17 Şubat 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

17 Şubat 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AM 17/2/937 Başı 1 inci sahifede - Kont Ciyano mülâkatından ve İtal- yan » Yugoslavya yakınlaşmasından Bonra - Balkan — devletlerile İtalya münascbatı aranında büyük bir sı- Hih husüle gelmekte olduğunu mü- tahede eylemiştir. Bugünkü toplantıda. —Avrupa ve cihan durumu umumi bakımdan tedkik edilmiştir. Hariciye nanr- Yarı bu husustaki düşüncelerini an- İatanşlardır. Türkiye Hariciye Vekili Tev fik Rüşdü Aras, cemiyeti akvam görüşmelerini konseye bildirmiş ve bilbasa gazbi Avrupa'da” durumun gök tehlikeli olduğunu beyan et. miştir. Müzakereler, samimt bir hava içinde cereyan etmekte ve her mes elede, dört devlet nazırları arasında tam bir görüş birliği müşahede edilmektedir. Atina, 16 (Radyo) — Türkiye Hariciye Vekili Tevfik Rüşdü Aras, Türkiye'nin Atina sefiri Ruşen Eşref'le - Yugoslavya baş ve diş bakanı M. Stoyadinoviç ve Roman- ya hariciye nazın M. Antoncsko, bugün meçhul asker âhidesine gi- derek çelenk koymuşlardır. Bu cs- nada bir bölük cfrad askeri selâm Tesmini ifa etmiştir. Halk, Balkan devletleri diplomatlarını — hararetli Sürette alkışlamıştır. İstanbul, 16 (Husustj — Bal- kan kunseyi, dün üç sat —müza- kerede bulunmuş ve mühim mes'e- leler etrafında tedkikat yapmıştır. Ba içtima gizli cerayan etmiştir, Yunan kralı ikinci Jorj, bugün hariciye nanırlarile refakatlerindeki müşavirleri kabul etmiştir. Hariciye Vekilimiz Tevfik Rüşdü Aras, bu kabul esna: sında Majesteye Atatürk'ün selâmlarını bildirmiştir. Kral, fevkalâde memnun kaldığını söyliyerek, Hariciye Vekilimi- ze iltifatta bulunmuştur. İstanbul, 16 ( Hususi ) — Balkan antantı konseyinin öğ- leden sonraki toplantısında, n antantının beynelmilel lîyıuu karşı olan umumi va- Ziyeti müzakere — edilmiştir. Konsey müzakerelerinin yarın (bugün) sona ereceği tahmin Olunuyor. İstanbul, 16 ( Hususi ) — Balkan — devletleri — matbuat esi de bugün toplanmış : encümen halinde çalışmış- Atina, 15 (A.A) — (Gecik- Miştir) Atina ajansı bildiriyor: ge Yugoslavya Başvekili ve ha- Ficiye Nazırı M. Stoyadinoviç, Ürkiye hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüşdü Aras, Romanya iciye Nazırı M. Antonesko Tefakatlarındaki zevat ile Ati- Da'ya vasıl olmuşlardır. Atina istasyonunda muhte- Tem misafirler Başvekil M. , bütün Nazırlar, ha- liciye Nezareti yüksek memur- -79. Zeliha, bahçeye bakan köşe Üöre Tesini, arkasından da €yi indirdi. Tekrar kapıyı Vakladı. Kapalı idi. İkide bir, wlyl oda içinde görü- Yor gibi oluyor; _.—HHIY sersem hay - Diye tü -uy!:':du » paldır, küldür iş Yatak odama kadar gir: 1.-?’ Ya babam görseydi?. Yllîıhbil.. W'"fıh. © dakika da ta- Masum vaziyeti düşü- 4 kendini ala: a ter Fırtına Ali ü Korsan Yazan: M. Ayhan, Faik Şemseddin| ları ve diğer makamlar tara- fından karşılanmışlardır. Bu esnada muzika ile bir efzon taburu da selâm resmi ifa eylemiştir. Balkan antantı devletlerinin Atina eleri kendi hariciye Na- zırlarını karşılamak üzere hu- duda Türk elçisi Pityona, Yu- goslavya, Romanya elçileri de İdomini'ye gitmişlerdir. Elçi- ler de hariciye Nazırları ile birlikte dönmüşlerdir. M. Metaksas ile arkadaşları arasındaki buluşma çok sami- mi? olmuştur. Zevcelerine refa: kat etmekte olan Bayan Sto- yadinoviç ve Bayan Antones- ko'ya buketler verilmiştir. Bütün yol boyunta halk muhterem misafirleri candan alkışlamışlardır. Protokol ziyaretlerinden son: ra misafir hariciye nazırları kral sarayıma giderek - defteri mahsusa isimlerini kaydetmiş- lerdir. Balkan antantı konseyi ça- lışmalarına — bugün — öğleden sonra hariciye nezaretinde baş- İıyacak ve çalışma Perşembeye kadar sürecektir. Son toplan- tıdan sonra bir resmi tebliğ neşrolunacaktır. Balkan antantı matbuatı kon: feransı da bugün öğle üzeri Atina akademisinin büyük sa- lonunda ilk toplantısına başla- mıştır, Atina, 15 (AA) — Atina Ajansı bildiriyor: Balkan murahhas heyetleri- Selânik'ten geçişleri - esnasın: da Dr. Tevfik Rüşdü Aras gazetecilere beyanalta bulu- narak Atatürk'ün — doğduğu evin Selânik belediyesi tara- fından Türkiye'ye hediye edil- mesinden dolayı Türk mille- tinin Elen milletine şükran hisleri duymakta — olduğunu bildirmiş ve bu jest iki millet ile bu iki milletin müstakbel nesilleri arasındaki — dostluk bağlarını birkat daha takviye edecektir. Demiştir. Dr. Tevfik Rüştü Aras bey- nelmilel siyaset hakkında da; hâdiseler sarsılmaz — nikbinli- ğine hak verecektir, demiştir. Selânik'te şerefine verilen bir ziyafet esnasında söyledi- ği nutukta Dr. Aras Elen baş- vekili M. Metaksas'tan hayrı lıkla bahsetmiş ve kendisini Avrupa'nın en büyük adamla- rından birisi olarak -telâkki eylediğini bildirmiştir. Balkan antantı konseyinin yeni reisi M. Stoyadinoviç te şu beyanatta bulunmuştur. omanı BEZELİ. raftan aptal, bir taraftan da akıllı!. Babamın da gözüne onun için girmiş.. Onu her işte kullanıyor. Dilsiz de ol- .saydı, tamamdı.. Zeliha yavaş-yavaş soyundu. âdeti, geceleri kandili hiç sön- dürmemekti, bundan zevk alır- dı. Gözlerini kandildeki ışığa diker ve onun ara-sıra uzayan, ara sıra kısalıyan şeklinin için- de Ali'yi görür, tath-tatlı onu tahayyül eder ve bir aralık Dört nazırın kiymetli - teş- riki mesaisinin Balkan sulhü eserini bir kat daha - takviye edeceğinden şüphe yoktur. Atina, 16 (A.LA) — Atina Ajansı bildiriyor: Dün akşam Elen Başvekili M. Metaksas ve refikası Bal- kan konferansındaki murahhas heyetleri reisleri şerefine Bü- yük Britanya otelinde büyük bir ziyafet vermişlerdir. Murahhas heyetleri reisle- rinden başka Balkan antantı devletlerinin — Atina elçileri, Hariciye Nezareti daimi müs- teşarı M. Mavrudis, matbuat ve turizm müsteşarı M. Niko- lodis ve Hariciye Nezareti yüksek memurları da bu ziya- fette hazır bulunmuşlardır. Ziyafeti parlak bir resmi kabul takibetmiş ve bu kabul resmine bütün elçiler, hükü- met Azaları, yüksek devlet ri- cali ve diğer yüksek zevat iş- tirak etmişlerdir. Ziyafet esnasında bşvekil Metayjsas aşağıdaki nutku irad etmiştir: — Üç dost ve müttefik dev- letin muhterem mümessillerini selâmlamak ve onlara kraliyet hükümeti ve Elen milleti ad- larına €- samimi bir surette hoşgeldiniz demek benim için çok büyük ve hususi bir şeref teşkil etmektedir. Akıl ilâhesinin himayesi al- tında bülunan Atina şehri ikinci defadır ki Balkan an- tantı konseyi azâsını kendi si- nesinde toplamış . olarak gör- mek bahtiyarlığına nail olmak- tadır. Sizlerin bugün burada bulunmanız bu sulh eserinin büyük siyasi ehemmiyetini te- barüz etlirmektedir. 9 Şubat 1934te gene bu- rada imzalamış — olduğumuz paktın en mükemmel tarifi sulh eseridir. Dört devlet bu paktla yalnız kendi balkan hu- dutlarını garanti etmek için değil fakat ayni zamanda sulh umumi eserine de hâdim ol mak için serbest bir surette ve kendi istekleri ile gayret- lerini birleştirmişlerdir. Bu dört devlet arasında mevcut samimi dostluktan gayri imzaladıkları paktı meşru kılan kuvvetli bir bağ daha vardır ki, oda bu dört devletin sulha karşı kuv- vetli ve derin rabıtalarıdır. Bizler musavat üzere müra- kerelerde bulunduk. Ve bu paktı imzaladık. Mes'uliyetle- rimiz ve bu pakttan alacağı- mız menfaatlarımız da müşte- rektir. Ve aynidir. Ben kat'i KA | boydan-boya uzandı. Zeliha, şu yatak hali ile harikülâde güzeldi. Dolgun göğsü, nefis bir inhina yaparak geceliğini taşırıyordu. Işığa baktı. Tuhaf şey, san- ki babasının tesiri altında kal- mışti. Her gece, bü - işığın içinde derhal Ali'nin güzel yüzü, hafif çatık kaşları ve onun altında, elâ, uzun, iri gözleri belirirken şimdi hiç bir şey çıkmıyordu. Hayalini zorladı. Olmadı. Bu zorlamayı tekrarladı, gene nafile: Ali, bir türlü gözlerinin ve kafasının içinde canlanmıyordu. Heyecanla yerinde doğruldu: — Ne oluyor, bir uğursuz- luk mu var? Ali bir felâket mi geçirdi, ben mi, bir Küi ANADOLU Balkan konseyi gizli bir toplantı yaptı Yunan kralı, Balkan Hariciye nazırlarını kabul etti Üai GER l surette eminim ki anlaşmamızı hiçbir zaman tatbik mevkiine koymak mecburiyetinde kal- mıyacağız. Daha yapmamız lâzımgelen sulhperver inşaata diğer memleketlerin de kendi iş birliklerini getirmelerini gör- mek - istediğimizi — söylmekle eminim ki müşterek arzumuza tercüman olmaktayım. Fakat halen katetmiş bulunduğumuz yol dahi uzundur. Şimdiye ka- dar başarılan eserin mes'ud neticelerle dolu olduğunu mü- şahade etmekle iftihar duya- biliriz. Esasen çok büyük bir mem- nuniyetle kaydedebiliriz ki bi- dayette ileri sürülen bazı ihti- raz kayıtlarına rağmen Balkan antantının emniyet teşkilâtına getirdiği çok kıymetli yardım bugün hiç kimse tarafından şüphe ile karşılanmamaktadır. Ehemmiyetini tebarüz ettir- mekten kendimi müstağni gör- düğüm siyasi bir bâdise Bal- kan'larda takibedilmekte olan sulhperver — gayretlerde yeni bir merhale daha kay- deylemiştir. Vaktile Avrupa'nın en karışık bir mıntakası telâk- ki edilen o Balkan'lardaki bu gün orada yaşıyan milletlerin siyasi olgunluğu ve realist zih- niyeti sayesinde esmekte olan hava yalnız anlaşma ve istik- rar havasıdır. Şurasını - tebarüz — ettirmek isterim ki 24 Kânunu sanide Belgrad'da — Yugoslavya — ile Bulgaristan arasında imzala- nan dostluk paktını bizler yal- niz bü iki memleket için de- ğil fakat bütün Balkan mem- leketleri için daha iyi bir is- tikbal müjdeleyen bir hâdise gibi telâkki eyledik. bundan dolayı Yunanistan Balkan paktı ile âhenk birliği tesis eyliye- ceğinden Balkan antantını za- yıflatması ihtimali bulunmıyan bu paktın aktine büyük bir itimad hissile mütehassis ola- rak müszadesini vermiştir. Bizler Balkan memleketleri arasında bir antanrı samimi sürette arzu etmekteyiz. Bu- nun vücud bulması için hiçbir gayretide ihmal eylemiyeceğiz. Zira bu antantı mazinin mü- cadelelerinden bu derece za- rar görmüş olan milletlerimi- zin saadeti için elzem telâkki ediyoruz. Ayni zamanda her- kesin hüsnü niyetle mütehas- sis bulunması şartile bunun kabil olduğunu da sanıyoruz. Ümid ederiz ki bu hüsnü ni- yet herkeste mevcuddur. Nihayet bu antantı - istiyo- hiç göremiyorum. O en güzel şeyi olan gözleri bile muhay- yelemde canlanmıyor. Allahım, Ali'yi sen sakla!.. Kulaklarında sanki babası- nın sesi çınlıyordu: Ali'ye itimat etmiyen, Ali'yi itham eden ses... — Acaba? Dedi ve durdu. Sonra göz- lerini yumarak, içinde doğan şeyi silküp fırlatmak - istiyor- muş gibi başını şiddetle iki tarafa salladı: — Hayır, Ali bir hain ola- maz! Tekrar uzandı, yattı, bir dakika kadar durabildi, gene doğruldu: — Ya ölürse, ya habamın şüpheleri bir hakikatsa!. O takdirde ne yapacağım? son | ruz. Zira bizim en büyük eme- Timiz milletlerimizin bakikt re- fahının - yegâne garantilerini teşkil edebilecek olan karşı- hıklı hürmet ve tam bir musa- vat üzerine müesses sulhun temini takviyesi ve idamesi için bütün Balkan memleket- leri arasında itimatlı bir iş birliği getirmiye bütün kuvye- timizle yardım etmektir. Har- bın karanlık saatlerini yaşa- mış olan bizler çocuklarımızı fecaati ölçülmiyecek derecede büyük olacak yeni bir harbın fenalıklarından korumak — ve onlara bizim elemlerimizi ve yaslarımızı göstermiyecek bir istikbal hazırlamak istiyoruz. Fakat bizler âyni zamanda şehitlerimizin fedakârlıklarının büyüklüğünü ve — memleketle- rimize düşen vazifeyi de müd- rik bulunuyoruz. Esasen biz- leri muahedelere hürmeti' ve Balkanlardâ mevcud arazi ni- zamının idamesini temin hak- kındaki kat'i kararımızı - ilân etmeğe sevkeden keyfiyet bi- zim bu vazifeyi müdrik bulun- maklığımızdır. Geniş Balkan yarımadasında bütün balkan milletlerinin yapıcı bir sulhün verdiği sükün içinde yaşama- sını, inkişâf etmesini, ve refaha varmasını temin edecek dere- cede geniş yer vardır. Temenni ederim ki bu memleketler bir büyük Fransız devlet adamının sözlerini daima fikirlerinde tut- sunlar. Bu büyük Fransız dev- let adamı şöyle demiştir: “Bir devletin büyüklüğü arazisinin genişliği ile değil fakat milletinn ruhu ile ölçülür.,, Kadehimi Romaaya kralı Majeste Karol'un sıhhatine, Türkiye Reisi Cumhuru Ek- selâns Kamâl Atatürk'ün sıh: hatine, Yugoslavya kralı Ma- jeste İkinci Pierrein sıhhatine, Naib Prens Altes Pol ile ni- yabet meclisi azalarının — sıh: hatine dost ve müttefik Ro- men, Türk, Yugoslav asil mil- letlerinin relahına - ve sizlerin ve muhterem refikalarınızın ve şahsi saadetlerinize kaldırıyo- rum, aziz ve ekselâns dostlarım. Reis M. Stoyadinoviç bu nutka aşağıdaki nutukla ce- vab vermiştir. Dört dost müttefik memle- ketlerimiz. mümessillerine hi- taben söylediğiniz samimi söz- ler için ekselânsınıza teşekkür etmek Balkan antantı könsey reisi sıfatile bana düşmekte- dir. Ve bunu benkendi.. için büyük bir şeref telâkki edi- yorum. Ali, içinde ihtiras taşımıyan bir kahramandı. Onun, Yı- nun'lılarla, Moskof'larla el-ele vererek kerdi milleti aleyhine bir barekete " geçebileceğine akıl erdirilemezdi. Zeliha, birdenbire sarardı: Aklına, Mariya gelmişti!. Bu hazırlanan büyük ve korkunç | deniz manevrasının başında o vardı, Mariya, dessas, kor- kunç bir kızdı.. Acaba Ali'yi, kendisinden koparup almak mı istiyordu?. Meselâ, onunla bir- likte Adalar denizinde, düş- man emeline yarayacak, yeni bir korsanlığa mı atılacaktı?. Ali ve başka kadın!. Aman Allahım, Zeliha, buna nasıl dayanabilecekti?. Korkunç düşünceler ve sivri : şüpheler, çar-çabuk insan ka- 'a a yerle ord :J..'.ı.ı B ada » Sayta 3' Bundan bir sene evyel ek.; selânsınızı ve antantımızın di ğer mühterem mümessillerini Belgrad'da selâmlamak - bah: tiyarlığına nail olduğumuz za: man antantımızın Balkanlarda sulhun, nizamın ve kat'i istike — rarın en iyi garantisini teşkil — eylemekte devam edeceği hak. — kında hepinizin de tam suret. — te iştizak eylediğiniz emniye| tim “rlirmişlim. Bugün yarattığınız bu çok samimi sulhperverlik havası — içinde ümitlerimizin boşa çık- madığını ve istikbal hakkın- — daki imanımızın da- sarsılmaz — olarak devam - eylediğini bile — diririm. » Balkan antantı eseri inkişaf — ve terakki yolunda ilerlemekte berdevamdır. — Verilen sözler — tam kıymetlerini muhafaza et- mekte tam iman da çalışma- larımızın sağlam esasını teşkil — eylemektedir. j Balkan antantı durmak ve tereddüd etmek nedir bilmez, her adımımız ileriye doğru atılmış bir adımdır. Sulh ese- rinin hakikat haline gelmesi emelini takiben sarfetmekte olduğumuz gayretler mükâlat- larını görmekte ve şımdiden müsmir neticeler vermektedir. Faaliyetimizin — merhalelerinin ve safhalarının her birisine - nasıl bir isim verileceği ve — bunların hangi nevi siyasi hâ- diseler arasına konulacağı — ikinci derecededir. j Bizler müşterek mâzimizin en asil an'anelerinin ruhundan mülhem olarak çalışmakta ol- duğumuzu ve bu çalışmaları- mıziın bügünkü nesillerimizin — ve bizlerden sonra gelecek ne- — sillerin saadetini istihdaf eyle- diğini müdrikiz, Bügün biz — Balkan'lılar yeni bir paktı yap: — tığımız veyahut mevcud pakt- — ları mükemmelleştirdiğimiz ve takviye ettiğimiz zaman her- — kes şurasını tam bir hassasi- yet ve derin bir şuur ile bi melidir ki bu bütün Balkanlar — için olduğu kadar Avrupa'nın — bütün bu kısnı için de faydalı — bir sulh eseridir. Balkan'lar- da hatalar yapılması devresi — artık nihayete ermiştir. Yalnız sözlerimizle değil fakat hare- — ketlerimizden de' anlaşılmakta- — dır. Manâsız rekabetlerin aka- mete mahküm mücadelelerinde — yıpranmış bir. halde - vaktile biribirlerile çarpışan kuvvetleri — bugün gayretlerimiz ve millet. — lerimizin samimi arzuları sayes — sinde biribirlerile âhenkleşmiş — — Sona7 inci sahifede — — 4 şimdi, Zeliha'da da bedbinlik artmıştı. — Acaba Ali, son muha- rebede, sırf bu maksatla mı Mariya'yı serbest bırakmıştı Neden onün gemisini batır- — mamış, neden onu öldürme- — miştil! " Güzel Zeliha, yastığına ka- — pandı, ağlamıya başladı: : İçi, yanıyordu. Kalbinin tam ortasında, sert ve çelik bi hançer durüyor gibi idi. Bi felâket nereden - geliyordu?. Hangi günahı, bu korkunç — âkıbgli lşnlzırlımışlı?. W Şimdiye kadar bir - çiçel yaprağı koparmamış, bir kele- beğin kanadına dokunmamıştı. Hayatında yalan bilmiyordu. — Kimsenin aleyhinde tek sö söylememişti. Kapısından k'n-

Bu sayıdan diğer sayfalar: