16 Mart 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

16 Mart 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. AKŞAMDAN AKŞAMA i' Orta yaştayken i niçin ihtiyarlıyoruz? İ Bugünkü haberler içinde bir facia i Var, | Piyasada satılan ve maalesef hepi- mizin aldığımız, yediğimiz gıda mad- deleri arasında bir çok nümuneler | belediye tahlilhanesine gönderilmiş. | Şöyle bir netice alınmış: İ © 12 sirke mümünesinden 10 u bozuk. | 210 ekmek » va » 94 helva > ww » 71 yağ , 6s » i 5 reçel » sü » Yoğurt, tursu vesaire üzerinde de Ayni muayeneler yapılmış ve ayni fe- &i neticeler. | — Mide bulandırıcı? | Mafif bir tabir. — Sihhat bozucu! O da hafif, — Milli haysiyeti rencide edici bir vaziyet! © Doğru. . — Ancak iptidai mahluklar, bütün İ bulduklarını bilâtefrik yerler. Türk halkı — hem de asırlarca en yüksek kültür tezahürlerini gösterdiği en ka- Yabalık bir şehrinin ortasında — bu Şeraitte gıda alamaz. Gönül buna katiyen kail olamaz. Yalnız sıhhatimiz noktasında değil, manevi noktadan da, şerefimiz nok- tasından da yazık! * * İ © Sokak ortasında işporla ile hurma, İncir vesaire satıldığına rastlarım, Durup esefle bakarım: Ciyır cıvır kurt ! içinde cibreler?... Yahut da elma: Ya- rısından ziyadesi çürük... — Görmüyor musun nasıl şeyler... Bunlar halka > diye çıkışacak olurum. — Ucuz, beyim!.. Hem, gizlisi ka- paklısi yok: Bile bile alıyorlar. Böyle muzahrafat — başka nebatla- Ya hastalık sirayet ettirmesinler di- ye — çöplüğe bile dökülmemelidir de fenni fırınlarda mikroplarile, haşera- tile birlikte yakılmalıdır belki... De- İ Ğül ki, insunlera yedirmek! berbat Gıda maddelerimizin yola konulma- $ı ıslahat tarikile olmıyacak; anlaşılı- yor. Mahlütluğu, bozukluğu önlemek için esaslı bir inkılâp lâzımdır. i Derler ki, inkılâplar hemen daima yıkıcı, vurucu, kırıcı olurmuş. Razr yiz, bu da öyle olsun. Zerre kadar ih- tikâr, hile yapanların en şiddetli c& zalara çarpılması, bu arada bir şe İ hirden bir kasabaya, bir köye Sürül- | mesi, sermayelerinden tamamile mah- rum edilmesi gibi şiddetli tedbirler bile lâzımsa, — piyasada namuskâr Anane tecessüs edinceye kadar — bu- na razıyız. (Böyle bir cereyan başladı diye işitildiydi. Sonra tekzip olundu. Yözık! Keşke tahakkuk etseydi!) *Serlatın kestiği parmak» katiyen acı- Miyacaktır! Bilâkis, gönüllere ferah, kalblere memnuniyet verecektir. Biz- Zat esnaf bile bundan memnun kalas Saktır. Zira onun da hakiki menafli, Mesleki namusu, milli haysiyeli bu- bunla alâkadardır. “5 Köprübaşında durunuz: Kır saçlı, Kırışık tenli, bükük belli kırk yaşında göreceksiniz. Doktorlara sorunuz: Ekserimiz iç aletlerimizden — mi- demizden, barsaklarımızdan, © kara imizden — muztaribiz. Bizde orta yaşlılar ihtiyarlıyor; ee- memleketlerde (dimdik ve pür Sıhhat ihtiyarlar beden ve sıhhat ni- mmm eğik ümleliğe — Çok çocuklu anneleri arıyorlar bay Ame , ya verilecekmiş. Adı bu listeye #sçen bahtiyarları etmemi kabil deği görüp de gıpta ek e sürülür mü? | Iran hükümdarının yıldönümü Dün akşam konsolos Dost ve komşu İranın muhterem hükümderı Âlâ Hazreti Şehinşah Peh- evinin doğumlarının yıl dönümü mü- nasebetile dün saat 11 den 12 ye ka- dar Cağaloğlundaki İran konsolosha- nesinde bir kabul resmi yapılmıştır. Merasimde İran konsolosu B. Asaf şehrimizdeki İran tebaasının tebrikle. rini kabul elmiştir. Bundan başka İran ilk mektebi talebesile müdürle- rinin tebriklerini de kabul etmiş, ta- lebenin söylediği nutuk ve neşidelere cevap vermiştir. Davetlilere çay, pasta, #alebeye de kuru yerüiş ikrar edilmiş” tir. Dün akşam üzeri de konsoloshanede bir çay ziyafeti verilmiş, ziyafette va- i B. Lütfi Kırdar, vali muavini, şeh- rimizdeki diğer konsoloslar hazır bu. Junmuşlardır. hanede bir çay ziyafeti verildi i Konsolos İran mektebi talebesi arasında Yediklerimiz Alınan nümunelerin çoğu bozuk çıktı Kurışık ve hileli yiyecek satışma mâni olmak üzere son bir ay içinde kimyahane- ye sevkedilen nümünelerin tahlili çok dik- kate şayan netleeler vermiştir. Bu netiee- ye göre 12 sirke nümunesinden 10 tanesi, “10 ekmekten 78 sı, 7 çavdardan 6 si 54 helvadan 19 u, 77 yağdan 16 si, 5 reçel- den 4 ü tamamile bozuk çıkmış, ayrica 2 yoğurt ye 3 turşunun da yenilmiyecek de- tecede büsbütün bozuk olduğu görülmüş- tür. Bu netice İstanbulda yenilen maddelerin ne dereceye kadar buzuk olduğunu göster- masl itibarile dikkate şayandır. Kimyaha- nenin bü Taporu üzerine Belediye relsliği bülün şubelere bir tamim yapmıştır. Ta- mimde halkın ne derece bozuk gıda yedi- ğine bir kere daha nazarı dikkati eelbe- derek kontrol, hususunda gösterilen ihmal yüzünden bu teessüfe şayan neticenin alındığı kaydedilmekte ve fcna gıda satı- gına biran evvel nihayet verilmesi tebliğ edilmektedir. Nüfus sayımı Numarataj işinin ikmaline çalışılıyor Önümüzdeki teşrin aylarında yapılacak nüfus sayımı mlnasebetile şehrimizde ya- pilmağâ başlanan numarataj için beş pos- ta teşkil edilmiştir. Bu postalar, İstanbu- Man muhtelif semtlerinde faaliyete göşmiş- İordir. Numarataj faaliyeti, bir kaç sene evvel yapılan numarataj neticesinde hok- sün kalan kısımların ikmalini temin ede- cektir, Numarataj masrafı için öelmi en- cümenden alınan on beş bin Jiralık mü- nakale kararı Dahiliye Vekâletince de tas- dik edilmiştir. Evvelce verilen emre göre numarataını mari sonunda ikmali lizım geliyordu. Alınan tedbirlere rağmen bu müddet zarfında ikmali kabil olamıyacak- tır. Numarası olmıyan veyabud kırılan binalara yeniden Konacak numaralar için İ pazartesi günü bir ihale yapılacaktır. Bakırköyünde yapılan mumarataj ikmal edildiğinden Bakırköyünde yapılacak nü- mune “tahriri nisanm on beşine döğrü yapılacaktır z Dahiliye Vekilinin dünkü tedkikleri i Şehrimizde bulunan Dahiliye Veldi B. Faik , İstanbul vilâyet ve Belediye büyçeleri etrafında izahat eslmışlır, B. Faik Öztrak dün de Metzo Hanına gide- rek olektrik ve tramvay işleri ctrafında izahat almıştır. : metlerinden zevk alıyorlarsa, bu felâ. ketimizin başlıcasını yukarıdaki ista- tistiğin tercüman olduğu faciada ara- (Vâ - Nü) .. Milletin bu teveceihünü O kazanmak bir kadın için doğrusu büyük bif şeref... Karilerimizin mektupları Ortaköyün ehemmiyetli bir yolu Ortaköy o semtinin 190 sokağının merbut bulunduğu 2 ana yolu var- dır; Ders boyu. Çevirmeci sokağı. De- reboyu, geçen sene bütçesile tamir edilmiştir. 2 nci ana yoluna bu him- metin gelecek sene teşmi edileceği tahmin ve ümid edilmektedir. Pakat bu senenin büiçesile bu ha- rap ana yolunun tamirini diliyoruz. Zira 40 spnedenberi ihmal edilmek yüzünden yürünemez hale gelen Çe- virmesi ana sokağının tamiri Ortaköy mezarlığına cenaze nakli noktasından mühimdir. Ekmeklerini kazanabilmek için senelerdenberi sabah ve akşam karanlıklarda buradan geçmek (fe- lâketine tahâmmül gösteren ihtiyar- larla çocuklu ve hâmile işçi kadınla- rının ve bu alada küçük mekteplilerin de bu yolun tamiri ile İmdazdlarına ko- Şulmuş olacaktır. M.E, Ayakkabıcılar cemiyeti re- isinin bir deri fabrikası aleyhindeki davası Aleko Dulo fabrikasının piyasaya çi“ kardiğı derilerin kenarlarından kesmek | ve noksan tattmak suretile piyasada muay» yen Ve müfsamlı ölçüden noksan deri #atıp ayakkabıcıları zarara soktuğu iddia» #ile İstanbul ayakkabıcılar cemiyeti reisi Abdullah tarafından umum ayakkabıcılar sanatkârlar koopsratifi namına, Aleko Dulo fabrikası mümessilleri aleyhine açı- Jan davaya dün asliye allincı ceza mah“ kemesinde bakılmıştır, Davacı sefatile B, Abdullah mahkemede hazır bulunuyordu. Maznun fabrika mü- messillerinin vekili buna itiraz ederek bü hâdise etrafında adliyece takibat yapıla- yak hukuku âmme davası açıldığını ve Abdullahın ancak müdahil sıfalile davaya karıştığını, binaenaleyb bu sıfatla mah- kemede hazır bulunamıyacağını söyledi, Mahkeme bu talebi reddederek Abdulla” bin mahkemede hazır bulunmasına ve | bü hadise etrafında ehli hibre sıfatile ted- kikat yaparak rupor veren heyet âzasınin mahkemeye çağrılıp kendilerinden izahat alınmasına karar verdi ve muhakemeyi başka güne biraktı Eyüpteki eski eserler Başvekület şehrimizde bilhassa Eyüp ve civarında bulunan tarihi eserlerin bükum- | Biz bir halde kalarak harap olduğunu ileri sürmüş, bunların biran evvel meydana çi- karılmasını emretmişti. Dün B. Prost. imar | müdür muavini B, Ibrahim ile Eyübe gi- derek buradaki tarihi eserlerin tesbiti ile meşgul olmuştur. »- Fakat çok çocuklu bir nilede anne ka- dar baba da taltife lârıktar.. , tırmış ve şu neticeye varmıştır: Tapu işleri Tapu umum müdürü şehri- mizde tedkiklerde bulundu İki gün evvel şehrimize gelen tapu ve kadastro umum müdürü B. Halid Ziya Türkkan dün akşam Ankaraya gitmiştir. Umum müdür, şehrimizde bulunduğu #i- rada İstanbulun muhtelif mıntakâlarında- ki tapu sicili muhafızlıkları vaziyetlerini tedkik etmiş, halka duhir'ne gibi kolaylık- lar gösterilebileceğini tesbit etmiştir. B. Halid Ziya bu heyetlerin faaliyetlerini arts tırmak üzere bazı yardımlar yapmıştır. Tapu binasında çalışan Fatih ve Eminö- nü muhafızlıklarının muamelâtile yakın- dan meşgul olan umum müdür, burada müracaaiçı kalabalığını yakından görmüş, memurların daha kolaylıkla çalışabilmesi için heyeti fenniyedeki bazı elemanları bu muhafızlıklara terfik etmiştir. Kadıköy ve Beyoğlunda yapılan kadas- tro işlerini de tedkik eden B. Halid Ziya, kadasiro tatbikatı yapılan bu yerlerde alâkadarlara tasarruf veslkalarımın biran evvel verilmesi için almıştır. Değirmenler Buharla işliyen bir motör bulunduracaklar Dün değirmeneller cemiyetine gelen bir emirde, badema her değirmende çalışan beher elektrikli motörün yanında bir de buharla işleyen tahrik vasıtası bulunması bildirilmiştir. Bundan başka, fırınlarda elektrikle çahşan © hamur yüğurma ma- kinelerine de birer yuğurma teknesi ilk- vesi er.redilmiş, bu işe 24 sunt mühlet ve- rilmiştir. Ancak, memlekette 15 senedenberi el ile | hamur yuğrulmadığı için bu teknelerde çalışacak işçi bulunup bulunamıyacağı mevzuubahs edilmektedir, Pirincılar cemi- yeti relsi B. Ahmed Rıza, dün, vilâyete erdiği bir arzuhalde yukarıdaki ihtimali bildirmiş ve yeni direktifler istemiştir. Sirkecide elektrik cereya- nından ölen işçi İstanbul Elektrik, Ttramvay ve Tühel iş- letme umum müdürlüğünden: 12/3/949 tarihli sayınızdın, Sirkecide Hocapaşada Kargalı sokukta Küçük Ağahamamı önün- do kanalizasyon işlerile uğraşan bir uda“ mun çıplak bir elektrik kablosuna dokuna- rak öldüğü yazılmıştır. İdaremiz derhal yerinde tahkikat yap- Elektrik çarpması, idaremize sit kablodan ileri gel- miş değildir. Lâğım işlerinde çalışan bu işçi -salâhiyeti hilâfına ve malümatımız ha- ricinde- halamın hususi tesisatından isti- fade ederek kullandığı seyyar lâmba telini tatımuş ve bu yüzden ölmüştür. İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tünel İşletmesi Umum Müdürlüğü . Ben olsun birer madalya da babaların göğsüne takarn!.. B. A, — Takamazsın bayım!... R gelen tedbirleri | İSTANBUL HAYATI Gene diplomatlar türedi Harp ilk başladığı zaman dörtbu- cakta peyda olan (kulaktan dolma pratik diplomatlar bir müddettenbe- ri susmuşlar, harbin bunaltıcı kâbu- su altında intizar uykusuna dalmış- lardı, Bu defa Sovyet « Fin cephesin- de birdenbire parlıyan sulh isığ, mahalle diplomatlarım uyandırdı. Gene her tarafla harareti siyaset dedikoduları başladı. Üç beş kişi bir araya geldiler mi münakaşa-alevleni- yor, şehir, kumandan, cephe isimleri biribirine karışıyor: — Nasıl benim im çıkmadı mı?.. İlkbuhara doğru mutlaka bir şeyler olacak, dememiş mi idim ben size?... — Velâkin, şu, Karenin teslim olmasına şaştım ben. O adamı ben ço kiyi tanırım. Vaktile ecnebiye va» purlarında çalıştığım zaman birkaç deta görmüştüm. Öyle iantçı bir ku- mandandır ki, Nuh der de peygam- ber demez. Bu sefer nasıl olduda Ruslara teslim etti kendisini, bir tür. lü aklım ermedi. Yanmdaki gülerek alay ediyor: — Bu işlere aklı eren de karışıyor, ermiyen de. O, senin dediğin Kareli kumandan değil, bir tayyare ismidir. Orada iki büyük kumandan vardır. Birinin adı, mareşal Mannerheim, öteki de Vüpuri'dir. Vâpurda birkaç kişi konuşuyorlar: — Sulh yapılmasına memnun ol dum amma, bana kalırsa Finlân- diyalılar bu işte aldandılar. Eral Mannerhelm'in yerinde ben olsaydım, Şimal Atlântiği limanına Rusları sok- mazdım. Çünkü, Ruslar oradan İngi- Jizlerin başlarına da iş açarlar. Rus Askerleri o limandan şöyle bir atla- dılar mı, yedi sekiz saat içinde Hin. distan nehrinin tâ ortasına girive rirler. Karşıdaki düzgün kıyafetli, şişman adam elindeki gazeteyi uzatarak içi- ni çekiyor: | — Atlântik limanından daha mü- himmi, Petsamo meselesidir bayım, Finler son neferine kadar muharebe- ye devam etmeli ve Sovyetlerin Pet- samo'dan asker çekmelerine müsaa- de etmemeli idiler. Petsamo'dan Rus askerinin çekil mesi fena mi? — Ne söylüyorsun azizim?.. Elbette ! fena, hem çok fenadır. Rusların as- kerlerini Petsamo'dan çekmeleri çok mühimdir. Askerlerini varım başka yerden çeksin bayım. Petsamo'dan çekmesine niçin müsaade ediyorlar?.. Eminönü tramvay durak yerinde hararetli münakaşalar oluyor: — Eh, partiyi ben kazandım, İşte, benim tahmin ettiğim gibi nihayet sulh oldu ya... — Ne konuşuyorsun azizim? Daha harp başlamadı ki, sulh olsun, Fin - Sovyet harbinin durmasını sulh sa- yıyorsan, şaşarım aklına, Bahar geli- yor Bakalım ne olacak. — Aaldırma canım... Bahar ge- Jiyorsa, paskalya yortusu da geliyor, Görmüyor musun, Roosevelt, paskal- ya mütarekesi yaplıracakmış. Ötekiler hep bir ağızdan kahkaha atıyorlar: — Yaşa be iki gözüm. Roosevel. tin mütarekesini, ortası yumurta paskalya çöreği sandın galiba. Cemal Refik «. Sen madalya elinde kapıya dikildiğin saatte, böyle bir aileyi geçindirmeğe meg. e peder, kimbilir hangi işin peşin- edir!

Bu sayıdan diğer sayfalar: