3 Haziran 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

3 Haziran 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Haziran 1940 AKSAMDAN AKŞAM şa “Geçemem o delikten!,;! Ia, ananelerle bağlı olduğunu söyle miş, Bunu merak ve alAkayla oku- mak istiyenler Anadolu ajansının türkçe metninde şöyle cümlelere ras- hyorlar: « Bu anlaşmalar sadece sayin mü- | Baid temelini teşkil etmektedir.» Acaba ne demek?... İ Muhakkak ki fena tercüme, Hattâ fenadan da aşağı, Zira bir Nazır elbette hiç bir mâna ifade etmiyen söz söylememiştir. mânası yok. Tanzimattanberi bütün İrfanımızı İransızcaya istinad ettiriyoruz. En Salâhiyettar o müesseselerimiz bile #ransızcadan türkçeye doğru dürüst İbare çevirebilmek kemaline erişeme- dilerse yazıklar olsun bize " Geçenlerde bu sütunda başka bir hikâyesini anlatfığım B. Mahmudla görüşüyordum. (Herkesin ciddi ciddi, Abus abus siyasetten bahsettiği gi dişatı fenaya yorduğu şu devirde, ta- Mmamile saded harici, gülümsetici mevzular üzerinde dolaşmak zevke, Meşrebe, hattâ aklı selime daha wy- gun!) Bana şu macerasını anlatir Kotrayla gezmeğe gidecektik. Mo- Wörcü hastalanmış. Başka birini bul- duk. Amma bu makinist içim: — Çok uçarıdır, dikkat! - dediler. Hakikaten de bıçkınm biri imiş. Giritli olan kaptanla bir türlü geçine- Miyorlar, Boyuna kavga... — Vallakhi pasam! Bu kherif ol dürezeyim. sapalayazayim! Yor; bu sefer de motörcü: — Ağabey... İki gözüm nah şurama eksm ki (göğsünü gösteriyor) yerim bu adamı ben... Onu da yatıştırıyoruz: — Sinirli pastırmaya benziyor. Yenir yutulur mahlük değil. Mide- Mi bozarsın... - diyerekten lâtifeye vu- TUYoruz, Fakat birdenbire fırtına çıktı. Arlık kavganın zamanı değil... İş cid- dileşti.. Kaptan da aşağıdan almağa başladı; — Khaydi yavrum... Tut su ip, gets Bu delikten... — Geçemem o delikten... Yelken yapraklanıyor... Rüzgâr di- Tekte ıslık çalıyor... Tehlike var.. Makinist put gibi duruyor... — Batazayis vre!.. Gets su delik- Beriki hiç istifini bozmuyor: — Geçemem o delikten dedik ya... Nihayet, zavallı Giritli kaplan, be- Yâlıya söz anlatamadı.. Hornurdana- rak atladı. İpi bir delikten geçirdi. Külhanbey, raconlu raconlu: — Ona «geç» demezler, egeçir derler... Doğru söyle de geçirelim... Çatlatıcı bir vaziyet amma, motör- cü çoğumuza, lisan hakkında ne de- #tos müteassıp olmamız lâzım geldi. Bine dair iyi bir ders veriyor. (Wâ - Nü) PRP Sıcak bir parça hafifledi Üç gündenberi htlküm süren boğucu 4i- baklat dün bir parça hafiflemiştir. İki gün #vvel termometre 33 dereceye kadar çık- işti. Dün âzami sıcaklık 25 derece İdi. Rüzgir lodostan eserken dün şimal isti kametina çevirmiştir. — Otobüsçülerin bazısı otobüsleri- Mİ garajlara çekmişler bay Amca... Bununsa eldden | Galatasaraylıların pilâvı Dün bütün mezunlar birlikte pilâv yediler ve âbidey Onlatasaray mezunlarını her sene biğ araya toplayıp tatlı birkaç saat geçirten meşhur «Galatasaraylılar pilâv» dün ds bu kıymetli maarif müessösemizde yonü- miştir. Saat on buçuğa doğru; mezunlar, en yaşlısından en gencine kadar mektebin konferans salonunda toplanmıştır. Bun- dan yetmiş iki sene vel kurulmuş olan bu müessesenin olli yedi sene evvelki ve hülen berhayat eri eski mezunu olan B. Ahmed Muhtar İsfendiyar toplantıyı açmış ve mektebin tarihçesinden. bahsetmiştir. Me- rasim salonunda bulunan dört yözden faz- 1s Galatarasaylı B. Ahmed Muhtarın söz- lerini; #ski zamanları tahattur ederek can kulağiyle dinlemişler ve bilüği vakit bir hayli alkışlamışlardır. Bundan #vara genç mezunlardan B, Salm de Kiik bir kaç söz söylemiştir. Müteakibön salondaki toplantıya niha- yet verilerek tekrar bahçeye inilmiş, genç, İhtiyar mezunlar hep bir arada oyunlaji tertip ekmişler, bundan sonra yemekhane- ye giderek meşhur pllâydan kaşık kaşık yenilmiştir. Saat on dörde doğru llsenin genç izcileri önde olduğu halde mosunlar Taksim Abidesine giderek çelenk koymuş- lar ve hep bir ağızdan istiklâl marşı söy- EN e çelenk koydular diği N Pilâv günü münasebetile Galatasarayı ziyaret eden Maarif Vekili, mektepten bu sene mezun olacak talebelerle beraber lemişlerdir. Masrif Vekili B. Hasan - ÂH Yücel de Galatasarıyın pilâv ve eğlencesinde misafir bulunmuştur. | | Sürp Agop Sahanın ifrazına aid plân hazırlanıyor Evvelki gün Ankaradan avdet eden vali ve belediye reisi doktor Lütfi Kırdar be- yanatı sırasında Sürpagop mezarlığının Ön kısmının bahçeli binalar yapılmak Üre- re Belediye tarafmdan satılacağını, ancak evvelâ sahanın dahili yollarının yapılaca» Eını söylemişti Belediye ile Ermeni mütevelliler arasın- da yapılan sulhname mueibince terk edi- len garajlı diğer binaların İstimlikine başlanmıştır. Yakında bu istimlâk muame- leleri neticelenecektir. Bununla beraber iç yolların açılabilmesi için sahanın ifra- zma aid tafslât plânının hazırlanması lâ- zandır. İmar müdürlüğü bu işle meşgul olmağa başlamıştır. Plân, B. Prost tara- fından tasvip edildikten sonra yolların İn şasına başlanacaktır. Dün gehrimize geldikirini kaydetmiş ol- duğumuz Maarif Viiii B, Hasan ÂN Yücel #le Maliye Vekili B. Puad Ağralı, dün eyle- rinde istirahat etmişlerdir. Bugün Maarif Vkili, maarif ve üniver- sitede meşgul olacak, Maliye Vekili de ye- ni vergi kanunlarının tatpikatı etrafında alâkadarlarla temas edecektir. Belçikadan 10 talebemiz geldi Balçikada tahsilde bulunup $a harp va- ziyetinden sonra henüz memleketimiz» dö- nememiş olan talebemiz için Hariciye Vo- Kileti, Paris ve Berlin büyük elçiliklerimiz. vamtasile teşebbümtia bulunmuştu. Bu teşebbüsün neticesi olmak üzre Belçikada- ki talebemizden on kişi daha dün sabahki konvansiyonel tcenile şehrimize gelmiş- lerdir. Seyrüsefer talimatnamesi Umumi meclis, Belediye zubitası tali- matnamesinin birçok kısunlarını müzako- Te eğerek neticelendirmiştir. Yalnız gıda maddelerine ald kısmın müzakeresi teş- rinisanl içtima devresine bırakılmıştır. Bu kısmın müzakereye mügaid bir şekle gir- mesi için Sihhiye Vekâleti tarafından ha- sırlanan gıda kodeksinin esaslarından İ8- tifade etmek lâzımgeliyar. Encümen, bu esasları tedkik ederek talimatnameyi ta- mamlıyacaktır. Talimatnamenin seyrüsefere aid. kısmı, diğer bahislerinden ayrılarak kabul edil. mişti. Belrdiye talimatnamenin kül ha- linde tatbikini istemekle beraber şehrin seyrüğeler İğlerindeki ehemmiyetine bi- naen bu kısmın daha evvel tasdik edile. rek tatbik edilmesi düşünülüyor. .. Kimi çeArabalarımız muhtaç!» demiş... Halkın şikâyetleri Tokatlıyan oteli yanın- daki sokakta fazla gürültü yapılıyor Bir kartimizden şu mektubu aldık: «Tokatliyan otelinin yan sokağına te. sadüf eden bir odasında oturuyorum. Bu daracık sokakta sralanmış olan otomobillerin öolörleri bütün gece sa- baha kadar arabaların kapılarını hir- la kapamak, bağıra bağıra konuşmak ve daha birçok şekillerde o kadar gü- rültü yapıyorlar ki bü şerait altında ne uyumak, ne de istirahat etmek ka- bil olmuyor. Müdüriyet tarafından vukubulan şikâyetler hiç bir netles vermedi, Bütün sokak halkı bizardır. “Tünelden Tuksime “kadar imtdad eden İstiklâl caddesinde maulesef bir meydana tesadüf edilmez. Belediye heğ türlü fedakârlığı göze alarak bu cad- de üzerinde bir iki meydan açmalı- dır. Bu suretle otomobiller için de mü- nasip yerler bulunmuş olur. Az z2- manda birçok âsarı nafla meydana ge- tiren vali ve belediye relsimiz bu ic- raatlarile de Istanbul halkını kendi- lerine minnettar bırakacaklardır.» Faik Arif Başal İhtikârla mücadele Komisyon her maddenin fiatini kararlaştıracak Jİhtikâr yapılmasına meydan vermemek üzere vali muavini B. Halük nibad Pe- Pyi'nin reisliği altında toplanan komis- yon, muhtelif gıda ve eşya maddeleri üze- rinde teditiklerde bulunmuşlu. Komisyon satış fiatlerinde ihtikâr olup olmadığına, hüküm vermek için her mad- denin maliyet ye kâr nisbetlerini tayin et- meğo lüzum görmüştür. Bunlar komisyon tarafından tesbit edilerek ve bu nisbetle. rin tesbitinden sonra bu fintleri tecavüz edecek surede satış yapanlar hakkında milli koruma kanununa göre takibat ya- Pılacaktır, X Suitanahmedde Mehmedpaşa camisi müezsini B. Mehmed Alinin Kadirgadaki evinin duvarı dün ansızın da kaza; insanca bir zayiat olmadan savuş- sw Kimi hane etmiş... Tarla meselesi İki kişi biribirini ağır surette yaraladı Paşabahçede oturan İsmali ve Süleyman isimlerinde iki şahıs bir tarla meselesin- den birbirlerile kuvga etmişler, neticede İsmail, Süleyman bıçakla muhtelif yerle- rinden, Süleyman da İsmaili bala ile sır- ından tehlikeli suretle yaralamışlardır. İşe el koyan zabıta her ikisini de Nümune hastanesine kaldırmıştır. Yaraları kati vaziyetini aldıktan sonra adliyeye verile. ceklerdir. İki hamal arasında... Dün bir yaralama vakası da Sirkecide olmuştur. Demirkapıda Darüssande soka- gında oturan Hamal David ile Salamon bir yük taşıma meselesinden birbirlerile kav- ga etmişler, Darld, bıçakla Salamonu muh- telif “yerlerinden ağır sureste yaralamış- tar. Bu sırada yaralı Salamonun ailesi Darldi yakalıyarak bit hayli hırpalamış- larsa da yetişen zabıta memurları Daridi kurtarmışlardır. Yaralı Salamon hastane- ye kaldırılmıştır. Cari hakkında takiat yapılıyor. Sebepsiz boğazına sarılmış! Evvelki gece de Gedikpaşada tabanca ile bir cerh vakası olmuştur. Gedikpaşada bir evde oturan Terfik, gece, o civardan Esa- dın kahvesine giderek bir kahve ısmar- Jamış, bu sırada yanına; sıvacı Artin iş minde biri yanaşmış Tevfiğin ansızın Üzerine hücum ederek boğazını sıkmağa başlamıştır. Tevfik neye uğradığını şaşı- Tarak hemen belindeki tabancaya sarılmış, Artihin üzerine ateş ettiği sırada çıkan bir kurşun; araya girmek üzere olan seyyar satıcı Recebe izabet ederek yaralanmasına sebep olmuştur. Az sonra yetişen polis memurları Tevfiği tabancasile birlikte ya- Kalamışt taneye kaldır- muşlardır. Hadise eti tahkik edil- mektedir. KUÇUK HABERLER: X Bir hafta kadar seyrüzeferi Inkıtaa uğramış olan semplon ekspresinin evvelki geceden itibaren buradan gönderilmesine başlanmaıtı. Bir haftadır Avrupadan gel- miyen bu ekapresin ilk katarı da bu sa- bah şehrimize gelecektir. k Rumelihisarı - Bebok yolu inşaatında çalışan amele Süleyman; ansisın çöken bir toprak yığını altında kalarak yarulan- dığından polis tarafından hastaneye kal- dırılmıştır. X Varman Mhmedin idaresindeki tram- vayla şoför Zihninin kullandığı bir taksi dün Eminönünde çarpışınışlar, otomobil hasara, uğramıştır. Karaköy köprüsünün kaldırımları son Zamanlarda çok bozulmuştu. Belediye bun- ları tamir etiirmeğe başlamıştır. nince iş değişmiş!.., - «Arabalarımız yi Fakat bunun bir grey sayılacağı “| söyler İSTANBUL HAYATI Gazinolar faaliyette Birkaç gün ardı sıra hava açık ge çihce İstanbul gazinocuları arasında faaliyet başladı. Mahallelerde evler arasına sıkışmış daracık arsalar sü. pürülüp temizleniyor, bir köşeye tah- tadan bir kerevet, üzerine tenekeden bir örtü yapılıp orta yerine de bir rad- yo yerleştirildi mi, oluyor bir gazino. Yere birkaç torba kum döküp etrafa üç beş masa ve kırık dökük sandalye- ler dizildikten sonra, yak çubuğunu safanı ara.. Omuz omuza sıkışmış, gün görmez evlerde bunalan zavalh İstanbul halkı akşam üzeri biraz ha- va alabilmek için mecburen sokak- lara fırlıyor Ye bu uydurma gazino- larda dinlenmeğe çalışıyorlar, Şehrin dört bucağında bu gibi ga- zinolar seneden seneye çoğalıyor. Hangi mahalleye girseniz, tütün san- dığı tahtalarından yapılmış ve çeşid çeşid acayip resimlerle süslenmiş bir kapı, üzerinde bir lâyha gözünüze ili. şiyor: «Safa gazinosu. Her akşam in- ce saz, alaturka, alafranga müzik», Akşam üzeri gün batarken sokak aralarmdaki gazinolardan yükselen radyo, oparlörlü gramofon çığlıkları ortalığı velveleye boğuyor. Ne garip şarkılar çalmıyor, ne müziç homur- tular dinleniyor... Bir köşede, komşu bayanın yeni yaptırdığı tayör çekiştirilirken ötede baylar caketleri çıkarıp kolları sıvı- yorlar, Tavla, iskambil partileri baş- hyor, Mele deniz kenarlarında adım ata- cak kadar boş yer kalmamış. Kumluk- lar tahta parmaklıklarla bölünüp yan yana gazinolar sıralanıyor. Bunlar daha lüks meraklısı, Her gazinonun köştsine tahtadan bir çerge çatılıyor. Radyodan maada saz takımları da var. Kimisinde udlu, kemanl: ines saz, kimisinde acayip cazband takım- ları akşam üzeri akordların: hazırla. yıp yerlerine sıralanıyorlar. Hele, er. kence gazinoya gelen ehli keyf müş- terilerden biri kendi şişesini | yarıla- dıktan sonra sazcılara, şarkıcılara dn birer kadeh rakı Ikram ederse dokum- ma keyfine. Udlar, kemanlar faaliye. te geçiyor, şarkı okuyan bayanlar eli kulağa atıyorlar, Nâralar, çığlıklar et- raftaki keyf sahiplerini coşturuyor. — Garson; ver bakalım şu çalgıcı lara benden birer duble daha. Bayana da söyle, hir Karadeniz havası okusun. Yeni dublelerin şerefine çalgıcılar bütün gayretlerini sarfediyorlar. Eh, konişu gazinoda bu faaliyet varken yanındaki boş durur mu? coştukça coşuyor, lep tahta çergeyi tirtir titretiyor. Beri (/raftaki gazinocuğun peştemallı gar sonu da kaşlarını çatıp pürhiddet radyonun düğmesini rasgele çeviri. yor. Aman Allah... O ne çatırtılar, pa. tırtılar. O ne gümbürtüler, boğuk ho- murtular. Garp cephesindeki tank müsağemesinden farksız. Her gazine- nun biribirini bastırmağa çabalıyan bu .çığlık fırtınaları arasında müşte- riler ne dinliyorlar acaba?.. Cemal Refik —..saasaranaresaseanE saa rEaAEEAEEE AKAN Eeee Mesud bir evlenme Koyun tüccarı B, Osman Şenol'un Oğlu gazetemiz foto abiri B. Fa'k Şenol ile gümrük kimyagerlerinden B. Salâhad- din Uraz ve bayan Nurunn!za Uraz'ın hem- şirezadesi bayan Rezan'ın evlenme ime- rasimi, dün akşam Parkobeli salonlarında tesld edilmiştir. Merasimde her iki tara- fın akraba ve dostları ve B. Falkin gazı. #cel arkadaşları hazır bulunmuşlardır. Arkadaşımız B. Pak lie genç refikası ba- yan Rezan'i tebrik ve kendilerine uzun ve mesd bir ğmür temenni ederiz. «- Doğrusu ben bu hareketi otobüs. lere yakışlıramadım!... B. A. — Evet, daha ziyade otobüs yolcularına yakışan bir iş but...

Bu sayıdan diğer sayfalar: