22 Mayıs 1935 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

22 Mayıs 1935 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Mayıs UNUN , “mob'ller ) “nllşuyorlar. Ka € kulübün tertib ettiği Btzintisinde bir uygunsur- *& y H, Uf Gazetelerin yazdıklarına Nııı tran Alsancak - İstasyo. * hıı:' dakikalık bir gecikme J.,_ dğ.. Ödemiş'den dönüşde M elli dakika gecikmiş dakikayı şöyle bir kenara Fekat, elli d ge Şekilir, yutulur şey değildir. N.:h Otobüsler bile şu son |w * sanile hareket ederlerken, M Bezinti treninin vaktini *li dakika g’ Tekoru) kırmaktan başka Mij maz... İzmir Atletizm he. NW::. kulübe bir madalya ü ir duygu he gelen bir duygi Mes'ele unutulub gitmişken, kolüb sekreteri işi yeniden Dünkü ANADOLU'da, sek- NY Nâmnı şöyle demiş: ü dakikalık gecikme: in, vagonların, teker- dingillerin, rayların hiçbir ü—qhkıuı. Bütün kabahat, gez- N%—Wen'e. Bozdağ'a götü- M»mm aiddir. Eğer bu —— drzaya uğramamış - ol: Ben de gecikmezdi... AL LA © otomobiller... Meğer bü.- t::"hıı Ödemiş otomobillerin. rde bizim —haberimiz yok- ai “ring kulüb bana da caba: ""dn'ı" gönderseydi, - gezgin- ——.ü.dıklkı gecikdiren o olo Ş © baddini bildirirdim ben.. Ng_ı:ıhııııı yazarken — telefon anıyorlarmış.. Telefona İk gi tomobil kornetine — benzi h—I: K & î:hu';ı isliyorua. Uyurun ben Şakacı'yım.. ky,__lı'ıde Ödemiş — otomobil. — Olomobil konuşur mu yahn? n İşe: sem de çaş, biz de ,%no'l'wiı. kulüb sekreterinin & d0 Vd diyevi çıkınca Tanrı STi Yani senin anlıya. K Uşmya başladık. S Sok güzel.... Ne istiyorsunuz? m. mazin — korunmzsanı,.. M otomobillerin - ârızaya M söylüyor amma, iş başka.. < Sedir o başkalık? Wi ,*ıvnulm genel kurultayı üye < düymasınlar e mi? ü ı)“Yııııılı.ı—. © ise söyleriz: Ârızaya ÜÖyle tî_ biziz amma, uğratan baş ee © karıncası yahu... Şakayı :. bizi dinle.. ça & ne? F, Yol. < kacı Çah“n Kazanıt N:llhnmı ve — devrim ha Çalışan ve muvaffek ıı,,ı:::üvıı direktörlerine İ N““. takdirname gönderi Go Hll’lını sonra gzorakl Tet, Boğükkanlılık gös b.:_ Salışan Arnold, ne ya: “l'.:'hrını._ elleri, ayak- yi bir vaziyett dü: 5, aziyette sordu: B Oylyieiz, se ver, Bo ':ıc::llııuıxı'ı. bu - sualine İepiç Tadi, Baron İkzel ile p, '" de merak içinde İdiler. Slomobili Şbemen yolun * kadar sürükledi ve " Sonra kızgin bir ta tuale cevab verdi: Günün Şar duyukları Köy Muhtarları Kursun- İzmir -- İstanbul Arasın- da Dersler Devamdadır. | da Telefon Muhaveresi.' Muhtarlar, Yeni Alacakları 'l'a;»î)’ar(— Işi Kolaylaştırmak ve Düzeltmek Için Yeni Tedbirler Alınıyor. Için Bisselerini Veriyorlar. Köy muhtarlarile kâtiblerine mahsus Halkevinde açılan kure ta verilmekte olan dersler bu akşam bitecek ve kure dağıla- caktır. Şarımızda ilbaylık köy: için olduğa gibi bütün ilçebuylıklarda da kurslar açıl maktadır. Bu ay sonunda her yerdeki kurslarda dersler bitmiş olacak ve köy kütibleri bir yoklamadan (İmtihandan) geçl. rilecektir. Ba yoklamada mu- vaffakiyeti görülmeyen kâtibler çalıştırılmıyacaktır. Kursdaki muhtarlarla — köy kütibleri yarın şarımızdaki bazı mücaseseleri 2iyaret edecekler. dir. Dün akşam kursta arıcılık bakkında verilen ders çok fay- dalı olmuş, Bürmava — tarım (Ziraaı) — okulandan 40 kilo bal bir de — kovan — getirile- rek müubtarlara gösterilmiştir. leri Bugün de mektabçu Bay Ba ha Koldaş, İlbaylık malyet me muru Bay Yaşar, ülçü müfettişi, orman direktörü, tapu ve ka dastro direktörü, öğretmen Bay Rafet köycülüğe, yasalara, ölçü işlerine ve fidancılıkla salreye dalr dersler vereceklerdir. Kura- larda toplansn muhtarla ( Köy mubtarları tayyaresi) için hisse lerine düşen paraları Türk tey yare cemiyetine vermeğe başla mışlardır. Bazı muhtarlar his selerinden duha fozla para ver. mek - süretile bu İşe yardım etmektedirler. Alınacak ( Köyler tayyaresi ) için köy büdcelerinde gelirin yüzde bir buçuğu nlisbetinde hisse ayrılması — kararlaştırı! mıştır. Böylece iki yılda 30 önemli | bin lira elde edilecektir. Ege Bölgesinde Ekono- mik Durumumuz. Borsada Ne Kadar Satış Yapıldı ve Ne Sevkiyat Yaptık? Bölgede (Mıntakada) muhto Hf mahenllerimizin ekonomik durümuü bakkında tcaret oda sınca bir rapor hazırlanınıştır. Bu rapora göre Hisan sonuna kadar İrmir boraasında 44,381,2 ton üzüm satılmıştır. Fiatler 8—16,25 kuruş arasındadır. 30-3-935 tarihinden 27 d 986 tarihino kadar İimanımızdan yabancı ülkelere 2,445,4 ton üzüm ihraç edilmiştir. Mevsim iptidasından 27.4.35 tarihlne kadar muhtelif ccnebi memleketlere — 44,888,6 ton üözüm ibhraç edilmiştir. Mart ayına ayında borsadu üzüm satışlarında fiat döşüklüğü — görülmüştür. Bir öylık satış miktarı mart satış- larından 775 ton fazla olmuş tor, Şimdi bütün bölgedeki stok miktarı 7500 ton tahmin edilmektedir. İacir: Mevsim başlangıcından nisan sonuna kadar Borsada 17,687,1 ton İncir satılmıştır. Bir ayda hurda Türkee'ye çevirea: IZCI patladı. Otomobilde bulunanların hep: &i indiler. Şapılacak — şeydi bu... Otomobilin iç ve dış lâstikleri, daha yeni ahomıştı. Montazam bir cadde üzerinde lâstik pat laması ne demekti? Şoför, çok ağır bir küfür savurda ve ilâve ettk — Sağ arka lâstik patlamış .. Feleruva, şaşkın bir vaziyette mırıldandı; — Niçin, neden patladı? Bu sırada otomobile yaklaşan hüviyeti meçbül bir adam, Fe- rihlne kadar İlmanımızdan dış ülkelere 453,5 ton İnc'r İhraç edilmiştir. Mevalm ibtidasından 2. 4 35 terihine kadar yapılan İhracat 28,226,5 tondar. Mart ayıma göre nisan ayında Borsada mu- amele gören hurda İncir fiat- lerinde kilo başına 37,5 san- tim yükseklik görülmüştür. Mevsim — sonu olduğundan İncir wtoku kalmamıştır. Pamak: Nissen ayında bor- sada 324,7 ton pamuk — satıl- mıştır. — Flatler 86—47 kuruş arasında İdi. 27-4-935 terihine kadar limanımızdan dış mem- leketlere 3,551,5 ton pamuk ibraç edilmiştir. Mart ayı flat- lerine göre nisan ayında pa- muük - fiatlerinde — düşkünlük vardir. Genel(bölgedeki pamuk istoka 1400 tondar. . Ödemiş kazasındaki elmalar- da bir nevi kurd üremiş ve zarar yapmıya başlamırtır. Bun- lara karşı yapılacak savaş İçin zirast mücadele İstaa- el eli İzmir'le — İstanbul arasında | mayıp yalmığ bir. muhavere ya otomatik telefon görüşmeleri | pacak olanlar telgraf gişesine yi bir şekilde yapılmakta ol- masına rağmen İzmir - Ankara arasındaki görüşmelerde aradaki mesafenin uzaklığından ses de- rinden geliyormuş gibi boğuk yanaılamaktadır. — (Aksetmekte- dir.) onun için İzmir - Ankara görüşmeleri İstanbol vasıta ol- mak suretile yapılmaktadır. İz miİr posta, telgraf ve — telefon baş dizektörlüğü bu duramu Bayındırlık — Bakanlığına — bil dirmiştir. Lüzım olan tedbirler — alına cak ve yakında İzmir Ankara arasında da pürüzsüz görüşme lere başlanacaktır. İzmir otomatik - telefon — şir. keti; herhangl bir vasıtaya — ve santrala müracaat — edilmeden komşu şarlarla telefon görüşme. sİni doğrudan doğruya — yapa- bilmek için bir makine getir: meğe karar vermiştir. Bu mu- kine İzmir eaatralına kondak. tan sonra İzmirdeki konoşucu kendi yazıhaneslndek! - telefon makliaesile dilediği yerle konu şabilecektir. Bu muklucde gö- rüşme dakikalarını muntazam bir. şekilde kaydeden bir de saat vardır. r Şarlar arası telelfonile görüş mek İçin postaneye para yatır. mak ve bu para mükabilinde alınacak makbüzu telefon v01- yetesine vermek, ondan — soora konuşulacak bir telefon maki- nesl bülmak — gibi — zorluklar vardır. Posta, telgraf ve - tele fon — baş direkörlüğü bu zor: Takları ortadan kaldırmak için telgrafhanede bir telefon gö rüşme köşkü yaptırmaktadır. Telgraf haneye depozlta — yatır. Bir Izah Dünkü sayımızda — Ziraat direktörlüğünün — bahçecilere bir öğüdü vardı. Bunda, zer: zevatlara saldıran böcü börtü lere karşı yapılacak İlâç an- latılıyordu. Fakat bu anlatım da bir tertib yanlışlığı olarak (Beş, allı kilo tütün tozu) deneceği yerde (56) kile şek- Hinde çıkmıştır. Bahçecileri. mizlin buna dikkat etmeleri lâzımdır. para yatıracak ve ayni yerdeki telefondan letifade edeceklerdir. Şarlar arası telefon görüşmesi için posta, telgraf ve telefon genel direktörlüğü tarafından görüşmeleri altıya çıkaracak bir kurantortör - cihazı satın alına caktır. Şimdi meselâ İzmir'le İstanbol arasında yalnız bir kişi görüşürken ikinci blr kişi gö rüşememektedir. Bu — makine yerine konduktan sonra İstan- bul ve Aakara arasında ayni zamanda altı kişi görüşebile- cektir. Borsada üzüm Satışları. Saat Kaçda Yapılacak? Borsa idare kurulu mevsim dolayısile bügüne kadar hergün eant ondan on üçe kadar ya pılan üzüm sstışının bundan tonra on ikiye kadar yepılma sını kararlaştırmıştır. Bogünden itiharen zahire salonunda zahire alım-satım müameleleri de tıbki üzüm gibl saat ondun on ikiye kadar yopılacaktır. Diğer saat ler içinde satış yapılmıyacaktır. Yasaktır Izinsiz Ağaç Kesilmez Menemen'in Emirâlem snır- larındaki çem ormanlarından; Karşıyaka'nın Alurca köyü tah:- tacılarından 20 kişi tarafından 89 büyük çamağacı kesilmiştir. Bunlar tutulmuş, adliyeye verlil- miştir. İlbaylıktan bütün İlçe- baylıklara gönderilen bir bildi. rimde ormanlardan müsaadesiz ağaç kerenleri bükümete bildir. miyen muhtarların hemea İşten el çektirilmeleri ve bir ibret olmak üzere adlarının bir bil. dirimle toşbiri emredilmiştir. Beraet Etti Nazilli, (Özel) — Sulistimal den zannaltında bulunan ve mevkufen muhakemesi görülen Horsunla eseki muhtarı bay Mehmed çavuşun uzün zaman: danberi devam eden duruşman bitmiş, mahkeme Mehmed ça- voşmn suçü olmadığını — tesbli etdiğinden beraetine karar ver A 4' miştir. amar” lerava'ya cevah verdi: — Bu bir lüsük patlaması bâdisesi değildir. Lâstik, atılan bir kurşunla delinmiştir. Feleruva, hiç beklemediği bu cevab karşıtında kızardı, bo zardı; — Vay cavına... Bu silâhı atan kimdir? Fakat hayır, hiç tahmin etmiyorum. Buna kim cetaret edebilir? Meçbül adam israr etti: — Evet, evet... Bir karşun deliği... Lâstiğo bakınız, bu bir kurşun yarası değil de nedir? Bu İş gerçekten böyle ldi. Otomobilin — âstiğindeki delik bir kurşanla açılmıştı: Felerava da buna kani oldu ve hemen yerinden fırlıyarak yaya kaldı- rımına çıktı. Baron İkzel telâş ve heyecanla bağırdı: — Dostam dikkat!.. İhtiyatlı ol.. Buraya gel... Artık ne oldu İse olmuştu. Felerava, Amerika'lı polla hafi- | yesinin ibtarlarıda biç ebemmi yet vermiyerek bir Jpuca elda etmek İstiyor ve dikkat kesilen | gözlerile etrafına, ileriye ve arkaya bakıyorda. İki zabıta memuru derhal akıllarını başlarına topliyarak vaziyeti muhakeme ettiler ve şu neticeye vardılar; — Gürültü olduğu, lâstik patladığı sırada yanımızdan bü yük bir otomobil geçmişti.. Aldanmıyorlardı. O müdhiş gürültü olduğu sırada, büyük bir otomobil yıldırım hızlle ge- çerken, pençeresinden uzanan bir eli tuttuğu otomatik bir tobanca İle ateş edilmişti. Fakat artık ne yapılsa boştu. Atı alan Üzsküdar'ı geçmişti. | eden bükü Bu büyük otomobil kimindi ve ilâhı kim atınıştı? Bunlar öyle suallerdi ki, o la — derhal cevablarını vermek mümkün olamazdı. Genç Amerika'lıya gelince: O müdhiş gürültüden sonra, Rodney Arnold bir kedI gibi köşeye büzülmüş, fstimdad zla Baron İkzel'i tözüyorda. Nihayet dayanumadı, Amerika'lı polis hafiyesinin diz lerine yatarak iİnledi: — Felâket yakamı bir türlü bırakmıyor!.. Ikzel'in Plânı Vuk'adan bir saat tonra, Pa rls polis müfettişi Bay Jak Etl- yen büdiseyi tahkike başlamış bulunuyordu. Bay Jak değerli ve eskl bir zabıta memuru idi. | Beyaz sakallı müfettiş, Felerava ile karşı karşıya oturmuş, derin M Satakfe — SÜMNN — Düşündüklerim... Edebi: Gölgem -Asım İsmet Kültür'e - Gölgem önüme düştü.. Ta arkada kalan sokak elektiriği, gölgemi — glttikçe — büyütüyor, dağıtıyor, ağırlaştırıyor. Kendimi, yere yıkılmış, ka: ra demirden bir heykel — sanı- yorum. Bakıyorum gölgeme: Bu ne kaba, bu” ne biçimsiz şey böyle? Bacaklarımla omuz- larım arasındaki denkelzlik ve uygunsuzluk beni sinirlendiri. yor. Bir kara külçesinin üstüne konmuş, küçük bir — bilyeyi andıran yamrük kadar başım, benden kopmüş, ayrılmış da otüz. adım — İleride duruyor. Aydınlıkla karanlık, beni ara: larına almışlar, sanki maskara: ya çevirmişler. Kolumu — kaldırıyorum, göl- gemde bir — çirkin çarpıklık oluyor. Avağımı kaldırıyorum; — pan: talonumun — paçalarının yırtık birer paçavra gibi sallandıkla- rını görüyorum. Gölgeme doğru yumruğama sıkıyaram: Yumruğam görünmlyor göl- gemde,. Ona da gelmiyor bile! Ayağımı — üzatiyorüm, onu çiğnemek — İstiyorum. — Yirmi, otoz, kırk santim.. Elli oldu, altmış oldu. Ayağımı açıyorum, daba, daha açıyorum. Ve yerde azanan — karaltının üstüne sıç: Tıyorum: O da benimle beraber sıçıı: yor, ayak üs.ü dikiliyor. Şa- kaklarım — tatuşmuş; — yüreğim çarpıyor, başımı yamrrıkliyoram: O da onu yapıyor. İri birer veryosa benziyen yamruklarını kaldırıyor, başını dövüyor. Bu, gölge değil, sanki Hind orman- larından kaçıp ta bü cokakta karşıma çıkan bir maymundar; me yaparsam kargılığımı veriyor. Darayor, kendimi - topliyo: rum. Sonra bir dell gibi geldi.- gim sokağın ağzına. aşığın sal- landığı yere doğru koşüyorum. Başımı gerl çekince görüyo rüm ki, oda küçülerek, kıvrı- larak, çarpılarak geliyor. Fakat tam işığın altına ge- Hnce, birdenbire kayboluyor. Dört yanıma bakıyorum: Yok!. Bir şeytan gibi gözden uzaklaşıp gitmiş!. Alnımdan sızan teri, karşıdan esen rüzgâr kurutayor ve Üşü- yorüum. Sinirlerim mi bozuk, hasta mıyım; neyim ben?. Hani © gölgemle, ©o kara maymun ne oldu?. Orhan Rahmi Gökçe — Sonu Gıncı tahifede — bakışlarla ondan malümat alı- yor ve mütemadiyen — snaller soruyordu. Polla müfettişi, lâs: tik patlama hâdisesi olur olmaz bir tedbir. alınmamış olmasını hatalı buluyordu. Ona göre, içteden — silâh atılan otomobili dardüurmak — ve içiadekileri ya- kalamak mümkündü. Feleruva, sedece dinliyor ve cevab ver. mek fırsatını arıyordu. Polis müfettişi çok hiddetli idi. Silâh atıldıktan sonra ara- dan geçen zamuan zarfında bir- şey yapılmıyarak haroketsiz ka- bumiş olmasını bir türlü affe- demiyordu. Bir aralık yerinden kalkarak Felerava İle beraber — dışarı çıktı ve kapının önünde durmakta olan otomobilin pat- hiyan lâstiğini gözden geçirdi. Folerava daba fazla dayana: — Sona var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: