25 Temmuz 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

25 Temmuz 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| i i | | Atina mektupları Türk - Yunan ticaret ofisinin yıllık toplantısı sahadaki terakkilerini hayra Solda sabık Yunan fktisad Nazırı B, Pezmazoğlu. sağda Türk ticaret ataşesi B. Naci Aday nutuk söylüyorlar Atina (Hususi muhabirimizden) — Atina, Türk - Yunan ticaret ofisi, 8€- nelik toplantsını, geçen hafta Atina ticaret odasında yapmıştır. Toplan- tayı ofis reisi ve sabık Mili Iktisad Nazırı B. Pezmazoğlu bir nutukis açmış, ticaret ateşemiz B. Naci Aday da Türk - Yunan ticari ve iktisadi münasebetleri hakında rakamlara müstenid bir nutuk söylemiştir. Kongre, iki dost ve müttefik mem- leket arasındaki iktisadi ve cari münasebetleri daha ziyade inkişaf ve terakki ettirmek için semereli mesa- öştir, işadi bugünkü vaziyet- lerine dâir bir 'ntiş ölmek için B. Pezmazoğlu ile 'Türk ticaret ntaşe- si B, Nacinin nutuklarından mühim bazı parçaları bildiriyorum. Türk - Yunan ticaret ofisi başka uzun nutkunda isine devam etmeğe karar verm mı B. Pezmazoğlu ezcümle demiştir ki: Yunanistanla Türkiye arasında de- vam edegelen ticari münasebat pek Zi- yade terakki etmiştir. Nitekim 1932 sene- sinde Yunanistandan Türkiyeye 9,033000 drahmi kıymetinde. ihracat yapıldığı hal- de bu bu mikder 1937 setresinde 55,584000 drahmiye baliğ olmuştur. İçinde bulun- doğumuz senenin youkânunu iptidasın- dan mayıs ayı sanuna kadar da 22.754000 drahmi değerinde emtia ihraç edilmiştir. Türkiyeye ihraç ettiğimiz maddeler, başta sakız olmak üzere sanayi ürünleri- mizden ibarettir. Türkiyeden memlekelimize yapılan it- halât son senede biraz gerilemiştir. 1982 Senesinde memleketimize 264.328,00 drah- mi değerinde mal ithal edilmişken bu mikdar 1937 senesinde 202121000 drah- myie düşmüştür. Bu senenin İlk beş ayı sarfında 89.538000 deahmiyi (o bulmuştur. Türkiyeden o memlekelimize ithal edilen başlıca ürünler canlı hayran ile taze ve tusu batıktır. Yunan hükümetinin ta- kasa tâbi tutulmamak şartile Türk buğ- dayı ithaline ve Türk hükümetinin de Yunan müessesatı sınaiye mallarının ser- besçe ithaline müsaade etmesi bu sene zarfındaki ithalât bedellerinin çok kaba- rik olmasına yardım edecek&ir. Her iki taraf hükümetlerinin yerdikle- ri şu kararı, her iki memleket ticari mü- nasebetlerinin artması de- sad Nazırı Türkiyenin her Sabık Yunan ikti all yad eli ederim. Türkiye Cumhuriyetinin eski im- paratorluk devrinin sonra iktisadi sahada me kadar ilerlemiş oldu- ğu gözlere çarpmaktadır. 4 Bir kelime ile ifade etmek için diyebi- lirix ki Türkiye, içtimal ve iktisadi va- ziyeti ile, Balkan bükümetleri ve Asyada hemhudud oldukları hiikü- yaetler arasındaki gıpta değer halile Şar- ki Avrupada en kuvvetli bir devlet sıra- sında ulduğunu göstermektedir. İşte bu muvaffakıyetli çalışmalar, t8- Uhe bağlı işler olmayıp Türk mületinin ihntihab ederek iş başına getirdiği pek değerli zatlar tarafından her nevi müş- külleri iktiham ederek kazanılmış işlerdir. B. Naci Adayın mektubu Müteakiben söz alan Türkiye tica- ret ataşesi B, Naci Aday Türk - Yu- münasebetlerini uzun uzadıya anlatmış ve demiştir ki: , — Yunânistamın Türkiyeye ihraç otsi- nan ticari ihraç 4.022,000 drahmi değerinde olduğu halde 1953 de 22926000, 1984 de 51.245.000, 1955 de 61,084,000, 1936 da 40,431000 ve 1997 senasinde de 5584400) drabmiye balik olmuştur. İstatistiklerden sinan bu rakamlar yalnas ihraç edilen ticari ürün- lerin bedellerinden ibarettir. Sort iki se- he zarfında turist masrafları da 50 mü- yon druhmiye baliğ olmuştur. Bundan başka bu mikdardan daha fazla yeküna baliğ olan navlun bedelleri de vardır ki bunlar hesab harici bırakılmaktadır. Türkiyeden Yunanistana yapılan İtha- it sop alta sene zarfında biraz gerile- Nitekim 1932 senesindeki itha- drahmi değerinde iken, 211,518,900, 1S ST de de 200.121.000 drahımiyo düş övizle 50 bin ton üye Türkiyenin Yunanis- | sane eneden 200 bin. ton buğday ihraç | edebileceğini, iki memek turizmi inkişaf ettirmek için bir bur rin komitesi teşkil edildiğini beya etmistir. ii alimin Londra halkı arasında bu yıl televiziyon modası hüküm sürüyor moda ne Kent Dü- şesinin giydiği elbi- seleri moda öiye taklide kalkışmak, ne kadınların ruhu- nu okşıyacak başka “ bir yeniliktir. Bu sefer Londrada kadın | ları olduğu kadar erkekleri de işgal eden şey televizyon modasıdır. Anlaşi- Tan bu asrın insanları gittikçe şimarı- yorlar, Bugüne gelinceye kadar birkaç yüz kilometre uzaktan bir Beethoven senfonisini dinlemekten büyük bir zerk alan İnsanlar bugün artık bu zevkle kanaat etmiyorlar, işittiklerini gözlerile de görmek istiyorlar ve gör- meğe de muvaffak oluyorlar. Çünkü fen adamları insanlara bu hizmeti de ifa edecek &letleri icad etmişlerdir. Şimdi iş televiziyon programlarını ha- zırlıyacak olan insanların gösterecek- leri dirayet ve kabiliyete kalıyor. Çünkü halkın bütün arzularını tatmin edecek olan televiziyon programlarını hazırlamak kolay bir iş değildir. Rad- yoda yalnız kulak mevzuu bahisken teleyiziyonda Hem göz, hem de kulak işe karışıyor. Londra teevliziyon merkezi işinin ehli olduğunu tanzim etmekte olduğu neşriyat programlarile isbat etmekte- dir. Bugünlerde Londra televiziyonun- da gösterilen bir köpek korosu emsaline hiç bir yerde tesadüf edilemiyecek ka- dar enteresandır. Üç köpekten ibaret olan bu koronun şefi küçük bir kara kedidir. İsmi «Micki» olan bu kedi kö- pek korosunu kuyruğunun sağa, sola, aşağıya ve yukarıya hareket ettirmek Geçen hafta Londrada Televiziyonda gösterilen bir köpek l korosu, büyük bir rağbet gördü. Üç köpekten mürekkep olan bu koronun şefi, küçük bir kara kedi idi, Şef kedi kuy- ruğunu sağa sola sallıyarak koroyu mükemmelen idare etti suretile mükemmel surette idare et- mektedir. Arada sırada «Mickis nin in- cecik sesi de kaba köpek seslerine ka- rışârak güzel bir ahenk teşkil eyle- mektedir, Köpeklerin Micki tarafından verilen usul işaretlerine sadikane ria- yet etmelerini televiziyon'da seyretmek çak hoş oluyor. Radyoda işiltiğimiz piyeslerin gayet muntazam cereyan ettiği ve hiç bir hata yapılmadığı malümdur. Bu inti- zama televiziyonda bir kat daha dikkat etmek lâzımdır. Onun için televiziyon- da oynıyacak artistlerin ayak bilekle- rine birer elektrik pili bağlanmıştır. Bundan maksad, oyunda sırası gelen artisti hafif bir elektrik cereyanile ikaz ederek derhal harekete geçirmektir. Ayak bileğinde elektrik sarsıntısını du- yan artist hemen televiziyon sahnesi- ne çıkârak numarasını yapmaktadır, Daha bundan birkaç gün evvel Lon- dralılar Ascot yarış meydanında Lon- dranın kibar sınıfına mensup kadınla- rınm lüks kıyafetlerini ve İngiliz atla- rının koşu sahasındaki muvaffakıyet- lerini seyrediyorlardı. İngiliz aristokra- sisine mensup kadınların şapkaları, yerlere kadar uzanan elbiselerinin şek- anane her sene te- kerrür eder. Fakaf Ascot yarışlarını müteakip vukua gelen diğer mü- «| him bir hadisenin o ananelerle hiç bir alâkası yoktur. Bu hüdise genç ve güzel Londralı kızlar ta» rafından Haydpark'da yapılan nüma- yiştir. Bu nümayiş ne bir siyasi mak- sad, ne de kadınlara fazla hak verilme si için yapılmış değildir. Güzel Londra Kızları sadece güzellik, tenasüp ve sıh- hat için nümayiş yapmışlardır. Hepsi de dilber ve güzel olan bu kızların yar rı çıplak bir kıyafelteki spor elbisele- rile ortaya çıkmaları Londralıların âlâ“ kasını uyandırmıştır. Kızların jimnâs- tik hareketleri esnasında erkekler gay ri ihtiyari durup seyre mecbur kalı- yorlar, kadınlar hayretlerinden gözle- rini açıyorlar, otomobiller biriken halk yüzünden yol bulamıyarak tevakkufa mecbur oluyorlardı. Güzel kızların be- den terbiyesi hareketleri yaptıkları sa“ ha bir anda hıncalhınç dolmuştu. Bu nümayişle iki gaye takip edili- yordu. Birisi Londra kadınlarına gü- zel kalmak ve endam tenasübüne ma- lik olmak için nasıl beden hareketleri yapılması lâzım geleceğini öğretmek ve diğeri de televiziyon için mükem- mel bir numara hazırlamaktı. Nümayi- şi tertib edenler bu gayelerin ikisine de mükemmel surette nail olmuşlardır. Ayni zamanda bu sayede İngüterede teşekkül eden «Her kadının sıhhati» cemiyetine de birçok yeni aza kaydına müvaffakıyet hasıl olmuştur. - Sulama işi Büyük Mendereste ve Bakır çayında bu yıl sulama işine başlanacak İzmir 23 (Akşam) — Büyük Mende- res ve Gediz nehirleri ile Rergamada Bakırçay üzerinde yapılacak büyük su- lama tesisatı projeleri hazırlanmıştır. Bunlardan büyük Menderes ve Bakır- çay sulama işlerine bu sene içinde baş- lanacaklır. Vaktile Anadolunun buğ- day ambarı sayılan bu yerler, zaman- la nehir yataklarının dolması yüzün- kınlar yüzünden kumla dolarak isti- fade edilmez hale gelmişti. Cümhuriyet rejimi, müstahsili dü- şünmüş, saltanat devrinin hiç ehem- miyet vermediği, düşünmediği sulama işlerini umumi şekilde ele almıştır. Bu- gün yalnız Ege mıntakasındaki nehir- lerden değil, Seyhan muntakası, Konya ovası, Kızıl ve Yeşil ırmak arasındaki muntakanın sulama işleri de tam anla- mile ele alınmış bulunuyor, Geçen 58- ne ıslah İşleri, kanalları bitirilen Kü- çük Menderes havzasında şimdi çifçi istihsalâlından emin olarak çalışabi- Geçen yıl bu mıntakadaki su taşkın- ları tamamen mevzii ve zararsız geç- miştir. Cümhuriyet hükümeti, bir ta- raftan sulama işlerini ıslah ederken diğer taraftan su kuvvetinden istifade ederek yer yer barajlar inşası için plân- Tar hazırlanirken diğer taraftan su kuvvetinden istifade ederek elektrik santralleri inşasını da kararlaşlırmış- tır. Biri Büyük Menderes, diğeri Gediz nehri üzerinde iki elektrik santralı in- ga edilecektir. Fenni sulama kanalları« nın tesis ve inşasından sonra Büyük Menderes, Gediz, Küçük Menderes ve Bakır çay ovaları şimdikine nazaran on kat veya daha fazla mahsul vere- cektir. Ege köylüsü tam bir emniyet içinde mahsultini ekecek, biçecek ve Nizip refaha kavuştu Belediye bütçesi 4 misli arttı. Kasa- Günden güne güzelleşen Nizibden bir manzara Gazinnteb (Akşam) — Mizib, et- Tafı bağlar, bahçelerle, zeytin ve f1s- tık ormanlarile süslenmiş (8,000) nüfuslu bir kaza merkezidir. Cenub ,sınırının bu küçük kasabası Cumhu- riyetin feyizlerinden en çolr istifade eden ve bu çevrenin en fazla ümran ve refaha kavuşan kasabalarından Nizib, Urfa vilâyetine bağlı nahiye | merkezi iken bir köydü. 986 yılında kaza halinde Antebo bağlandıktan sonra dir ki seri bir inkişafa kavuş- muş ve bugün kasabanın çebresi büs- bütün değişmiştir. Nizibe çok cömerd davranan tâ biat, burasını fıstık, zeytin gibi kıy- meli mahsulleri, bol meyva ve seb- zelerile iktisadi durumu en müsaid kasabalarımız arasına sokmuştur. Nizibi Antebe, Karkamışa, Bireci- ge bağlıyan yollar, burasının iktisa- di durumunu daha çok inkişaf ettir. miş, halk bol ve kiymetli mahsulleri için geniş mahreçler bularak az za- manda refaha kavuşmuştur, On 56 ne içinde yeni kurulan evlerle kasa- bada yeni ve güzel mahalleler teşek- kül etmiştir. i Nizib — belediyesinin imetodlu ve programlı çalışması da buna inzi- mam edince az zamanda eski bir köy, yeni bir şehir haline inkılâb eliniştir. Belediye bütçesi on sene evvl 8 - 9 bin lira arasında temevvüç ederken bugün 38 bin liraya yükselmişlir. Bütçenin verdiği bu irkân ve fe rahlık içinde çalışan belediye 20 met- re genişliğindeki Atatürk bulvarı, şehir gazinosu ve bâhçesi, et hâli, mezbaha, yeni belediye binası, elek- trik tesisatı, şehir haritası gibi kasa- hanın bellibaşlı ihtiyaçlarını sağla“ mıştır. Kasabanın sıhhi ve hayati bir ihs tiyaci olan içme suyu, kanalizasyon ve kaldırım işleri de bittikten sonra Nizib en mamur kasabalarımız ara“ sında yer alacaktır. Biri şehir merkezinde, diğeri şi- mal medhalinde yeni kurunin beşer sınıflı iki modern ilk okul da Nizibi süsliyen binalardandır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: