31 Ocak 1935 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

31 Ocak 1935 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Araşlırmaları Italya'da Mektebcilik Durumu Nasıldır? Yazan: Eyib H. Akman -- Ödemiş İtalya mektebai Anaokulları (A) Ansokulları beylik, akçasız dır, 3 yaşındaki çocukları alır (beden) (rah)ea olgunlaştırmıya alış ve yaratılışlara uygun yördem (usul) lerle genel — (umumi) bilgiler edindirmiye özenir, Bu kurum- larda Fröcbel ve Moutessorl yördemderi tatbik edilmektedir. İlkokullar (B) İlkokullar ikt — bölüme ayrı hırlar: A — Açağı bölüm, llk kerte (3 yallık) B.— Yukarı kerte (3 yıllık) 6 — 11 yaşındakl — çocuklar her iki bölüme dölenmiye (de- vama) borçludur. Bo kuruma genel bilgiler edindirmektedir. İlkokulda, birinci kertede gü- dülen erek kuru bilgilerden ziyade ahlâk ve inzibattır. Her şeyden önce esenlik ve disiplin aranmaktadır. Programlarda din öğrencelerine de yer verilmiştir. Enazdan istenilen çağda, 15 çocuk dölenebilecek yerlerde köy okulları uçılmaktadır. Bu okullar yerlerin, çercevelerin özbur (hususiyet) liklerine göre aüncc bit programla düzenine konulmuştur. Hertarafta — bilgi- sizliğe karşı kesiksiz, (enerjik bir Savoç göze çarpar. Kör, sa ğir, dildiz, geri, sapkın, sadana (abmak) d. b. b. ağmanlı (ka- surlu) çocuklar için de ayrıca özlem okullar açılmıştır. Bu gibilerde kendi okullarına dö. lenmiye yasa — İle börçin tutalmaktadır. Bunların onları Ötez ve süne bölüm, ikinci dölenmiye ramleri, oküv âtün ayndır. Anormaller ve ağmanlılar İçin özlen aça rılar yetiştirilmektedir. Orta okuv (C. D.) Orta okuv 1925 te, yeniden düzenine konuldu, Ortaokullar dâ kiz-erkek çocukları bir ara da okurlar (Yalnız “Di me toda,, denilen oküllar ayrılır, burada yalmız kızlar — okurlar.) | llkokulun — heriki bölümünü bitirenler: 1 — Lise - Gimnazlumuna (8 yıllık, C1 C2); 2 — Sekiz yılbk enstitâye (D 3 D 3); 38 — Yedi yıllık mazlstrul enstitüye (Açarı okula) (H.): technik bağlılıkları | | eczacılık 4 — Üçdört yıllık yolak. meslek okullarına (İ, J, K, L; girebilirler. Gimnazluma girebilmesi için öğrenceklerin en azdan 10 — yaşında olmaları ve bir de onay: me ait bir grafik.. lanma (Kabul) sınağ gerektir. 5 Yıllık gimnazlumla (C 1) 3 yıllık liseye (C2) yük- sek okuvu görmek İstiyenler dölenirler. Gimnazlum öğren- celeri klâsiktir (Yüksek gimna zlumlarda lâtince İle birlikte Elence de gösterilmektedir). Liseler, öğrencekleri (Talebe) üniversiteye, yüksek kertede okuv kurumlarına anıklar (Ha- zırlar). Liselerde — edebiyat, felsefe, fen-müshet bilgiler okutulmak- tadır, okuv çağı 3 yıl sürer, Lise okuvanun bitiminde öğre ncekler bakalorya sınağı peçi- rirler. Technik enetitüsünün 4 yıllık Hlkbölümünü (D 1) bit renler technik cüstitünün yük- geçlemesi sek bölümüne (D 3) yahut lise- | nin 4 yıllık fen bölümüne (D 2) Technik — enstitü, öğrenceklerini argış (Ticaret) yoluğına, mühendisliğe, küçük beylik — büyrük — ( Memur ) loğuna, yüsek ökonomi ve ar- gış bilgileri enstitüsüne (N) anıklar, Lisenin fen bölümü, öğrenceklerini üniversitenin fen Up, ehirargle cerrahi — ve siya- sal bilgiler fakültesine anıklar, Yüksek okuv (N.0.) İtalya'da doğrudan doğruya beylik on (O), türlü kesimlerle törüye (Hükümet) bağlanmış onbir üniversite sekiz yüksek mühendis ve mimar okulu (N), kimya, erdem (San'st) ve de- Diz mübhendisliği okulları var: dır. Bunlardan başka, özlem kurumlara bağlı beylik olmıyan üniversiteler, yüksek — kerteli okuv enstitüleri de bulunmak- tadır. (Bu kurumlar - çalışışla rını törünün yasalarına göre derkleştirmiye borçtudur.) Elinde klüsik bakalorya dip- lomasi olan Öniversitenin her- bangi bir fakültesine veya iste- diği yüksek kerteli kuramlar: dan birine girebilir. Fen. bö: lümünden bakalorya diploması almış olanlar ancak üniversitenin tıp, cerrabi, riyaziye, fizik, tabiye feköltesine, —yahud mühendis ve mimarlık okulla- rına girebilirler. Bış ülkelerde İtalyan liselerinin fen bölümün- den bakalorya vermiş — olanlar üniversitelerin edebiyat ve fel. sefe fakültelerinden başka lete- dikleri fakültelere veya yüksek kerteli kurumlara — girebilirler, Dişellerde kazanılan anğı (Un: van) ların İtalya'da — yasalara oygun bir değeri yoktur, (Bazı anlaşına ve kesişinelerle bu gibi- lerle de azçok bayık (Hak) ve- rilmektedir.) geçebilirler. — Sonu var — TTT GTTÜ T;ırilılen Yapraklar: Iki gün sonra — idi. —Akşam oluyordu büyük bir yeis içinde bulunuyordu. Kabilelerinin ve relelerinin hemeiresi, bu ak- Yahudi koynuna verllecekti. Bu ne zilletti, bu yanılmaz şeydi.. tarafta da Fatyün, vü aruyor, kokular sü Araplar en gözel kızı şam relsin cudunu rüvüyor, saçlarını, sakalını tara | tiyor, en yeni elbiselerini giyi yor ve mücevberlerini takı yordu, Âdet veçhile, kızın akraba | larından iki üç kişi de gide cekti.. Kalenin bir bazırlunıyordu kısmı, bu merasiım — için bulunurdu.. Yumuşak, temiz, teklar hazırlanmıştı. Kale du- varlarını aşarak czen rüzgâr, bayıltıcı, baş döndürücü — bir koku taşıyordu ve bu kokuü, oradan geliyordu. Medine ovasına artık karan lık çöküyorda. Küçük kasaba | da çıt yoktü.. Uzaktaki kale: lerde bazı içıklar. parlıyordu. Malik'in kız kardeşi bazır: Tanmıştı.. Giydirilmiş, — kuşatıl. mıştı.. — Kadıclar — ağlıyorlardı. Genç kız hıçkırıklarla boğulu yordu.. Bu aralık içeriye Malik girdi.. — Aam!., Diye haykırıştılar.. Malik bir kadın gibi giyinmiş.. Başından aşağı bir bornosa sarılmıştı.. Be. iinde bir büyük hançer vardı, ipekli ya- Malik, parmağını götürüyordu: — Susunuz! Kimseye birşey açmayınız! Genç Arabın gözleri debşetle dönüyordu, Fevkalâde bir ka- rar vermişe benziyordu. Hem- şircelni bileğinden yakaladı ve ileride, — kölelerine — birşeyler fısıldadıktan — sonre — karanlığa daldı. Vakit ilerlemişti. — Kalede, barem kısınında bir ışık yanı- yordu. Başka hiçbirşey gözük. müyordu. Fatyaun, genç kızla teyzesl olduğunu söylediği kam- bur kadını boraya almıştı, Kam: dışarıda — yatacaktı. | İçeriden sesler geliyordu: oyun dilberim! Soyun! Sıkılma. Ve bu arada hıçkırıklar du- yaluyordu. Kambur teyze bir müddet etrafı dinledi. Sonra doğruldu, sırtındaki bornusu attı. İçeriden bir şamata İşltti. Fatyun — soluyarak, homurda na: — Mukavemet vemet hal.. Diye söyleniyordu., Tam bu kapı sanki zorla bir fırtına ile çatırdadı. Genç Arab, hançeri ağzında, dalkılıç bir rüzgür gibi İçeriye girdi. Fatyon'an — yağlı — sakalları biribirine karışır gibi oldu. Gözleri evinden fırladı: — Ya Molik sen.. Sen!.. Dedi ve gerlye doğrü çekil. mek İstiyordu. Fakat Müalik, bir kaplan çevikliği ile onu yakaladı. Hançerini göğstünün buc teyze, ha! Muka: sırada | Böyle gecelerde orada, yalnız | Fatyun ile bakire kızın akrabas | disi de atladı. Kölele Kılıcı da boğarında sarkıyordu. | dudaklarına | Yahudi Reis öldürüldü.. bir Yıl Sonra bir Kanlı Ziyafet bu; Adeti Kökünden Kaldırıyor! Yazan: ORHAN RAHMİ ,'i'_' tam ortasına ve sapına kadar sapladı. Darbe, olmuştu. Fatyun, çok giddetli ve seri hırıldayarak yuvarlandı. Malik; — Köpek! -diye bağırdı kan- larını içtiğin bekireliklerin b0- nuncusu, bak, sana ne tuzlü mal oldu?. Ve kılıcımı, Fatyun'un kafa Yahudi relsin bur- nu kirilmiş ve alaının sol ta sna çaldı.. rafındaa — sağ çenesl altına kadar derin bir yara uçılmıştı. Derla bir bucltu işitildi ve Fat yoan bir daha kumldayamamak üzere öldü. Biraz sonra — kale dibinden bir 1slik — sesi işitildi Gene kız, kardeşinin — kolları srasındaydı. Yakarıden — ucuna ağaç dali bağlanmış bir. İp sarktı. Malik bir ilmek yaparak kızın beline geçirdi ve, — İpl tad, Şimdi çekecek ipi tekrar dıvarının ler! Dıvara çıkinca aşağıya sarkıl! Dedi. Evvelâ yarıçıplak kız, sonra delikanlı dıvarın Üstüne çıktılar. Delikanlı, ikinci bir ameliye ile hemşiresini dışarıya sarkıtıb indirdikten sonra ken- lara saklanan dört atı getirdiler. On dakika geçmemleti: Dört süvari şimal — istikame tindeki yola daldılar ve bütün sür'atlerile kaçmıya - başladılar. . Bir yal bonra ddi. Cessani'le: | rin reisi Ebulebele'nin Mediye givarındaki Yahudi'ler özerine doğru yürüdüğü duyuldu. Yahudi'ler telâş içindeydiler: — Neden bu?. Ne oluyor?. Eğer Ebulebelenin yanındaki insanları görmüş olsaydılar, bun- ların arasında Malikin de bu. lTandoğucun — farkına varır ve dehşetle ürperirlerdi. Filhakika Malik Medine'den kaçtıktan sonra Gassani'lere il- Hlca etmişti. Ebu Cebele, mülteci relsi büyük bir iltifat —ve alâku ile karşılamıştı. — Malik — hâdiseyi uzan uzadıya anlatınca çeyh derbal kararını vermişti:; — Arab'lık banun altında kalmamalıdır.. Ve ondan sonra İşte uzun bir sefer için hazırlık başla: mıştı, Gassani'ler ordüsu çok büyük ve kuvyetlidi.. Medine Yahudi leri başlarının ucaünda büyük bir kılıcın sallandığını görüyor. lardı.. Gassani'ler — yaklaşınca, Yahudi relsleri toplandılar, va- ziyeti konuştular: Onları parlak bir şekilde kar: şılamağı, bir heyetle relse hedi- yeler yollamağı kararlaştırdılar.. Başka türlü hareket edilemezdi. Çünkü Gassani'lerle boy ölçüşe- miyeceklerdi. Arab ordusu Me- dine'ye yaklaşmıştı. Bir Yahudi müfrezesi uzaktan orduyu gör- müştü: Bütün ovayı kaplıyan, müt biş bir dalgaya benziyorda... Dehşet içinde geriye dönerek haber — verdiler.. Gasaani'lerin iyi bir niyetle gelmedikleri mey- dandaydı. Fakat verilen kararı tatbikten başka çare yoktu.. N | lık. Ebu Cebele, Yahudi heyetini Htfatla kabal etti. — Sisl dalma iyi olmasımı İsterim. Dedi. Bu heyetin yüreğine eu serpmişti. Oh, teh- lkeyi atlatmışlar demekti. Rela bununla da İktifa etmemiş, Iki gün soora bir ziyafet İçin Me dine yakınında bütün Yahudi relslerini etmişti. —Ar. tk arada korkacak birşey kal saverim. — Aramızın sözler, davet mamış demekti. Ziyafet akşamı, Şeyhin geniş çadırının. içinde büyük hazır hıklar vardı. Etrafta meş'aleler yanıyordu. — Neferler —uzaktan maval okuyorlardı. Ve Yahudi —kalelerinin — etrafında da ayni hareket Sanki bir bayram gececi İdi. Relsler mürekkeb heyeti ağır uzağa vardı. den, zenginlerden büyük bir Yahudi ağır ziyafet mahalline geldi. Ve blszat Eba Cebele ile ku maudanlar tarafından kaşılandı. Artık sofruya — oturmuşlardı.. Gümüş bardaklar içinde bol bol şarab geliyordu. İleride de muganbiyeler koside okuyor, zilleri çarpıyor, dümbelek çalı- yorlarılı. Bir aralık sofrada bir şahe peyda oldu, Bu, Maliki İbni Aclandı. Yahüdi relsle: rinden birkaçı onu tanımışlar, sapsarı kesilmişlerdi. Onun gö- rünüşü hayıra alâmet değildi. Rels bir aralık Yuhudi'lere sordu: — Sizde Bir âdet — varmış.. Evlenecek kızları evvelâ kendi ağoşunuza — çekermişeiniz — de- Bi mi?.. Ne korkunç, ne münalı bir saaldi buz. Mecllein meş'esini birdenbire sönmüş ve bir tehli- ke rüzgürı esmiş gibiydi. Sit bunu yalnız kendi kızlarınıza değil Arap kızlarına da teşmil etmiş siniz.. Yalan m?:. Ve bana mütcakip Malik'i gösterdi: — İşte bir rols ki, sizin ah: Tâkazlığımızın uğtunda — diyar diyar kaçerak bana gelmiştir.. Tam bu sırada reis öksürür gibi oldu.. Ve hu öksürme, meclisi kanlı bir mezbahaya çevirmek içla kâfi geldi. Yahudi retaler tozağa düşü- rülmüşlerdi. Arkalarında ayakta duran Gassani cengâverleri ba öksürük Üzerine derhal kılıç ve hançerlerini — sıyırarak - Ya- hudi relslerin üstüne atılmış. lardı, Derin burıltılar, acı, keş. kin çığlıklar ve yalvarışlar gök- çıkıyorda. — Gövdelerden koparılan kanlı - kelleler, birer birer sofranın üstüne atılıyor ve Ebucebel mermer bir hey- kel gibi onlara bakıyordu.. — Söylesenizel. lere .. Yahudi relslerin uzun müd det hüküm süren bir İşte böyle bir ziyafet sonunda ve kanlı bir besaplaşma ile 20 na ermişti. kanunu Kız Kaçırmış Kuşadasının yayla köyünden bir kızı zorla kaçırmakla suç in Dürmüş şehrimiz- ağırceza zaahkemesinde bir yıl ağır hap te mahküm edilmiştir. Kaânotanaani 30 (NMN Borsa ——— .e.m— Borsada dünkü üzüm ve za- hire satışları — aşağıdaki — çekli. dedir. üzüm Satışları Ç. Ahıcı KÜŞİME 17 L. Reciyo 16 16 17 Alyoti 14 15 13 Alyoti bita. 17 17 10 Vitel 4 4 57 Zahire Satışları C. Cimsi 620 Buğday 78 Arpa 8 Bakla 12 K. darı 43 Fasülye 3 B 300 kental pala. 210 450 132 B. pamak — 50 50 50 TT LN Acıpayam'da Soyadı Alanlar. Acı- memur- Acıpayam (Husasi) — payamda soyad. alan ların adlarını bildiriyorum, Kaymakam bay Ahmed Hik. met Akman, müfus memuru bay Hasan Basri Ersoy, nüfus kâtibi bay Mehmed Orhan Ar- kan, inhisarlar memuru bay Hulüsi Alpata, maarif memuru bay Osman Korkut Akol, iera memuru bay Sabit Pork, mal müdürü bay Şaban Okan, sıh hat memuru bay Baki Özata, tabrirat kâtibi bay Salâhiddin Özmen, belediye kâtibi bay Feyzi Akgündüz, bukuk ha- kimi bay Mehmed Besim Yıl- maz, hâkimi bay Sald Durüsoy, müddelnmumi Bekir Sıtkı Erakman, ba; ceza bay Şevket Gürcan, baytar bay Husan Kandemir, varidat kâtibi bay Tulha Güreacar, varldat kâtibi bay Ahmed Cevdet Ake Gündüz, Yüregil muallimi bay Hüseyin Adil Öztürk, Satırlar K. kumandamı bay — Müstafa Demir, Satırlar K. kumandanı bay Küzım Çetin, Satırlar K, onbaşısı bay Eyub Yılmaz, ad. liye sivari mübaşici bay — Mus: tafa Öğüt, müstantik bay Hadi Tanman, kızılbisar baş okutka: nı bay Asım Güner, muhase- bel hüsüsiyo — tahsildarı bay Tevfik Bilsay, telgraf çavuşu bay Ali Riza Askın, kaza jan- darma K. buy — İsmail Hakkı Seçgin, askerlik şube reisi bay İsmall Hakkı Erdoğan, askerlik muamelât memuru bay Rahmi Özer, muhasebel hususiye me- mura bay Hüseyin Erdemir, baytar küçük sıhhat memuru Asım Güngör, tahrirat — kâtibi refikı bay Lütfü Tüzün, Ke- lekçi mektebi baş okutam bay Ömer Özkan, muhasebel hüsu- siye tahsildarı bay Musu Kâzım Bozkurt, Yatagaa mektebi baş okutkanı bay BH. Hüsnü Aslan- kora,, banka memuru bay Ali Zeki Verimli. Muğla'da Yağ- murun Tahribatı. Muğla, 29 (A.A) — Vilâye- tin her yerinde sürekli yağımur- lar yağmıştır. Yağımur çok sü- rekli olmuş, Karabağlerda bazı fidan ocaklarımı — sel basarak zarara sokmuştur. Maamafih vakit erken olduğunnan fidan: ların tekrar dikilmesine başlan: mıştır. Son 24 saat süren yağ: murdan beher metre murabbar- na düşen yağmur 137 milimet: redir. Bu esurelle vilâyetin yağ- mur ihtiyacı giderilmiş oluyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: