14 Mart 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

14 Mart 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Finlândiya matem içinde, bayraklar yarıya indirildi (Baş tarafı | nci #abifede) | Fin Hariciye Nazırının nutku! Helsinki 13 (A.A.) *— * Finlândiya | Hariciye Nazırı B. Tanner, radyo ile neşredilen bir mutuk söyliyerek Sovyet- lerle yapılan sulh muahedesinden ve bu muahedenin imzas sebeplerinden bah- setmişlir. B. Tanner, ezcümle demiştir kit eç kralı, Finlândiyaya yardımı reddeylemiş ve İsveç, Fih milletine kar- m menfi bir hattı hareket ittihaz etmiş- tir. Birkaç zaman evvel, garp devletle ri, Finlândiyaya yardım edeceklerini bil- dirmişlerdir. Finlândiya askeri makam» ları, bu meseleyi ciddi bir surette tetkik eylemişler ve bunda bir zayıf nokta bul- muşlardır. Bu zayıf nokta, yardım kıta larının nakli meselesidir. Filhakika Skan- dinav memleketleri, Finlândiyanın ve taleplerine red ceva- verince, Finlândiya, müttefiklerin yardımına güvenemiyeceğini müşahade eylemiştir ve Finlândiya hükümetinin Fin kıtalarının mukavemeti kırılmadan sulh yapmayı tercih eylemesine bu »e- bep olmuştur. Bunun üzerine dün gece malüm sulh muahedesi imzalanmıştır, Kararımız bir çok tefsirlere ouğrayabilecektir. Bazı kimseler, sonuna kadaz mücadelede de- vam etmemizin daha iyi olacağını söy- liyecektir. Fakat bizim buzünkü hedefi- miz şu olmalıdır: «Memleketin yeniden, imon ve sulhun takviyesi. Bütün gayret- lerimizi bu hedef üzerinde toplamalıyız. Maziyi unutmalı ve istikbali düşünmeli- siir B. Tanner bu nutkunu bitirirken, kek kadın birçok kişi ağlıyordu Fin murahhasları döndüler Moskova 13 (A.A.) — Fin müzake- recileri bugün Moskova saatile 16 da Moskovadan aş » Fin deleğe- leri 8 martta kendilerini Moskovaya ge- üren tayyare ile hareket etmişlerdir. Stokholm 13 (A.A.) Moikova- dan dönmekte © F ya heyeti saat 19,30 da İsveçin Bromma tayyare ma inmiştir. Fin delegeleri #aat yine tayyare ile Helsinkiye hare ket edeceklerdir. Bir Danimarka gazetesinin makalesi Kopenhag 13 (A.A.) — Sovyetlerle iya murahhas heyeti arasında im- İanan sulha dair haberler henüz tefsir edilmemektedir. Yalnız, Berlingske Ti- dende bu hususta diyor ki: «Skandinavyada bir tek erkek, bir tek kadın yoktur ki, Fin - Rus sulhunun im- zam haberlerini, bir iztrap ve hacalet duygusu ile ve Finlândiyanın o harabisi bütün Skandinav memleketlerine (tesir icra edeceği hutnatile kayşlaranr. Dün, Şimal memleketleri daha zayıf er lim mi ve daha fakir bir hale gelmişlerdir. Bu kelimelere sadece arazi bakımından ma na vermemek lâzımdır.» İsveçte hayret ve şaşkınlık Stokholm 13 (A.A) — Sulh şartla rım bu sabah öğrenen İsveçlilet hayrete düşmüşler ve bazı şaşkınlık | alâmetleri göstermişlerdir. Fakat, her ne de olsa harbin nihayet bitzgiş olmaşmdan dolayı teselli bulmuşlardır. İsveç müstakil sosyalist partisi reisinin tenkitleri Stokholm 13 — Müstakil sosyalist partisi reisi Fling dün akşam vutuk. söylemiş, İsveç hükümetinin Finlândiya- ya karşı aldığı vaziyeti protesto etmiştir. Fling, Finlândiyaya az gönüllü gittiğini Tuzak içinde Tuzak 'Tefrika No. 94 ğim İm yalnızbaşı- . Dediklerinizi Kadının yüzünde mahçup bir ifa» | de belirdi. Kabahat. işlerken yakalanmış talebe gibi: — Ben mi? — Evet, anneciğim.. Feki zamanla; yordu. Haydi bir Konuşuyor» hatırladığın biraz kendini Nasılmış? in kızınım.., «kizim» olduğunu . Sen benim kızım deği Haydi Sen de beni dayım... Benim dini azicik zorla... Söy Be bıraktı?... Ben kimin er- | ına bakıyordu. Karmakarışık olan zihnini topla- ve İsveç hükümetinin gönüllü kaydı ha- reketini bozarak Almanya lehine bita- raflık takip ettiğini söylemiştir. Son muharebeler Hesinki 13 (A.A.) — Bugün öğleye doğru «Ateş kes» emri verilecek olma- sına rağmen bütün gece Viipuri varop- larında harp bütün şiddetile devam ot- miştir, Helsinki 13 (A.A.) — Son Finlândi- ya tebliği, Fin kıtalarının berzah ze: | rinde saat İl e kadar mukabil taarruz” lanna devam ettiklerini, Sovyet tanrruzla- rinn bütün cephelerde püskürtüldüğünü ve dört Sovyet tayyaresile 15 tankın tahrip edildiğini bildirmektedir, Sovyet tayyareleri Rovaniemi ve Ke- mijernviyi bombardıman etmişlerdir. Üç siril ölmüştür. Düşmanın hava ha- rekâtı saat 10 da nihayet bulmuştur. Vüpari dış mahallelerindeki taarruz- lar püskürtülmüştür. Son günler zarfında Vüpuri körfezi buzlarında 60 Sovyet tankı tahrip edilmiştir. Helsinki 13 (A.A.) — Mütareke, sa- at İl den itibaren meriyete girmiş ve o saatte muharebe tamamen durmuştur. Sayısız musibetler milletimize harp et mesini öğretmiştir. Tarih, milletimizin en fevkalâde 1 isbat etmektedir. çetin zamanları, bir azimle karşıladı Birbirimize karşı itimatkâr ve birleş- miş olarak yeni istikbalimizi kuracağız.» Sovyet - Finlândiya sulh muahedesinin metni (Baş tarafı 1 inci sahifede) Madde 2 — Sovyetler Birliği ile Finlân- diya Cümhuriyeti arasındaki devlet hü- dudu yeni bir hat mucibinos tesbit edil- miştir. Bu hatta göre Sovyetler Birliği topraklarına, şunlar idhal edilmiştir: Viborr eViipurie ve Viborg körfedile | adaları da dahil olmak üzere bütün Ka- Teli berzahi, Keksolm, Sartavala ve Bou- jaevi gehirlerile beraber Ladoga gölünün beraber Merkjaryi", zi ve Ribaçı ve Seredni yarı bir kumu — bu hudud mertrut harita Bös- dun daha mufassal tayini âkid ta- | Men mürekkep bir pılacaktır. Mez muahedenin imzasm- nühlet içinde ktir. İ - İki âkid taraf bi karşi her türlü taa gi ve diğer! aleyhine hiç bir itti detmemeği veya koalisiyonlara girmemeği hüd eyler, Madde 4 — Pinlândiya cümhkuriyeti, 48- nevi 8 milyon Finlândiya marklık bir üc- | inde ve 80 müddetle Han» goz sını ve bu adanın cenup ve şarkında beş mil ve garbinde ve şimalinde 3 mil mesafedeki toprakları ve mücavir müteaddid adaları Sovyetler Birilğine ki- raya verecekti Buralarda Sovyetler Birliği, Finlândiys körfezinin medhalini bir taarruza karşı müdafsaya elverişli bir askeri fs tesis ey- İiyecektir. Bundan başka, Soryetler Bir- maye için de oralarda icabeden mikdarda kara ava müsellih kuvvetleri bulundura- caktır. İşbu muahedenin meriyete girişinden itibaren 10 gün içinde Pinlândiya hükü- meti Hangoc yanmadasındaki bütün kıtalarını geri çekecektir. Hangoe yarım- adasile mücavir adalar, bu maddenin hü- kümleri mucibince Sovyetler Birliğinin idaresi altına geçmektedir. Madde $ — Sovyetler Birliği, 1920 sulh muahedesile ve kendi isteğe Pinlândiya- ya terketmiş olduğu Pisamo mıntakasın- daki kıtaatını geri çekmeği, şimali Buz denizi sahillerinde 100 tondan aşağı İste- diği kadar malik olabileceği müsellâh ge- miler haricinde . harp gemileri ve diğer müsellâh gemiler veya ber biri 400 tonu geçmemek üzere 15 barp gemisi vaya di- ger müsellâh gemiler bulundurmamağı taahhüd eyler. Finlândiya, meskür muahedede derpiş edildiği üzere, bu sularda denizalı gemi- Teri ve müsellâh tayyareler bulumdurma- Nakleden : (Vâ « Nü), mağa çabalıyordu. — Kim? - diye sordu.- Ne?... ruyorsun? — Babam kim? — Hayır, hayır... değildi. — Kimdi? - Ha... Şey... Hatırlıyorum... ban öldü... Öldürüldü... Kadın bir çığlık kopardı. Yerinden fırladı. Şermin, onu tutmak için büyük bir gayret gösterdi. Fakat muvaffak ola- madı, Teli, çılgınca hareketlerde bulu- nuyordu. — Baban denizin dibinde... da... Çok uzaklarda... Evlâdım... Ba- banı kKâtiyen bulamazsın, göremez | sin... Arama nafile... Öbür adama ge- lince, Kimdir, kimdir?... Düşünü- yorum; bir türlü bulamıyorum. — Daha düşün. — Düşünemiyorum. Kadın, anlaşılmaz mırıldandı, Dimağında ansızın yanıverön zekâ yığı gene sönmüşe benziyordu. Ne 80- O senin baban Ba | Ora- | birkaç cümle sahilde âskeri limanlar, harp filosu için Üsler ve mevcud gemilerin İhtiyacını aşacak askeri tamirhaneler vücuda getire memeği taahhüd eyler, Madde 8 — Sovyetler Birliği vatandaşları ve eşyası serbesçe transit olarak Norveçe geçecek ve Norveçten gelecektir. Madde 7 — Finlândiya hükümeti Sov- yetler Birliği Ile İsveç arasinda eşya tran- Mt hakk r. Ve bu transiti en kısa demiryolu ile inkişaf ettirmek maksadile ve Pinlândiya | Kada içinde ve Ber iki ta- rında, inşasına lüyum yolunun, rat İşbu iwuahede #meriyete gi- iktisadi mü- pesine ele acak ve âid- er bir ticnret muak k İşbu muahedöname ikişer nüsha olarak Rusça, Fince ve İsveç,şe olarak Moskovada 12 mart 1940 tarihinde tanzim olunmuştur. Muahedeye merbut protokol Moskova 13 Sovyetler Birliğile Finlâ diya arasında imsalanan sulh muahedesir» Kıtsalın ne şekilde geri çekileceklerini gös- teren bir protokol ilâve edilmiştir. Bu pro- tokola göre tahliye, günde yedi kilometre- lik merhalelerle yapılacak, ve memleketin muhlelif manlakalarında mart ayı içinde tesbit edilen tarihlerde bitacaktir. Kımlar- dunun Petsamo mıntakasını tahliyesi 10 nisanda tamamlar Kıtaatın devlet hududu ötösine çekilme- si esnasında, her IX! taraf kumanda heyot- leri, diğer tarafa geçen şehirlerin ve mev- küerin zarardan vikayesi için lâzimgelen bütün tedbirleri almağa ve şehirlerin, mey- kilerin, köprü, bend, tayyare istasyonu, kışla, depo, demiryol şebekesi, smal mües- #esat, telgraf hattı, elektrik santralı gini todafül ve iktisadi tesisatın hasardan ve tahribattan korunması için münasip teda- Zikredilen mıntakaların, merkilerin, şe- hirlerine ve tesisatın bir taraftan diğer ta- i münasebetle hâdis olabilecek ler, her Iki taraf mümessilleri arasında, mahallinde halledilecek olup bu maksadia, her iki ordünün harekitta bu- Tunaoağı esaslı yolların her birisinde, ku- manda heyeti tarıfindan hususi mümes- #iller bulundurulacaktır. Protokola göre harp esirlerinin mübade- lesi, askeri hareki nihayet bulmasını müteakip, hususi bir anlaşma mucibince, bir anı evvel yapılacaktır, Genç kız, annesini yavaşça yatağı- na doğru sürükledi, Zavallı hasta, sarfettiği bu gay- retten pek yorulmuş gibi, kısa zaman içinde uykuya dalıverdi. Şimdi Şerminin yüreğinde bir ümit şti. Belki de analığı, uyanın- ça, yeniden bir zihni açıklığa kavu- şacaktı Fakat şimdi zorlamak mânasızdı Esasen kadın derin defin nefes üli- yordu. Derin bir uykuya dalmıştı Genç kız, ayaklarının ucuna basa- rak yanından uzaklaştı. Odasına girdiği vakit, saafe baktı. Bir olmuştu. Masanın üzerindeki gazeteleri gör- dü. Süha, giderken bunları unut muştu. Genç kız, virdi, Türkçe ve ecnebi dilile birçok gaze- telerdi bunlar.. Gazeteleri tekrar tekrar evirip çe. virdikten sonra Aldı; yatağına uzan- dı; bir kitaba göz gezdirir gibi sahi- felerini çe başladı. Bunların içinde edecek hiç bir şey yoktu. Birdenbire, ilânlar kısmında durdu. Bazı sülırlara henüz göz gezdirme- alâkayla sahifeleri çe- | mişti ki, gözleri testekerlek açıldı. Tefrika No, 6 Yazan: İSKENDER FAHREDDİN Sultan Mehmed eğlenirken veziri, onun aleyhinde plânlar kuruyordu. Türkün hatun da moraka düşmüştü. Sa- | rayda onun haberi olmadan bir kaş bile uça- mazdi, Fukat, o göce terlip edilen bu eğlen- tânin sebebini o da bilmiyordu. Vezire: İ — Hakkın var, dedi, oğlum sarhoş olursa, onu kim koruyacak? "Torunlarımdan hiç birisi yanında yok, değil mi? — Hayır, sultanım! Efendimizin kanın» dan ve soyundan hiç kimse yok tarâçede. Etrafını yabancılar ve her zamanki dalka- vuklar sarmış — O halde sen de bulun orada, Ve yâvaş- ça bir köşeye otur, Oğlumun huzurunu ihlâl etmeden, otrafı tecessüs ve tarassud et, Bi- Ursin ki, oğlum sarhoş olunca çok vergi olur. Olmaya ki, dalkavuklarından birine herhangi bir eyaletin idaresini versin. Vezir Nâsr, Türkân hatundan bu emri alınca, hemen taraçaya çıktı. Tanbur sesi vezirin kulaklarını termatıyordu. Kapıda Selimle karşılaştı. Merdiven ba- şında ayrıca o mizraklı nöbetçiler dolaşı- yordu. Selim yarı müstehzi bir tavırla sordu — Mühim bir harp haberi mi getirdi. niz? Nüsr aldırmadı: — Böyle bir haber gelse bile, efendimizi böyle neşeli bır saatinde rahatsız edecek kadar düşüncesiz değilim. — O halde niçin zahmet edip de bura- ya geldiniz? —E nek, abaha kada hazret! müsterihane dimizim eğ- bir tek adam hmedin fasının içinde ha- zırladığı birçok plânlar v biri de, sultanın ort teşvik ederek EL ribirles rile de konuşmuyorlardı. Ikinci vellahd Gı- yaseddine gelince, o ağubeysinden çok da- ha kurnaz, uzakı görür, bahasmı herkes ten iyi seddi hocalarla arası iyi değildi. Gıyasddin ule- ma sınıfını da tatar, onlara saygı göster bayramlarda birçoğunn evine uğrar, ufal hediyelerle hatırlarım sorardı. Hasılı vezir Nüsir, Harzem tahtına Rükneddinden zi- yade şehzade Gıyaseddini tâyık görüyordu. Taht ihtirası, çok defâ baba (le oğlu, yahud iki kardeşi biribirine düşüren en kuvvetli bir teimaydldü, Gıyaseddinin ka» fasna bu Lemayli yerleştirilecek olursa, genç şehtadeyi babasının aleyhinde tah- rik etmek kolaz olacaktı, Vesir Nâsır buna karır verdikten sonra yatağına girdi ve Selimin dediği gibi, müs- terihane uyudu, Geça yarısı olmuştu. Sultan Mehmdin göz- leri dönüyordu. O, darhoş olmadan yanına kadın almazdı. Zaten hariçte onun İçki iç- tüğini bile bilenler yoktu. Hükümdar, saki- lerden birini çağırdı. yavaşça kulağına bir şeyler fısıldadı. Hükümdarın cariyesi yerle- re eğilerek taraçadan ayrıldı Aradan çok geçmeden, omuzlarını lâhor Bütün vücudu tiril tiril & başladı. Kalbiüe bir hançer biydi. İşte Şermint bu hale getiren sâlır- lar: tiremeğe saplanmış gi- | Kayıp araniyor «Korsankaya taraflarında balıkçi- luk etmekte iken vefat eden Kara Yusufun zevcesi Pervin'e teslim edil- miş olan Şermin isminde bir kızın ne- rede bulunduğundan haberdar olan- lar varsa Galatada (***) hanında yaznıhanesi bulunan avukat Ramiz Rıfkı beye haber versinler. Bu hizmet- lerine mukabil kendilerine mükâfat verilecektir.» Genç kız düşünmeğe başladı; Balıkçı Kara Yusuf! Pervin! Şermin! Korsankaya Bütün bu fafsilâttan sonra arana endisi olduğuna şüphe edemez- zamandanberi zihnini işgal eden muammayı halledecek anahtarı © alâkadar olan kimseler vardı. Kimbilir, izini kaybet- tikleri için belki de muztariptiler, Onu bulmak, kendileri için mesud bir hâdi- se olacaktı, yelile örtmüş genç ve güzel bir kadın tara- çaya geliyordu. Bu, hükümdarın -annesi tarafından ii disine hediye edilen- yeni gözdesi Asi Kapı muhafın Selim onu İlk defa gö du, Hükümdar nikâhlı karılarını hiç kim- senin yanına çikarmazdı. rİ saray içini rek, haremde Asiyen dı, Uzun ve gezerlördi Ince yeli bir tE yu, edi rü sin gözüne çürpan bu güz n arasından geçerek hükümda ü d güzdesine yanında yor göstermişti. Asiy fizlerini öperek, göster: © bakarak, za- semasında, doğmuş acaba? Onu lik defr görüyorum. — Ben de öyle. Yeni görüyorum onu - Sultan Mehmedin, Saförâyı neden ça» bük unuttuğunu şimdi knlıyorum. — Arap mı deaba? Yoksa Irani mi? — Ne Araba benziyor, ne de İraniye.. Türk olaa gerek. Ortada dolaşan sakiler hükümdarın önün- inde kir- mızı testiler » mış küçük & zamediyö: elini uzakta İki müsellas veriniz bize,, ska gelerek meclisi harekete get Kapı muhafız Belim, Asiyeyi görünce, hü. kümdardan gizli olarak, müselles işmeğe başlamıştı. İçki dağıtan cariyeler, Selime; Sen bari içme, koca aslan! & yordu. Bir aralık As ymıştı. Selim, Asiyenin ken- nm görünce da madı, uzak» zü de kapıyı Sisine baktı silen içti Sakllerden biri, Selimin yanına soku — Kelleni sokakta mı buldun, Selim? Efendimiz, Asiyeye göz attığını gi tam diye kıskanıyorsun, değil mi? Merak ete me, sana gönül varenlerden değilim. (Arkan var) Arayan? Annesi olacaktı! Annesiği... İlânı, birbiri poşlsıra belki yüz de- fa okudu. Gözleri sevinçle sulanıyor, kalbi hey «— Sühanın fikrini so lim ne diyecek?» Fakat bna da sabredi yordu. Uzun uzadıya yale daldıktan on» — Yarın... Behemehal yarın bu işi halletmeliyim! - diye kararını verdi. “ Şerminin yanında Sühanın zihnen çok meşgul olduğunu görmüştük. Bu- nun sebebi, ertesi gün için müdhiş plânı tatbika katar vermiş olmalariy- di. Metresi yara bir müdde et ka İstemesine rağmen alelâcele çıkışının sebebi, buna pe emir almış olmas'y- rinde 7 de besle. cekti, Lâkin nasıl bi ühayi besliyor, koruyordu, Ancak zamani gelince yapacağını yapacal Zaman ise henüz gelmemişti. (Arkası var) müminler ku

Bu sayıdan diğer sayfalar: