9 Mart 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

9 Mart 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Macar zabıtası genç bir kızı arıyor Babasının inadına rağmen sevdiği “bir hukuk doktorile mite istiyor Ss larda bütün Macar zabıtası âşikile berab. an Mas car güzellik ar Magda Dar- koyu aramakla ldur. Magda, Budapeşte üniversitesi ik esin lerinden Darkonun kızıdır. Henüz udi iki genç birbirini çıldırasıya sevmeğe baş- lamışlardır. Bu aşk romanı uzun müddet memuru Sar; başvura. rak Magda ile a e isalali, rını anlatmış, kızla evlenmek is- temiştir. Profesör » hukuk doktoru N al e kızını bir polis memu- mek istememiş ve bu ta- lebi şiddetle al he Profesör o, delikanlının izdivaç teklifini ray ad be- raber, kızını yanına rak pe şiddetle tekdir etmiş ve — ile ünasebatını tamamile kes- mesini ve onunla bir daha görüş memesini emretmiştir, da, pederinin ie iri pre miş, eya bin bulmuş ve a kendisini kaçırmasını teklif et ein Ba- akii kabul etmek basının bu emrivi mecburiyetinde kalacağını da ilâve rn, Filhakika Sarga, ene bu teklifini muvafık bulmı on bir otomobile bindir: şehrinde annesinin evine müştür, Genç kız kaçırıldıktan sonra öz annesine telefon berrin Mei b Ri vz imi vi e Molna götür. melerini istemiştir. Profesör Darko, kızının saklan- dığı yeri öğrenince derhal Molna- © ra koşmuş, doğruca madam Sar- ganın evine giderek kizını aramış- ır, Magda, babasını kabul etmi; ve demiştir ki: — Baba, beyhude yere izdiva- cımıza mani olmağa kalkışma, Ben m ve onunla ev- de inadı bırakın da a razı olun. tmazel Magda Dari di) kızının. basi ricasına Sm cevap — Kızım, annen k n çok ağır hastalandı. Kendisini Hast neye kaldırdım. Yarın ona mühim bir ameliyat yapılacak. Bu ameli- ile Lei 5 belli değil, yegâne arzusu seni bir defa görmektir, Annen seni gör- dükten sonra keyfin nasıl isterse hareket edersin. Profesörün bu sözleri Magdaya relmiştir. Ertesi sabah Miğl ensiz sevgilisi bulundu- ğu halde, hasta annesini görmek için babasının adresini bıraktığı eke gitmiştir. Kız, hastane- in pencer: ei di e ea Döş bir odasına konulmak miş, kız annesinin nerede ören nu sorunca ona mübhem bir ce- vap verilmiştir. Buun üzerine kızla sevgilisi, bi ie iel diğini ve Giyinin hastalığı bir henüz reşid olmıyan kızını kaçır- dığını ileri sürmüştür. Fakat po- lisler e evine gittikleri za- man Magdayı orada bulamamış- ari bunun üzerine delikanlıyı ya- (Devamı 14 üncü sahifede) Em ip am ara Ji akşam bir hikâye | Mahdum Avrupadan döndü O günü evde dehşetli bir hazır- lık göze çarpıyordu. Aşağı yukarı bir haftadanberi yapılan temizlik bitmişti. Eh şaka değil.. Bay Sai- eyliyordu... Ger: Sai nl ge seri in va fırlamı — Ami a Mecdi, illa; sigara iz ine bal. e yapa yım da yı eriz.. diy: a sıvamış, lığı dalmıştı. Bütün maharetini göste- rerek cılbırla sigara böreğini pis ledi, Mecdi benim ney çalmama epik Ne saztenden: giderken soğumasın diye mangalın duğu cılbır ortaya şünüy: yordu. Mecdi cılbırdan ia selen sarmısak kokusunu duyar ymaz, yüzünü buruşturdu: — Aman, bu ne fena koku böy- oğlum. ecdi sanki «sarmısak» kelime- sini ilk defa saye gibi sordu: — Sarmısak mı ne-.. Öf, öf ne fena aka Mecdi bütün sarlara rağmen cılbırdan bir lokma bile almadı.. İçine maydanoz Keler luğu için sigara e el “ — Sofradan aç kalkacaktı tün ev halkı daha ilk geldiği ime Mec- dinin aç kalmasına üzülüyorlardı. O babasına sordu: Bobi.. abasına her ne- enez «baba» yaş onu «Bobi» «Bob... Biraz Dedi. Said hakikaten meşhur lerden ike cebi ei istakoz vE ii leydi yerdim. kl eline aldığı yoktu. Yı odada üzeri İpai, kılıfı içinde duran neyin! irdi. m eli Selma da büyük iu ci dinin teyzesinin kızı idi. Genç kız bay Said ile bayan Melâhatların ii im meyi Selma ile Mec şanlı gözile bakıyorlar- dı, Saidle | Melâhat t genç kızın üze- rine titrerlerdi. Onu kendi iste- dikleri gibi yetiştirmişlerdi. Sel- a hakikaten melek gibi bir kız- nımcık, kadın kı renden indiği zaman bahesilz. annesi ilk bakışta Mecdiyi tanı- yamadılar, Mecdi nekadar değiş- Hele bayan Melâhat oğlu- t ıştı. Otomobilde sına sordu. Bay Said fısıltı ii yavaşca koca- ha- de: — Sus canım... dedi, frenk usu- lü gö; in DA asıl şey eti ük d ii iki gözde ol böyle oğlumu cam göz, cam göz gezdiremem.. Göz- , Ben iye şröm zaman tam ye- meX vaktı Sofraya oturduk- tan biraz sonra bay: 'Melâhat tın kendi elile bitirdiği ve ve istasyona sana p “i oğullarının bu ar- zusuna karşı irin ema İs iri da ne idi? rin Mecdi en aç şir caktı.. m men sofradan 5 zaten ri çok oturuyorlardı. Sordu, yerini Bir ânda istakoz buldu. Lâ- kin bay Said bu canlı hayvandan oynayan, kıskançlı, emi katır böcekten o derece iğreniyordu ki onu eline alamadı, Tek bir istako- uu köfeciye 7 Eve geldi. İsta- erin eve gelmesi mutfakta bir gürültü ili. "Mecdi onun canlı canlı arkası üstü kaynar su- ya nasıl atılıp, maıl Mi kaşağı tarif eni adı kalfa, ne de esi a cesaret edemi- yerd İKY kadınlar: — Allah gö yada yapamam... Bir kerre o hay- vana elle dokunamam.. Mekru tur, 5 Diyorlardı, Nihayet Mecdi ista- kozu Heme pamukla altını ti- kadıktan s0i tuzlu kaynar suya attı... Mutfakta herkes: özüm görmesin. Ben bi yayım.. diyorlar, yüzlerini çeviri; DLERİL Nihayet Mecdi ev halkının iğ- renen bakışları karşısında istakoz salatasını yiyip karnını doyurdir Yemekten sonra Said oğl©”* biraz ney çalmaya kalktı, Löki9 diz Dedi. Bay Said hele şu Tr züne öyle tutuluyordu ki.. Bobi tüyleri bir köpeğin adı idi. ee si «ne adi vi bu...» dedikt. ra ilâve — yım da sen zik dinle.. diyerek ik barılalaği caman bir saksıfon çıkardı. Yi alkından herkesin k8f ürür sigara erkek gibi gayet kalın çatlak < yeni moda şarkılar öylemi görünce: ; — Aman, dedi, Selma ne ipi dai bir halde kalmış... Feci $€7” çe evlenecek erkeğe sonra Mecdi 100 ni Lâkin ii firm! bi: n alaturka helâlara # ei. mem, me helâda ot iu pek alıştım.. Bir lâzımlık var gil mi?.. diye sordu. «Mahtum bey» lâzımlığın ö” ge tünde sid «Paris soir» ga" ağzında yaprak sigarası er helâda > dı, g0 gelmeden evvel, bü aile Sam, ENEZ Said: elsin.. Evimiz $€ eni 4 . Nel akalar mesut olacak si Halbuki şimdi yaln evde sofadaki papağanın sesi e diliyordu. Papağan bay Saidle gri — Bobi!.. diye bağırıyor, bap” da papağana cevap veriyordu" di n tutulsun hınzır. p* bis!... ça yl Cemal Nadir Karikatür Albümü, levcudu tükenen « Cemal N Karikatür Albümü » a» ir rak satışa çıkarılmıştır. Muall Ahmed Halit m bulun Fiati 50 kuruştur. ii Ni . rın altından birdenbire başlarını kaldırıveren sarı yılanlar çok ze- hirli mahlüklardı, En uzununun boyu iki geri e ses Fakat, in: öyle sürat- li bir elli sald likler ki Sari “yılanların hücumlarından hiç kim- se kurtulamazdı. kandır Fahreddin Firavun Kefrenin ölüm mah- yni bur- takı kabilelerden ziyade, insanın i iL SOCUELA alm No. 81 RI) üüşmanı olan bu haşa- rati ars ediyordu. Hurma ağacının etrafını tama- mile ıslatmışlardı. Eğer bu saha- da sarı yılan yuvası varsa, kum- daki rütubeti hiesedlem Pala, o İniş e ördü. Mys sey Nut da uykuya dal- mıştı. Ti rma ağacının göl- gelediği il çe dikmi göğsünde uyuyan Mikerinosun ba- şına gelen felâketleri dürümerek ağlıyordu. Asyalı kadının imanına göre Mi- kerinos muhakkak surette Mısır e Titana bu Haşaratın neler- landığını ve nelerden kaç- ii bildiği için, ağacın dibinde Mei yatılabileceğini söyle- mişti kiii ın gözleri kapandıkça kendi etlerini sayet didikliyor, bu suretle canın kendi elile uykusunu ai çalışı- yordi A. Uzun zamandan beri hasretini çektiği prensesine bin müşkülât- la ve birçok ölüm tehlikesi geçir- el sonra kavuşan en NE di rahatını düşünmiy ecek feragatı nefs sahibi bir Vo Gece yarısı olmuştu. tahtına oturacak ve Mısırlıları esa- kurtaracaktı, Titana âşığının yüzünü göz yaşi- le ıslatıyordu. Mikerinos o kadar derin bir uy- a i, Titana onun ba- şişirerek nefes almaktan bile iniyordu. bu sırada ayağının dibin- deki e kıpırdadığını gör- dü.. acaba uykusuzluktan ve yor- sen gözleri dumanlı mi gö- rüyordu?. Titana kımıldayamadı.. gözleri- ni yere dikti.. dikkatle baktı, Yan- lış görmüyordu.. sarı yılanlardan biri kumun altındaki yuvasından başını Sikatmiş Bakıyordu. Sarı yı vanlar ilk önce kumdan elimi a ar, d kii dı, Göz göze gelmişlerdi Titana, güneşin lüle tu uş bir yıldız gibi, gözünü yı iy gözünden ayıramıyordu. emer aim ei is sersemleyen bir sarı kei mali dan zehir boşaltacağını tahmi miyordu. Yılanın kafası deli” içinde iki büklüm olmuştu. «İl Titana ayağını bu delikte yi silence ema iye başk 3 > il bahi kadi rr durdu. ekl Sabaha karşıydı.. Nut ine > sopasını savurar. rak bağ! © Men kirasi Demirli. Veri Sem ayna benin im akdi Yavaşça sol ay uzatarak, vücudü kumun al er — lan yılanın am rdu. puğunu deliğe yal Saim kımıldamadı. Titana ayni yılanın başka bir ta- lar, başlarına Yurulunca çabuk sersemler ve in- sanın üstüne atılamazdı. Fedekâr b TY ek bir maddeni duymam değildi. Fakat zim bir zaman e madın mı?!, we Nut büyük başlı bir sarı yıl yök boğuşarak nihayet onu ikiy€ 0 müştü. Mikerinos, Nutun “gi uyandı., prensin başı hâlâ #' sinin göğsünde duruyordu. br? — Titana, sen de yeni mi mi v1 ın?. Diyerek başını baker ge“ kadının sözlerine baki â yorgun örün sun Titana?. Uyuyamadın 9! sa?.. (Arkası a

Bu sayıdan diğer sayfalar: