23 Eylül 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

23 Eylül 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Eylül 1539 Dikili kazası ile Kabakum köyü zelzeleden mahvoldu YBaştarafı 1 inci sahifede) 1 fabrika, 4 otel, 28 depo, 1 han, cami, 7 lokanta ve aşçı dükkân, 6 gazino, 45 dükkân, hükümet binası- nın adliye kısmı, iskân, polis, güm- rük muhafaza dalreleri, yeni elektrik santralı, sıhhiye binası, inhisarlar, hususi muhasebe binaları, jandarma, posta telgraf daireleri, mektep, Hal- kevi ve Cümhuriyet Halk partisi bi- maları İle sinema tam ılan binalar arasındadır. İkinci zelzele ve sıcak su Bugün (dün) saat Mde bir zelzele daha olmuş ve i) zelede malli inhidam hale gelen bazı evler tamaj nıştır. Bu esna- da yikilan <4 kurtarm hâlk enkaz lar arasında vardır. Kazanın Yazyolu dı İnde yerden sicak sular fışkırmakta- dır. Dikili iskelesi ile ş üzerinde a geniş çatlaklıklar hasıl omuş- ür. Kabakum köyünde 13 ölü var Dikili ile Altınova arasmdaki Ka- bakum köyü de zelzeleden en çor zarar gören bir yerdir. Bu küvde derinden sesler duyulmakta ve bu sahaya sokulmağa kimse cesaret cde-| memektedir. Kabakum köyünde en- Kaz altından çıkarılan ölülerin sayısı 3 dür. 4 ü ağır olmak üzere 7 kişi de | yaralıdır. Kabakum köyünde de lam ev kalmadığı bildirilmektedir Yedi köyün binalarından bir çoğu yıkıldı Yine Dikili civarında Bademli yünde 3 ev yıkılmış ve 80 y kılan duvar altında Aşımd & mesafode arından bir lerde ne ka u henüz bel 1 kilömeti 7 köyün “bin; bu yıkılmıştır. Bu ki dar ölü ve yaralı old Dil Izelesinde telgraf ve tele- fon hatları tamamen parçalanmış, olduğundan muhabere kesilmiştir. İzmir valisi zelzele mıntakasında Dikilide zelzele vuku bulur bulmaz Bele- diye reis vekili hemen bir otomobile atlı” Yarak Bergamaya gelmiş ve kay faclayı habeş vermiştir. Berg kamı da ke : le de heyete re- nların barınma» mu Dikiliye etvei göndermiştir. Ayrıca nmiştir ki bünlar lari için Ki 8, sonra da mârkezde; (bügün) ceği anlaşıyor. Acıklı Kya e sani san yeti çok feci olmuştur. E tuğu dai Dikilide İlenlğr' yaralananlar ve Fahri, kahve si ve çocuğu ölenler arasin- Dikili meclisi umum! cati, karısını, kızını vE kızının mu Kabakum köyünde bulunan derinin evi e göndermişti. Bun- lar Kabakum zelzelesinde enkaz sltında kalarak ölmüşlerdir. B. Necati Dikilidedir ve beg kişilik gil vellid derin bir Gene Dikilide hı â rap içindedir. mi tesbit edileme- tam kendisi çıkacağı sırada devrilen bir duvar altında kalarak ölmüştür. vmakamı B, Ab- zetelere verilen haber yal rahman Yüksel refikas ve kın ile ze in balkomu: Yalnız ka 1 sağ kağır İzmir m zmir memleket hastanesine getirilen yaralıların isimleri Diktllden İzmir Memleket hastanesine getirilen yaralıların isimleri de şunlardır: Balih oğlu Celâleddin, Hüseyin oğlu Nafiz, Hasan oğlu Tahir, Hüseyin oğlu Mustafa, Halil oğlu Kınir, Mülâyim oğlu Nazif Ye- him oğlu Rahim, Nazıf kım Hediye, müte- veffa Hasoğlu Rıfkı, Ahmed kizi Rukiye, Belediye ebosi Makbule, Hatice, Murad kırı Azap, Zehra kızı Ayşe, Mehmed oğlu Muzaf fer. kşam üzeri de 10 yaralı getirilmiştir ki a Memleket hastanesinde yatan yaralıların yakünu 25 e baliğ olmuştur Defnedilenler Enkaz altından çıkarı'a i bugün Dikili mezarlığına Yarın (bugün) de dı &r. Enkazı kaldırmapa ç asker de yardım etmektedir. Yardım listesi Pelâketzedelerin yardımına koşan Kızılay kurumu iaşe temin etmiş ve bir de yardım mıştır. Dört sa bildiriliyor. ikilide kuru ediliyor! Yaralı Makbule anlatıyor Memleket hastanesinde yatan yarallar- Dikili » ebesi Makbule ile ko nuştum. F 1 şöyle anlattı Ani bir sarsıntı ile gi derhal elektrik düğme: bayı yakmak madı. Müthiş bir € ı ve kızım da ben mışlardı. Derhal kendi istedikse de birkaç se reketimiz esnasında mü karışık yıkılan duvarların arasında kaj- dık. Sokaktan ac feryadlar duyuyordum. Taş ve toprak yığınları arasından sörüne sürüne kendimizi çıkardık. Ortalık xifiri karanlıktı. Sahne anlatılması mümkün olamıyseak kadar fecldi. Şimdi hastanede yattığım şu anda bi laklarımda halkın acı çığlıkları çınlamaktadır. Bergamada Bergama 22 (Akşam) — Z: er yıkılmı nkaz altından 3 nıştar. Di - Ber şa çoban ölü olarak bulunmuş- Bergamanın Ka: birkaç ev yıkılmış haşan nl çev Fakat lâm Je olduğu belliydi uyan- hiş bir gürleme i eden bu- İzmirde İzmir 22 (Tel Halk evlerini £ , bir kısmı da töeyd in sokağında 7 yıkılmış bü evde olun memuru Küzum ayaklarından tır. Aynı odada yatan iki küçü ve zevcesine bir gey ci Alsancak, İk ii numa; mn polis ralanmış- ik çocuğuna camileri» nen dökül- Kestanepa n ve Büğivünkik nin kubbe ve duva Havas ajansına göre Almanya iki “| amma içinde bulunuyor wp (“Fakat ne şarka doğru ilerliyecek, ne de garbe “ İdoğru geniş bir harekete girişecek vaziyettedir, Paris 22 — Havas alansı aşaj ettiğimiz yarı resmi mütalâalari neşret- İ ii hadisesi Polonya- ya karşı tecavüz harbinin başlanıncından beri Alman propagandasının ileri sürdü tam bir muv izliğe Hitler gi son nutukda efkârumunl levletlerinin £ ise bugün hı de ümldleri kırılmıştır. Paris ile Lo arasın) açmak hususurdaki gayreti de oşa gitmiştir. Mütfefiklerin askeri makanizman tam kurulmuş bir vaziyettedir. Bu ma- kanizma, nasıl harekete geçecek? Bu Al- manyaya bağlıdır. Almanya Iki şıklı bir munmma İçinde bulunuyor: Ya şarka doğru hareketine de- vam etmek, yahud bütün kuvvetlerini gar- be çerirmek Hitler İngiltere ve Franmdan hic bir ta- Tebi olmadı giliz cephesine doğrudan doğruya karşı koymaktan ne derece çekindiğini zımr itiraf etmekte şarki Avrupada «çok mah dud gayeler. inden bahsederken de Al- mun - Sovyet pakbının puhalı ve mahiyetini müşahede ve kabul e Rusya karşısında Almanya Filhakika umumi intiba, Polany Almanya halinde Lit uzluğu kısmen önüne geç ie Galiçya petrol miyesine el atmak ve kini ceri nAniz- min Avrupa - Asya yolu boyunca anneyi İn KN m KŞAM nüş, Hükümet konağında valinin datresi başta olmak üzere bütün daireler duvar- larında çatlaklıklar hami olmuştur. Karataşta Ahmed adında bir ihtiyar bu- 2 gelerek selzzle esasında evinden çıkarken dilinin butul- duğunu bildirmiştir. Bu hasta tedavi alt en konuşamamakta- elzele Çandarlı; Tepeköy, Urla ve Kara» burunda 'da * hissedilmişse de ufak tefek hasarattan başka kayde şayan tahribat yapmamıştır. Buralarda - nüfus saylatı da yoktur. Manisa ve Ayvalıkta ir 22 (Telefonla) — Zelseleden Ma- arının çat- dığı haber veri Ayvahk 22 (Akşam) ada 3 bina tır. Birçok binaların duvarları &a Nüfusca zayiat yoktur. Zelzelenin duyulduğu diğer yerler (Telefonla) — Zelzele hafif hissedilmiştir. - Zelzele Kocaeli, Edremid, Bursa, Eskişehir, Edirne, Gelibolu, Tekirda Kuş. adası, Akhisar, Aydın, Geyve, Ala- çayda da duyulmuştur. Buralarda hasarat ve nüfusca zayiat yotur. Dahiliye Vekilinin bayanatı Şehrimizde bulunan Dahiliye Ve- kili B. Faik Öztrak dün derhal İzmir valisi ile telefonda konuşmuş ve al- dığı izahat üzerine İzmir valisine bazi tedbirler etrafında talimat Yer. miştir, B. Faik Öztrak bir muharririmize zelzele hakkında valisi ile Bergama kaymakamının çalışmalarının bi memnuniyet olduğunu, Dikilide yık mağaza, otel ve resmi başka 250 evin tamamen, 200 evin de oturulamayacak dere harap kten ve ölen ve yâ- salümat ver- dairelerden İş olduğunu söyle: ar hakında de. iaşe mevaddı gerek İzmir vilâyetine, 0, Alı sık ma- gerek Veki nan tedb B. Faik Öztrak'ın verdiği izahata ve İzmir muhabirimizin bildirdiğine göre Dikili kasabası ile Kabakum kö- yü maatieessüf kâmilen yıkılmıştır. Dikili kazası ile Kabakum köyünün si için bu etmek imar şıklı bir mu- ilerlemes bil man - Roma Bu üç noktada da, Stalin Hitlere bud ezilmek te etlerin Panslavi Paristeki inti katli, d 1 dc kapi buğdayını dahilden Almanyarın yaptığı Dir teşebbüs- a bir şey değildir. Almanya garbe dönebilir mi? ya acaba garbe doğ- ya firkalarını Ma- rerse bü bir nevi in Belçika ve Holls; ihlâl edarsp enter- udi mek içi ten bı ru k An jino hattına doğr tihar d e ihtimal için kati tesbirle diden almışlardır. Demek ol geniş Icna çiltere ve Fran- saya, m mahküm ettiği bir mevzi ve yıpratma barbine ii- mada bakmak imkânlarını vermektedir. ee: MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIÂLI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — 'Tesirika No, 103 UL Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Devletler statükonun muhafazası kararından geri dönüyorlar! Yağmurdan ıslanmış, aç yaralılar | yaraları sarllir, sarılmaz belleri bü- kük, üstleri başları paçavra halinde yaya olarak en yakın istasyona gidi- yorlardı; orada İstanbula gitmek için günlerce bekliyorlardı. Zayıf, gözleri -| dönmüş, yaprak gibi titreşen binlerce | efradın İstasyonda bir vagona atla. mak ümidile trene doğru sürüklen- dikleri görülüyordu. Bakımsızlık! soğuktan, mahru- miyetlerden ölen yaralılar hesaba gel miyordu. Her tarafta iniltiler duyuluyordu. Köpekler, kargalar ovada serilmiş lâşelerini parçalıyor, didikli- Obüslerden hasıl olmuş tehlikeli yaraları neferler kendileri çamaşır parçalarile, yahut pis paçavralari sü- rıyorlardı. Tabibler bu zavallıların yaralarım pansuman etmek istedik- leri vakit bazan ecza ve sü fıkdanın- dan bu paçavraları çekip koparmak zaruretinde kalıyorlardı Orduda kolera çıkınca tecrübeleri kıt bazı paşaların hatırlarına İlk ge- len şey suyun 'Terkos gölünden celbi olmuştu. Bunlar bu teşebbüsün has- talığı İstanbula dahi sirayet ettirmek ihtimalini düşünemiyorlardı. Birad sinekler gibi düşüyorlardı. Tren yolu üstünde kalmış insan lâşe- lerine ehemmiyet verilmiyordu. Açlıktan kıvrananlar & kolerahlar- dan farkedilmiyordu. o Öldüklerine tam kanaat hasıl edilmeden düşüp kalmışlar üzerlerine kireç kaymağı dökülüyordu. Bütün bunlar yetişmiyormuş gibi hristiyan ki iler de erinden tü- fekle kurşunlar yağdırarak bozgun askerden pek çoklarım öldürüyor- Balkan harbine dair yazılan cser- lerin pek çoğunda bu yolda tasvirler eksik değildir. Biz yalnız bu ecnebi- nin tasvirini almakla iktifa ediyoruz. Bütün saltanatı müddetinde bü yük devletleri bile biribirine çarpış- tırarak büyümek istidadını gösteren her tehlikeyi mümkün olduğu kadar az zararla geçiştirmek tasavvurlarile yapmadığını komıyan, hele Balkan devletleri arasındaki ibtilâfları istis. mar eylemeği kendisine siyasi umde bilen sabık hakan Abdülhamid Bal. kan harbi patlayıp da dört Balkan hükümetinin Osmanlı devletine kar. şı gelib olduklarını Selânikte kapalı bulunduğu Elâtini köşkünden İstan- bula nakledilec sırada öğrenince: — Nasıl olup ta Bulgarlarla Yu. nanlıların ittifaklarına meydan ver. mişler! diye fevkalâde hâyret içinde kalmıştı! Abdülhamid bu sözlerile şüphesiz genç Türkleri, İttihatçıları ittiham etmek istiyordu. Fakat düşünmemiş- ti ki bu genç Türklerin başında Dev- letin siyasetini idare edenler kendi zamanının «tecrübeli paşaları; idi Bu eski Meal onun harici siyaset- te «yemleme ve tefrikayı, ıddiyeti besleme» (o yolunda rehberliğinden mahrum kalınca dahili gürültülere kapılarak, kin ve hurslarının tatmi. nine en büyük ehemmiyeti vererek harice bakmağa kendilerin. de kuvvet bulamamışlardı! Etrafta neler cereyan elliğini duyamamış, görememiş idiler! Gazi Muhtar paşa Kabinesi erkâninin, çoğu Abdülha- mid devrinin bu en tecrübeli ricali- nin, hele Rumelideki muallem #ske- Tin terbisinden Sonra ordünün harb edecek halde bulunmadığını anlıya- mamış olmalarına akıllar ermez! Büyük devletler bü muharebede koca Osmanlı Devletinin hiç ba; lıksız olduğuna, mağlüp olabileceği. ne zerrece ihtimal vermedikleri için elâ (harpte ne olursa olsun mül- hafaza edilece- turlarına itime venin ne kada büyük bir salderunluk olduğu bir daha sabit oldu! Avrupa Ba ZN lame ie devletlerinin muvaffakıyetleri üzeri- ne ibzal ettiği alkışlar arasında ev- velki kararını ve resmi tebliğini unuttu! Münhasıran hilâle tatbik edilebile- cek bir düstur hiç salibe tatbik edi- Mir miydi! Balkanlarda statükonun muhafa- zasına Avusturyadan daha ciddi şe kilde taraftar ve ayakta durduğu müddetçe Osmanlı devletini tutmak ister gibi görünen Fransa bile şimdi Balkanlarda Osmanlı devletinin en kuvvetli varisi saydığı Bulgaristana teveccühler göstermekte scele ediyor- du. Osmanlı devletinin inhldamın- dan Düyunuumumiye tahvilleri Fran- &iz hamillerinin zarar görmemesine nasl olsa bir çare bulunacaktı! Gazeteler, kitaplar artık alabildi. ğine Osmanlı devleti ve Türkler aley- hine yanlarla doluyordu. Âcize, mağ- lüba karşı dikkate an birer insaf ve mantık nümunesi idi bunlar! (Avrupa şimdiye kadar sulhü İste- diği için idi.ki Osmanlı rejiminin şiddetlerine, ittiratsızlıklarına taham- mül göstermişti! Artık bu rejimin vakti geçmişti! İntizamsızlığına, keyfi hareketle- rine karşi sabır göstermeğe Jüzum kalmamıştı. Zevali çok gecikmiş bu garip ve lüzumsuz hayatın devamı herkesi muztarip ediyordu! Amma zuhuru mukadder görülen müşküller ve ihtilâflar korkusu müessir tedbir- lere baş vurmak hususunda devlet- leri tereddüde düşürmekte idi, Varisler hazır olmadıkça bu devlet- lerin menfaatleri, bütün dünyanın menfaati acele etmemeği istilzam edi- yordu Varislerin muayyen olması da KâfI değildi. Hepsinin aralarında itilâf eylemiş olmaları lâzımgeliyordu. İtilâf eder. lerse olgun armud da kucaklarına düşecekti! İşte varisler İtilâf etmiş lerdi. Bâikanlardaki daim! teşevvüş hali- ne nihayet vermek için Balkan müt- tefiklerinin harp etmeleri icâp etti. Harp ilân ettiler; galip geldiler! Şimdi galibiyetlerinin semeresini iktitaf etmek elbette hakları idi!) İşte Avrupa statükoyu muhafaza kararile girdiği çıkmazdan kurtul mak, hıristiyan Balkanlıların galibi- yetleri üzerine tutmak istediği yeni hattı harekette kendisini haklı gös- termek için böyle sebeplere istinad ediyordu! İngilizler, Balkanlıların galibiyetle rile hasıl oluş yeni durumu realist mesleklerine uygün görüyorlardı. Asguitr 1 — Emri vakii kabul ile tanzim ey- lemek şimdi bütün "devlet adamlar na düşüyor! Avrupa şarkında harita esaslı tebeddüller görmeildir. Demişti, Türklerin baristiyanlığın islâmiyet tarafından ezilmesinin hatırasını sak- lamak İstiyormuşçasına ismini bile değiştirmeğe lüzum hissetmedikleri Ayasofya mabedine şimdi yeniden haç dikilmek zamanı gelmiş görünü. yordu! Büyük Osmanlı - Rus muharebesi” /ı günlerinde Rumlar çocuklarının 44 tizlerini tehir ederlerdi. Çünkü * defn artık Ayasofya ile Türklerim- camiye kalbeylemiş oldukları bütün (" eski kiliselerin tekrar hıristiyanların ellerine geçeceğinde şüphe etmiyor« Jardı! O vakit bu emelleri tahakkuk et- mediyse”işte şimdi beş buçuk asırlık intizarları nihayete erecekti! Petersburg'da çıkan Reç güzeteşi nin ifşaatına göre: Buglinlerde Bulgar Çarının ordu- su İstanbula girince bu haçlı orduyu patrikhanesine mi, Bulgar ek- sine mi mens

Bu sayıdan diğer sayfalar: