17 Şubat 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

17 Şubat 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e Ye ei Sahife “Doğduktan dört saat sonra kaçırıldı! Belçika polisi henüz bu işi aydınlatmağa muvaffak olamadı #Grçen hafta Bek n bin seçik gititğini ha; iie derhal baş ins eğ “ ya bildirmiştir. Baş hasta bakıcı ile diğer has- ta bakıcılar derhal salona koşmuş we ortadan İm mezi çocuğun Je- anine Mulemi ında yirmi dört saat ineği aid olan bir kiz çocuğu olduğunu tesbit ederek © derhal zabıtaya haber vermişler- hkik ene sarf o , Kaçırılan yavrunun annesi ve babası Yİ eli vafak . le hareket edildiği tahmin edilme- mektedir. Adliyede zabıta, minimini yav- rTunun aklı müvazenesi bozuk biri tarafından kaçırılmış olmasını ve o civardan geçen Dyle ırmağına al li ina Alabilen de naza- göre Ma- da araş- tild Mulemann namında genç ve | tırmalar yapmağa başlamıştır. Sı- evli bir kadın, bir hafta evvel do- | kı bir muhafaza altında bulundu- ak için doğum evine gelerek | rulan bir doğ kabul edilmiş ve yirmi dört saat | pu çocuğun kaçırılması Belçikada “evel, bir kız çocuğu dünyaya ge- © türmüştü! Mad Matild zor bir doğum — yaptığı cihetle, baş hasta bakici afınd. anin adı verilen ço rine geçen bu kızı mi Ki ” Belçika zabıtası, şimdiye kadar © yaptığı tahhikat ve lie ee derin bir heyecan uyandırmıştır. Ee al Br bir dadı A K Ş A M'a bir KÜ vermekle bunu hemen temin edebilirsiniz. | er akşam bir hikâye 2 « Küçük yamyam Hani birçokları: iyi ah bei gençliğimde ne idim le idiz im? N ler ya.. ben gençliğimde de öyle ahım, şahım bir erkek değildim. Poz ei pulum da yoktu. yi 1 Ferid son derece yalin Kr tu, Üstelik pek zengindi. Günlerimiz Çeridle hep birlikte geçerdi. Çirkin bir insan için dai- zel bir arkadaş maz. Onun güzelliği yanında si- zin çirkinliğiniz Büşhütün meyda- men biraz gele idi. Ke cinin sun dans etmedi. Hep benimle oy nadı, Feride inad olsun diye bir hafta dünyanın en tatlı aşk gün- lerini yaşadık. Nihayet Belma Pa- rise gitti. Giderken Feride bıraktı- ğ t d üst ol luklu, çocuklu bir adamâ yaptıkla- rıniz yakışır mı?.» diyordu. Ferid bu mektubun mânasını bir türlü an- layamadı. Lâkin artık bu bende bir usul haline girdi. Ne zaman karşımıza güzel bir kadın çıksa hemen Ferid erme müthiş bir yalan savu- ruyor: Son lari güzel fakat son de- rece korkak bir kadına onun bir katil olduğunu söyledim. Hemen kadın ondan yüz çevirip, günleri- yi kn Pe benim o- Kadın- gözü... rekabet iel için heci Kl üstün olan zekâmla mukabele ede- biliyordum. Hep beraber gezdiğimiz için ek- seriya & gülzl kadınlara ayni günde, ayni saatte raslar, tanışırdık. Gene öyle oldu. Belma adında bir güzel kadına beraber vurulduk. bir aşk macerası başlayacak. He- men ise geçtim. Belma ile dans ederken kulağına eğildim: — imiz Ferid.. dedim.. bu- gün çok li — Nesi — Nesi izim Karısı çoluğu- nu çocuğunu toplamış öbürgün İz- mirden hareket edecekmiş.. geli- orlar. Belma aa rid evli mi?. xi ya.. üç te çocuğu var... dedim.. Belmanın fena halde sinir- lendiğini gözlerinden okuyordum. Halbuki Ferid evli mevli, çoluklu moluklu şeye Belmanın evli ol- ğu halde ça den erkek- lere pek ——— bildiğim için bunu ki urmuştum. Be İmi ll ki, dedi, bana hiç evli kemi söylemedi. ma saklar... Siz israr etse- niz bile o gene eli öldüğünü sak- ermeni — Nea; LE ipi Ferilin bütün israrla- bir kerecik ol rağmen büyük b cağız Feride ras geldikçe: — Adam öldürmi dır... Ben katillere tavsiye ede- rim.. tövbekâr olsunlar ve bir da- ha bu gibi şeylere teşebbüs etme- sinler... diye gizli kapaklı hatlar veriyordu.. Ferid gene hayrette idi: nasi- ten bahsediyor.. ne garip mahlük! diyordu. Çok güzel, lâkin pek pa- ra canlısı bir kadına onun beş pa- rasız olduğunu söyledim. yirmi bir kii ok yardım ederdim.. diye acıdı,. tık biz güzel bayanla al m külâh... Zavallı Ferid birdenbire arkası Yellen re sonra pek sinmişti. Halbuki derin aşk sahneleri ize Müşterek sevgilimizin adı Na- dide idi, Nadide ile geçen bir gün- den sonra Feride rasladım: — Yahu diyordu. a gecedir el- bisemin cebinde tam 21 kuruş bu- Tuyorum. Bu paranın time nasıl girdiğini bir türlü kavrayamıyor- dum. Dün gece m Nadide paltomun cebine bir Per koyu- yor. baktı eğil mi?, Bu da nesi?, Sordum., «Ben koy- madım..» demez mi?. Çıldıracağım bu kadınlar ne garip mahlüklar. Kimi evliliğimden, çoluğ del gocuğumdan bahseder, kimi cina- | yet hakında konferans verir, kimi de Nadide gibi 21 kuruş atar.. Gül Er — Bari o yirmi bir kuruşla bir Yenice sigarası al... Sen Yenice içersin ya. Dedim. Ferid de öyle yaptı. Er- tesi günü Nadideye: — 21 kuruşa bir Yenice cigarasl yim ie ir diye uzat ma: ye ik Ni dınına göre Feridi kâh yankesici, kâh deli, derecede iyi neticeler de alıyor. * dum. i Bir gün Pariste harikulâde nefis genç bir Amerikalı kadınla ta gi g: vi 2 i toparlak el k “e is gördüm, Son dereci Tin gece tam mânasile bir aşk gecesi EL M dedi.. Ame- rikalı ile dans ederken senden giz- li bana adresini elin Senden ay- rıldıktan sonra hemen gittim, Lâ- kin ne garip kadın.. Pei beni «kü- ük yamyam», «küçük yamyamciı" ğım..» diye çağırıyordu... Bir tür- lü bunun mânasını anlıyamadım. Hele bir kerre: — Sen nasıl insan yersin?, İnsan eti tatlı mı?, Diye sormaz mı? ?. Delimi nedir. Bir yıldız) si..» diyordu. Beyoğlu tramvay elm “Şık, sineması karşısı Kiralık ekihlezi oğlunun en merkez yı iklâl,, daki mağaza kiralıktır. mek için apartıman kapıcısına, | kiralamak e “A i ine a, " lr 24240 İN İskender Fahreddin «Oğullarımdan ve torunlarım- dan biri zengin olmak hevesine ân .ne yağsın!..» (1) İşte Habeşiler yunun için, e altınlar: a istifade eder Ya biz?... aki altın madenini neden işletmiyoruz? u da babanızın emridir. ğer üzeri- ir kazma indiren ve yuvamı . (1). Habeşlilerin bugün de hala bu itikadla yaşadığı muhakkaktır. geri kalmalarının iL ÇOCUKLA Tefrika No. RI) bozan olursa, bütün Mısırın altını üstüne getiririm ve hepinizi mah- vederim!» Nara ii hinyretle dinliyor- du. Ele sözüne devam etti: için Karnak altın ma- iiimlen de Masırllar istifade demediler. ap daki i zabitlerinden iki kişinin bahçede gizli beri ai e Karnı afızı Anako dan, tr li peri in i madenini kazdırıp duruyormuş. Ba- bamı rüyada tehdid eden bu ma- but -Mısırı değilse bile- hiç olmaz- sa Karnakın altını üstüne getirme- di?. Bu rüyaya Elefan da inanmışti. Güzel prensese gülerek cevap ver- ie budun başini değmedi de.. bunun tir!, — Sen Anakonun çok zengin ir adam olduğuna inanıyor mu- sun?. — Evet, Çünkü Habeş prensi Şabakayı Karnak altınlarile el- de etmiştir. Altın madeninden is- tifade etmemiş olsaydı, Habeşliler- e bu derece dost olur mıydı?. — Şabakaya altın veriyor de- mek, öyle mi? — Elbett: e, Altın n veriyor, Buna Epi olarak da Habeşinndan lerinde alışan bütün işçilerin Ha- beş . oluna söylüyorlar. 'an başını man eğerek şu aa ği ilâve et TA çok kurnaz nun sırtını hâlâ yere getiremedi- ler, Nara bu konuşmadan sonra, Ha- beş prensi Şabakayı daha çok dü- is bl ii Şabaka ie Yakıpıklı; ne sevimli bir erkekti, Prenses Nara onu ya- kından görmüş, onunla iki kerre başbaşa kalmıştı, abaka hâlâ lan Nizli Acaba beni mi ri, ep Diyerek Şabakanın hayalini gi zünün önüne ML ve amcası- nan saltanatının e evvel sönme- i, Mikerinosun ır tahtına ça- bek kavuşması için eğen mabud- lara yalvarıyordu, gün güzel prensesin içine ye- ni bir ateş düşmüştü. Damarları- — gittikçe gerildiğini duyuyor- lu. Şabakanın hayali gözünün Mel Elia Si rdu, Kil rramın tahtını cek mi? b amaç sarayında- yız. e işkenceden man3tarip Marla feryadı, taş rekli ların bile kulağına akseder- vazil ise Kefren bu sesleri işitmiyord Kefren, m kadına tutulmuş- tu, — Senin gibi güzel ve mis ko- kulu bir çiçeği ben, nasıl oldu da, kendi elimle Mikerinosa koklat- 7 Diyor ve onu Keüps ehramına gönderdiğine acınıyordu. Kefren, artık yeğeni Mikerino- su doi. unutmuştu, hayatta Ka şimdiye GEN elbette bir yerden sesi işiti- lirdi. Mikerinos nbs, mabutla- rın şarabını ii m e ondan öc almakta geçikirler mi? Kefren, sevgilisini aa) yırmıyor, hattâ onu en çok itima- dı olan maiyet zabitlerinin bile ya” nına çıkarmaktan çekiniyordu. Titananın ahılâkından emindi. — O benden başkasına bakma7: Diyordu. Fakat, genç ve yakı şıklı mi lari çer göz at malarına ni olacaktı?, a sü esir bir kraliçe u. Altın ve elmaslar mişti. O, genç veliahdı unutmuyo"” du. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: