16 Ağustos 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

16 Ağustos 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fransova'yı İspanya'da halk ve asılzadeler muhteşem bir alay şeklinde takibediyorlardı. Kral bukadar seyahata rağmen memişti. Fakat Guadelajara'da Dük dö 1'İnfantado tarafınhan kar- şılandı, şerefine üç gün ve üç gece ziyafetler, balolar verdi. Bu ziyafetler esnasında bi- rinci Fransova Dük'ün fevka- lâde güzel olan kızı Briyando- yu gördü. Bu güzel kızla dan- setti Aralarında gizli bir inci- zab husule gelmişti. Bu sırada, Dük dö Burbon- da müzakerat esnasında mena- füni müdafaa için gelmişti. İmparator Dük'ün Marki dö Vilâno'nun misafiri olmasını emretti. Marki imparatora: — İmparatorumun iradesine muhalif hareket benim için mümkün değildir. Fakat Dük gittikten sonra, mekruh bir yer olacağı için şatomu ya- karım. Çünkü bu adamın otur- duğu bir yerde erbabı namus için oturmak mümkün değil- dir., Demişti, * .. Fakat Şarlken'in izi yoktu henüz.. Bu surette birinci Fran- sova Tabedo'ya geçti. Alkala'da onbirbin üniver- site talebesi esir kralı fevka- lâde tezahüratla karşıladılar. Nihayet büyük - yorgunluk- lardan sonra Madri'de vardı- lar; kral evvelâ bir kaleye sonra ÂAlkazar |Elkasr)ın ka- ranlık ve havasız bir dairesine kapatıldı. Bu daireyi, yerden yüz metre yüksekte bulunan demir parmaklıklı bir pençere tenvir ediyordu. Bu dairede bir karyola, iki masa ve bir iki sandalyadan başka birşey yoktu. Fakat an- nesi, Fransa'nın bir hatırası olmak üzere güzel kokulu esanslar gönderdi. Hemşiresi Margrit de kitaplar hediye etti. İmparator kralla bir türlü mülâkat etmiyor, Fransova da arazi terkile alâkadar müzake- relere yanaşmıyordu. Fransova, bu karanlık dairedeki mah- pusluk hayatının uzun sürece- ğini anlıyordu. Kral ara-sıra bunun pençe- reden Godarama - tepelerini seyrediyordu. Ne haşin man- zara idi, bu?.. Fakat geceleri büyük bir ıstırab hissediyor, ara-sira, kendi kendine: — Fransovaz! Diye bağırıyordu. Bu güzel kadının gece ha- yatına şimdi bu yalnızlıkta ne kadar hasret kalmıştıl.. Esirlik, yalnızlık Fransova- nın-asabını çok sarsmıştı! Ba- sit karyolasında geceleri bir türlü nihayet bulmuyor ve bu defa da: — Meş'um kadın, uğursuz Fransovaz! Diye söyleniyordu. Kendini bu hislerden kur tarmak için bir çare bulmuş- tu: Margrit'in uzun, yarıdan fazlası manzum — mektuplarını okuyor ve bu kâbuslardan kendini uzaklaştırıyordu. Fransovaz! Birinci Fransova BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA Çeuı'ren?î"îcmseddı'n Be;i—ııîl;ı Hain Dük'ün aleyhindeki cereyan çok büyük ve derindi.. hâlâ Şarlken'le mülâkat ede- | e Ti Margrit! Paris parlamentosu münadi- | lerle “Kral ve parlâmento aleyhine kötü söz söyliyenle- rin cezaya çarptırılacaklarını,, | ilân ettiriyordu. Halk münadilerin etrafında halkalar teşkil - ediyorlar ve bn emirnameyi dinliyorlardı. Evet, Paris'te yeni bir teh- like husule geliyor demekti: Bozgundan kurtulabilen asker- ler, bakkal ve sarraflar birer, ikişer Paris'e gelmeğe başla- mışlardı. Bunlar arasında hain Dük dö Burbon'un aylıklarını vere- mediği Alman ve İsviçre'li askerler de vardı. Bunların hepsi de başıboş, tehlike ve muzırdılar. Üçü beşi bir arada korkunç bir çete halini alıyorlardı. Bunla- rın hırsızlık ve yağmaları hu- kuk ve ırzlara tecavüzleri haddi aşmıştı. Bunlar ayni zamanda boz- gunculukta yapıyorlar, ordu ve memleket hakkında bir sürü yalan malümat veriyorlar, mü- balâğalı şeyler anlatıyorlardı. mu var — Memleket İıözeğr ıığfç_lfr İspanya'd 1935 senesinin 16 Kânun- evvelinde papaz Anrikez ida- resinde yirmi dört genç spor yapmak üzere kıra çıktılar. Bir ağaç kümesinin gizlediği bir yerde durdular ve bu ahi- ret adamının idaresi altında silâh talimine başladılar. Bay papazın katrani libası altında mükemmel yepyeni — bir mavzer filintası saklı idi, Fakat *bu talim çok - sür- medi, sert ve amir bir ses ırkasıııdıı): ve Diyaribekirde iktısadi ve içtimaf hayat. Tren büyük değişiklikler yapmıştır. Bele-| diye ve halkevi çalışıyor.. Diyaribekir, (Hususi muha- birimizden) — Tren, Diyarı- bekir'de büyük değişiklik yap- mıştır. Bilhassa iktısadi sahada büyük bir kalkınma - vardır. Buğday ihracatı 680 artmış ve bu mikdar otuzbin tona ulaşmıştır. İstihsal miktarı se- neden seneye artımaktadır. Va- sati yedibin ton istihsal edilen prinç tren tarifelerindeki yük- seklik dolayısile ihraç edile- miyor. Canlı hayvanlar ve bunlar- dan temin edilen imalât iyi para getirir. Kitre ve mazı ihracatı da iyidir. İki ipek, bir tuğla ve kire- mid, iki un, bir buz ve inhi- sarlar idaresinin içki fabrika- ları faaaliyettedir. İpekli ma- mulât bütün civar vilâyetlere gönderildiği gibi koza ve tel ipek ihracatı da mevcuttur. Dibagat iptidaf bir halde- dir. Ham deri civara gönde- rilir. Merkezde 50-60 poşu ve Çermik kalasında da köylü ihtiyacına yetecek miktarda dokuma tezgâhı mevcuttur. Belediye elektrik ve su tesi- satını ikmal etmiştir. Yarım milyon lira ile vücude gelmiş olan heriki tesisat gayet mun- tazam ve mükemmeldir. 933 de Yapılan mezbaha 19 bin liraya çıkmıştır. Yıllık varidatı kırk bin lira ve etin kilosu yirmiiki buçuk kuruştur. Kanalizasyon tamamlanmıştır. Büsene asri mezarlık, iki umumi helâ, bir semt bahçesi, büsbütün kimse- siz ve fakirleri himaye edecek bir mücssese, bir pazaryeri, hususi teşebbüsle ekmek fab- rikası ve toplan meyva ve sebze satış pazarı yapılacak, bağlara su getirilecektir. Ata- türk'ün hatırasını taşıyan Sa- man köşkünün tamiri ve ÂAta- türk heykelinin dikilmesi de busene mesaisine'dahildir. Yap- tırılan plân mucibince yeni şehir istasyonla sur arasında kalan sahada yapılacaktır. Halkevi örnek bir faaliyet içindedir. Evin bazı şubelerine aid faaliyet umumi merkezin takdirine mazhar olmuş ve bu çalışmanın diğer halkevleri için nümune tutulması tavsiye olun- muştur. Yüzlerce konferans ve söylev veren, inkılâb âsarını oynıyan, yüzlerce toplantı ter- tib eden, birçok sergiler açan, futbolda Çukurova birinciliğini kazanan, keman, piyano, Fran- sızca, İngilizce, İtalyanca ve yürdbilgisi kurslarımı devam ettiren, iki mühim eser çıka- ran, Kitapsaray mevcudunu üç bine ulaştıran, köylülerle yakından alâkadar olan, şehir- deki yüzlerce kimsesiz çocuğu giydiren, fakirlere her yıl ilâç, mahrukat ve para dağıtan, çar- şaf ve peçe mücadelesinde ka- zanan, Diyarıbekir tarihini ya- zan ve işsizlere iş bulan Diya- mbekir Halkevinin faaliyeti her türlü takdirin fevkindedir. Halk evi içiıî ikibin kişilik salon ve zengin 'dekorlu sahneyi muh- tevi muhteşem bir bina yapıl- maktadır. Diyarıbekir Hususi muhase- besi de yardımlarını zamanın- da yapmak suretile şehrin imar ve inkişafını temin ediyor. Bü- yük bir nümune çiftliği ve 24 aygırlık bir depo kurmuş, köy- lünün bakariye cinsini ıslah Bir papaz ve genç bir grup gizli silâh taliminde - General Franko'nun uzaklaştırılması ve asıl dava! İspanya'daki gizli teşkilâtın ölüm bayrağı — Eller yukarı, teslim olu- nuz! Emrini verdi. Evet, bu gizli talim heyeti, halk cephesinin hücum kıt- birinin baskınına alarından uğramıştı! Hâdise, tarasada geçiyordu. Gizli talimciler, silâhlı papaz: larla birlikte kasabanın idare âmirine verildi, bu da vaziyeti 60 kilometre uzakta bulunan Barselondan telefonla direktif istedi ve neticede hepsini de Barselon'a gönderdi. Katalonya'lılar bu hale gül- mekten katıldılar: Bir papaz, gençlere askeri talim yaptırıyor! Diyel Yani kedilerin sirke içmesi gibi birşey.. Halbuki büyük Napolyon'a karşı papazların İspanya'daki hareketlerini u- nütmuş idiler, Ve adli tahki- “Ölüm ekibi, cemiyetine mensup ol- kat ta bunların bir duklarını göstermişti. .. Bundan birkaç gün sonra Barselon avukatlarından biri- sine bir mektup geldi; mek- tupta eski bir dosta hitap ediliyormuş gibi : Dostumuz ve dindaşımız, Sende bize yakınlık görü- yoruz. Seni vazifeye davet edi- kurtaraca- ğız, allah için ya öleceğiz, yahud muzaffer olacağız. He- def; meşru kralımız Don Al. fonzo Karlos'tur; sırrımızı me- zara kadar saklamalısın, yok- yoruz. Memleketi sa seni hemen öldürürüz! OÖn üçüncü Alfons bizim için en menfur adamdır. Don Alfonzo Karlos'a sadakat ye- mini ettikten sonra bütün mev- cudiyetinle bizim için çalışa- caksın. Biz de işsiz kaldığın vakit sana iş bulacağız, ha- pis edilirsen seni kurtaraca- ğız. Paramız çok boldur. Denilmekte idi. Bu mektub, ölüm ekibinin bir teklifi idi. Krallık taraf- tarlığı yapabilecek kimselere gönderilmez, muvafakat eden- lere bir kilisede sadakat ye- mini yaptırılırdı. Bu suretle İspanyada yarı askeri ve gizli tethişçi bir kuvvet vücude ge- tirilmişti. Bu cemiyet, ne sağ cenah, ne de sol cenah fırkalarına mensup değildi. Don Karlosu için damızlıklar alarak uzun taksitlerle dağıtmış, telefon şebekesini tesis etmiş, birçok yeni ve modern binalar yap- mıaş, eskilerini tamir etmiştir. ölüm ekibi. nasıl teşekkül etti? Rejim; Türkiye'nin kuruluş — ve ilerleyişi içinde köyü, müs- — takil bir mevzu. olarak alisış- — tır. İnkılâbın ilk yıllarında 1 neşredilen köy kanunu, bu | düşünüşün mahsulüdür. Gerçi bütün yurd için devletçe alı- nan birçok tedbirlerden, köy- | lerimizde geniş ölçüde fayda- — landılar. Aşarın kalkması, bir — çok vergilerin indirilmesi gibi mali tedbirlerle, köylünün mü- kellefiyet hissesi daima azal- — tılmış ve hafifletilmiş - oldu. Buğday fiati korunurken daha — çok köylerdeki müstahsillerin — emeği, kıymetlendirildi. Sıh- hat ve kültür köye doğru her — gün biraz daha ilerledi. An- cak yürd hacmindeki geniş — tedbirlerden başka köylünün — de kendi topluluğiyle kendi — için — yaratacağı — kıymetleri vardır. Köy kanunu; köyün manevi — varlığına bu yaratma kuvve- — tini verecek selâhiyetleri ihtiva etmektedir. Ve kanun bu ma- hiyeti itibarile mükemmeldir, Ancak her salâhiyet; kullanıl» | makla - şüphesiz iyi kullanıl. — makla - verimli olabilir. İşle- — miyen salâhiyet ile mevcut — olmıyan salâhiyet arasında ne — fark vardır. ğ Kanunlarla verilen salâhi- yetler, kadrolarla canlanır. Bu- radaki kadro tabirile enerji- sini, salâhiyetin muhitini zor- hyacak kadar diri ve taşkın — tufan insanları kastediyoruz. — Köyler için bu kadro, ileri — düşünüşle — köylülerle onlara — öncülük edecek muallim, mü- tehassıs doktor ve idare ada- —— mıdır. Böyle bir kadroya ka- — vuşan muhitlerde köyün ve köylünün hemen değiştiğini — görüyoruz. Bu değişiklik yalı — nız köyün - sokaklarında, yol- lannda, yapılarında değildir. — bu kadar zaman tahtından mahrum eden, bütün bu fır- kalar addediliyordu. Bunların kanaatince sağ ve sol cenah rüesası birer birer katledilmeli idi ki İspanyada hükmedecek sade Don Alfonzo Karlos, yani bir asırdan fazla zaman evel tahtından mahrum edilen Ferd'nandın kardeşi ve kar- listlerin reisi Don Karlosun hafidi tek şef kalabilsin! İspanyada cumuriyetten son- ra yapılan siyasi cinayetlerin yüzde doksanı bu gizli cemi- yetin eseridir. Bu cemiyete mahut seyyar soğan ve sarım- sak satıcılığından yarım mil- yarlık adam olan Coan Marş tarafından bir kalemde 50,000 peçeta verilmiştir. Ceneral Franko, erkânıhar- | biyel umumiye reisi iken bir isyan çıkaracak - vaziyelte idi. Fakat bu hissedilir gibi oldu- ğgundan Kanarya ada'arına ko- lordu kumandanı sıfatile Mad- ridden uzaklaştırılmıştı. İspanya cümhuriyetinin yıl- dönümü olan 14 nisanda cüm- hur ve kortez meclisi ile ka- bine Treisleri — katledilecekti. Fakat yanlış bir hareket bu üç cümhuriyet reisini muhak- kak bir ölümden kurtarmıştır. Nihayet general Franko şim- diki isyanı çıkarabilmiştir. Fa- kat acaba muvaffak olacak mi? | Cümhuriyetçilerle komünist- lerin müdafaası cidden büyük- tür, İsyan hareketi, bu sebeble Buralarda yalnız - tarlanın, — ilk darbeyi yimiş bulunmak- havanın — kullanılış - tarzı ile tadır. Resmi hükümetlere karşı | Köylünün giyiniş şekil değiş- — yapılmak istenen darbei hükü- | memşktedjrı Asıl - büyük ta- metler, ilk hamlede muvaflak | havvül görüşte, anlayışta ve duyuştadır ve ideal Türkiye'- — nin istediği seviyeye kadar — çıkmaktadır. Şu halde yapılâcak iş, salâ- biyetle kadronuri ahenkleştirik mesi ve bilmiyerek veya bile- — rek işlemiyenlerin. murakabe- — sidir. Dahiliye — Vekâletinde kurulan şube, bu murakabeyi bütün genişliğiyle başarırsa, köy işinin hemen halledilece- — ğinde şüphe yoktur. Son günlerde yapılan bazı tebliğler bizi tatmin edecek kıymettir. Hazırlanacak - beş yıllık köy programlarının ana hatları verilirken ihtiyaç kadar imkân da göz önünde tutul- — muştur. Gerçekleştirilmiyecek — şeylere yer — verdirilmemekte titiz davranılmıştır. Bu esaslara göre hazırlanacak program vekâlete kadar geleceğine göre yüksek bir - tetkikten nra tatbiklerine geçilecek dem Biz, bunların başarılmaması mesuliyetini salâhiyette değil kadroda arıyacağız. Dahiliye Vekâletinin son kararları anlayışını değiştirecek mahi- yettedir. B Artık köy, inkişafa salâhi- - yeti kendi eline verilmiş muh- olmazlarsa, akim kalmış ad- dolunurlar. Vâkıa Nazilerin yakından ve büyük yardımları yardır. Hattâ Alman Nazi teş: kilâtının en selâhiyettar - bir | mümessili Volkişer Bobahter gazetesi mümessili sıfatile âsi- ler erkânı harbiyesinde çalış- maktadır. — Maamafih general Franko, general Kabanella ve general Mola muvaffak - olsalar bile kendi hesaplarına birşey ka- zanamıyacaklardır. Asıl dava, Dük Karlos, karlist davasıdır. İlk fırsatta bunlar da ko- münistler gibi sürü-sürü adem diyarına sevkedileceklerdir. Şimdi Karlistler eline esir düşen komünist ve cumuriyet- ciler; yalnız mezarlarına işaret edilmek için: — Adınız ne? — Yaşın kaç.. — Memleketin neresi?, Suallerinden sonra kurşuna dizilmektedirler. Yarın da Pri- mo de Rivera, general bilmem ne taraftarlarına sıra gelecektir! salâhiyetini iyi ve çabuk lanmak için kendine yol terilen içten ve dıştan yü len bir kuvvet oluyor. Bu rütme işini üzerine ık kadrolar isc devletin sıkı mu- rakabesine tabidirler. Bütün bı şartlar içinde ideal Türkiyı köylerinin peğ yakında kuru- lacağını emniyetle bekliye İriz. Kemal Ünal Bu akşam Kemeraltı'nda Hilâl, Karataş'ta Santo, Ke- çeriler'de Yeni İzmir, Irgatpa- zarında AÂsri eczaneleri açıktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: