October 21, 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

October 21, 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Roma'da Vatikan sarayının küşbakışı görünüşü Bir eksik ne bir fazla, tamam 80 gün Bu seksen günde devriâlem ti - projemizi, mensub h"Illndıığumuı gazete aldı ve ik etti ve... Jülvern'in meş- hur eserindeki '80 günün 79 Ründe bitmesinin, ancak mu- irin hayalinde vücud bul- Muş bir iddia olduğunu ka- l etmiştir. Jülvern'in roman- ndaki — hayallerin hemen hepsi: bugünün hakikatleri ok Thuştur: fakat 79-B0 gün mes- i ebediyen hayal kalacak- g', Çünkü 1936 da, Filcas ©g ile mübahaseye girişmiş » bahsı kazandırmak '_e Jülvern'in çizdiği hat üze- Tinde devriâlemi ne bir eksik, he bir fazla; tamam 80 gün- Yyapmak meeburidir. Biz, Mmeşhur - romanda ol- İuğürgibi 29 mürtrbeklemeğe 'Wlm görmeden ve 17 hazi- â saat geceyarısını çal- Mazdan evel gazete idareha- inde bulunmak üzere yola Yola çıktiğımiz - andan iti- h'“h Jülvern'in romanındaki isiyetlerin hal ve vaziyet- n 'Ni almağa mecbur idik ve adımda, Roma ekspresinin 538t-22,40 ta hareket edece- thesaplamış iken - ansızın 22'20 de hareket edeceğini el telefoncusundan - haber dd"k. eksprese hareketinden h'! dakika evel, binbir heye- yetiştik. İk merhale, Romal! »Tanımızda - Roma'nın usulü Çhile - eşyamız yoktu! Gar- L“:ıbiıc Roma'ya varıncaya açt trende kalmamızı tav- '_’* etti. | Roma'ya ertesi gü- :_" akşamı saat 9 da varacak "'lll Roma'dan da gece ya- b:"'l 30 geçe hareket edecek __"k Brendizi'ye — hâreket k;'f!kün olacaktı. Buradan da Y itea vapuru bizi 10 saatta llânistan'a atacaktı. Günlük siyasal gazete Sahip ve başyazganı çölaydar Rüşdü ÖKTEM üm? neşriyat ve yazı öğleri Müdürü: Hamdi Nüzhet içi TaçlBraf: İzmiz — ANADOLU O 2176 - Posta kutusu 105 Yn, ABONE - ŞERAİTİ Öi 1200, aht aylığı T00, üç Y'l*n aylığı 500 kuruştur c memleketler için senelik öne ücreti 27 liradır T yerde 5 kuruştur. n - öNMiş müshalar 25 kuruştur. ——— H — ——— Roma, gece ölü bir şehirlir! Trenler, hakikatte Beoven'in Senfonisini çalan — şeylerdir; her şeyin süküna daldığı bir sırada, trenlerden hep Aâyni olarak devam etmek - şartile binbir madeni ses çıkar! Uzun, çok uzun bir yılan gibi, garib kıvrıntılarla yerlerde uzanmış olan hat Roma'da bitecek değildi. İki gayri kabili içtinap uyku nöbetinden sönra Ro- ma'ya vardı. Röma gecesi, ölü, dilsiz şehir! Bu sükün arasında bir ses, Düçe'nin sevimli ve kor- kunç sesi durmayıp kulaklara çarpıyor gibi! Kör, Sağır, dili. kesilmiş şehir, sadece — Mussolini'nin lirik söz ve jestlerine makes oluyor! Fakat, Roma'da, bu eski aşk şehrinde samet bir iştikâ var. Bunu Roma'nın her tarafında, operasında, Forün'de Kolizi'de görmek, —duymak mümkündür. Roma'yı, ay ışığı “altında seyir etmeği tercih Tâzımdır; Çünkü bu şehir gece daha iyi görülür, daha iyi anlaşılır! Çünkü bu şehir, insan elinin sun'? dekorlarından mahrüm- dur! Şehir size yaklaşır, kula- gımza gizlisgizli birçok şeyler fiısıldar! Roma, büyük, çok büyük - âbidelerin ağırlığı 'al- tında sanki inler!, Venedik, yarı kadin, yarı Balık bir deniz kızı ki Adri- yatik içinde kaybolub gidiyor. Roma'da, bu kadar vakalar gömülmüş ve tekrar çıkarılmış olmasına rağmen, batmakta berdeyamdır! Fakat burada herşey Emprotor'un bir par- mak işaretine bağlı, bununla beraber, — geceler - tamamen yüklü ve gebe! Zırhlı saraylar Arkasındaki ruh.. Faşizm vakıa bu şehirde esaslı temizlik yapmıştı. Fakat eski İtalya'nın pek çok busu- | siyetleri hâlâ bakidir ve bir | şehrin ruhu, böyle sıkı ve cebri teşebbüslerle değiştiri- lemez. Butun içindir ki bu zırhlarla takviye edilmiş sa- rayların arkasında, bu sükün ve sükütun ardında, bu müd- biş”disiplinin; butek ve voz manesk görünüş - Uniform - ve... Düçe'nin hem şedit ve hem de oldukça komik mas- kesi arkasında, Roma'nın eski ruhu sırıtıyor! — Sonu var — Belediye reisi Belediye reisi Dr. Behçet Uz, dün Kültürpark'ta tetkikler yapınıştiır. Kültürpark'ta muh- telif işlere yakında başlana- Üntklen Eğlenmiş| AM Uykusuz geçmiş bir gece- nin bütün kızıllıkları, şişkinlik$ ve damarları "e alace-bulaca bakan bir adam, yanındaki ile konuşuyordu: — Amma ne eğlendik, ne eğlendik? — Kaç kişiydiniz? — Yedi kişi,, Mükemmel saz vardı, Masaya da diyecek yoktu. — Kaça kadar oturdunuz? — Tâüâ besabah.. — E, şimdi? — Hiçl.. Metelikler suyunu çekti: Çalışmağa gideceğim amma... — Ne amması? — Halim yok yahu!. Gör: miyor musun, imâm feneri gi- biyim. Elim ayağım tutmıyor. Suratım, şeytan çarpmasından artakalmış.. Patron ne der bu halime? Sorarsa ne cevab ve- ririm,,* — Eğlendim : dersin.. — Olmaz.. — Şn halde aldırma, ada- ANADOLU Manevraları takip eden as- kert muharririmiz yazıyor : Havaya ve karaya karşı ideal bir. Askerimizdeki insiyatifin yüksek makıllı eğlenmişsin vya, ona bak sen.. Bu muhavereyi — dinledim de bizdeki eğlenmek telâkki- sinin bu işret artığı ve sarhoş mezesi kokan haline karşı acı acı kıvrandım. z Garpta eğlenmenin yanında sarhoşluk yoktur. Kıra gider- ler, sinamaya, tiyatroya gider- ler, aile ftoplantıları yaparlar. Çalarlar, — oynarlar, teganni ederler, atlar ve sıçrarlar.. Bazen ikişer - kadeh tel içki alırlar... Halbuki biz, hatamızı -ört- mek için köfelik vaziyetteki bir sarhoşluğa “Eğlenti, - ci- yoruz. Şu eğlenmenin girdiği hale bakın, rica ederim! e Çüridik Manisa haberleri Manisa, (Hususi) — — Vali- miz, Halkeyinin yanında bir Parti merkezi yapılmasını dü- şünmektedir: Plânları hazır- lanmaktadır. Tahsisatını da te- min etmiştir. Bundan başka geniş ve fenni bir saha da inşa edile- cektir. Ankara'daki stadyum plânını hazırlıyan mühendis Manisa'ya davet edilmiştir. Eski ve maruf at koşuları ihya edilecektir. Şehre - iki kilometre uzakta ve Gediz nehri yakınindeki eski saha şimdi bir bağ halindedir. Tri- bünler de yıkılmıştır. Vali, bu mevzü üzerinde durmaktadır. Kömür Yaz mevsiminden köylülere avans veren bazı sahıslar, kö- mürde bir nevi tröst yapmak- tadırlar. Henüz ruhsat veri- -meğe de başlanmamıştır. ve kömür — gelmemektedir. Bu mevzu üzerinde hassasiyetle durmak lâzımdır. Çünkü an- cak bu şahısların depolardı malları satılmaktadır. Beledi- yenin yeni kömür loncasını hazırlarken bu mes'eleyi de halletmesi lâzımdır. Ağırceza reisi Mezuniyetle İstanbul'da bu- lunmakta olan şehrimiz ağır- ceza mahkemesi reisi Süreyya Orhah İzmir'e gelmiş ve dün- den itibaren — vazifesine dev deva- | korunma varlığı kendisini gösterdi. — l Yazan : * Bugünkü vhüharebelerin esa- |retanenin hakiki Vaziyetini gös- sı, vaktinde - töplanmak, vdüş- manın kuvvetlenmesine ve kuv- Vetli olarak tutunmasına mey- dan “Vermeden saldırmak ve kat'i netice almaktır. Fakat hava kuvvetlerinde son sene« Terde kaydolunan — tekâmüller orduların toplanmasını, kıta- ların muharebe meydanına ka- dar — yapacakları yürüyüşleri iz'aç edecek bir safhaya gir- miştir, Bü itibarla en!' kita zamanda kat'i netice alabil- mek ve çok külfetli ve hatlâ çok masraflı olan mevzi mu- harebelerine —intikal ettirme- den bir Harbi kazanmak mes- elesi yeni bir ehemmiyet kes- betmiştir. Müuhârebede herşeyden evel, kuvvetleri, sür'atle lâzım olan yerlere toplamak lâzımdır. Faz- la olarak bu küvvetleri vak- tinde yetiştirmek, düşmanın en hassas ve en zayıf yerinden vurmak icabeder. Bu hareket- leri ancak çâlâk ve manevra kabiliyeti yüksek ordular ya- pabilir. Bunun için düşmanın malik olduğu vasıta ve silâh- lara rağmen hareket etmek küdreti yeni muharebe — esas- larının cn mühim safhasıdır. Bir tayyare topu faaliyette Muharebede esas olan kah- ramanlık ve fedakârlığa ilâve- ten hareket kabiliyetinin, va- sıtaların iyi — kullamılmasının harbı. kazanmaktaki tolü bü- yüktür. Sulh zamanında yapılan ma- nevraların birinci hedefi, efrat, zabit ve komutanların “naza bilgilerini — tatbikattan hâsıl olacak ameli mümareselerle takviye etmektir. Manevralar- dan beklenen ikinci ve daha şümullü fayda ise, personelin kıt'a hâlinde bareket kudretini tanımak, konüütanların sevk ve idare kabiliyetini ölçmeök ve anlamaktır. Bir orduda bulunan top, tüfek, . makineler gibi maddi vasıtalarla elde ve ihtiyatta bulunan eşya Ve malzemenin mikdarı malüm olan şeylerdir. Fakat bir ordu, şu kadar süngü, bu kadar top ve tank, şu kadar tayyare şeklinde ta: rif ve ifade edilemez, Asıl olan, bu silâh, vasıta ve ma- kineleri. kullanmaktır. Sulh zamanında yapılan ma- neyralar efradın bedeni ruhi kudretlerile beraber, elde bu- lunan vasıtaların kullanma ka- biliyetini ve nihayet komutan- ların bilgi, ihata ve mesleki teren plânçosundan daha be- Tiğdir. Bu izahattan sonra ge- çen hafta içinde İzmir civa* fında yapılan — manevraların plânçosuna bakarak, manev- Yaya iştirak eden “kıt'âların Küdret ve kabiliyeti hakkında sağlam bir fikir edinebiliriz. .. Şimdi bu esas dairesinde son İzmir manevralarında gör- düklerimizi ele alarak vazife deruhte eden kıf'aların -mahi- yetini, ve asketlik noktasından kıymetlerini mütalea edelim. Takibettiğimiz manevralarda göze çarpan en mühim nok- talar şunlar o'muştur: 1 — İzmir'le- Torbalı ara- sındaki yol manevraya iştirak &öden “kit'aların — mihveri “idi: Koca bir orduhun “manevrası bu yolun üzerinde ve'iki tas Yafında cereyan etmesine Tağ- men kıt'aların kendilerini araziye| üuydurarak havaya ve karaya karşı ideal bir şekilde sakla- mağa muvaffak olduklarını ve en şuurlu bir kavrayışla ko- runduklarını görüyoruz. Büyük bir kalabalık teşkil eden taburların, alayların, ba- taryaların, — makineli — tüfek birliklerinin havadan ve hâltâ pek yakinlerine sokulmadan | karadan görünmemiye muvat- fak olmaları hakikaten bir şaheserdir. Aşağı yukan her iki tarafın keşif kolları, bu küvvetli Ssaklânma — hateketi karşısında förlük Çekimişlerdir. Bu "heticenin ne büyük bir kıy- imet ifade ettiğini askerler ve bilhassa komutarilarla erkânı- harbiyeler çok iyi bilirler. Manevrayı yapan — kıt'aların ancak yakiın muharcbe mesa- felerinde; yani sen son kozu oynıyacakları zamanda mey- dana çıkmaları askerlik nok- tasından harikulâde bir maz: hariyettir. “Bu — muvaffakiyet talim ve terbiyedeki yüksek mümaresenin bir neticesi ol- makla beraber, efradın yaşa- yışına, mizacına göre aşıla- nan ve yeni usullere dayanan askeri bir zihniyetin hâkim olduğuna şüphe bırakmamak- tadır. En son saldırış noktasına kadar kendisini gizliyerek s0- kolmiya muvaffak olan ve son kozlarını oynamak üzere hare- kete geçen kit'alara Kavadan olduğu gibi karadan yapıla: cak bomba, topçu ve maki- neli - tüfek ateşlerinin tesiri mahdut - kalır. Çünkü yakın muharebe mesafesi 'içinde her iki taraf ta kendi kıt'alarının zarara uğramamasını düşünü- yor. Son İzmir manevrası piyade süngüsünün iş göreceği yerlere kadar, kıt'aların - kendilerini göstermeden veya çok az gös- tererek ilerlemeyi başardıkla- rına canlı bir misaldir. Avcı Türk askerindeki - insiyatifin yüksek varlığı, İzmir manev- ralarında parlak bir hususiyet halinde tebarüz etmiştir, j Kendilerini, silâhlarım, hay- F dd n bln e aba di G B İtalya'daki Zelzeleler... —— 150 Ev yikildı, 22 kişimiöldü. , Röma, 20'(A. A) — İtak — * ya'nın şimalinde vükua gelen zelzeleler neticesinde 22 kişi ölmüş, 150 ev yıkılmıştır. En- kaz altindâki cesedlerin ta- mamen çıkarılamadığı — sanıl- maktadır. Vittaria Veneta şeh- rinde bir milyon liretlik, San Veldemmi Ando'de gene bir milyon İiretlik hasar vardır. Telefon, Telgraf telleri de bozulmuştur. Venedik, 20 ( Radyo ) — Veneziya havalisi hareketiarz yüzünden birbuçuk milyon liret- lik maddi zarar husule iş- tir. Birçok tarihi âbidelerde harabolmuş fakat bu cihetten zararın nisbeti henüz tesbit edilmemiştir. M. Musley İngiliz faşistlerinin programını anlatı_);or Londra, 20 (Radyo) — İn- giliz faşist lideri Sir Ozvald Musley bir İtalyan gazetecisi- nin sualine cevab vererek: — Programımı ikâr: geçtiğ'uı:iı :ım:' lıelTI.ı ol:- caktır, cevabını vermiştir. — İngiliz faşistleri yahudi- lere ne için muarız ğtılunu- yorlar?. — Bilâkis, yahudiler bize taarruz ediyorlar; bunun için biz de mukabele ediyoruz! Yoksa siyasetimizde — irklar aleyhine kin ve hüsumet yoktur. “İngiliz faşistliği tamamen İngiliz'cedir. Fakat bolşevizm ve sosyalizm aleyhtarıydı. Bu cihetle İtalyan ve Alman la- şitlerinden ayrılmamakla be- raber sirf İngiliz Tete mahsus esaslarımız vardır., Demiştir. Filistin ahvali Bir doktoru öldüren Dört Arab Mahküm öldu.. Kudüs, 20 (Hususi) — Ye- di aydanberi ilk defa olarak imendiler hareket plânları ta- f olarak tatbika lanmış- tır, Filistin'de vaziyet düzelmiş gibidir. Ufak-tefek bazı hâdi- seler olmaktadır. Nazaret istinaf mahkemesi, haydutluk yapan ve İngiliz - Yahudi askeri doktorlarından birini katleden dört Arabı muhtelif cins cezalarına mah- küm etmiştir. Romen kabi- nesi değişmiyecek. Bükreş, 20 (Radyo) — Ka- binenin değişeceği rivayetleri, Rador ajansı tarafından tekzib edilmektedir. STKAGEK AM LLAMENRRAET DA aa ağırlıkları çelılar, otlar ve dal- larla pek mahirane- örterek uzun müddet hareketsiz kalan; bataryaların, taburların ve alay- ların saatlarca idame ettirebil- dikleri ölüm dı şar şılacak bir haldi. Kıt'alar iste- dikleri anda ve gayet az bir zamanda gözden görünmez oluyorlar. Adeta toprağın içine ömülüyorlardı. — * himt öneter ki, -bu derece mükemmel bir mâaskelenmek vaziyeti karşısında bulunaca- ğımı akıl ve- hayalimden ge- çirmemiştim. Yüzlerce, binlerce asker, yığınlarca malzeme, bu- kalemun gibi renk değiştire- rek birkaç adim ötede görün- mez o 4 * Sayfa $ H

Bu sayıdan diğer sayfalar: