11 Aralık 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

11 Aralık 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 7 Moris Şövalye ile mülâkat “Bütün emellerim tahakkuk etti, dünyanın en mesud adamlarındanım,, “ Tekrar evlenmeği düşünmiyorum. Hakkımda çıkarılan aşk masallarının aslı astarı Paris (Hususi muhabirimizden) — Meşhur Fransız artisti Moris Şöval- yenin hayatını anlatmıştım. Bugün de kendisile yaptığım mülâkatı bil diriyorum. Artist şöyle söze başladı: - Aman çok mşegulüm. Her gece Kazino dö Paride oynuyorum, per- şembe ve pazar günleri de matine- lerde oynuyorum. Pari Suar gazete- sine de yazı yazıyorum, beni mazur görün, uzun konuşamıyacağım. Işte Şövulye böylece söze başladı. Ben de bu büyük âartistin vaktinin bütün mânasile olduğunu bildiğim için uzun İler sormiya» Cağımı temin ederek söze başladım: En büyük heyecanı — Hayatınızda en büyük heyeca- Mn! ne zaman duydunuz? — İngiltere kral ve kraliçesinin karşısında oynadığım zaman. Hari- ciye Nezaretinde İngiltere kralının şerefine verilen eğlencede şarkı söy- zaman dizlerimin titrediği- ni hissettim. Çünkü dünyanın en büyük bir kral ve kraliçesi olan bu çift beni bir beğenmiyecek olursa şimdiye kadar tırmaklarımla kazıya- rak yaptığım kariyerimin sadmeye uğraması ihtimali vardı. Çünkü in- ! sâmlar garibdir. Bahusus İngilizler, krallarının gözile görür ve onun ku- lağile dinlerler. Kral bir şeyi beğe. | nirse onlar da beğenirler, kral ve ya- hut kraliçe beğenmezse onlar da be- ğenmezler. İşte böyle bir hükümdarın kar- $ismda şarkı söylediğim zaman ta bil titredim. Fakat korkularım bo- şuna çıktı, kral ve kraliçe bana ümi- dimin fevkinde iyi kabul yaptılar. Ingiliz halkımın hükümdarlarna olan perestijin derecesini anlamak ki sekizinci Edvard (bugün Dük dö Windsor) daha prens dö Gal iken herkesin kendi tuvaletini taklid et- tiğini bildiği için bir gün mahsus bir Uygunsuz renk kravat takarak 50- kağa çıkmış. Bir de ne baksın ertesi günü bütün erkekler ayni renkte kravat takmışlar, bu hale gülmüş ve tebaasının gevki selimlerini bozarak hükümdarlarıni takib edecek kadar sadık olmalarını fazla bulmuş. — Hollivudda mı, yoksa Pariste mi çalışmağı tercih edersiniz? — Çok ecnebi memleketlerde ça- Tıştığım için benim için her yerde çalışmak müsavidir. Fakat tabii mu- hakkak bir yer intihab et denirse memleketimde çalışmağı terci ede- rim. — Hollivudda iken Janet Makdo- nald ile aranızda bir aşk macerası geçmiş diye işittim? — Bu aşk maceraları her gün ga- Zetecilerin kafalarında geçer. Bir ta- vuk ile horozu bir arada görseler hemen bir macera uydururlar, ta- bit değilmi ki bir kadınla bir erkeği bir arada görürlerse daha büyük bir imanla uydururlar ve kendilerini İkna ettikten sonra halkıda ikna ederler. — Tekrar evlenecek misiniz? — Artist için evlenmek ayağına bir Külle takmak demektir. Onu ayağınıza bir kere taktınız mı yürüyüşünüz, ha- Yatınız, her şeyiniz ağırlaşır. Ben ha- Yatımda bu aşk güllesini bir kere taktım. Bir daha takmak niyetinde değilim. Şimdi kendimi kuş gibi ha- İL hissediyorum. Ne için ağrısız ba- Şıma katı yastık alayım. Amma ha- ir mi? Ne kadar erkek :& bu lisanı kullanmıştır. nün birinde insanın karşı. jle bir kadın, öyle bir aşk çı- Moris Şövalye, Janet Makdonaldla kabilir ki insanda hoşafın yağı ke- slir. Şimdiki halde kahramanca tatlı bekâr hayatımı muhafaza edi- yorum, ondan ötesi istikbalin bilece- ği iş Sinema mı, tiyatro mu — Projenia nedir, sinemada mi, yoksa tiyatroda mı oynamağı tercih edersiniz? — İkisi de benim için müsavidir, eğer rolüm arzu ettiğim bir rol olur- sa nerede olsa memnun oynarım. — Muvaffakıyetinizi neye med- yunsunuz? — Hasır şapkama. Onu başıma giyinceye kadar arzu etiğim alkışla- rı bulamadım, Tekrar ediyorum. İn- sanlar garibdir, bir aktörün bile şöhret bulması için temiz, zarif gi- yinmesi ve kendisini göstermesi 1â- zımdır. Yoksa dalma fakir, sefil kı yafelli roller temsil edilecek" olursa çok güç şöhret yapılır. Ben de ön- celeri öyle oynuyordum, kıyafetimi değiştirdikten sonra çok muvaffakı- yetim arttı. — Dispanseriniz var, hayır yap- mağı seversiniz değil mi? — Hayatımda en büyük emelim hayır yapmaktır. Kazandığım pâra- nın hemen hemen hepsini hayır iş- lerine sarfederim gene de doymam. Yani çalışmak sayesinde mliyarlar kazansam hepsinin gideceği yer ha- yırdır. Sıhhat bahsi — Sıhhatinize meraklısınız, sporu, açık havayı seviyorsunuz değil mi? — Spor benim hayatımdır. Onsuz yaşıyamam. Vakit buldukça kotda- züre koşar, oradaki villâmda dinle- nir, sporla meşgul olurum. Bilhassa boksu çok severim. — Evet arkadaşınız (Jorj Kar- pantiye) ile görüşüyormuşsunuz di- ye işittim? — Jorj Karpantiye en aziz dosi- larımdan biridir. O bana boksu öğ- retti. Hatiâ bir gün zavallının gö- zünü bile simsiyah ettim amma zannelmeyiniz ki mahir sporcuyum, bilâkis acemi boksör olduğum için a3 kaldı adamcağızın gözünü çıkarı- yordum, — Az yermişsiniz, açık havaya çok kıymet, verirmişsiniz? yoktur ,, birlikte çevirdiği bir filimde — Kanaalime göre insanın kuvvel alması için bir çok,yemek yemesi lâ- zım değildir. Az yemeli, kuvvetli Şeyler yemeli. Açık havada yaşıma. ğı da unutmamalıdır. Çünkü 'ciğer- lerin gıdası açık havadır. Amerikada doktorlar tedkik etmişler, tedkikleri neticesinde anlamışlar ki insanların kısmı âzamı öyle bir teneffüs edi- yorlar ki ancak hava ciğerlerinin üç- te bir kısmına kadar gidiyor, ondan ileri gitmiyor. Halbuki vücudün, ci- erin, derin teneffüs etmeğe ih- tiyacı vardır, o sâyede kan temizle- nir ve iyi cevelân eder. — Nebat yiyenleri tasvib edermi. siniz? — Ona şüphe mi ediyorsunuz? Et vücudü ihtiyarlatan bir şeydir. Hal buki sebze, meyva insanı hem besler, hem de ihtiyarlatmaz. — Tekrâr Amerikaya dönmeğe ni- yetiniz var me? — Kimbilir belki ileride tekrar gi- derim, amma orada kâfi derecede çalıştım. Biraz da memleketimde ça- lışmak isterim. Hollivudun havası- m, parasını çok beğenirim, amma vatanımın yağmur sesini de bir şar- kı gibi zevkle dinlerim, hava ile de iştiğal edecek vaktim yok. Boş kalıp ta gözümü semaya kaldıracağım zâ- man kendimi kotdazürdeki villâm- da bulurum, orada mavi deniz, ma- vi semayı doya doya seyrederim. Sa- bahleyin erken kalkar ve güzel se- vahtli dolaşırım, spor yapar, İstira- hat ederim. — Galiba hayattan çok memnun- sunuz? — Ne için memnun olmiyayım? Bütün emellerim tahakkuk etti. Ha- yatım pek tahil geçiyor, sanatımı seviyorum, arzu ettiğim memleket. lerde çalışıyorum. Dünyanın en me- sud ve bahtiyar adamlarından biri- yim ve hayatımdan memnunum. Her- kesin de emellerine nafl olup mem- nun olmalarını temenni ederim. — Lejyon Donör nişanı &ldınız, tebrik edelrm. — Teşekkür ederim. Bir Fransız sıfatile memlekelimin lehine hiç bir türlü propaganda yapmaktan çekin- meni ve alnımın teri ile kazandığım bu nişanla ölünceye kadar iftihar edeceğim, — B. 0, Sacha 'Gitry üçüncü karısından da ayrılıyor “ Hayatımın yarısı ,, dediği karısıyla ancak bir kaç sene birlikte yaşadı Meşhur Fransız muharrir ve aktörü, diğer karılarına olduğu gibi üçüncü karısına da milyonlar verecek y Jacgueline Delubac ve Sacha Gitry Meşhur Pransız muhatrir ve aktörü Sacha Gitry üçüncü karısından da bö- şanmak üzeredir. Son gelen Fransız güzeteleri bu karışık zamanlarda Sacha Gitryn'in evlilik bağını üçüncü defa olarak çözmesi hâdisesine sütun- Jar tahsis etmekten kendilerini alamı- yorlar. Çünkü Sacha Gitry bugünkü Fransanın en tanınan simalarından biridir. O kadar ki sayısız tiyatro kum. panyalari ve rövüler gerek Pariste ge- rek vilâyetlere yaptıkları turneler sırf onun eserlerini oynamak Sacha'- nın taklidini yapmak, nüktelerini tek- rarlamak, hususi hayatına dair uy- durma sahneler tertip etmek suretile halkı eğlendirir, âdeta onun sırtından geçinip giderler. Kuvvetli bir tiyatro muharriri olan | Sacha Gitry yazdığı eserlerdeki baş rolleri bizzat kendisi oynar, eserdeki rolüne devam ederken seyircilerle eğ- lenmek, nükteler yapmak hususunda çıkacak hiç bir fırsatı kaçırmaz, ve her nüktesi dalma kahkaflalaria karşıla- Dir. Bugün elli yaşını geçmiş bulunan Sacha Gilry'nin her hali gibi hususi hayatı da bir tuhaftır. Şimdiye kadar üç izdivaç yaptı. Her birine ciddi bir aşkla, tam dengini bulduğuna emin olarak ve katiyen ayrılmamak kara. rile başladığı halde bir türlü dikiş tut- turamıyor. Onun evlilik hayatında vu- kua gelen bu inkıtalar Parislileri şid- detle &lâkadar etmekte, birçok dedi. kodulara, gülüşmelere sebep olmakta- dır. Sacha Gitry'nin gene bir tiyatro ar- tisti olan üçüncü karısı Jâacguline Delubac'dan ayrılacağı şayiası bundan birkaç ay evvel ortaya çıktı. Bu şayla- yı kim çıkardı? diyeceksiniz. Bizzat Sacha Gitry. Çünkü o gerek sahnede, gerek sinemada ince ince daima ken- dişinden bahseden bir aktördür., Bir- kaç ay evvel temsil ettiği bir eserde sırasını getirip seyircilere döndü. Ve hürriyetten bahis açarak bunun gas- bedilmesinin katiyen doğru olamıyaca- ğını söyledikten sonra nitekim kendi- sinin de bir insanız eri tabii. hakkı olan hürriyeti pek yakında Karısına takdim etmek niyetinde bulunduğunu söylüyordu. Fakat temin edildiğine göre âile hayatının iç yüzünü gösteren bunca tatlı komedilerde Jacguline Delulbac'ın karşısında kâh âşık kâh koca rolü oynamış olan Sachanm bu kararı mahkemede onların hayran- larını müteessir edecek acı bir hatime şeklinde olmiyacaktır. Fransız hukukuna göre evlilerin kar. gılıklı boşanma kararı vermeleri ajrı- lık için muteber bir sebep değildir. Fa- kat taraflardan birinin aile ocağını terketmesi boşanma sebeplerinden sa- yılır. Bundan başka ayrılmıya karar vermiş karı kocadan birinin evrakı arasında diğerine ihanet ettiğini kat? surette isbat eden bir mektup bulun. duğu, yahud taraflardan birinin bü- yük bir günah işlediği resmi sıfatı halz memurların şehadetile sabit olduğu takdirde boşanma kararı vermek ca- izdir. Şimdi Parisliler Sacha Gitry'nin ka- rarının kati olup olmadığını merak et. mektedirler. Aktör « muharririn sah- nede ağzından kaçırdığı o iki çift keli- meden sonra vaziyet bütün ketumiye- tini muhafaza etmekle beraber orta. ikta karı koca arasında bir fikir ayrı- lığı husule geldiğini teyid eden haber. ler sızmaktadır. Meselâ ayrılık talebi bizzat Sacha Gitry tarafndan ileri sürülmüştür. Karsı son günlere kadar henüz mu- vwafakat etmiş vaziyette değildir, meş- Mur aktör beraber oturdukları evde ka- rısını yalnız başına bırakıp Fransız - AAmeriken hastanesine çekilmiştir. Ger- çe aile ocağını kati surette terketmiş denemezss de oturmak için bir hast. ne seçmesi ve hastanenin de evlilik- ten islifa etmiş bir kimse için kanun nazarında muvafık bir inziva köşesi olması buna en kuvvetli delillerden addedilmektedir. Öğrenildiğine göre mesele mahke- meye aksetmeden evvel İki tarafın avu- katları beraber çalışan iki sanatkâr arasında pek biribirine karışmış vazi. yette bulunan menfaat mesclelerini hal ve tasfiye hususunda ihzari müza kerelere girişeceklerdir. Sacha Gitry boşanmaların maddi acısını pek ağır surette çekmiştir. Çün. kik umumi harpten evvel ilk karısı Charlotte Lysös'den aymlırken kadm kocasının izdivsc hayatı esnasında yazdığı bir seri tiyatro eserinin telif haklarım da alıp götürmüştü. Sacha Gitry binbir müşkülâta uğradıktan sonra eserlerinin telif hakkını tekrar satın aldı ve gençlik eserlerini bu sü- retle kurtarmış oldu. Bundan sonra evlendiği İvon Prin- temps'le ilk zamanlar çok iyi geçindi. ler. Fakat onunla da ayrılık zamani gelip çatınca İon Printemps mahke- meye müracaat etti ve oda hâkim kâ- rarile evlilik hayalı içinde kocasının yazdığı ve beraber oynadıkları eserle- rin telif haklarım üzerine geçirdi. Sac- ha Gitry'nin üçüncü defa olarak izdi- vaç bağını çözmek için hâkim karşısı na çıkacağı şu sıralarda ikinci karısi- le olan hesaplarını henüz tasfiye ede- memiş, haklarını alamamış vaziyetiö. dir. Sacha Gitry üçüncü karısile evlen- diği zaman çök mesud olduğunu söy- lüyor. Karısına «Hayatımın yarısı» di. ye hitap ediyordu. Filhakika Sacha o zaman 50 yaşında olduğu halde kan- sı tamam 25 yaşında idi. Artist muharrir bu sene Fransız su şehirlerinde daha genç başka bir kadınla görünmüştür. Şimdi hukukçular gözlüklerini ta- karak tiyatro sahnesi ve beyaz per- de üzerinde cereyan eden müşterek bir hayatın karışık meseleleri üzerine yeniden eğilip bir takım düğümleri çöz meğe uğraşacaklar, Parisiller Sacha T n bu mevzu etrafında yapaca» ğı nüktelere gülecekfer, rövüler tekrar onu tefe koymak için yeni bir fırsat bulduklarına sevineceklerdir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: