11 Haziran 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

11 Haziran 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GU “ Çirkin kadın yoktur, her kadın güzel olabilir!,, Hollivutun meşhur makyajcısı Jack Dawen böyle söylüyor Hollivutta güzel kadın zannedildiğinden azdır. Beyaz perdede güzel görünenlerin çoğu bunu, yapılan makyaja borçludur Çoğumuz sinema yıldızlarını dün. yazın en güzel kadınları zannederis, Bribuki bunların arasında bihakkın güzeli pek azdır. Yıldızların çoğu »© ki ve sevimlidir, yapılan makyiğ sw yesinde beyaz perdede güzel görür Dür, Filim stüdyolarında makyaj en mü» im iştir. Makyaj yapmadan hiş bie grtist filim çevirmez. Makyajın iyi Olmasına bilhassa itina edilir. Holli- vatta birkaç makyaj Üstadı vardın Bunların arasında en meşhuru Jacli Dawendir. Dawen yirmi beş seneden beri yıldızları güzelleştirmekle meş» güldür, Kendisile görüşen bir gazete muharririne şu sözleri söylemiştir; «— Dünyada çirkin kadın yoktuş her kadın güzel olabilir. Etverir ki wia bir makyajcının eline düşsün... Bu makyajcı bütün kusurları örter, güzellikleri daha ziyade nazara ârz8- der. Bu surelle çirkin zannedilen ka dan güzelleşir. Tiyatro artistleri de makyaj yapam ter, Fakat sinemada makyaj tiyatro» dan daha mühimdir. Bunu göz önü- ne alarak her artistle ayrı ayrı meş« gul olmak Size sanalımın sü Zim. Fakat ba- m noktaları bildir te mahzur göt“ müyorum, Bir kadının yüzü yuvar- lak mıdır, çehreyi uzun gösterme Tâzımdır, Bunun için birçok yollaş vardır. Fakat evvelâ kaşları incelt, mek icab eder. Çehre çok uzun mu- Gur, yuvarlak göstermek lâzımdır. Bunun için ilk tedbir kaşların biz parça kalınca olmasıdır. Gözler kalbin aynasıdır; ağız şah- siyeti gösterir. Bunlara çok itina ek mek, göz ve ağızı iyice meydana çi karmak lâzımdır, Yanaklara fazla kırmızı ve pudra sürmemelidir. Bun- ları ancak kusurları kapamak için kullanmalıdır. Meselâ uzun veya kk #a çeneler bu suretle daha kusursuz gösterilmelidir. Sonra bazı çehreleri hasta gibi, ba- mlarını çok sıhhatli göstermek icab eder, Bu hususta da makyajcıya mü- him vazifeler düşer» Holüvuttaki artistler arasında bi- hakkın güzel olanlar bir zamanlar Corine Gritith, Billie Dowe idi. Şim- di bunlar sinemadan çekilmişlerdir, Bugünkü artistler arasında Virginia Bruce hakikaten güzeldir. Bir zaman Yr John Gilbert ile evlenmiş, fakat fr müddet sonra boşanmıştı. Birkaç Ağ evvel ikinci defa olarak evlenmiş- tir. Dolores del Rio da kusursuz güzel- ir. Bundan başka Loretta Young ve Carole Lombard da güzelliklerile meş- burdur, Daha genç yıldızlar arasında Ha- die Lamar, Dorothy Lamoure, Fran ses Dee güzel artistlerdendir, Kiepura ve Martha Eggerth Fransaya yerleşiyorlar Geçen kış Amerikaya gitmiş olan Meşhur tenor Jean Kiepura ile zev- oşsi tanınmış sinema artisti Martha Ügyerth Fransaya dönmüşlerdir. Şim-| Kendisinden aşk d ik Fransada yerleşmek niyetinde- Girler, Karı kocanın Fransada birlik- fe bir filim çevirmeleri muhtemeldir. Klepura Londrada da bir filim çe- virecektir, Bu filimde baş kadın rolü» mü Merle Oberon yapacaktır, Jack Dawen, İrence Harwey'e makyaj yapıyor Marika Roekk'ün yeni filmi Neşeli parçaları olmakla beraber bu filim esas itibarile bir faciadır Ulan Harvey filim hayatından çe- kildikten sonra Berlinde yerini Mari- ka Roekk tutmuştu. Bu sevimli Ma- car artist birbirini takiben neşeli operet filimleri çeviriyordu: Marika Roekk son günlerde yeni bir filim daha çevirmiştir, Fakat bu, ölekiler- den büsbütün başkadır. Bunda da bir kaş dans, akrobatdık sahnesi bulun- makla beraber yeni filim esas itibari- le bir facladır. Adı «Teshir edici bir balo gecesi idi» dir. Filmin mevzuu şudur: Peter 'Tachalkowsky (Hans Stue- wa) nin Moskovadaki apartımanında geniş bir salon... Pencerelerin cam- ları dışandâ yağah kar ve dondan örtülmüştür. İçeride o gün evlenen genç bir kadın, kocasile birlikte bu- İunuyor, Kadın, piyahonun önünde duran kocasına doğru ilerliyor. Bü- yük bir aşkla sevdiği kocasile niha- |“ yet yalnız kalmışlardır. Bundan do- layı sevinç içindedir. Kendisile istik- belden görüşmek, projeler yapmak istiyor. Fakat kocası garib ve çekingenlik gösteriyor. Acaba bu soğukluk neden eri geliyor?... Güvey, gözleri bir ye- re dikilmiş, sanki hayal içindedir. »en karısı SÖS söyledikçe dalgınlıktan fakat bir müddet sonra aynı düşün- oaye dalıyor, Genç kadını birdenbire büyük bir Korku kaplıyor, yüzü sararıyor. Ko- çasının alnını öpüyor. Fakat bu bir kurtuluyor, | veda öpüşüdür, Salonda ışıklar ya- nar, şömineden tatlı bir sıcaklık or- talığa yayılırken genç kadın, eski dansöz kapıdan çikiyor, karla? ara- sında kayboluyor. Marika Roekk bu flimdş büyük bir muvaffakıyot göstermiştir. #ilim- de evlenmezden evvelki hayaia gid dans sahneleri ve şarkılar verdış, MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İBTEM —'Tercüme, iktibas hakkı mahfif Tefrika No, 47 İtalyanın Trablusta faaliyeti midin gönderdiği Fakat onlar da ufuklarını garbin ilmine ve zihniyetine kapıyor, Arap- ların ve şarkın eski usullerine bağla» nıp kalıyorlardı. Bu da Trablusgarp ve Bingazi halkını kendi içlerinde te- rakkiden mahrum bırakıyordu. Bü- tün şerait haris ve iştihası yerinde bir | ecnebinin Trablusgarbı hazır bir lok- ma gibi yutmasına müsald görünü- yordu! 1885 de İngilterenin fevkalâde elçi» Hikle İstanbula gönderdiği Goşen, sad- razam Said paşa ile Mısır meselesi hakkında müzakerelerde bulunduğu sırada memleketin fena idare edilmek te olduğundan da bahseylemişti. Bu- na karşı Said paşa imalı bir itizer şeklinde: yapalım? Bizde bir değil, bel- ki yirmi İrlanda var! Demişti. Her halde Babıâli nazarında Trab- tusgarp ve Bingazi bu İrlandaların cedveli içinde idiseler, kabahat bu iki geniş kıtanın ahalisinde değil, orasını idare edenlerde, daha doğrusu edemi- yenlerde, müsald zamanlarda oraları- nı hariçten vaki olabilecek bir hücu- ma karşı müdafaaya, mukavemete ha- ar bulundurmıyanlarda, Abdülâzizin vücude getirdiği kuvvetli donanınayı muattal bırakanlarda idi. O donanma çürümeğ: bırakılırken, İtalya donanması henüz teşekkül edi- yordu! Italyanlar Avrupada bir karışıklık çıkarmaktan ihtiraz etmekle beraber 'Trablusgarbin istilâsını. karar ver- mişlerdi, Ancak Afrika sahillerinde müstemlekeler elde etmekte, hususile Habeşistanda uğradıkları müşkülât Trablusgarp hakkındak: tasavvurla- rının icraya vaz'ını tehir ediyordu Dahilen inkişaf eden İtalya için ar- tık Habeşistandaki hezimetini örtecek bir muvaffakıyet lâzımdı. Bu da en ko- i rpte elde edilebilir gibi Italya 'Trablusgarpte, Mısırı işgal etmiş Ingiltere ile, Tunusu himayesine almış Fransa arasında sıkışmış bir durumda kalacaktı. Bunun için evvelâ bu iki müstak- bel komşu devlet ile anlaşmak, anla- şabilmek için de Almanyanın müza- heretini temin emek ihtiyacında idi Fransadan evvel Ingilterenin S1- ni tahsil etmek Itatyan ricali için da- ba kolay olacaktı. İngilterenin, Fransa nın Trablusgarbi de elde ederek Mısır ile heamhudud olmasından hoşalan- maması tabii idi, Erispi, bu kıtayı istilâ için Alman- ya ile İngilterenin müzaheretlerini istihsale çok çalışmıştı. O sırada hudud münazaalarile Tu- nus hududunu genişlekmeğe çalışan Fransanın, Trablusu da nüfuzu altına almağa uğraştığı pek açık olarak gö- rülüyordu. Halbuki Fransa, Tunus tan sonra Trablusgarbi de elde edecek olursa, Akdenizde kuracağı müstem- leke imparatorluğile Itaiyayı daimi bir tehdid altımda bulunduracaktı. Almanya, İtalyanın Fransa nüfuzu- nun tevessüüne mani olacak bir ha- rekette bulunmasına tabii muhalefet etmiyecekti, Fakat İngiltere hükümeti İngiliz efkârı umumiyesinin daha haz- medemiyeceği bir hâdiseyo meydan vermek istemiyordu, Lörd Snlsbury, İtalyada #mperya- lizm siyasetinin başlıca muhatriki olan Krispi'ye: — Italya, Trablusgarbi elde ede- cektir. Ancak geyik tam menzile gel- dikten sonra kurşun atılmalı ki ya- ralanınca kaçıp kurtulamasın! diye sabır ve teenni tavsiye eylemişti. Italya, 1887 senesinde Ingiltere ve Avusturya ile Akdeniz meseleleri hak- kında anlaşmış, Trablusgarp hakkın- daki emellerine bu devletlerden mü- zaheret va'dini almıştı. Almanya da İttifakı Müselles mus- hedesile bağlı bulunduğu bir devlete bu yolda zahir olmamak kabil olamaz- dı. Babıâlinin bu gizi pazarlıklardan haberi yoktu Ayrupalıların bu tanhhüdleri artık Trablusgarp ve Bingazi bir gün Os manl; devletinin şmah olmaktan çı- NE pe Abdül talimat karsa ancak İtalya malı olasi İtalyanlarda bir emniyet mus riyordu, O kadar ki bu «mi malını» tam olarak ele geçimi İtalya Fransanın Trablus hud 'Tunusa arazi koparmak yolun (i şebbüslerini kıskanç ve haris i larim takip ediyordu; «müsta$ Mini» işletmek için tertipler, lar yapmağı ihmal etmiyordüi lus üzerinde «ipotekler» kur raşıyordu. Fransanın Tunusu işgalin ra İtayanların Trabtusgarbe vE giye gönderdikleri «ilmi heyeti ribirini takip ediyordu. İtalyâ meti Trablus limanlarında İtgi| caretini arttırmak için büyük ler sarfeyliyordu. Bizzat Duc de Gönes birkaç yedarın yardımile “Trabiusgf' tikşaflar, İtalyan er laştırmak için tedkikler ve teş / yapmak üzere bir şirket vü miş, bu şirketçe yüzbaşı Cal (Berka) taraflarında zirai ve tasyonlar tesisine memur edil! Vakıâ bu teşebbürler yerkileriiğ sumeli karşısında akim kalmış kat limanlarda İtalyan ticnreliii den seneye arimakla devam “ii İtalya hükümeti devlet bütçesi İtalyan deniz seyrüseler el Trablusgarp limanlarına munti gemi işletmek üzere tahsisat vi m Bazı Avrupa gazeteleri ia Trablusgarbe istilâ Lasavvurj bahsetmmişlerdi. Bunun üzerine y, bulda hafif bir kımıldanma rl tü, Abdülhamid İtalyanların garbe tecavüzlerini men için A lince ne yapılabileceğini anlami adile. fakat zahiren başka vesil(iğ terilerek- bir heyet gönderdi, (# Bu heyetin bindiği Kayseri v8” Çanakkaleden çıkar, çıkmaz bir lodos fi tutulu; tekne olan vapurun en büyü saatte yedi mili geçi Fakat (iradel diye kaptan geri dön mez; Rodos açıklarında fırtına a daha şiddetlenir; gemi artık ün bir halde dağ gibi dalgalar b kâh sağa, sola, kâh geriy: bu hal üç gün, üç gece devam edeli çalanmasına intizar içinde ölümle pençeleşirler. Nihay: yatışır da kurtulurlar, Heyet Trablucsgarpte on — içinde vazifesini ikmal etmişti; * üç ay avdetine müsaade il mişti, Bu esnada mabeyin kâfi den Namık Kemal beyin oğtu Af rem bey aralarındaki hususiyetö ni: — 'Trablusgarpte ne yaptınız? Diye sordu. Ekrem bey de: — Bugün nerede birşey yapıl#” Kendi kendimizi aldatıyoruz! başkalarını da gldatabiliriz zan9* rifine düşmek. Cevabını verdi. (2) Bu cevap Abdülhamidin Trabi! bi korumak için yaptığı icraal, tüğü siyaseti tamamile izah go Trablusgarp kumandanı meşh, cep paşa ile bir buçuk sene kadff Hiikle burada bulunmuş olan paşa -Maarif Nazırı. on sekiz tab” Trablus kuvvetine yerlilerden yö cak askeri teşkilâtı ilâve etmek teşebbüslerde bulunuyorlardı. A” tabyelerdeki topların tecdidi, #ilâhlar, cephane, mühimmat ve tevzli lâzım geliyordu. Abdül” de Trablusta yapılacak hususi * lâta ehemmiyet veriyor gibi idi. P neler yapılmak lâzım geleceğini “il tarı Aliye lâyih» olmuş bir tayf; Trablusgarp valiliğine de tebliğ * mişti, (3) (Arkasi (1) Renâ Pinonı Uempire de #

Bu sayıdan diğer sayfalar: