7 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

7 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

0 k İ kile GE eni 5 Dans merakı eskisine nazaran yüzde doksan beş azalmış Son zamanlarda klâsik dansa rağbet edenler gündn güne çoğalıyor İki mektup ie (Gusber) de oturan okuyucularının birinden mektub aldım, Briç partisinde ortağı olan Karısı ile aralarında deklâras- yon üyerinde şiddetli bir münakaşa cere- yan elmiş, Bu hususta benim fikrimi 80- Tuyor ve diyor ki: «Zonda bulunuyorduk. Kâğıdı ben ver- dim ve birden dört sinek deklâre ettin. Elimde sekiz sağlam leve bulunduğundan tavsiyenize riayet ederek kuvvetimden iki | fazlasını çıktım * Fakat kâğıdların fona | düşüşü beni bir içeri attı, Karım bu dek- | lârasyanuma itiraz etti. Ben bizden baş- lamalı imişim, o pikasını gösterir ve ben de iki sinek der oyunu yaparmışım. Rica ederim bu tenkidinde baksız değil mi? Deklârasyonumun doğru olduğunu ken- disine izah etmek lütfunda buulnur mu- sunuz?» . 152 SARDVI095 gücenmeyiniz, haksızsınız. Dek- | bulunmadıkça Uk el birden fazla rasyon yapılmamal İki yüz onorlu yedi sineğiniz sanza ! yarar büyük bir kuvvettir, Şu halde en | doğrudu bir sinekle başlamaklır. Ortağı” nız plizasını gösterir ve mubasım tarsf kupa deklâre etmezse o zaman sanzaluya gidersiniz. 1 mektub da bir bayandan geli- yor. ve bana: «Esideki kuvveti anlamağit yardım edecek metod nedir? Ve bu kuv- vet nasıl tayin olunur? soruyor ve bunu kolay bir misal ile tarif etmekliğimi rioa “ediyor. Bayanın sorduğu imelad, muhakeme ve istidlilden başka bir, gey değildir. Bunu bir misalile anlatıyorum. Aşağıdaki elde kozcunun daha ilk kâğıd oynanır oynanmaz bütün mühim kâğıd- larin yerlerini doğruca tayin etmesi ve iyi oynadığı takdirde gran Şilemi yaması mümkündür. 4 Ari vı06 gs ARDSA? Küğidi cenuti verdi ve bir sinek dedi, garb bir pika ile mukabele etti. Garbin elinde deklârasyona müsald kuvvet ve büyük onorlar yoktur. Bununla beraber muhasım tarafın muhtemel sanzatosunu | kapamak için ümidsizce bir harekette bu- hunrnaktaddır. Şimal, derhal bu vaziyeti anladı ve san- zatuya gilmekten ise kontre etmeği ter- tik etli. Şark, ortağının kozundan elinde dört kâğıd bulunduğundan sükütu Wti- zam etti Cenub ise pikadan şikan oldu- ğundan sanzatu deklâre etmeği tercih | etti ve oyun üzerinde kaldı. i Şurasını da istitraden ilâve edeyim ki | şimalin kontri, ortağı ilk elde koz dek- lire ettiğine göre pozitifdir, ceza almak kasdile söylenmiştir. Eğer cenub kontri kabul etmiş olsaydı en aşağı 300 sayı cera alırlardı. Pikasmı şimal kontre etliğine göre or- tağında kupadan bir yardım bülacağı ümidile gard, kupa çıktı. Sanzatacu - ilk leveyi onlu ile. tuktu ve sinekelri çekti, On iki leve gözünün önünde. Karonun damı da garbde ise gran çilem Kolaylaş- muş olurdu. Eğer cenub, garbin elindeki kuvveti mu- hakeme ve istidlâl yolu ile tayine bitaz xihin sarfederse karo pasının ikinci de- roeede bir müdafaadan bâşka bir şey ol- madığını anlar. Garbin ilk çıktığı kupa ikilisi elindeki kupaların dörtlü olduğunu katiyetle gös- terir. Pikası ile en az beş ve belki de ai- kdır. Şu halde sinek ve karodan mecmu kâğıdı dörtten fazla olamar. Eğer karo damı elinde ise pasa hacet kalmadan düşer. Cenubun takib edeceği hattı hare- ket birinci leveyi aldıktan sonra sineğin asım oynamak ve müteakbien küçük bir #inekle yerin valesine geçmektir, Garb iki dela #lnek verince karodan elinde iki küğıddan fazin bir şey kalmadığı tahak- kuk eder. Şu halde kuronun damı elinde ise ikinci elde düşecektir. Dam düşmesse cenub sineklerine devam eder. Bir karo, iki kapa ve beş sinek çıktıktan sonra do- kuzuncu leve oynanacağı zaman vaziyet şudur: #arw vat *vvs » vrv VW ebemmi- :- re . vDs3 »v » 4 Cenub sein dörtlüsün doynadığı za- | kalmaz. Dans; hangi yaşta, boyda ve siklette yapanlar için faydalı imiş - İgenç kızlarda yeni bir dans merakı -çiftetellinin garba adaptasyonu. Geçen gün bir aile toplantısında bu- lündüm, Öteden beriden konuştuk- tan sonra bitişik komşuda çalınan bir dans plâğı mevzuumuzu kendi üzerine çekmeye vesile teşkil etti. Gü- | zel dans etmesile tanıdıkları arasın da şöhret bulan ev sahibi bayan: — Biliyor musunuz, diye söze baş- Jadı, artık dansında modası geçti. Ben kendi hesabıma dünyanın en gü- zel danseden en yakışıklı kavalyesi- ni bülsam bile bir adım afarmyacak kadar usandım, Belki bu Kadarı mü- balâğa. Nihayet insân lcap ettiği za- men oynıyabilir. Fakat umumiyet iti- barile danstan herkes bıkmış, o eski çılgınlıkların zerresi kalmamıştır. Salonda on kadar insandık. Baya- nın fikrine herkes gibi ben de işlirsk ettim, Hakikat da bu değil mi? Bir 28 manlar ne idi o dans iptilâsı... Sırf dansetmek için hemen her gece bir evde toplanılır, iki lâf etmeğe mey- dan bulmadan herkes dansa başlar- dı. Çok geçmeden marazın tesirleri görüldü ve herşeyden evvel Beyoğlun- dan Şehzadebaşına, oradan da şehrin €n uzak köşelerine kadar dal budak salan dans garpten geldiği nezih şek- lini kaybetti; bir takım ipsiz sapsız havalarla zıplama mahiyetini aldı. Nihayet dans o kadar iptizale uğradı ki, birçokları iğrenerek terketmeğe başladılar. Bugün ise bu hastalığın yok dene- cek kadar azaldığını görüyoruz. Za- manla salonlar kapandı ve dans İçin hususi toplantılar hemen hemen kal- madı. Dansi da garpten gelme nez hetine tekrar kavuşabildi. Artık dans icap ettikçe ve edep dairesinde oyna- nıyor. Saçını başını, iki çift ayağı biribi- rine uydurmakla ağarttıktan sonra köşesine çekilmiş müteksid bir dans profesörü bana dedi ki: — Dans medeni bir ihtiyaçtır. An- cak bunu fena düşüncelerle istismar etmemek şartile... Aksi halde ahlâk üzerinde, bilhassa gençler için, çok fena tesir yapar. Dans salgın halin- de iken Beyoğlunda adım başında bir dansinge raslanırdı ve kavga, gürültü olmıyan geceler azdı. Nihayet ondan da bıkıldı. Bugün dans eğlencesi ta- mamen barlara inhisar etmiş gibidir. Oralara gidenler de mahdud kimseler- dir. Böylece eski senelerin çılgınlıkla- rına nisbetle dans meraklıları yüzde doksan beş azalmıştır. Dans icap ettik- çe oynanıyor ki, birçok bakınilardan memnuniyeti muciptir. Dans ve ölüm Dansedenlerin kalb hastalığına tu- tulduğunu ve yahud ciğerlerin zaa- fından dolayı vaktinden evvel öldü- Eünü ileri sürenler var. Bazı kimse- ler de: — Dansına göre... Diyorlar ve meselâ tangonun, as oynanmak şartile valsın ve foksiro- tun bilâkis nezih birer spor hareket- lerinden başka, birşey olmadığını söy- lüyorlar. Vaktinden evvel ölmeyi bir tarafa bırakalım. Fakat dansın da spor camiasında yer alması dikkati celbedecek şey değil mi? Elime; yaprakları dağılmış, her na- sılsa düzgün kalmış kabına tabi tari- hi konması unutulmuş bir dans ki- tabı geçti, Her halde mütareke sene- lerinde basıldığı anlaşılan bu kitap, © zamanın dans profesörü kıtlığından ERE man garb mecburi kâğıd yemek vasiye- tine düşer. Pika yerse o yerden kupa dokuzlusunu atar, kupanın yanını yerse © da pikanın yanını yer. Hulâsa gran şi- lem yapar. Garbin bu vaziyete düşeceği daha ik levede anlaşılır. Asıl oyunun en mühim kısmı daha ilk elde karo oynamaktadır. Çünkü sinekler sonuna kadar oynanılır- # şarb karolarını atar ve karonlra sıra gelip te el yerde olduğu zaman en Jüzum- Ju kâğıdı mubafazada müşkülâta maruz Baloda dans edenler mıdır, yoksa evden dışarı çıkamıyan bayanlara acıdığından mı bilmem, ho- casız dans öğreteceğini iddia ediyor. Üç beş satırlık mukaddimesinde, müellif, dansın faidelerinden bahse- diyor. «Şikago Tribun» gazetesinin bir muharriri tanınmış doktor «<İvan- Sa» SOrMuUş: — Dans, 19 yaşında, beş kadem, iki pus boyunda ve 104 paund sıkletinde bir kıza faydalımıdır yoksa zararlı mıdır? “arigi doktor şöyle cevap ver- — Faydalıdır... Demek oluyor ki, danstan faide gör- mek ve yahud zarar görmemek İçin kalıba girmek lâzım gelecek. Buda kolay mı? Bay: zayıflık modası- na bir kolayını bulup uyuyorlar. Yaş meselesi de mevzuu bahs olmasın di- yelim. Fakat boy ne olaçcak?... Dans numaraları rağbette Şu kitabın sürüklediği dedikodu bertaraf, bazı şekli dansların spor hareketi sayılabileğeğine insanın ina» nacağı geliyor. Meselâ klâsik danslar... Dansedenler barlarda da azalınca eğlence patronları kâr yolunu dans numarası göstermekte buldular. Ar- tık inandılar ki, dans için bar artisti kiralamaktan fayda yoktur. Onları azalttılar, numara yapan kızları ço- galttılar. Daha doğrusu damı vazifesi Fakat «Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur» hesabı olmu- yör. Hep ayni numaralar can sıktığı için mütemadiyen yenilerini icad et- mek lâzım geliyor. Bunun içindir ki, şimdiye kadar icad edilen dans nu- maâraları sayısızdır. Fakat bunlar biribirlerine çok benzerler, çünkü ay» ni esastan alınmışlardır. Klâsik danslara rağbet Son .zamanlarda klâsik ve bale dansları kök budak salmaya başladı. Bezirgân züğürdleyince eski defterle- ri karıştırır, derler, Garbın eski oyun- | ları da ufak tefek tebeddüllerle şimdi yeniden mode oldu. Anlaşıldığına gö- re o kadar çok çeşid dans icad edil- | miş ki, artık oynıyanlar kadar mucid- | Jere de usanç gelmiş, yahud sermaye tükenmiş ve çok uzakta kalan mazi- ye avdet etmek zarureti hasıl olmuş. Geçenlerde Beyoğlunda bir salona klâsik ve bale danslarile step oyunu- nu seyre davet edilenler arasında bu- | lundum. Dans şekilleri gösterenlerin | amatörleri o muhitin kibar ailelerine | mensup küçücük kızlardan mürekkep-! ti. İçlerinde profesiyoneller de bulun- duğunu, salonun sahnesinde sık sık | görünen her türlü dansa müsaid vü- cudlu bir zatın dans numaralarını ve dansözleri davetlilere takdim eder- ken öğrendik. İlk numara büyük sahneye çıkan beyazlar giymiş dört küçük kız tara- fından gösterildi. Minimini kızlar kı- sır arazide rüzgâra tutulmuş dört pa- patya demeti halinde çok güzel oy- nadılar. Bu dans ağır beden terbiyesi hareketlerinden ibaretti, Piyanonun refakatinde ellerini yana açıyorlar, yukarı kaldırıyorlar, başlarını sağa 50- la döndürüyorlar, bellerini büküyor- Jardı. “Tıpkı mekteplilerin beden ter- biyesi hareketleri yaparlarken ağır çevrilmiş bir filim gibi... Müteakiben küçük bir bayan sah- nede göründü ve «Toc» adı verilen dansı gösterdi, Kollarını açıp kapıya” rak sahnede koşuyor, bazen sekerek, sıçrıyarak ve sahnenin etrafında dö- nerek oynuyordu. Bu esnada önüm- deki sandalyada oturan bir bayan Me arkadaşına hayretle dask — - Kuzum, bu bizim çifte telliye benzemiyor mu? Öteki gülümsiyerek cevap verdi: — Evet. Çifte tellinin garbe adap- tasyonu!.. Üçüncü dans gene «Toc» idi. Fa- kat bu defa iki kız karşılıklı oynadılar ve çiftetellinin garbe adaptasyonuna âdeta beni de inandırdılar. Dördüncü numara «€Tyrols> dansı... Birisi çoban kiyafetinde iki kız kar- deşin oynadığı bu oyunu belediyenin festivallerinden birinde herhalde gör- müşsünüzdür, Bir köylü kızile sevgi- isi kavgaya tutuşup barışıyorlar. Ev-. velâ her İkisi de dizlerine vurarak el peşrevi yaptılar, Sonra döğüştüler ve nihayet barışarak oyunu bitirdiler. Program çok güzel tertib edilmiş- ti. Beşinci «Uykusdansını genç bir ba- yanm oynadığı gürültülü «step? ti- Kip etti, Bunu hiç şüphesiz görmemiş olan yoktur. Tercümesi; muzikle tem- ( po tutup ayakları yere vurmaktır. Za- ten programın ikinci kısmı da tama- men step'e tahsis edilmişti. Amerika- ların bu dansı bütün dünyaya yayıl- mıştır. O gün de Türk sanatkârları tarafından, Amerikalı dansörlerin icad ettikleri 10 muhtelif şekilde step dansı seyrettik. İyisi çok güç olan bu | dansı muvaffakıyetle beceren gençler kucak dolusu altını hakkettiler, En sonra profesiyonellerden biri küçük bayanların mekteplerine gidiş ve dönüşünü step dansile taklid ede- — toplantının komedisini tamamla- Necmi Mehmed Ev kadınları! Bütün doktorların birleştikleri hakikat şudur: «Reçel ve şurub en iyi sağlık ve kuvvet ildcıdır.» Ulusal Ekonomi ve arttırma kurumu Beyazıd cinayeti İKTİSADİ MESELELER Türkiye - Almanya ticareti Türkiye - Almanya arasındaki tica- © ret anlaşması, $1 ağustosta bitmekte, dir. Anlaşma şartlarına göre, iki ta- raftan birinin yeni bir anlaşma yap- mak için, üç ay evvel haber vermesi Yâzımdı. Son birkaç gün içinde hükü- metimiz yeni bir anlaşma yapmak ar» zusunda olduğunu, Alman hüküme- tine bildirmiştir. i Alınan haberlere göre, birkaç güne kadar Ankaradan bir heyet gelerek, Almanyaya gidecek yeni anlaşma mü- gükerelerine girişecektir. Alman tica- ret anlaşmasının yenilenmesi piyasa- da büyük bir alâka uyandırmakladır. Vakıâ yeni anlaşmanın da klering sis- temi üzerine cereyan edeceğine şüp- he yoktur. Fakat bu esas dahilinde, ©ğ her iki memleket münasebetlerini xi gönişletecek mahiyette mak kabildir. Piyasadaki kanaata göre, ihracat tacirlerimiz, Almanya ile iş yapmak için arzu göstermekte şekiller bul- ği 3 dirler, Fakat Almanyanın dış ticaret ği si"“eminde, ortaya koyduğu bazı usul- ise, vu arzuların tahakkukuna mâni olmaktadır. Bunu duha vazih ifade etmek için, kontrol dairesinin mallarımızı paha- © lı bulmak hususunda gösterdiği müş- kilâtı ileri sürebiliriz. Alman ithalât- çıları, mallarımızı pahalı bulmadık- ları halde, flatleri kontrol dairesi, Türkiye ihracat maddelerinin dünya, fiat seviyesinin fevkinde bulunduğur. nu iddia etmektedir. ifadesine göre, bu iddia iki memlekef Ai münasebetlerinin inkişafına bir en- 5 gel teşkil etmektedir. Nitekim bus hareketlerin neticesi olarak oAlman- yaya olan ihracatımız azalmıştır. Klering anlaşması olduğu için ihra- catımızın azalışı, Almanyanın da bi- ze olan ithalâtının azalmasına sebe- biyet vermiştir. Yeni anlaşma, birçok tecrübe devs relerinden sonra yapılacak bir anlaş- ma olacaktır. Bu itibarla yeni ticaret“ anlaşmasının, her iki memleket ti- © caretini arttırmak hususunda büyük” faydalar temin edeceğine kanliz. Si E.A Ortağı İbrahimi tabanca ile * öldüren İbrahimin muhake- mesi bitiyor Geçen sene Beyazıd civarında Yık © dız kıraathanesinde ortaklık mesele- sinden kızarak kıraathaneyi işleten İbrahimi tabanca ile öldüren İbrahi- min muhakemesine dün ağır mahkemesinde bakılmıştır. Bundan «© evvelki celsede maznun İbrahim akıl © hastalığına müptelâ bulunduğunu Almanyadaki fiatleri j Tacirlerimizin 4Söğ ceza ve bu cinayeti de asabi buhran esna «© sında işlediğini iddia etmesi üzerine; © tıbbı adlide müşahade altına alın-i mış ve tıbbi adli raporunda İbrahi- min akıl muvazenesinde bozukluk © olmadığını bildirilmişti, “ Dünkü celsede İbrahim mahkeme. “© ye gene bir istida vererek tıbbı adif © rTaporunun- doğru * olmadığım “iddia etmiş ve kendisinin bir defada adif tıb işleri meclisi tarafından müşa- “ hade altına aldırılmasını istemiştir. Fakat mahkeme ikinci müşahedeye lüzum görmiyerek bu İsteği me miştir. i Bundan sonra asliye ikinci cena “ mahkemesinden gelen bir tezkere | okunmuştur. Bu tezkerede İbrahimin aynca yaralamak suçundan dolayı © ikinci ceza mahkemesinde muhake- ; me edilmekte olduğu ve bu dava ile ağır ceza mahkemesindeki davanın birleştirilmesi mümkün olub olma- diği soruluyordu. , Mahkeme, ağır cezadaki dava dâ son safhaya gelmiş olduğundan iki davanın birleştirilmesini muvafık görmiyerek keyfiyetin ikinci ceza mahkemesine (bildirilmesine ve ey- * rTakın . tedkik için iddia makamına tevdline karar verdi, muhakeme baş» ka güne bırakıldı. Yangın başlangıcı Dün öğle üzeri Beylerbeyindö Ya (Of lı caddesinde B. Hakkıya ald fabrika» da bir fitilin parlamasile yangın çık- mış, derhal yetişen Üsküdar itfaiyesi ateşin genişlemesine mâni olarak söndürmüştür, pr an dl ; BFEEŞBARBHBB 3. 9. ZEHEBEB EBE EBSEBRES EBNEERSSEŞKE DEEERESEBRE EBS E Gi

Bu sayıdan diğer sayfalar: