — Haydi gidip görelim.. de- diler. Hatice ısrara dayanamadı, Git- tiler. Sinemadan çıktıkları man gece yarısı za- yakınlaşmıştı. gecelerinde...! En büyük eğlence; iyi yazılmış, meraklı romanlar okumaktır. Romanların en meraklısı üphesi maceralar serisidir. 6 büyük cilt - Her cildin fiyeti: 80 kuruş AKŞAM NEŞRİYATI İN İskender Fahreddin p müm bu kadının kim ad nu düşünüyordu. Demek ki prej in > bir kadın Ai unu elbette yarın, öbür gün Mi- en Aalıyaca ktı, iye m gn — yuzun iki b da vr mene yanyol Prenses Naca o gec: sekiz ya- şında bir genç İlel kavraklığile prensin etrafında dönüyordu. — Sizi bu gece evimi - muz, değil - Diyerek prense bir tas şarap u- zatmuı; Mikerinos şarabı eline alarak © gülümsedi: — Birlikte içelim, Naca! Ben yala şarap içmekten bir zevk — duymam Güzel p prenses kendi tasını da — oşara; urdu, Manalı bakış- | çi Tefrika No. TO memmmz; larla göz göze ar ve z Naca, pren: ri r- mak için, bi vE eli pi | le sarılmış olan sedire uzandı. Anlatmağa başladı: ocam Lidyalılarla bee derken, hükümdarın sönmür , sonra Misi- a , İkinci "bir savaşta Sokar ölüm haberini ald 1m. Bu macerayı elbette siz de duy- aveti- : o min sebebini anlamak İstiyorsu- kı amaturi mi? | Mikerinos içini çekerek cevap verdi: ocanız cesur ve mert bir generali. O ölmeseydi, Lidyalı- * arın taç ve tahtı çoktan yıkılmış olacaktı. Onun kahramanlıklarını ' küçük çocuklar bile işitmişlerdir. Güzel prenses, uzun kirpikleri. nin arasından yanakla dökü- len bir kaç damla göz yaşını, par- Z “ii İM ie iL ÇOCUKLARI 7 maklarının ucile silerek sözüne devam etti; — Kocam Lidyalıların dağ ni o sarı taşın altına gömerken, | yerındaki muhariplere: Bu zen- gi hazineyi Keüpsün oğlundan başka bir kimseye teslim etmeyi- o niz!ş demiş. İşte, bu gece sizi bu- raya çağırışımın sebebi budur. Artık, bu zengin hazineyi meyda- na cıkarmak zamanı gelmiştir sa- ıyı Mikerin, s, güzel prensesi dik- katle İlle akat, ben şimdiye kadar, Lid- hükümdarının hazinesi kay- bolduğ undan bahseden bir ada- ma rastlamadım. Kocanın harpte kum altına gömdüğü bu hazine acaba şimdiye kadar orada duru- yor mu? ocam ölürken, kendisine bu sırrı veren iki muharibe sor- m: «Duruyor.. Ne zaman Mike- rinos emrederse, gidip çıkarırız!» dediler. Mikerinos sevinçle yerinden fır- arak: gırdı. Eğer bugün benim elime bö on Kendi peri şarap msi doldur- s — Haydi söyle bana, Naca! | Bu hazineyi Bilen muharipler şim- — Ne diyorsun, Naca? diye ba- K BOM , ari ii JR di nerede? — ve ğa .gittiler., elecek ka Yakında —— eni dirilteceksin, Na- ca! dedi. Eğer Lidya hükümdari- nın kaybettiği bu zengin hazine elime geçerse, senden ölünceye ilmi kadar ayrılmam... Ben NE o derece yakından görm Sen ne kadar da güzel, cana syn ve sevimli bir kadınmışsın! k öpmekten vw: kinmezdi. e! başka bir kadın yoktu, Prenses Naca, Firavunun kar- | pamazdı.. 1 leri ie bei e sözü ü hatırlıyarek, uni gülüş wi nuna sarıldı ve ateşli dudaklarile güzel öpmeğe başladı. Naca bu sırada atalarının 8ö- zünü hatırlamıştı: «Neye kar verdinse, ilkönce onu yap ve ka- rarından dönme Güzel prenses çabucak kraliçe olabilmek sevdasile genç prensi o a prensesin yanaklarından ar m gö P » da bilmi öldürecek miydi? Yoksa başını avuzun içine sokup suda mı bo- ğacaktı? Naca bunlardan birincisini yr- (Arkası var

Bu sayıdan diğer sayfalar: