8 Eylül 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7

8 Eylül 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zavallı adamın başına neler gelmiş! Bırıncı karsı zehir, ikincisi tabanca, üçüncüsü hançerle öldürmek istemiş A/tay A Ve nihayet dördüncüsü bu işi becerip herifi ortadan kaldırmağa muvaffak olmuş. Birinci karısı, zehirlemeğe, İkinci kanısı, altı el tabanca ateşile öldürmeğe, Üçüncü karısı, hançerlemeğe kalkışmış, Nihayet... Dördüncü karısı zavallı adamı öldürmeğe mu- vaffak olmuş.. İşte karilerimize bugün an- latacağımız feci ve garip ma- ceranın hülâsası... , Birleşik Am:rikı'dı Milvo- ki'de ticaretle meşgul YJozel | Barler ismindeki adam, kar- yolasında şakağından bir kur- şunla vurularak ölü bulun: Muştur. Polis katili bulmak - için fazla yorulmamıştır. Çünkü genç karısı cinayeti kendisi işlediğini söylemiş ve kendisi- ni adaletin eline teslim etmiş- , Kadın, hâdisenin bir kıs- kançlık yüzünden ve müdafaa vaziyetinden çıktığını da söy- lemiştiı. Diyeceksiniz ki bu ta Ame- rika'da olmuş bu hâdisenin her yerde her zaman tekerrür eden basit bir cinayettir. Va- kıa görünüş böyledir.. Fakat Şu aşağıdaki satırları okursa- diz, meseleyi takibe lâyik gö- Teceksiniz. Madam Barber, kocasile 4 sene evvel ilk defa olarak ta- Nıştığı zaman, maktul 48 ya- #$ında imiş. Tanışmışlar, sonra evlenmişler. Fakat evlendikten sonra kocası Nevyork'ta iki ANADOLU —a Günlük siyasal gazete . Sahip ve başyazganı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri müdürü: Hamdi Nüzhet İdarehanesi: İzmir İkinci Beyler sokağı " Halk partisi binası içinde Telgraf: İzrmir — ANADOLU Telefon: 2776 -- Posta kutusu 105 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, alta aylığı 700, üç aylığı 500 kuruştur Yabancı memleketler için senelik abone ücreti 27 liradır Her yerde 5 kuruştur B K Hü geçmiş nüshalar 25 kuruştur. ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR 6 izi Vallahi hoca hanım, yüklük- Y Yalnız senin için indirdim. di yapılalı, üstünde kimse 1. Tertemiz. İçine birşe: l!'.qm , R::'"k konuşuyordu. Ve ı," v Soyunurken, onun - jar- Srine, çoraplarına, sütye- İle p , *“Ombinezonuna gözucu P'kll 'Or, hafifçe kızarıyordu. WC duramıyor, gene u. x""" bunun farkına varmıştı: .qug da bir genç kızdır Üşünüyordu. onun da Mahiyeti tayin edil- ?W bir takım arzular var- z hayatın bu basit- VOANUK « Yazan: Orhan Rahmi Gökçe Zavallı adam | defa evlenmiş olduğunu, bu kadınların zulüm ve cefasına tahammül edemediği için ay- rılmak mecburiyetinde kaldı- ğını söylemiş. Madam Barber, bundan do- layı kocasına çok acımış, fa- kat uzun bir müddet bu ka- dınların isim ve hüviyetlerini öğrenememiş... Fakat polis tahkikatı, mak- tul Barber'in bundan evel üç defa daha evlendiğini tesbit etmiştir. Bu tahkikata göre: Birinci karısı, umumi harb- ten evel aldığı Beti Blen is- minde genç ve güzel bir kız- dır. Evvelâ çok mes'ut olan bu ailede, bilâhare çok kavgalar olmuş ve birgün -Barber ar- senik ile zehirlenmiş ve güç:- lükle ölümden kurtarılmıştır. Bir numaralı Madam Barber bu kavgalardan bıktığı için muvakkat bir cinnet halinde kocasını — zehirlediğini — itiraf etmiştir. Barber, bu ilk evlilikten ibret almamış 1920 de Mari Gordon isminde dilber bir dulla evlenmiştir. Kısa süren fakat mükemmel bir balayın- dan sonra, gene kavgalar başlamıştır. Bu kavgaların baş- hca sebebi, Barberin fevkalâ- de kıskançlığıdır. Halbuki bu sırada Barberin işi bozulmuş, zengin bir kadınla muaşakaya ve bu kadının parasından is- tifadeye başlamıştır. İki numaralı madam Barber | Şifa, Karantina'da Eşref, Ke- | yidiler. | bu hali hissetmiş “ve 1923 | senesinde, — kocasını scvdîğı ekir liğini değiştiren birşey — ister. Halbuki — onun doğuşundan beri gördüğü şey, ilelebed de- vam edecektir. Bir aralık, Fatma'nın, kendi yatağinı kapı ardına serdiğini gördü. — Niçin o kadar gidiyorsun Fatma! Fatma güldü: — Siz bizim misafirimizsiniz. | Sen benim büyüğümsün, Yaşca | değil, hani, okumuşsun de- | mek istedim. Hem de - efem | (Ağabeyim) var evde! Yataklarına — uzanmışlardı.. Burası beyaz badanalı büyük | uzağa bir oda idi. Dıvarda kelebek | yıtıeıknnş. Bize evi o gös- ! bir basmış ve üzerine altı el silâh atmıştır! Kurşunlardan yalnız ikisi isabet etmiş ve Barber sol koluyla omuzundan hafifce yaralanmak - suretile bu işten ucuzca kurtulmuştur! İki numaralı madamının bu hareket dolayısile yedi - sene hapise mahküm olması üze- rine Barber karısından boş düşmüş ve... bu adamcık gene mütenebbih olmamış.. ve 1925 | de“ Müzik Hol kızlarından | Edit Hünterle evlenmiştir. Aile yine muvakkat bir bal ayından sonra yine cehenne- me dönmüş ve 1927 Mayısın- da yani evlendiklerinin 27 in- ci ayındn Barbere karısı -bir hançerle saldırmıştır. Kadın tevkif edilmiş ve hapishanede şiddetli bir rce - iltihabiyle ölmüş ve Barber yine bekâr kalmıştır. Bu kadar kısa bir zamanda, aynı sebepler altında üç dele | ölüm tehlikesi geçirdiği halde bizim kahraman yine evlen- meğe kalkışmış fakat... Dört numaralı madam bu defa ken- disini öteki dünyaya seyrüseri ile göndermeğe muvalfak ol- muştur. —— Tire müzesi Tire, (Hususi) — Şehtimiz çok güzel ve zengin bir esere kavuşmuştur. Yeşil imaret de- nilen ve mimari kıymeti taşı- yan “cami, etnoğrafya müzesi haline ifrağ edilmiş ve vali- miz Fazlı Güleç'in de huzu- rile küşadile yapılmıştır. Müze, zengin bir eser ha- lindedir. Kurdelâyı bizzat va- limiz kesmiş ve müesseseyi uran müddeiumumi İrfan Tü- re ile kültür işyarı Osman zkurd ve nüfus memuru Faik Tokluoğlu'nu takdir ve tebrik etmiştir. *Şehir halkı da büyük alâka göstermiş ve ayni gün öğle- den sonra 407 kişi müzeyi ziyaret etmişlerdir. Nöbetçi eczaneler Bu akşam Kemeraltı'nda mer'de Kamer, Alsancak'ta Ahmet Lütfi ve Eşrefpaşa'da v | zengin kadının evinde bizzat F.şre[paşı eczaneleri açıkır. şeklinde dıvara gerilmiş. İşle- meli bir örtü vardı. Onun altında bir iğnelik sarkıyordu. Dıvardaki — rafların — üstünde sarı renkli yeni bakır kaplar sıralanmıştı. Fatma, yazmak bilmediğini söylemişti. Ağabeyini de iyi bir insan olarak görmediği anlaşılıyordu. Uykuya dalmak üzere idi ki, birdenbire gözlerinin önünde Bekir'in çehresi belirdi: — Bu köyde Yanık Bekir namında bir çocuk var sanı- rım değil mi? — Vardır hoca hanım. Ga- rip, fukaranın, kimsesizin biri.. Onbaşı arayıp durur, İlin ye- timini döğüp te ne edecek, | dışarıya baktı: ne kazanacak bilmem? Babama: — Sen de koş, ara, bula- lım! Dedi. Babam duymamaz- | hıklan geliverdi. — Bu akşam — mezarlıkta bir spor İzmir'de eşi görülmemiş sürprizi. İtınordu'yu 8 - 4 yendi. Muhtelitimiz Edirne'ye 4-0 galip. Yukarıda İzmir, aşağıda Edirne muhtelitleri. Pazar günü Halk sahasında ; bölge 934-935 şild maçlarına devam edildi. Hava çok sı: caktı, fakat sahada oldukça kalabalık vardı. Müsabakalar Egespor — Buca takımlarının karşılaşmasile başladı. Müsavi kuvvette olan bu iki takım ikişer gölle berabere kaldılar ve maç usulü daire- sinde 30 dakika temdit edildi. Neticede Buca takımi birbiri üzerine üç gol attı ve oyunu 2—5 kazandı. Günün en mühim müsaba- kalarından biri olan Altay - Altınordu maçı bu oyundan sonra verildi. Heriki takım antremansızdı. Maamafih tarihi iki rakibin oyunu daha - ilk dakikalardan itibaren çok he- yecanlı ve alâkalı oldu. Devrenin 11 inci dakikasına kadar fevkalâde bir oyun çı- karan Altay'lılar ele geçir- dikleri fırsatlardan — istifade edemedikleri gibi 12 inci da- kikada Altınordu'nun âni bir hücumunda ilk golü, beş da- kika sonra 2 inci ve 28 inci dakikada da 3 üncü golü Altay — takımı — birdenbire 3—0 mağlüp vaziyetine düş- Müştü. — Mağlübiyetin — acısile terdi ve yolda söyledi. — Zarar yok hoca hanım! Yaz vakti değil mi bu, kimi bağda, kimi harmanda yatı- yor. Varsın o da anasının gö- | okuyup | müldüğü mezarlıkta yatsın! — | Bu, o geceki son konuşma: ları oldu. Rizan gözlerinin ağır ağır kapandığını anlıyor- du. Fakat üyür. uyumaz, kar- şısında; siyah bir çift göz | buldu. Mezar taşlarının - ara- sında dolaşan bir hayalet vardı. Ve bu hayaletin ancak siyah gözleri gözüküyordu. Sabahleyin uykudan uyanır uyanmaz, pencereyi açtı. Fatma çoktan kalkmıştı. Pencereden | | | Uzakta deniz, mavi bir at- las halinde yatıyordu. İnce, çok ince bir rüzgâr vardı. Saçlarını taradı.. Güneş yeni doğmuştu ve ağaçların tepesinde açık sarı I silkinişle — kımıldamağa İ oynamağa başlıyan Altay ta- kımı 3 üncü sayıdan sonra arlık Altınordu'ya göz açtır- miyor. Nihayet 36 ve 43 üncü dakikalarında iki sayı çıkardı ve devre 2—3 Altınordu'nun üstünlüğile bitti. İkinci devrede rüzgârı ve güneşi İehlerine alan Altay- hlar oyunu kazanmak azmile çalışmağa başladılar. Ve 9 uncu 14 üncü 25 inci ve 26 ıncı dakikalarda birbiri üzeri- ne 4 gol attılar. 3-0 mağlü- biyetten 6-3 galibiyet temin eden Altay takımı attığı gol- lerin - verdikleri neş'e ile oy- nıyor ve gol adedini fazlalaş- tırmağa — çalışıyordu. Fakat Altınordu takımı 34 üncü da- kikada Altay kalesini ziyaret etti ve 4 üncü sayısını çıkar- dı. Altınordu'nun bu sayısına Altay'lılar ancak 39 uncu ve 45 inci dakikalarda iki sayı ile mukabele ettiler. Ve oyu- nu 4-8 gibi büyük bir farkla Altay lehine bitti. Bu iki ku- lüb tarihi teessüslerindenberi yekdiğerlerine bu kadar gol attıkları vaki değildir. Bilhas- | sa ÂAltınordu takımının ikinci | devrede bu kadar bozuk oy- paması hayreti mucip bir hâ- dise idi. Bu maçı Edirne-İz- başlamıştı. Ansızın bir öksürük işitti. Arka sokağın kenarındaki bir arsada, eli belinin kuşağında duran bir genç, ona bakıyor- du. Başını çevirdi. sırada yanıbaşında Fatma'yı gördü. Erkek te boldu. Fatma; — Elem! -Dedi- orada du- ran efemdi! Rizan bunu cevapsız br raklı. Fatma, kardeşinin böyle erken erken, bir gübrelik üs- tüne çıkıpsoradan bakmasın- daki sebebi anlamıştı. Ve bun- dan müteessirdi, mahcuptu. Köyde hayat uyamıyordu. | Fatma da anası da bugün te- miz ve yeni elbiseler giymiş- lerdi. Fatma, eksikliğini anlı- yan bir insan şaşkınlığı ile Rizan'a tuhaf tuhaf bakıyor ve sonra kızararak gülüyordu. Kırmızı üstüne sarı çiçekli sulu basma entarisi, ağzı ve Tam bu | İş yerleri —— Vekâletçe tetkik ediliyor. 3008 numaralı iş kanunu- nun 9 uncu teşkilât faslındaki hükümler — mucibince “İş dai- resi, mıntaka teşkilâtının ku- rulması için mahalli ihtiyaçları tesbit etmek ve kanun tat- bikatını temin eylemek yo- lmda vilâyet dahilindeki iş yerleri hakkında — malümat edinmek üzere iş dairesi reisi Enis Behiç'in bu ay - içinde şehrimize geleceği İktısad Ve kâletinden şehrimiz — ticaret odasına bildirilmiştir. Bergama'da Kaleyolu Bergama kalesine çıkan şo- senin inşaatı yakında bite- cektir. Henüz inşa edilmemiş daha 500 metrelik yol kal- mıştır. Yolun inşaatı bittikten | sonra kaleye çıkmak istiyen ziyaretçi ve seyyahların ata binmek külfeti ortadan kaldı- rılmış olacaktır. Yolun inşaatı bu ayın sonunda tamamlana- caktır. ll mir karışık takımları maçı ta- kibetti. İzmir karışık takımı İzmirspor-K.S.K. Göztepe-De- mirspor takımlarından teşek- kül etmişti. Bu dört kulübü- müzün elemanları bir araya gelince kuvvetli bir manzarası arzettiler. Nitekim dâha oyun başlar başlamaz İzmir takımı güzel bir gol attı. Bu gölü 28 inci dakika- da ikincisi takibetti ve dev- re 2-0 İzmir lehine bitti. İkinci devrede ayni faik oyununu devam ettiren İzmir takımı devre ortalarına doğru 1 ve oyunun bitmesine üç da- kika kala daha bir sayı ya- parak maçı 4—0 gibi büyük bir farkla kazandı. Misafir takım oyunun başlangıcından nihayetine kadar enerji ile oy- nadı. Fakat İzmir kalesini zi- yaretlerinde tecrübesizlik yü- zünden istifade edemedi. İz- mir takımında dün ilk defa olarak oynıyan ve sağiç mev- kiini işgal eden oyuncu, takı- mın en iyisi idi Nitekim oyu- nun-3 sayısını da bu oyuncu güzel vuruşlarile kaydetti. Atlıspor kulübü İzmir atlıspor kulübü in- şaatı tamamen — bitmiştir. Ku- lüp, 9 Eylül günü saat 17,30 da törenle açılacaktır. Atlıspor kulübü açıldıktan sonra kulüp mensuplarının fac iyetlerine ye- ni bir hız verilecektir. beli büzülmüş, alt tarafı yırlı- larak açılmış renkli bir çuvalı andırıyordu. Fatma'nın başın- da bugün kırmızı dallı bir baş örtüsü vardı. Kâlın, siyah iki örgü halindeki saçları be- | linden aşağı düşüyordu. derhal kay- | Bir aralık Rizan'a : — Hoca hanım -dedi- kılı- ğıma gülme! Buradan gelir, geçer bir Yahudi karısı vardı. O dikti bunu.: Rizan onu omuzundan tuttu: — Ne çıkar Fatma -Dedi- ben sana bundan sonra iyi- lerini dikerim. Fatma bir çocuk gibi se- vindi: — Demek sen becerebilir- sin bunu ha? Rizan, elbise dikişinin bile bu memlekette Türk'ten gayri insanlara mahsus, çok büyük bir iş sanıldığını anladı. - Sonu var - d c.- N ei ğ takım —

Bu sayıdan diğer sayfalar: