10 Ağustos 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

10 Ağustos 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SÖZÜN GELİŞ Bob stillerin dilekleri siydirilmediğinden yan terbiyeciler olmadığı için bir delikanlım Mm nyan cih edeceğini zannetmiyorum, Fakat bu dilekler yerine getirildiği şii askı ile dolaşmayı r vinin de şikâyet ettikleri Bob stil modas talkacaksa yazımın Maarif Vekâleti erkâ- mından birinin gözüne çarpmasını temenni ederim. ket Rado ke ZAN Eer sene Almanyada bütün Alman Hleri- pin iştirakile yapılan büyük şatranç tur- Bam 4 ağustasta geçen sene olduğu gibi Osymbansen kaplışasında başlamıştır. Fa- ka* Alman olimpiyad takımını teşkil eden gotzanç üztadları Ellskstes, Engels, Mighel ve profesör Relnberdi Arjantin merkezi Buenos « Aircste harp dolayısile kalmaş ol- duklarından bu seneki turnuvaya büyük Üstadları ve bahusus (Tirol) lü Kliskases NELEB GEBYeE Almanyada şatranç müsabakaları iştirak etmiyecektir. Meydanı boş bulan di- der setini Genie için tebarüz etmeğe iyi bir fırsat aşılmıştır. Bunların arasında Baltık Almanlarından olup 1035 de (Reo- val) da, 19$7de Permau'da galib gelen Paul Sehmldt vardır. Henöz yirmi dört ya- şında olduğu halde mütehassislar tarafın- dan clharın müstakbel şatranç şampiyonu sayıyor. Diğer bir genç şalrınç üstadı Sü- detli Kori Gelg'dir. Askerlere verilen temsiller Muharebe halinde bulunan memleketler- ba ziyade harlanelere intikal etmiştir. Bu gibi faaliyetlere 241 cerlet ve şehir tiyat- âro, 44 yazlık tiyatro, u Ve 281 seyyar tiyatro ctmiştir. dü 208 yeni oyun dokum yeni ope» 427,009 kişiyi bulmuştur. Almanyadaki bü- yük şehirlerin devlet ve şehir tiyatroları sa- Batkâr heyetleri harekât sahalara taksim edümiştir. Meselâ Pribürg şehir tiyatrosu sanatkârları Alsasta ve civarındaki Belkoz Bezanson, Dijon ve Kolmaz şehirlerinde ve (Yaymar) şebir tiyatrosu sanatkârları (LU)- de ve Bant tiyatrosu artistleri (Meç)de mec- ruh askerlere oyun vermektedirler, Alman tiyatro sanatkârları eski harp sü balarının en uzak köşelerine kadar gitmek- tedirler, Meselâ Norveçin şimalindeki (Nar- İK) ve Fransanın cenubunda ve Atlas Ok- yanosu sahilinde Biyariçte tayyareler ile getirilmiş Alman sanatkârları oynamak- tadırlar, Geçen haziranda 100,000 oyun ve- rilmiştir. Şimdi ayda vasati 1500 oyun ve- En büyük ve en küçük ampul Elektrik ampüllerinim en büyük ve en kü- l vi sayılan bu ampulün pili ise slelâde am- Şüğü ne kadardır? Almanyada yapılan a7a$-| pul pilinin 250 misildir. Maahaza kutru an- tırmalarda en büyük ampulün Berlin elek- trik - fizik enstitüsünde ir eri gimuştir. Ampul 504060 vatlıktar. Bu Amp: tek başına 135 aparlımanı tenvire kâfidir. Aielâde ampulün pi! sarışın bir kızın bir saç telinin altıda biri kadar. Ampullerin de- cak Ik! buçuk milimetre tutar, Dünyanın en küçük ampulü doktorların insan vöcudü içini iyice görebilmek Için soktukları am- puldür. Bunun pilin! görmek için mikrod- kop kullanmak lâzımdır, Danimarkada balıkçılık Danlmarkada bahıkçıbk şimdiye kadar pek Veri gitmiş değildi. Avrupadaki Jaşe güçlüğü yüzünden şimdi balıkçılığa ehem- miyet verilmeğe başlanmıştır. Danimarka- 4n 500 balıkçı gemisi vardır. Danimarka balıkçıları balığı diri olarak tutmak ve canlı olarak satmak ile şöhret bulmuşlardır. Bunun için gemileri büyük olup içinde bahkları canh tutacak havuz- lar vardır. Bir gemi denizde dört beş gün Günün Ansiklopedisi Kahır, Her seferde getirdiği balığı miktarı 5000 14 6009 Ubredir. Günde Danlmark? Umanlarına giren canlı balıkların miktarı 70,000 NA 100,000 Nbredir, Balıklar gemilerden çıkarıldıktan sonra tasnif edilerek sepetler içinde müzayede ile satılmaktadır. Diri balıklar tamif edilmek» sizin toptan satılır. Hergün Almanyaya 100 MÂ 150 vagon balık gönderilmektedir. Riom mahkemesi Burada vaktile aşk yüzünden rahibe olan bir musevi kızının davasına bakılmıştı mesi haline getirmişlerdir. Yransanın en mükemmel adliye sarayla. rından biridir. Bina, on dördüncü Jean de Berry şatosu olarak yapılmıştı. Burada bütün dünyanı alâkadar eden bazı dava'ar görülmüştür. Bir tanesi ma- i Brune'ün katillerinin muhakemesi. dir: Diğeri de daha enteresandır. Anne babası tarafından terkedilen bir kızı, hristiyanlar tarafından be- nimsenmiş, ndaşları kendisini geri almak istediler. b açtılar. Yaşının küçüklüğü iddla olunuyordu. Efsaneye nazaran, hâkim: 1 - emrini vermiştir. Z Yüzünü agi ebelerin yüzleri kapalı dolaşmaları tenb ediyormuş. Halkuki Yran- sz kanunu, hâkim hururunda eye €e bir tülle bile yüzünü örtmesine müsaa- de etmemekteymiş, sözde genç Tahibe yü sünü açtığı zaman büyük bir fırına kop- muş, aşıklar sönmüş imiş. Dava emasında, kızın dini huşu sebeble değil, aşk entrikaları yüzünden din değiş” tirdiği meydana çıkmıştır, Buna reğmen mahkeme, genç rahibeyi anne babasına teslim etmemiştir. ir rana ere. AİR Parasütçüleri imha usulleri | Bir kibrit iki defa yakılacak b çkholm 9 (A.A) — D. N, Bı: Nya muh e Allehande gazetesinin Londra biri, Londra sinemalarında balka *r smrette Alman paraşütçüleri- malünü talim eden filimler gös e mu bildiriyor. Faslanız Bİ İm, terilmek, Londra 9 (A.A) — Bir okuyucu Daily Express gazetesine gönderdiği mek- tupla kibrit fabrikalarının kibritlerin iki ucunu da ilâçlamaları ve bu eyretle bir kibritin iki defa kullanılmasını tavsiye etmektedir. İnönü havacılık kampında Türkiyenin en heyecanlı oyunlarla dolı spor meydanı İnönü havacılık kampıdı, Yüzlerce genci buraya çeken vatan sevgisile göklere, yükselmenin Memleketimizdeki spor meydanlarınn en hareketlisi ve en heyecanlı oyunlarla dolu olanı hangisidir; dense düşünmeden verile. eek cevap şudur: İninü havacılık kam- pi. Biz güzeteciler meydana girdiğimiz sa- man bavada narin bir kuşa Dörler sürüle süzüle uçuyor, yerdeki pif- Börler etrafına toplanan sekiz, on kişilik tayyareci tulumlarını giymiş, başlıklarım takmış talebe grupları yeni uçmaya ha- nrlanan arkadaşlarını havaya fırlatacak olan uzun lâstgi, halat çeker gibi yüksek sesle «bir, Iki, (ç..» sayarak görmekle meş- gul oluyor, perranelerinin dörmeğe başla- masije beraber arkalarında küçük fırtına. lar husule getiren motöclü fayyareler genç paraşlitçöleri alarak havalanmaya hazirlar nirken «Cs tepesinin Üzerinden havaya mü- temadiyen saparla Laş atılır gibi yeni pid- mörler atıyordu. «Oz tepesi İnönü havacılık kampına hâ- Kim olan en yüksek tepedir ve kamplan «plinörcü. ünvanını kazandıran «Cs brö- yesini almak için bu tepeden plânörle yük. #elip en az havada on beş dakika kalmak (ap eder. İnönü havacılık kampının ku- rulduğu meydan, belki dünyada, plânör uçuşları için en mükemmel sahalardan biri imiş ve ilk zamanlar bizin havasılarımızla berâber çalışan Rus mütehasssı bütün Rusyada bu derece mükemmel bir saha mevcud olmadığını söylemiş Sahanm hu- susiyeti şudur: Plânür rüzgürlardan istifade ederek ha- vada kalan bir âlettir. Havada fazla kal- mas İçin ikide bir yükseltici hava caryan- Yarı bulap ondan İstifade etmesi icap eder, Eğer böyle bir cereyan yoksa inmek mec- buriyetinde kalır. İnönü havacılık kampı- Bin bulunduğu ovadan rüzgârlar hemen ek- meriya bu «Ce tepesine doğru esmekte ve rüzgâr tepeye çarpınca yukarı doğru yük- Meldiği için havada dolaşan plânörler siçal- dıkları zaman dümenlerin! ba tepeye kıra- Tak kendilerini yükselen rüzgira bırak- mak suretile bir asansöre raslamış gibi tek- Kar yukarılara çıkmaktadırlar. Herkes plânörler na işe yarar? diye soru- yor. Bunlar birçok kimselere bir oyuncak- miş gibi geliyor. Halbuki plânörtin tayya- reci yetiştirmekte büyük faydası vardır, Plânör her ne kadar »potörtü tayyarenin babası ise de — çünkü uşmak plünürl bil olmuştur — & asgari 200 uçuştan e Yetişmiş olur. Halbuki daha evvel plânı vçuşlar yaparak tayyare Idarcsini öğrenen bir talebe motörlü tay- yare 5 Uçuş yapınca «pilot. olmak- sarfedilecek benzin tasarruf edili: , bei e tecrübe uçuşlarında esasen mi ya mal olan tayyarelerin ziyan olmak ihti- mmalleri azaltıkıyor. İnönü havacılık kampını dolduran yüz- lerce genç adam yurdun her tarafından buraya çeken yalan sevgislle beraber ha- valarda uşmük zevklidir. Uçmak kadar in- Yukarıda İnönü havacılık Bampman bayral silamak üzere olan bir beklerken gösterdikleri sabırsızlıktan, bir tarafta uçulacak dendiği zaman İalebel rin oraya doğru biribilerile yarış #dercs- #ine koşmnlarından, ve bu imkina kavuş- tukları zaman yüzlerinin neşeli Madesinden anlaşılıyordu. Bu sözler bir eedebiyata değildir, Uçma- mın zevkini ben de hayatımda İlk defa Olarak tattım. Bunu geç kalmış olmanın verdiği bir nevi mahenbiyetla kaydediyo- rum. Ajans telgraflar dünyanın her ta- rafından mütemadiyen uçan adamlara ald | haberler getiriyor. Her gün yüzlerce tayya- re havalanıyor. En uzak köşelerine varın- caya kadar yaşadığımız Âlemin ber buca“ Bından binlerce, on binleree Insanın vç- mak talimleri yaptığı duyuluyor. İnsanlar yerden ayaklarını kesmişler havalarda uçuyor, Uçmak ne demek, biribirlerini ko- yalıyor, döğüşüyer, çarpışıyorlar, Hele İn- önü havacılık kampında İşl rücü uçmak- tan ibaret olan muazaam bir kalabalık arasında iki gün kaldıktan sonra; «İlk de- İn tayyareye bindim» demek, şimdi bana: zevkidir. Onları gün batarken bayrak indirme merasiminde seyretmei sab. am meli ve yl * k İndirme merasimi, aşağıda tayyarerlen paraşütçü tuhaf geliyor. Umumiyetle tayyareye bi zahmetli, sinirleri oyna tir ölüm terleri #annediliyor. Halbukı & le ira yükselmenin insana verdiği tek hi haska hiç bir beyecanlı hareketle teişdüf edil. meyen tatli bir zevktir ve onu tekrar arzü etmemek kabil değiiMi'r. “Tam genç ada- mun aradığı beysenn, tem gençlik sağları- nin arzuladığı zerk, havalar içinde kartal gibi hür olmanın zevki Hele tayyare bizim için bir vatan mü- dafaa silâhı olduktan sonra TÜrk gençii- Binin ona bin kat hevesin koşmasının sebe- bi kolayca anlaşılır. Ruhlarında vatan sevgisile etsâret ve nefse *timadı birleşti. ren genç Türk çocuklurn İnönü havacılık kampında, her akşam Üzeri, güneş batar- ken yaptıkları bayrak indirme merasimin- göklere bakarak İstiklâl marşını söyle- dikleri sırada seyretmeli, Bu vatanda Türk milletin! tek bir vücud Kibi tutan ruh İnönü dağlarından aşarak bütün yurd üzerinde dalgalanır gibi oluyar. ek korkulu, vadan paraşlle atlamak için sıralarım İ elik defa otomobile bindim. demek kadar Şevket Rado Hamle Bu isimde yeni bir edebiyat, öanat, fikir ve İlim mecmuası intişar etmeğe başlamış- tır. Mecmusnın gayesi yetişen gençliğe bu dört sahada kendini göstermek imkânını vermektir. Edebiyatta, sanatta, fikirde, Üimde hamle, mal —ğk B. Celâ- ine yazda N gi satırlarla anlatiyor. Er ii 1 «Hamles, sonu «ist» ile nihayet bulan kelimeleri bir program olarak değil, fakat kymetleri adeşesinden gördüğünden dolayı kıymetleri adnsesinden gördüğünden dolayı ve erümre sistem, İni, yani bir ekisim mü. nevvere in mecmuası olmağı reddettiği için, yoktur. Maksadı, her mü- Bevverin yazabileceği, her münevverin oku- Yabileceği rirnle olabilmektir. «Her müney- yer» dediğimiz zaman; he romantik ya- — ker düşüneni, ne de futuriz- ma'ya iman edeni anlıyoruz. Bize göre «ber münevvers; cevheri, kıymeti, kül türü olandır. Edebi mektepleri, yefküre- lerin şekillerini deği, fakat fertlerin isti. çiy ve kıymetlerini istihdaf ediyo- Tuz. Hamle aynı ramanda yabancı İlsan kursları açmakta, şiir ve hikâye müsaba- Kaları tertib etmektedir. Yiati 15 kuruştur. TÜRKİYE HARİTASI Kanaat kitabevi tabii ve siyasi olmak Üzere yeni bir Türkiye harttam neşretmiş- tir, Mikyas 1/1500.000 dir. Profesör Waik Babri Duran tarafından hazırlanmıştır. İtina le hazırlanan bu harita gemin Ârı- salarını vazih bir şekilde canlandırmakta, dağların Irtifalarını, deniz ve göllerin de- rinliklerini #esbit etmektedir. En son de- miryolları şebekesi çizlimiş ve den'zyö mesafe si rakamlar ve hatlarla gösteri! tr. Vilâyet takalmatı en son çekilde res- şmedilmiştir. Talebeye, asker, sivil herkese tavsiye edilebilecek derecede mükemmel evsafı haiz bir haritadır. Fiati 150, bezli ve kornişli olanları 250 kuruştur. Kanaat ki- tabevinde bulunur, , Fuarın açılma zamanı yaklaştı İzmirde büyük faaliyet var Turistik yollar ne olacak? — İzmir limanının bir aylık ihracatı birde büyük bir faaliyet vardır. Türki ye ticaret ve sanayi odaları bu seneki fuara birlikte iştirak edeceklerdir. Fakat Denizli, Antakya, Aydın ve İzmir tica- ret odaları müstakil ve ayrı paviyonlar yaptırmışlardır. Füerin umum dekoras- yonu, ışık tertibatı, park kısımları çok güzel bir şekilde tanzim edilmektedir. Fuarı ziyaret edecekleri eğlendirmek üzere İzmirde muhtelif yerlerde ve fuar sahasında mütenevvi eğlenceler ve bir çok sürprizler hazırlanıyor. Şehir ve ei- varının daimi eğlence ve istirahat yer- i, lar, çam ormanları, Bergama, Efes ve Sart gibi meşhur harabeler ge İecekler için birer eğlence ve istifade mevzuu teşkil edecektir. Fuardaki sağlık, ziraat ve kültür mü- zeleri, hayvanat bahçesi, paraşüt kulesi, kapalı atış polizomu, tenis kortları, atlı spor tesisleri, bisiklet ve motosiklet yol. ları, patinaj sahası, renkli sular fışkıran havuzlar ve diğer birçok tesisat fuar zi- yaretçilerine hoş vakit geçirtecektir. İzmirde turistik yolların başka bir müteahhide verilmesi muhtemel Vilâyet türistik yollarının inşasına başladığı halde sonradan mukavelenin feshi için teşebbüste bulunan Reji Ge Bezali Fransız çirketi, vilâyetçe izgaata l devam edilmesi hakkındaki tebliğata rağmen elân inşaata başlamamıştır. Vi- İâyet bunun için müteahhid şirkete on günlük bir mühlet vermişti. Bu müddet dolmuştur. Vilâyet, mukavele hükümle. ri dairesinde teşebbüsata girişmek üze- re hukuk müşavirliği vasıtasile tetkikat yaptırmaktadır. Şirket malzeme ve ma- kinelerinin kulluılması şartile inşaatın, başka müteahhitlere yaptırılması muhte- meldir. İzmir limanının ihracatı ir bceret odası istihbarat servisinin bir iştatintiğine göre temmuz 1940 ayın- da İzmir limanından dış memleketlere 866,454 lira kiymetinde 4,684,B62 kilo muhtelif mahsul ve 15,524 lira kıyme tinde 2,042 baş hayvan ihraç edilmiştir. Bunların arasında tütün, üzüm, incir, pa“ muk, palamut, zeytinyağı, prina yağı, çi- şek soğanı, çam hulâsası, anason, su- sam, cıva ve zımpafa madenleri, Soma kömürü mühim yekünler tutmaktadır. Mehsullerimizi en çok alan memleket- er, Birleşik Amerika bükümetlerile Ma- Garistan, Romanya, Yunanistan, Bulga- ristan, İsveç ve Finlândiyadır. Gene ticaret odasının bir İstatistiğine göre temmuz ayı zarfında İzmir limanı- na 203 Türk, | Amerikan, 2 Fransız, 1 İrgilir, 36 Yunan vapuru olmak ürere 243 vapur girip çıkmıştır. Yalnız Türk yapurlarının sali tonajı 28,979, büt vapurların s8fi tonajı da 34,161 dir. Bm... mmm

Bu sayıdan diğer sayfalar: